ÖNSÖZ
Bu çalışma, sosyolojik açıdan
Denizli ili Tavas ilçesine bağlı Pınarlar Kasabasının sosyal ve ekonomik
yapısını tespit etmek maksadıyla yapılmıştır. Araştırma bir köy monografisi
örneği niteliği taşımaktadır.
Araştırmamızda köyün sosyal,
kültürel ve ekonomik özelliklerini gözlem ve anket yöntemlerini kullanarak
inceledik. Yaptığımız çalışma iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda,
gözlemlerden ve yazılı kaynaklardan yararlanılarak oluşturulan teorik bilgiler
yer almaktadır. İkinci kısımda ise; istatistiki verilere dayanan uygulamalı
bilgiler yer almıştır.
Bu çalışmanın başlangıç
aşamasından sonuç aşamasına kadar geçen süre içerisinde, benim için oldukça
değerli katkıları bulunan birçok kişiye minnet ve şükran borçluyum. Öncelikle
danışmanlığımı üstlenen sayın hocam Doç. Dr. Suat KOLUKIRIK’a ve yardımlarını
esirgemeyen araştırma görevlisi Zekavet Nuran OĞUZ’a teşekkür ediyorum. Ayrıca
maddi manevi yardımlarını eksik etmeyen öncelikle aileme ve tüm Pınarlar Kasabası
halkına katkıları için teşekkür ederim.
Isparta 2014
Selma TANRIVERDİ
GİRİŞ
İçinde yaşadığımız toplum,
geçmişin tarihinde son derece karmaşık ve zengin sosyal, kültürel, ekonomik
özelliklere sahiptir. Sosyo-kültürel özelliklerin daha az değiştiği yer olarak
kırsal alanlar gösterilmektedir. Sosyo-kültürel özelliklerin daha az değiştiği
yer olarak kırsal alanlar gösterilmektedir. Türkiye’nin kısal yapısı ve tarımı
yakın tarihinde toplumun tüm özelliklerini kapsamlı bir şekilde etkilemiş ve
şekillendirmiştir.
Başlangıçta avcılık ve
toplayıcılıkla geçimlerini sağlayan ve göçebe olarak yaşayan insanlar zamanla
topraktan yararlanmaya ve dolayısıyla belli bir toprak parçasını yurt edinmeyi
öğrenmişlerdir. Başlangıçta üç beş evden oluşan bu birimler, yeni katılımlarla
pek çok haneye sahip olmuşlardır. Fakat köyü tanımlayabilmek için sadece nüfus
miktarını ölçü almak yeterli değildir. Ayrıca temel ölçü olarak alınan miktar
bir ülkeden diğerine değiştiği
gibi, aynı ülke içinde faaliyet gösteren kuruluşlar köy için öngördükleri miktar bile farklılık göstermektedir.
gibi, aynı ülke içinde faaliyet gösteren kuruluşlar köy için öngördükleri miktar bile farklılık göstermektedir.
Sosyal bilimciler en iyi köy
tanımını ortaya koyabilmek için, onun bazı özelliklerini ortaya çıkarırlar. Bu
tür eğilimcilerin en tipik temsilcisi İbn-i Haldun(1332-1406)dur. Ona göre köy
ilk iletişim biçimi olup daha sağlıklı, daha cesur, kendine güvenen, serbest,
daha az bozulmuş bir halk sahiptir. Orada daha istikrarlı, sağlam bir aile
hayatı vardır. Bireyler ve gruplarda dayanışma ve karşılıklı yardımlaşma olgusu
fazlasıyla gelişmiştir. Yaşlılara ve kadınlara saygı daha yaygındır.
Köy sosyolojisinde ün yapmış Carl
Zimmerman’a göre köy; doğum oranı yüksek, daha canlı ve sağlam yapılı, aile
bağları kuvvetli, evlilik süresi uzun, bekar dul ve boşanma oranları düşük
belli bir coğrafi alanda çevreden tecrit edilmiş bir hayat süren, günlük işleri
zihni bir enerji gerektirmeyen insanlardan oluşur.
Toplumsal düzlemde, özellikle
1960 sonrası, öngörülenin çok üzerindeki bir kapsam ve yoğunlukla gerçekleşen
kırdan kente göç, toplumsal ilişki ve sorunların merkezini kentsel alanlara
kaydırarak, Türkiye kırını, toplumsal, kültürel, ekonomik ve hatta siyasal ilgi
alanında hızlı bir şekilde uzaklaştırmıştır.
Toplumsal değişimin bu
gerçekliğinin bilincinde olmak, kırsal Türkiye’nin önemini ve sorunlarını göz
ardı etmemek anlamına gelmelidir. Her şeyden önce, kentlerin ne olduğu ve
yaşadığı sorunların nedenlerini anlayabilmek için, kırda yaşanan hızlı
toplumsal değişmenin nedenlerini ve özelliklerini anlamak ve kent ile kır
topluluklarının aralarındaki ilişkileri anlamak için kapsamlı incelemeler
yapmak gerekir.
“Köy Yerleşmesi” ile iş bölümünün gelişmediği,
ekonomisi tarıma dayanan, geniş aile türünün yüz yüze komşuluk ilişkilerinin
var olduğu, bu açıdan kentsel topluluktan ayrılan toplulukların yaşadığı
yerleşmeler anlatılmaktadır.
Köy olgusunu açıkladıktan sonra burada
yaşayan insanların birbirleriyle ilişkileri, diğer topluluklardan farkları,
geçmiş ve gelecekle bağlantılarını ortaya koyabilmek için bir köy sosyolojisi
disiplinine gerek vardır. Bunun için bir köy monografisi yapmak araştırmayı
daha açık ve anlaşılır hale getirmektedir.
Bu çalışma da Denizli ili Tavas
ilçesine bağlı bir kasaba olan Pınarlar Kasabası incelenmektedir. Köy
monografisi olarak hazırlanan çalışmada, köyün coğrafi, ekonomik ve kültürel
özellikleri üzerinde durulmuştur. Kasabada ekonomik yönden tarım ve hayvancılık
hâkimdir. Kasabanın nüfusu ise giderek azalma yönündedir. Çünkü il ve ilçe
merkezlerine göç olayları görülmektedir. Ulaşılan bilgiler ışığında köyün
tarihi, coğrafi, ekonomik ve kültürel yapısı köy monografisi açısından incelenmektedir.
Tablo 5.1.1GörüşülenlerinYaş * Cinsiyeti…………………………………….....................…….87
Tablo 5.1.2.Görüşülenlerin
Yaş * Medeni Hali…………………………………….....................88
Tablo 5.1.3.Görüşülenlerin Mesleği * Aylık Geliri………………………………….....................89
Tablo 5.1.4.Görüşülenlerin Eğitim Durumu.......................................................................... 90
Tablo 5.1.5.Görüşülenlerin Sağlık Güvencesi Durumu........................................................ 91
Tablo 5.1.6.Büyüklüğüne Göre Aile Tipiniz Nedir?.............................................................. 90
Tablo 5.1.7.Hane Nüfusunuz Kaç
Kişidir?............................................................................92
Tablo 5.1.8.a.Eş Seçiminde Öncelikli Olarak Aradığınız
Koşullar....................................... 91
Tablo 5.1.8.b.Eş Seçiminde Öncelikli Olarak Aradığınız
Koşullar....................................... 92
Tablo 5.1.8.c.Eş Seçiminde Öncelikli Olarak Aradığınız
Koşullar....................................... 92
Tablo 5.1.9.Eş Seçiminiz Nasıl Olmuştur?.......................................................................... 93
Tablo 5.1.10.Akraba Evliliğini Onaylıyor Musunuz?............................................................ 93
Tablo 5.1.11.Evlenirken Hangi Törenleri Uyguladınız?....................................................... 94
Tablo 5.1.12.Evlilik Sonrası Hangi Yerleşim Biçimini
Seçtiniz?.......................................... 94
Tablo 5.1.13.Çocuğunuz Var mı?....................................................................................... 95
Tablo 5.1.14.Çocuk Sayısına İlişkin Tercihleriniz?.............................................................. 95
Tablo 5.1.15.Ailenizde Kararlar Nasıl Alınır?...................................................................... 95
Tablo 5.1.16.Kadınlara Şiddete İlişkin Düşünceleriniz
Nelerdir?..........................................97
Tablo 5.1.17.Çocuklarınızın Evlendikten Sonra Ayrı Bir Ev
Kurmalarına İilişkin Düşünceleriniz?...................................................................................................................
97
Tablo 5.1.18.Hane İçinde Köyden Göç Eden Var Mı?........................................................ 98
Tablo 5.1.19.a.Göç Edenlerin Göç Sebepleri..................................................................... 98
Tablo 5.1.19.b.Göç Edenlerin Göç Sebepleri..................................................................... 98
Tablo 5.1.19.c.Göç Edenlerin Göç Sebepleri..................................................................... 99
Tablo 5.1.20.a.Göç Edenlerin Nereye Yerleştiği................................................................ 99
Tablo 5.1.20.b.Göç Edenlerin Nereye Yerleştiği................................................................ 99
Tablo 5.2.1.Kadınların Ev Dışında Gelir
Getirici Bir İşte Çalışmasını İster
misiniz?..............................................................................................................................101
Tablo 5.2.2.Kendinize Ait Köyde Bir Yeriniz Var mı?....................................................... 100
Tablo 5.2.3.a.Kendinize Ait Bir Yeriniz Var İse Nedir?..................................................... 101
Tablo 5.2.3.b.Kendinize Ait Bir Yeriniz Var İse Nedir?..................................................... 101
Tablo 5.2.3.c.Kendinize Ait Bir Yeriniz Var İse Nedir?..................................................... 101
Tablo 5.2.4.a.Geçiminizi Ne ile Sağlıyorsunuz?............................................................... 102
Tablo 5.2.4.b.Geçiminizi Ne ile Sağlıyorsunuz?............................................................... 102
Tablo 5.2.5.Köyde Sulama Olanağı Var mı Yok mu?...................................................... 103
Tablo 5.2.6.a.Sizce Pınarlar Kasabasının Tarım İle İlgili
Sıkıntıları Nelerdir?................. 103
Tablo 5.2.6.b.Sizce Pınarlar Kasabasının Tarım İle İlgili
Sıkıntıları Nelerdir?................. 104
Tablo 5.2.7.a.Sizce Pınarlar Kasabasının Hayvancılık İle
İlgili Sıkıntıları Nelerdir?........ 104
Tablo 5.2.7.b.Sizce Pınarlar Kasabasının Hayvancılık İle
İlgili Sıkıntıları Nelerdir? ........105
Tablo 5.3.1.Dini Görevlerinizi Yerine Getirme Düzeyiniz?............................................... 106
Tablo 5.3.2.a.Temel Dini Bilgilerinizi Nereden ve Kimden
Öğrendiniz?............. ..........…107
Tablo 5.3.2.b.Temel Dini Bilgilerinizi Nereden ve Kimden
Öğrendiniz?........................... 107
Tablo 5.4.1.Çocuklarınızın Eş Seçiminde Yöre Farkı Gözetir
Misiniz?............................ 107
Tablo 5.4.2.a.Çocuklarınızın Eş Seçiminde Yöre Farkı Gözetir
Misiniz - Evet, İse Nedeni Nedir? .....................................................................................................................108
Tablo 5.4.2.b.Çocuklarınızın Eş Seçiminde Yöre Farkı Gözetir
Misiniz - Evet, İse Nedeni Nedir? ......................................................................................................................108
Tablo 5.4.2.c.Çocuklarınızın Eş Seçiminde Yöre Farkı Gözetir
Misiniz - Evet, İse Nedeni Nedir? .....................................................................................................................109
Tablo 5.4.3.a.Komşu ve Akrabalarınız İle Hangi Konularda
Yardımlaşırsınız?............... 109
Tablo 5.4.3.b.Komşu ve Akrabalarınız İle Hangi Konularda
Yardımlaşırsınız?............... 110
Tablo 5.4.4.Sigara Kullanıyor Musunuz?......................................................................... 110
Tablo 5.4.5.Alkol Kullanıyor Musunuz?........................................................................... 110
Tablo 5.4.6.a.Etrafınızdaki Kişilerle En Çok Hangi Konularda
Anlaşmazlığa Düşersiniz? .......................................................................................................................................111
Tablo 5.4.6.b.Etrafınızdaki Kişilerle En Çok Hangi Konularda
Anlaşmazlığa Düşersiniz? ......................................................................................................................................111
Tablo 5.4.7.Siyaset İle Aktif Olarak İlgileniyor Musunuz?............................................... 112
Tablo 5.4.8.Herhangi Bir Siyasi Partiyi Destekleme Düzeyiniz?..................................... 112
Tablo 5.4.9.a.Sizce, Pınarlar Kasabasının En Önemli Sorunu
Nedir?........................... 113
Tablo 5.4.9.b.Sizce, Pınarlar Kasabasının En Önemli Sorunu
Nedir?........................... 113
Tablo 5.4.10.a.Devletten Nasıl Bir Beklentiniz Var?....................................................... 114
Tablo 5.4.10.b.Devletten Nasıl Bir Beklentiniz Var?....................................................... 114
Tablo 5.4.11.a.İleriye Dönük Beklenti ve Düşünceleriniz
Nelerdir?................................. 115
Tablo 5.4.11.b.İleriye Dönük Beklenti ve Düşünceleriniz
Nelerdir?................................. 115
Tablo 5.4.11.c.İleriye Dönük Beklenti ve Düşünceleriniz
Nelerdir?................................. 116
Tablo 5.4.12. Belediyenin Kaldırılması İle İlgili
Düşünceleriniz Nelerdir?........................ 116
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ
GİRİŞ
TABLOLAR DİZİNİ
1.1.ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ
1.1.1.Araştırmanın Konusu
1.1.2.Araştırmanın Alanı
ve Sınırlılıkları
1.1.3.Araştırmanın Amacı
1.1.4.Araştırmanın
Varsayımları
BÖLÜM II
2.DENİZLİ
2.1.İlin Genel Olarak Tanıtılması
2.1.1.Tarihi ve Coğrafi
Yapısı
2.1.2.Nüfus Durumu
2.1.3.Sosyal Durum
2.1.4.Eğitim ve Kültür
Durumu
2.1.5.Alt Yapı ve
Ulaştırma Durumu
2.2.Mahalli İdareler
2.2.1.Özel İdarenin
Durumu
2.2.2.Denizli
Belediyesi'nin Durumu
BÖLÜM III
3. TAVAS
3.1.Tavas'ın Coğrafi, Sosyoekonomik Durumu
Ve Tarihçesi
3.1.1.Coğrafi Durumu
3.1.2.Ekonomik Durumu
3.1.3.Sosyal Durum
3.1.4.Eğitim Durumu
3.1.5.Tavas'ın Tarihi
Durumu
BÖLÜM IV
4. PINARLAR
4.1.Pınarlar Kasabası Hakkında Genel
Bilgi
4.1.1.Pınarlar Adı
Nereden Geliyor?
4.1.2.Pınarlar
Kasabasının Hudutları…………………………………..65
4.1.3.Pınarlar'ın
Tarihçesi
4.1.4.Pınarlar
Medreseleri
4.1.5.Pınarlar Köy
Odaları
4.1.6.Pınarlar'da Meydana
Gelen Önemli Olaylar
4.1.7.Pınarlar'ın İlkleri
4.1.8.Pınarlar'ın Tarihi
Ve Turistik Yerleri
4.1.9. Pınarlar'ın Meşhur
Çat-Kemer Türküsü
4.1.10.Pınarlar'ın Halk
Oyunları Ve El Sanatları
4.1.11.Pınarlar'ın Geçim
Kaynakları
4.2.Osmanlı Arşivlerinde Pınarlar
4.2.1.Tahrir
Defterlerinde Pınarlar
4.2.2.Temettuat
Defterlerinde Pınarlar
4.2.3.Pınarlar Temettuat
Defterindeki Bilgilerin Tablolaştırılması
4.2.4.Cumhuriyet Dönemi
Nüfus Kütüklerinde Pınarlar
4.3.Askeri Arşivlerde Pınarlar
BÖLÜM V
5.ALAN VERİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
5.1.Demografik Yapı ve Aile Hayatı……………………………………………..…87
5.2. Ekonomik
Yapı………………………………………………………...101
5.3. Dini
Hayat……………………………………………………………...107
5.4.
Sosyal İlişkiler ve Siyaset…………………………………………...…108
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
KAYNAKÇA……………………………………………………………………...119
EKLER……………………………………………………………………..122
BÖLÜM I
1.1.ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ
1.1.1.Araştırmanın Konusu
Denizli ili
Tavas ilçesine bağlı Pınarlar Kasabasının tarihi, kuruluşu, sınırları,
demografik özellikleri, coğrafi konumu, ekonomik durumu, gelenek görenekleri,
kültürü, eğitim düzeyi gibi birçok yönden köyün araştırılmasını konu
almaktadır.
1.1.2.Araştırmanın Alanı ve Sınırlılıkları
Yaygın bilim
anlayışının vazgeçilmez öğelerinden birisi de “genelleme” dir. Bir araştırmada
evrenin kesin hatlarıyla belirlenmesi önemlidir. Evrenin kesin hatlarıyla
belirlenmesi araştırmacının bütün sorunlarını çözmez çünkü evren genellikle bir
araştırmacının ulaşamayacağı kadar büyüktür. Bu sebeple evreni temsil etme
kabiliyetine sahip sınırlı sayıda birey üzerinde araştırma yapılır. İşte
“örneklem” adı verilen bu araştırma
unsurlarının isabetli seçimi önem arz eder.
Bu çalışma bir
alan araştırmasıdır, tür olarak da monografik bir çalışmadır. Araştırmada köyün
bütün özelliklerini yansıtabilecek en uygun örneklem grubu oluşturulup
araştırmanın güvenilirliği sağlanacaktır. Araştırmanın güvenilir sonuçlar
vermesi için örneklemi oluşturacak kişilere önemle dikkat edilecektir.
1.1.3.Araştırmanın Amacı
İnsanların
birlikte yaşama ihtiyacı, insanları bir araya getirmiş bunun sonucunda köy,
şehir, millet dediğimiz topluluklar ortaya çıkmıştır. İşte insanların birlikte
yaşama ihtiyacından doğan bu topluluklar karşılıklı sosyal, siyasi ve ekonomik
ilişkiler içine girmektedirler. Bu ilişkiler ağı insanlar ve toplumlar var
oldukça sürekli olmaktadır. Bu süreklilik toplumsal değişme dediğimiz olguyu da
beraberinde getirmektedir. Toplumsal değişme; toplumsal bir olgudur ve değişme
her toplum için kaçınılmaz bir zorunluluktur.
Araştırmamızda
amaç; Pınarlar kasabasında ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel yapıyı incelemek
ekonomik ve sosyal yapıdaki değişimi ortaya koymaktır.
-
Pınarlar kasabasının
bağlı olduğu il ve ilçesinin tarihçesini, sosyo-ekonomik ve kültürel yapısını
araştırmak.
-
Görüşme formlarını
değerlendirmek ve oluşturmuş olduğumuz varsayımların doğruluğunu araştırmak.
-
Pınarlar kasabasının
sosyolojik analizini yapmak, gelenek göreneklerini araştırıp yaşam biçiminin
bir şehirden farklarını göstermek.
1.1.4.Araştırmanın
Varsayımları
Kasabada eğitim
seviyesinin yükselmesi ile aile içinde daha demokratik ve eşitlikçi ilişkiler
gerçekleşmiş olabilir.
Değişim süreci
içinde tarım ve hayvancılık temel geçim kaynağı olmaktan çıkmış olabilir.
Kasabada eğitim
seviyesine bağlı olarak aileler cinsiyet ayrımı yapmaksızın çocuklarının ileri
düzeyde bir eğitim almalarını istiyor olabilirler.
Kasabada kitle
iletişim araçlarının yaygınlaşması komşuluk ve akrabalık ilişkilerinin
zayıflamasına neden olmuş olabilir.
1.1.5.Araştırmanın Yöntemi
Araştırma bir
alan araştırmasıdır. Tür olarak monografik bir çalışmadır. Alan araştırması
yapılmış, kasaba hakkında genel bilgiler toplandıktan sonra anket soruları
hazırlanmıştır. Anket formları tesadüfi örneklem tekniğine göre uygulanacaktır.
Araştırmada katılımlı gözlem tekniğine de başvurulacaktır.
BÖLÜM II
Helenistik
çağlarda Denizli yöresinde ilk önemli kentleşmeler LaodikeiaAdLycum(Goncah),
Hierapolis (Pamukkale), Tripolıs (Yenıcekent), Colossae(Honaz), Eumenia,
Attuda(Hisarköy), ApollaniaSalbace(Medet), Tabae(Kale) 'de olmuştur.
Laodıkeia Ad
Lycum, Denizli yöresinde kurulan ilk önemli ve büyük antik kent olmuştur.
Denizli il merkezinin 6 Km kuzeyinde, Lycos (Çürüksu) akarsuyu yakınındadır.
Romalı tarihçi Pilinius'a göre kent, daha önce burada bulunan Diospolıs ve
Rhoas arkaik yerleşimlerinin üzerinde kurulmuştur. Seleukhos Krallarından
II.AntiocosTheos tarafından MÖ 261-253 yılları arasında kurulmuş olan kent adım
kralın karısı Laodikeia'dan almıştır. Laodikeia, Gediz ve Büyük Menderes
vadilerinin doğuda kesiştiği bir noktada yer alması, tarım ve hayvancılık
ürünleri, yünlü dokuma ve boyama ile çeşitli el sanatlarının gelişmiş olması
nedeniyle bölgenin ticaretinde ön plana çıkmıştır. Her ulustan tüccar
kolonilerinin barındığı kozmopolit bir yapıya sahip olan Laodikeia'nm başta
mimarlık ve ticaret olmak üzere gelişme ivmesi Roma çağlarında da gidererek
yükselecektir. (Türkiye'nin Parlayan Yıldızı Denizli. 1998: 37-39)
Hierapolis,
Pamukkale travertenlerin bulunduğu Çürüksu Vadisi'nin yamaçlarındaki plato
üzerinde, Bergama kralı II. Eumenes tarafından MÖ II. yüzyılda kurulmuştur.
Adını Bergama'nın efsanevi kurucusu Telephos'un karısı Hiera'dan almıştır.
Helenistik kent karakterinin tüm özelliklerini taşıyan kent, MÖ 60 'ta
geçirdiği büyük depremin ardından yıkılmıştır. Kenttin büyümesi ve önem arz
etmesi Roma döneminden sonra olmuştur.
III. yüzyılın
ilk yansının sonlarına doğru Philostratus, Hierapolis'in en gelişmiş
Asyakentleri arasında olduğunu belirtiyor. Kentin Helenistik kurucuları
tarafından seçilmiş uygun coğrafi konumu, özellikle bölge toprağının çok uygun
nitelikleri, Hiearapolis'm ekonomik gelişimini sağlayan faktörler olmuştur.
Kentin gelişimi imparatorluk döneminde daima artarak devam etmiş; birçok deprem
ve II. yüzyılda doğu illerini yıkan "vebaya" rağmen imparatorluğun
son dönemine kadar sürebilmiştir. Roma döneminde Hierapolis kenti doğunun
kılavuzu sayılmaktaydı. Coğrafi konumu, verimli ovalan, şifalı termal
kaynakları, doğu ticaret yolunun odağında olması nedeniyle kent büyük bir önem
kazanmıştı. ( Baykara, 1989 )
Tripolıs,
Denizli ilinin 40 km kuzeyinde bulunan Yenicekent yakınında Menderes Ovası'na
bakan yamaçlar üzerindedir. Kentin kuruluşu Lıdya dönemine kadar uzanmaktadır.
Gediz ve Büyük Menderes vadilerine açılan bir konumda olması nedeniyle ticari
ve stratejik öneme sahipti. Ören yerinden görülen az sayıdaki yapı
kalıntılarının Roma, Bizans dönemi özelliklerini göstermesi nedeniyle, kentin
son dönemlerine kadar önemini koruduğu anlaşılıyor.
Colossae, Honaz
ilçesinin 2 km kuzeyinde Catmus (Honaz) dağının eteklerinde Aksu Çayı'nın
suladığı düz ve verimli alanlarda kurulmuştur. Coğrafyası ve Akdeniz'e giden
yol üzerinde olması nedeniyle önemli bir yerleşimdir. Kent Helenistik çağdan
çok önceleri kurulmuştur. MÖ IV. yüzyılda Colossae gören Anabasis, burayı
büyük, zengin, kalabalık ve Firidya'nm 6.büyük kenti olarak tanımlamaktadır.
MÖ. II. yüzyılda Laodikeia ve sonraları Hierapolis'in kurulması ardından,
giderek önemini yitiren kente ait yapı kalıntıları höyük düzeyinde görülebilen
birkaç yapı taşından ibarettir.
Bu kentler Roma
İmparatorluğu'nun yayılmasıyla önce Roma egemenliğine girmiş; MS. 395 'te
İmparatorluğun ikiye bölünmesiyle de Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu içinde
kalmıştır. Hristiyanlık döneminde Roma hakimiyetinde MS. 17'de meydana gelen
şiddetli depremle yıkılan bu kentlerden Laodikeia, yeniden inşa edilerek en
parlak dönemini yaşamış, Anadolu'daki yedi önemli kiliseden biri burada
kurulmuştur. İncil' deki Yuhanna bölümüne göre: Yuhanna, Ege'deki Patnos
adasındayken boru sesine benzer bir ses işitiyor. Bu sesle, gördüğü şeyleri,
İncil'e ve yedi kilisenin kapısına yazılması vahiyediliyor. Bu şehirler;
Ephesus, Smyrna, Pergamum, Thyatira, Sardis, Philadelphia ve Ladıcea 'dır.
Denizli'de
Türkler ilk kez 1070 yılında görülmüşlerdir. Selçuklu Sultanı Alpaslan
emrindeki Afşin Bey ve yanındaki kumandanlar buralara kadar akınlar
düzenleyerek bölgenin Türkleşmesi için ilk adımı atmışlardır.
1071 Malazgirt
Savaşı zaferinden sonra Anadolu, Türklerin kontrolüne girmiş; Denizli ve
havalisi de Kutalmışoğlu Süleyman ve emrindeki beyler tarafından
fethedilmiştir. Bizans kayıtlarına geçen Denizli'nin ilk Türk komutam Alp Kara
'dır. Bizans'la birkaç kez el değiştiren Denizli, Sultan Gıyasettin Keyhüsrev I
döneminde (1196) bütün Çürüksu Vadisi'yle birlikte bir daha Bizanslılara
geçmemek üzere Türk yurduna katılmıştır.
Bu dönemde Oğuz
Boylarından pek çok akıncıyla, Alp Eren veya Türkmen Kocası dediğimiz bilgin
veya bir mesleğin piri sayılabilecek kişiler de Denizli içinde çeşitli
bölgelere yerleşerek boy atlarıyla anılan yerleşim yerlerini kurmuşlar ve
bilgilerini buralarda yaymaya başlamışlardır. Bunlar arasında Ahi Sinan, Ahi
Gayser, Yatağan Baba, San İsmail, Hüsamettin Dede gibi Türkmen Kocalarıyla
Mamut Gazi, Seyit Gazı, Yazır, Dodurga, Ayaz, Yürehil, Avşar gibi isimleriyle
yerleşim yen kuran komutanlarında adları sayılabilir. (Denizli, 1988: 12)
Türkler
Laodikeia'yahakim olduktan sonra, zamanla yerleşim antik kent dışına kaymış
daha güneye, taş künglerle içme suyunun getirildiği bugünkü Denizli'nin
oturduğu alana yayılmıştır.
Karasungur Bin
Abdullah döneminde (1230) inşa edilen "Kaleiçi" son zamana kadar
geceleri bekçilerin beklediği beş kapılı bir iş çevresi olarak planlanmıştır.
Evler hep kale dışındadır. Karasungur'un vali ve komutanlığı sırasında tipik
Selçuklu yapısı Akhan Kervansarayı (1253-1254) inşa edilmiş ayrıca pek çok
cami, çeşme, han ve hamam yapılmıştır.
Anadolu
Selçuklu Devleti'nin dağılışından sonra ortaya çıkan beylikler arasında hemen
kendini gösteren, gittikçe kuvvetlenerek gelecekteki imparatorluğun temellerini
atan Osmanlılar olmuştur.Yüzyılın sonlarına doğru Germiyanoğlu Süleyman Şah,
kızı Devlet Hatun'u Yıldırım Beyazıt'a verirken Denizli ve havalisini de çeyiz
olarak Osmanlılara bırakmıştır.
Türkler
Laodikeia'ya egemen olduktan sonra bu ad, yavaş yavaş Ladik'edönüşmüştür. Şehir
şimdi oturmakta olduğu alana yayılmaya başlayınca muhtemelen yeni bir isme
ihtiyaç duyulmuş, Ladik adı yanında Toğuzlu adı da kullanılmaya başlanmıştır.
Bu isim bir süre sonra "Tonguzlu" ve nihayet Türkçe'nin gelişmesine
paralel olarak bugünkü ismine esas teşkil eden "Tonuzlu" şekline
dönüşmüştür. (Baykara, 1989)
Değişik
kaynaklarda Denizli adının Donğuzlu kelimesinden geldiği belirtilmektedir.
Denizli, Hristiyanların dindeyken halkın çok domuz beslediği "Domuzlar
Şehri" anlamında bu adın verildiği açıklanmaktadır. Ayrıca
"Tengiz" eski Türkçe'de ve Tatarca'da "deniz" demektir.
Tengüzlü, Denizlü, bugünkü imlasıyla Denizli kelimesinin kökeninin eski
Türkçe'dekiTengiz kelimesinden geldiği de çeşitli kaynaklarda belirtilmektedir.
Türk Seyyahı
Evliya Çelebi Denizli'ye uğramış ve 300 yıl öncesinin Denizli'sini
Seyahatname'sinde şöyle dile getirmiştir. " Şehrin çevresinde pek çok
akarsular ve göller bulunduğu için bu isim verilmiştir. Yoksa denizden 4
merhale uzaktadır. Herkes bağlarda oturduğundan ehil ve ayalları birbirinden
kaçmaz; birbirleriyle akraba gibi olmuşladır.
Halkı mavi ve
beyaz feraceler giyer. Pamuğu, pamuk ipliği, beyaz ince sade bezi ünlü olup
Anadolu'ya sevk edilir. Halkın kazancı beyaz Denizli bezidir."
Osmanlı
İmparatorluğu'nun son dönemleri olan Balkan ve I. Dünya Savaşı sırasında
Denizli halkı oğullarını vatanın savunmasına gönderdiğinden nüfus yapısı ve
ekonomik durumu oldukça bozulmuştur.
1. Dünya Savaşı
sonrasında 15 Mayıs 1919'da Yunan ordusu İzmir'e çıktığı gün ilk karşı koyma
hareketlerinden biri de Denizli'de gerçekleşmiştir.
Coğrafi
yapısına gelince; Ege Bölgesinin 28.30' ve 29.30' doğu boylamları ile 37.12' ve
38.12' kuzey enlemleri arasında yer alan Denizli ili 11.868 km2lik bir
yüzölçümüne sahiptir. İlde deniz seviyesinden yükseklik kademeler halinde
artarak Sarayköy'de 170 m, şehir merkezinde 354 m, Çameh' de 1350 m'ye ulaşır.
Denizli ili ülke alanının %1,5'ini, bölge alanının %18,5'ini kaplamaktadır.
Yüzey şekilleri bakımından dalgalıdır.
Ege bölgesinin
üç büyük nehrinden biri olan Büyük Menderes Denizli'nin en büyük akarsuyudur.
Doğudan batıya
uzanan bir fay hattı üzerinde bulunuşu Denizli'yi 1.derecede bir deprem bölgesi
yaparken bu fay hattı boyunca fışkıran sıcak şifalı sular da aynı zamanda
Denizli'yi kaplıcalar diyarı yapar.
2.1.2.Nüfus
Durumu
Denizli
nüfusu 1955 yılından itibaren sürekli artış göstermiştir. Bu, Denizli'nin
mevcut nüfusunu arttırabilecek ekonomik dinamizme sahip olduğunu
göstermektedir. 1955-1960 yılları arasında 57.155, 1960-1965 yılları arasında
37.920, 1965-1970 yılları arasında 47.791, 1970-1975 yıllan arasında 49756,
1975-1980 yıllan arasında 42.422, 1980-1985 yılları arasında 64.140, 1985-1990
yıllan arasında 83.404, 1990-1997 yılları arasında 65368 kişi artmıştır. (Ödel,
1999)
Tablo 2.1.Yıllara Göre Denizli Nüfus Artışı
1955-1960 yıllan arasında 57.155
|
1955-1960 yıllan arasında 57.155
|
1960-1965 yıllan arasında 3 7.920
|
1960-1965 yıllan arasında 3 7.920
|
1965-1970 yıllan arasında 47.791
|
1965-1970 yıllan arasında 47.791
|
1970-1975 yıllan arasında 49.756
|
1970-1975 yıllan arasında 49.756
|
1975-1980 yıllan arasında 42.422
|
1975-1980 yıllan arasında 42.422
|
1980-1985 yıllan arasında 64.140
|
1980-1985 yıllan arasında 64.140
|
1985-1990 yıllan arasında 83.404
|
1985-1990 yıllan arasında 83.404
|
1990-1997 yıllan arasında 65.368
|
1990-1997 yıllan arasında 65.368
|
Kaynak: Denizli İl Nüfus Müdürlüğü
Denizli, 1997'de yapılan 14. Genel
Nüfus Sayımına göre toplam nüfusu 816.250, kent merkezi nüfusu ise 347.950'dir.
Bu sonuçlara göre Denizli, 80 il içinde toplam nüfusu itibarı ile 25.; kent
merkezi nüfusu itibarı ile de 21. sıradadır. Denizli'nin nüfus artışım komşu
illerle karşılaştırdığımızda 42 yıllık nüfus artışı aşağıdaki gibidir:
İli
|
1955
|
1990
|
1997
|
Afyon
|
406.166
|
739.223
|
797.589
|
Aydın
|
414.564
|
824.816
|
899.980
|
Burdur
|
157.183
|
245.889
|
252.791
|
Denizli
|
368.294
|
750.882
|
816.250
|
Manisa
|
562.155
|
1.154.418
|
1.232.015
|
Muğla
|
267.579
|
562.808
|
640.011
|
Uşak
|
165.374
|
290.283
|
311.754
|
Kaynak: Denizli İl Nüfus Müdürlüğü
Kayıtları
1955-1997
yılları Afyon arasında 391.423 kişilik bir artışla %96.4 oranında, Aydın
485.416 kişilik bir artışla %117.1 oranında, Burdur 95.608 kişilik artışla
%60.9 oranında, Denizli 447.956 kişilik bir artışla %121.6 oranında, Manisa
669.860 kişilik bir artışla o/0l 19.2 oranında, Muğla 372.432 kişilik bir
artışla %139.2 oranında, Uşak 146.380 kişilik bir artışla %88.5 oranında artış
göstermiştir. Görüldüğü gibi 42 yıllık nüfus artışı Muğla hariç komşu illerin
hepsinden fazladır. Ayrıca 1955 yılında komşu Afyon'un toplam nüfusu Denizli'den
37.872 kişi fazla iken 1997 yılında Denizli'nin toplam nüfusu Afyon'un
nüfusundan 18.661 kişi daha fazladır. Toplam ve kent merkezi nüfusuna göre bir
karşılaştırma yapıldığında ortaya şu tablo çıkmaktadır:
Tablo 2.2.Toplam ve Kent Merkezi 1997 Nüfusuna Göre Komşu
İllerle Karşılaştırma
Toplam Nüfus Sıralaması
(Türkiye)
|
Kent Merkezi Nüfus Sıralaması
(Türkiye)
|
||
Afyon
|
24
|
Afyon
|
39
|
Aydın
|
19
|
Aydın
|
35
|
Burdur
|
59
|
Burdur
|
62
|
Denizli
|
23
|
Denizli
|
19
|
Manisa
|
11
|
Manisa
|
25
|
Muğla
|
30
|
Muğla
|
72
|
Uşak
|
54
|
Uşak
|
36
|
Kaynak:Denizli İl Nüfus Müdürlüğü
Kayıtlan
Toplam nüfus
sıralamasına göre Manisa Metropol İzmir'e çok yakın olması nedeniyle önemli bir
nüfusa sahip ve Türkiye'de 11., Aydın aynı neden ve turistik ilçe ve beldelerin
şehir merkezi olması nedeniyle oluşmuş nüfusla 19., Denizli sanayileşme
nedeniyle bir cazibe merkezi olması sebebiyle oluşan nüfusla 23., Afyon 24.,
Muğla 30., Uşak 54., Burdur 59sıradadır. (Tablo 1.1.)
1980'lerden
sonraki belirgin artış, ildeki sanayileşmenin bu dönemden itibaren başladığını göstermektedir.
Ayrıca komşu illerle nüfus artışındaki kıyaslama, ildeki sanayileşmenin komşu
illere nazaran ne kadar süratle geliştiğini göstermektedir. (Ödel, 1999)
Görülüyor ki
Denizli nüfusunda 1997 yılı itibarı ile büyük bir artış gözlenmektedir. Bu artış
Türkiye ortalamasının çok üzerindedir. Artışın ana nedeni doğumdan ziyade,
göçtür. 1980'den sonra özellikle Doğu
ve Güneydoğu Anadolu'daki terör olayları nedeniyle bu bölgelerden Denizli'ye
yoğun bir göç olmuştur. Dinar depreminden sonra da Dinar'ın yaklaşık 1/3'ü
Denizli'ye göç etmiştir.
1990
Ve 1997 Nüfus Sayımına Göre Denizli Merkez Ve
|
İlçe
Sonuçları
|
|
1990
|
1997
|
|
Merkez
İlçe
|
271.346
|
347.346
|
Acıpayam
|
69.446
|
70.809
|
Ak
Köy
|
16.235
|
6.146
|
Babadağ
|
9.513
|
8.710
|
Baklan
|
14.586
|
9.450
|
Bekilli
|
12.637
|
13.731
|
Beyağaç
|
7.626
|
7.768
|
Bozkurt
|
10.331
|
12.168
|
Buldan
|
25.554
|
26.190
|
Çal
|
39.260
|
35.661
|
Çameli
|
20.379
|
21.730
|
Çardak
|
11.818
|
15.463
|
Çivril
|
61.441
|
61.224
|
Güney
|
15.799
|
14.555
|
Honaz
|
24.254
|
23.841
|
Kale
|
19.089
|
24.366
|
Sarayköy
|
32.890
|
33.483
|
Serinhisar
|
23.560
|
20.832
|
Tavas
|
65.136
|
62.086
|
Toplam
|
750.882
|
816.250
|
Kaynak:Denizli İl Nüfus Müdürlüğü
Kayıtlan
1950'li
yıllardan başlayarak Denizli Merkezi,ilçeleri için bir çekim alam
oluşturmuştur. Bunda, yapımı gerçekleştirilen devlet yollarının büyük katkısı
vardır
Denizli kenti
ile ilçeleri arasında yapılan doğrusal regresyonlardan elde edilen sonuçlar
aşağıdaki çizelgede verilmektedir. Buna göre, Denizli kentinin nüfusunun
artışında en çok etkilendiği ilçe Çameli'dir. Çardak, Çal ve Çameli'den ciddi
uzaklaşmalar olmaktadır. Buna caydırıcı önlemler alınmalıdır. Çardak'daki asken
havaalanının sivil amaca yönelik olarak kullanılmaya başlanması, ayrıca Çardak
ilçesi sınırlan içerisinde Denizli'nin ikinci Organize Sanayi Bölgesinin
yapılmakta oluşu, Çardak nüfusunun göçler yoluyla azalmasını engelleyici
etkileri oluşturacaktır.(Ödel, 1999)
Denizli kenti
ile ilçeleri arasında yapılan doğrusal regresyonlardan elde edilen sonuçlar
aşağıdaki gibidir. Buna göre, Denizli kentinin nüfusunun artışından en çok etkilendiği
ilçe Çameli'dir.(Tablo 2.3.)
Tablo
2.3.Denizli Kenti Etkilenmesi
Sıra No
|
Denizli'ye Karşı Yerleşim Birimleri
|
%
|
1
|
Çameli
|
86
|
2
|
Çivril
|
81
|
3
|
Acıpayam
|
61
|
4
|
Güney
|
57
|
5
|
Sarayköy
|
56
|
6
|
Tavas
|
48
|
7
|
Kale
|
37
|
8
|
Çal
|
10
|
9
|
Buldan
|
5
|
10
|
Çardak
|
2
|
Kaynak: Acar, Ülkü ve Baykan,
Orhan. Denizli'de Nüfus Hareketleri 21. Yüzyıla
Doğru Denizli Sanayi Sempozyumu Bildiriler Kitabı.
Denizli TMMOB Makine Mühendisleri Odası, 1997.
Yerleşim
merkezleri ile bucak ve köyleri arasındaki etkileşimleri veren regresyonlara
ait sonuçlar aşağıdaki gibidir. Buna göre, Çivril-Bucak-Köy etkileşimi % 74,5
ile birinci sıradadır. Yani Çivril'in bucak ve köylerinden öncelikle Çivril
Merkez'e akın olmaktadır. İkinci sırada %72,1 ile Denizli-Bucak-Köy etkileşimi,
üçüncü sırada %66.3 ile Güney-Bucak-Köy etkileşimi, dördüncü sırada %56.9 ile
Çameli-Bucak-Köy etkileşimi, beşinci sırada %35.8 ile Sarayköy-Bucak-Köy
etkileşimi, altıncı sırada %35.5 ile Acıpayam-Bucak-Köy etkileşimi, yedinci
sırada %26.7 ile Çardak-Bucak-Köy etkileşimi, sekizinci sırada %26.3 ile
Buldan-Bucak-Köy etkileşimi, dokuzuncu sırada %4 ile Tavas-Bucak-Köy
etkileşimi, onuncu sırada %1.6 ile Çal-Bucak-Köy etkileşimi, on birinci sırada
ise %0.4 ile Kale-Bucak-Köy etkileşimi gelmektedir. Çal'da bucak ve köylerden,
başka kentlere kaçış söz konusudur.(Tablo 1.3.)
Tablo
2.4.Yerleşim Merkezi İle Bucak ve Köyleri Arasındaki Etkileşimler
Denizli Bucak-Köy
|
Acıpayam Buc. Köy
|
Buldan Buc. Köy
|
Çal Buc. Köy
|
Çameli Buc. Köy
|
Çardak Buc. Köy
|
Çivril Buc. Köy
|
Güney Buc. Köy
|
Kale Buc. Köy
|
Sarayköy Buc. Köy
|
Tavas Buc. Köy
|
|
Denizli Merkez
|
%72.1
|
||||||||||
Acıpayam Merkez
|
%
35.5
|
||||||||||
Buldan Merkez
|
%
26.3
|
||||||||||
Çal
Merkez
|
%
1.6
|
||||||||||
Çameli Merkez
|
%
56.9
|
||||||||||
Çardak Merkez
|
%
26.7
|
||||||||||
Çivril Merkez
|
%
74.5
|
||||||||||
Güney Merkez
|
%
66.3
|
||||||||||
Kale Merkez
|
%
0.4
|
||||||||||
Sarayköy Merkez
|
%
35.8
|
||||||||||
Tavas Merkez
|
%4
|
Kaynak:Acar, Ülkü ve Baykan,
Orhan. 1999. s.25
Geleceğe yönelik olarak Denizli nüfus kestirimleri aşağıda
verilmektedir. Bu değerler birer kuramsal değerdir. Gerçeği, eldeki geçmiş
bilgiler ışığında yansıtmaktadır. Bu çizelgede Çal'ın 2030, Çardak'ın 2010'dan
itibaren, Kale'nin de 2030 yılında boşalacağı görülmektedir. Şüphesizki bu
yerleşim birimleri, asla tümüyle boşalmayacaktır; ancak buradaki ipucu, bu
birimlerden bir kaçış olduğu yönündedir. Çameli, Güney ve Sarayköy'den de
kaçışların olduğu aynı çizelgeden görülebilmektedir. (Tablo 1.4.)(Ödel, 1999)
Tablo
2.5.Denizli İli Geleceğe Yönelik Nüfus Kestirimleri
Nüfus
|
Yıllar
|
|||
Yerleşim Birimi
|
2000
|
2010
|
2020
|
2030
|
Denizli Kenti
|
319.000
|
412.000
|
519.000
|
577.000
|
Acıpayam
|
89.000
|
97.000
|
106.000
|
116.000
|
Buldan
|
27.000
|
30.000
|
35.000
|
40.000
|
Çal
|
42.000
|
30.000
|
16.000
|
TERK(0)
|
Çameli
|
21.000
|
21.000
|
20.000
|
18.000
|
Çardak
|
3.000
|
TERK(0)
|
TERK(0)
|
TERK(0)
|
Çivril
|
68.000
|
71.000
|
73.000
|
74.000
|
Güney
|
16.000
|
16.000
|
15.000
|
15.000
|
Kale
|
18.000
|
11.000
|
1.500
|
TERK (
0)
|
Sarayköy
|
33.000
|
29.000
|
24.000
|
17.000
|
Tavas
|
69.000
|
77.000
|
87.000
|
98.000
|
Kaynak: Acar,
Ülkü ve Baykan, Orhan. 1999 s.250
2.1.3.Sosyal
Durum
Son yıllarda birleşen sermayelerin oluşturduğu güç ile hızlı
bir gelişme gösteren sanayi sektörü, karayolları boyunca hemen her yerde
gelişmiştir. Sanayi kuruluşlarının her yönde ucuz arazi nedeni ile yer seçmesi
ve yerleşim alanlarının merkez belediye hudutlarını aşması, çevrede bulunan
yerleşim alanlarının adeta kent ile birleşmesini sağlamıştır. Nitekim; 1989
yılında bu alanların denetlenmesini kolaylaştırmak amacıyla Gümüşler ve
Pamukkale yörelerinde ayrı bir yerel yönetim birimi kurulmuştur Denizli merkez
yerleşimi ile de direkt ilişkiye giren batıdaki yerleşim alanlarının (Sanman,
Çakmak, Başkarcı vb.) yollarının iyileştirilmesiyle bu süreç hızlandırılmıştır.
İl merkezine bağlı 14 ilçesi ile ilişkileri yoğun olan kent merkezi, her geçen
gün metropoliten kent görünümü almaktadır.
İzmir'in etkisinde bulunan Denizli, Afyon'un batı bölümüyle
İzmir yönünde Nazilli'ye kadar uzanan alanı etkisine almıştır. Kendine bağlı
yerleşmeleri 1.derecede etkisine alan kent, diğer bölge içi kentlerle de
karşılıklı etkileşime girmiştir. Sanayi ve tarımda uzmanlaştıkça bölge dışı üst
merkezlerle ilişkisi artmaktadır (Denizli Kent Bütünü Analitik Etütler, 1990)
Denizli sanayisindeki hızlı gelişme beraberinde göçü
getirmiştir. Bu nedenle konut sorunu gündeme gelmiştir. Konut sıkıntısını
giderici çalışmalar yapılmaktadır. 1998 yılı Haziran ayı sonu itibariyle il
merkezinde 711, ilçelerde 79 olmak üzere 790 Konut Yapı Kooperatifi faaliyet
göstermektedir. Halkın büyük kısmı tarımda çalışmaktadır. 1990 nüfus sayımına
göre çalışan nüfus 377.378 olup bunun 214.149'u tarım kesiminde çalışmaktadır.
(Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'e Verilen Brifing, 4 Ekim 1998)
2.1.4.Eğitim
ve Kültür Durumu
Ülke genelinde
16.08.1997 tarih 4306 sayılı kanun uyarınca 1997-1998 eğitim öğretim yılında geçilen
"Sekiz Yıllık Kesintisiz İlköğretim Uygulamasına Denizli ilinde merkez
ilçe ve 18 ilçede, 343 ilköğretim okulunda, 4923 öğretmen, 105.448 öğrenci ile
eğitim-öğretime başlanmıştır. (Ülkü, 1999,172)
İl Geneli İlköğretim Kurumları
|
|
1
-8 Sınıflı İlköğretim Okulu
|
203
|
1
-5 Sınıflı İlköğretim Okulu
|
66
|
Birleştirilmiş
Sınıflı İlköğretim Okulu
|
74
|
Genel
Toplam
|
343
|
"Sekiz
Yıllık Kesintisiz Zorunlu İlköğretim Uygulaması" nedeniyle ıl genelinde
137 merkez ilköğretim okulunda, 331 okul ve yerleşim birimden 1.kademe (1-5
sınıflar) 6089 öğrenci, ilköğretim 2 kademe (6-8 sınıflar) 1412 öğrenci olmak
üzere toplam 7501 öğrenci "Taşımalı İlköğretim Uygulaması" kapsamına
alınmıştır.
Genel liseler
Anadolu Lisesi, Özel Lise, Fen Lisesi ve bünyesindeki ortaokullar. İlde 41
okulda 1063 öğretmen görevli olup 19.774 öğrenci eğitim öğretime devam
etmektedir. Liseler, orta öğretim üzerine en az 3 yıl öğretim veren 15-17 yaş
grubunun eğitimini kapsayan okullardır. (Baykara, 1989)
Mesleki ve
Teknik Liseler, ülkenin hizmet ve üretim alanlarında; ekonomik, sosyal,
kültürel ve teknolojik gelişmelere uygun mesleki ve teknik bilgi ve becerilerle
donatılmış insan gücüne olan ihtiyacı karşılamaktadır. İlde 48 okulda, 1219
öğretmen görevli olup, 16.577 öğrenci eğitim ve öğretime devam etmektedir.
Pratik Kız Sanat Okulları 8'i Kız Meslek Lisesine
bağlı, 2 adet bağımsız olmak üzere okul sayısı 10'dur. Kız meslek liseleri
öğretmenlerine ilaveten 12 öğretmen de diğer bağımsız okullarda görev
yapmaktadır. Öğrenci sayısı 1714'tür.
Çıraklık Eğitim
Merkez sayısı 6, öğretmen sayısı 172, öğrenci (çırak) 3993, kalfa 1871, usta
491'dır.
Yaygın Eğitim
faaliyetleri çerçevesinde ilde giyim, kumaş boyama, el sanatları, makine
nakısı, trikotaj, muhasebe, bilgisayar, kalorifer ateşçiliği, bayan ve erkek
kuaförlüğü, halıcılık, yorgancılık, ayakkabıcılık, seramik gibi 270 değişik
türde kurs açılmış, bu kurslara 3370 kişi devam etmiştir. Bunların dışında;
sosyal, kültürel kurs ve etkinliklere yer verilmiş konferans ve seminerler
düzenlenmiştir.
Özel Öğretim
ilde 17 adet dershane ve dershanelerde 6500 civarında öğrenci Ara Sınıflar
Takviye, Anadolu Lisesi, Fen Lisesi ve Üniversite Hazırlık dallarında kurs
görmektedir. İlde 3 bilgisayar kursu, 2 lisan kursu ve 3 adet özel lise
bulunmaktadır. İlde 16 Motorlu Taşıt Sürücü Kursu da faaliyettedir. Bu
kurslarda yalnızca Eylül 1995-1996 döneminde 7263 kişi sertifika almıştır.
Pamukkale
Üniversitesinin kuruluşu 3 Temmuz 1992 Tarih ve 3837 sayılı yasayla
gerçekleşmiştir. Bu yasayla öngörülen teşkilat yapısında 6 fakülte, 5 Yüksek
okul ve 3 enstitü bulunmaktadır. (Denizli, 1988)
1982 yılında
2547 sayılı Yüksek Öğrenim Kanununun yürürlüğe girmesiyle birlikte Denizli'de
eğitim ve öğretimde bulunan 1957'de kurulmuş Denizli Kız Öğretmen Okulu,
Denizli Eğitim Yüksek Okulu adıyla ve 1978'de açılan Denizli Devlet Mühendislik
Akademisi de Denizli Mühendislik Fakültesi adıyla 9 Eylül Üniversitesine
bağlanmıştır. 1987 yılında 9 Eylül Üniversitesi bünyesinde Denizli Tıp
Fakültesi ve Denizli Meslek Yüksek Okulu açılmıştır.
10 Kasım
1992'de gerçekleşen rektör ataması sonucu, bu tarihe kadar 9 Eylül
Üniversitesine bağlı olarak eğitim öğretim veren Tıp ve Mühendislik Fakülteleri
ile eğitim ve meslek yüksek okulları, 2 fakülte ve 2 yüksek okul halinde,
Pamukkale Üniversitesi adı altında eğitim-öğretim vermeye başlamışlardır. Bugün
Pamukkale Üniversitesi 6 fakülte, 7 yüksek okul ve 3 enstitüsündeki normal ve
2.öğretim programlan ile eğitim-öğretim, araştırma, danışmanlık ve uygulama
işlevlerim yürütmektedir. (Ödel, 1999)
Pamukkale Üniversitesinin
1992 yılındaki durumu ile 1997-1998 öğretim yılı başına değin oluşturulan
fakülte, yüksek okul ve enstitülerin dağılımı şöyledir.
Fakülteler:
Tıp Fakültesi; 4.5. ve 6. Yıllar
Denizli'de
Mühendislik Fakültesi;
Elektrik-Elektronik Mühendisliği, Gıda Mühendisliği, İnşaat
Mühendisliği, Jeoloji Mühendisliği,
Makine Mühendisliği, Tekstil Mühendisliği
Eğitim Fakültesi; Anaokulu
Öğretmenliği, Fen Bilgisi Öğretmenliği, Sınıf Öğretmenliği, Tarih Öğretmenliği,
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği, Bozkurt Beden Eğitim ve Spor Eğitim
Bölümü, Bekilli Fen Bilgisi Öğretmenliği Bölümü
Fen Edebiyat Fakültesi; Fizik, Kimya,
Matematik, Tarih, Türk Dili ve Edebiyatı
İktisadı ve İdari Bilimler Fakültesi;
İktisat ve İşletme
Teknik Eğitim Fakültesi
Yüksek Okullar:
Denizli Meslek Yüksek Okulu; Elektrik,
Makine, Moda Konfeksiyon, Tekstil, Turizm ve Otelcilik
Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu;
Tıbbi laboratuvar
Çivril Meslek Yüksek Okulu;
Bilgisayarlı Muhasebe ve Vergi Uygulama.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksek
Okulu
Denizli Sağlık Yüksek Okulu
Çivril Kadir Kameroğlu Sağlık Yüksek
Okulu Tavas Sağlık Yüksek Okulu Enstitüler: Fen Bilimleri Sağlık Bilimleri
Sosyal Bilimler
2.1.5.Alt
Yapı ve Ulaştırma Durumu
Denizli, ulaşım
ağı içinde avantajlı bir konumdadır. İzmir- İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerine
bağlantı sağlayan bir aks üzerindedir. Ulaşım ve taşımacılıkta ağırlık
karayolları üzerindedir. Demiryolu ile ulaşım, bölge içinde karayolu kadar
olmasa bile tarihsel ve ekonomik bir öneme sahiptir. Karayolları itibariyle
çevre yerleşim bölgelerine göre uzaklıklar şöyledir:
Yerleşim
|
Kademe
|
Mesafe (Km)
|
İzmir
|
İl
Merkezi
|
249
|
Ankara
|
İl
Merkezi
|
477
|
İstanbul
|
İl
Merkezi
|
665
|
Uşak
|
İl
Merkezi
|
156
|
Afyon
|
İl
Merkezi
|
220
|
Burdur
|
İl
Merkezi
|
170
|
Antalya
|
İl
Merkezi
|
292
|
Muğla
|
İl Merkezi
|
229
|
Aydın
|
İl
Merkezi
|
128
|
Manisa
|
İl
Merkezi
|
217
|
Denizli'nin
İzmir il merkezine 249 km. Ankara il merkezine 477 km., İstanbul il merkezine
665 km. Uşak il merkezine 156 km., Afyon il merkezine 220 km., Burdur il
merkezine 170 km., Antalya il merkezine 292 km, Muğla il merkezine 229 km,
Aydın il merkezine 128 km., Manisa il merkezine 217 km. uzaklıktadır. Yol
yapımında gelişimlere rağmen Denizli ili sınırları içerisinde olan Devlet
yollarındaki gerilik özellikle komşu illerle (örneğin Aydın)
karşılaştırıldığında çok belirgindir. Ayrıca Merkez ilçe girişlerindeki
düzensizlik ve gerilik hemen göze çarpmaktadır. Denizli gibi sürekli gelişmekte
olan bir il için, bunların şu ana kadar düzeltilmemiş olması ise çok ilginçtir.
(Ödel, 1999)
Haberleşme
konusuna gelince Denizli'de Merkez PTT Müdürlüğü ile çarşı, tugay ve garaj
olmak üzere üç lokal müdürlük mevcuttur. Sevindik, İplik Fabrikası, Bakirli,
Esentepe ve Deprem Evleri'nde şubeler bulunmaktadır. Uzunpınar, Pamukkale,
Akköy, Irlıganlı, Aşağışamlı, Kaklık, Başkarcı, Gözler ve Kocabaş'ta lokal dışı
şube müdürlükleri mevcuttur. En çok telefon görüşmesi yapılan merkezler sırasıyla
İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Eskişehir, Mersin, Gaziantep, Zonguldak
olarak sayılmaktadır. Şehirlerarası otomatik sistemi ile ekonomik ilişkilerin
gücü tam olarak anlaşılamamaktadır. Bununla birlikte üç büyük ülkesel
fonksiyonları taşıyan merkezler belirlenmektedir (Acar,1990)
Elektrik, su,
kanalizasyon konusuna gelince; Entelkontakte sisteme bağlı 01.06.1983 'ten bu
yana TEK eliyle işletilen elektrik dağıtımı, kentteki 51.010 belediye abonesine
ve listede verilmiş çevre köy abonesine ve müşterilere yapılmaktadır. Gökpınar
hidroelektrik santralı da TEK kuruluş kanunundan sonra belediyeden TEK'e
devredilmiştir. Adıgüzel Barajı (Güney) sisteme bağlı hidroelektrik
santrallerindendir.
Abone Dağılımı:
|
|
Mesken
|
70417
|
Ticari İş Yeri
|
13415
|
Resmi Daire
|
421
|
K. Sanayi
|
4728
|
Tüm İnşaat Şantiyesi
|
1327
|
İşletme Personeli
|
324
|
Hayır Kurumları
|
…
|
Dini Yapılar
|
80
|
Toplam
|
10712
|
Sağlıklı sanayi
zamanla büyümelidir. Bununda en güzel göstergesi elektrik tüketimindeki
artıştır. Denizli'de bu artış yılda %10 mertebesindedir. 1990 yılında
519.000.000, 1991'de 559.000.000, 1992 'de 636.000.000 ve 1993'de 730.000.000,
1994' de 757.000.000, 1995'de 834.000.000, 1996'da 1.025.000.000 kWh elektrik
tüketilmiştir. (Şekil 1.1.)
5-6 yıl
içerisinde 400-500 W gücünde elektrik gerekecektir. Menderes'in debisi 30
t/s'dir. Baklan ovası sulaması ihtiyacı da bu mertebededir. Adıgüzel
Santralında elektrik üretim zor olacaktır. Diğer yandan, 15-20 yıl sonra
Muğla-Yatağan ve civarındaki kömürler tükenecektir ve buradan kömür
gelmeyecektir. Kriz kapıdadır. Elbette çözüm ulusal boyutta olmalıdır.
(Acar,1990)
Şekil 2.1.Yıllara Göre Satın Alınan Enerji
Kaynak:
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Denizli Şubesi
Su konusuna
gelince içme suyu 3501t./sn ile halen yeterli kapasitede Gökpınar kaynağından
sağlanmaktadır. 18 km. lik isale hattı ile getirilen su Çamlık 1250 m3, Kuruçay
4500 m3, Kiremitçi 5000 m3, Hastane 5500 m3 su depolarından toplam 315 Km.
uzunluğundaki kent su şebekesine verilmektedir.
Belediye fen
işleri yetkileri ilerideki ihtiyacı için bugün den hazırlık yapmak gerektiğinin
vurgulamışlardır. Su abone sayısı 38.950, yıllık tüketim 776.500 M3'tür. Şebeke
zayiatı %25-30 arasındadır.
Denizli'deki en
önemli kaynak Gökpınar'dır. Yaklaşık debisi saniye de yazın Vı ton ve kışın 2
tondur. Diğer tüm kaynaklarla birlikte ortalama debi takriben 1.05 t/s'dir Bu
günde ortalama 130 ton su yapar. Bu miktar 650.00 kişinin gereksinimini
karşılar. Verilere göre şebeke kaçak kaybı hesaplandığında arta kalan su ile
400.000 kişinin su ihtiyacı karşılanabilecektir. Hal böyle iken Gökpınar ve
diğer kaynaklar boşa akıtılmaktadır. Nüfus arttıkça tüketim daha çok olacaktır.
Su dengesi kesin olarak bozulmuştur. Şimdilik kaynaklar kısıntılarla
verilmelidir. Fakat 10-15 yıl sonra nüfus milyona vardığında Çivril üzerinden
Menderes suyu gerekecektir bu durumunda Adıgüzel barajının konumu gözden
geçirilmelidir. Gökpınarbarajinm içme suyu olarak kullanılması söz konusu
değildir. Çözüm olarak; tüm kaynaklar şebekeye alınmalı, atık su tarıma uygun
şekilde arıtılıp Gökpınar Barajı'nda biriktirilmeli, sulama mevsiminde Aydın
Ovası'na verilmelidir.
Kanalizasyon konusuna
gelince; sistem ark sistemiyle karışıktır. Eski sulama arklarının üstleri
tamamen kapatılmalıdır; fakat açıktan akan atık suyun çöplerle dolu oluşu ve
kapatılmış kesimleri tıkaması problem yaratmakta patlamalar olmaktadır. Toplam
uzunluk 48 km.dır. Kent kanal sisteminin yetersizliği belediyenin üzerinde
durduğu başlıca konulardandır.
2.2.Mahalli
İdareler
2.2.1.Özel
İdarenin Durumu
İl Özel İdare Müdürlüğünün 1998
yılı yatırım programında yer alan yatırım hizmetleri için bütçeye konan ödenek
miktarı 1.481 milyar TL'dir. Geçen yıldan devreden 596 milyar TL, 983.7 milyar
TL de Bakanlık yardımı olmak üzere toplam 2.465 milyar TL bütçesi
bulunmaktadır. (Ödel, 1999)
Bu bütçeden Köy Hizmetleri
yatırımlarına 960 milyar TL, Eğitim Hizmetleri yatırımlarına 923.8 milyar TL,
Tarım Orman hizmetleri yatırımlarına 48.5 milyar TL, Sağlık ve Sosyal Yatırım
Hizmetlerine 248.5 milyar TL, Kültür hizmetleri yatırımlarına 141 milyar TL,
Spor hizmetleri yatırımlarına 82.5 milyar TL, Emniyet hizmetleri yatırımlarına
1 milyar TL, Çevre hizmetleri yatırımlarına 3.8 milyar TL, Bayındırlık
hizmetleri yatırımlarına 4.8 milyar TL ödenek ayrılarak 1998 yılı Haziran ayı
sonu itibarı ile 1.247 milyar TL'lik harcama yapılmıştır.
Özel İdare Bütçesinden, 1998 yılı
Haziran ayı itibarı ile: Merkez ve ilçelerdeki 121 köye mezarlık ihata duvarı,
içme suyu montaj inşaatı, köy konağı inşaatı, kanalizasyon inşaatı, köy lojmanı
inşaatı, sağlık evi, imam evi ve cami inşaatları, PTT santral binası, ilkokul
onarım gibi yatırımlara 113.6 milyar TL'lik yardım yapılmıştır. (Başbakan
Yardımcısı Bülent Ecevit'e Verilen Brifing, 4 Ekim 1998)
Klasik hizmetler dışında İl Özel
İdaresi tarafından gerçekleştirilen önemli projeler şunlardır:
Kayak Merkezi. Denizli, iç ve dış
turizme açık bir ildir. Turist potansiyelinden daha fazla yararlanmak için
Honaz ilçesi sınırları içerisindeki 2571 metre yükseklikteki Honaz Dağı
zirvesinde bir kayak evi ve kayak alanı yapılması için çalışmalara başlanmış ve
ihalesi yapılmıştır.
Sera Köyü: Sarayköy ilçesinde
Kızıldere mevkiindeki jeotermal enerjiden yararlanılarak sera sebzeciliği ve
çiçekçiliğin bölgede yaygınlaştırılması için Özel İdare Müdürlüğü'nce plastik
sera tesisleri kurulmuş ve üretime başlanmıştır.
Çardak Havaalanı Terminal Binası:
Hızla sanayileşen ve gelişen Denizli ve yöresinin hava ulaşımı ihtiyacını
karşılayan Denizli Çardak Havaalanı'nın modernizasyonu ve kapasite artırımı
için İl Özel İdaresi katkısı ile çalışmalara başlanmış ve proje bitirilme
aşamasına gelmiştir.
Süt Toplama Merkezi Yapımı: Çal
ilçesinde ve köylerinde süt hayvancılığım teşvik ve üretilen sütlerin en iyi
şekilde değerlendirilmesi, köyün ekonomik gücüne katkı sağlanması için Özel
İdare tarafından, Çal Bayırında süt toplama merkezi kurulmuştur. Diğer
ilçelerde de bu tür merkezlerin yapımı konusunda mahalli idareler maddi ve
teknik destek sağlamak üzere teşvik edilmektedir. (Ödel, 1999)
Denizli EGS Fuar Birliği Projesi:
1971 yılında Denizli'nin ekonomik, sosyal ve kültürel yönden gelişmesini temin
etmek, iç turizmi canlandırmak, Denizli'yi bütün yönleriyle tanıtmak amacıyla
Denizli İl Özel İdaresi ile Denizli Belediyesinin iştirakiyle kurulmuş olan
birlik, tüzel kişiliği haiz bir kamu kuruluşu olarak, Denizli Merkez Kayaköyü
civarında 480 dönümlük alan fuar yapılmak üzere kamulaştırılmıştır. Ancak
bugüne kadar tesislerin kurulması gerçekleştirilememiştir. 19.11.1996 tarihinde
EGS (Ege Giyim Sanayi) Gayrimenkul Geliştirme ve İşletmecilik A.Ş. ile yapılan
protokol çerçevesinde hazırlanan projeler gerçekleşme aşamasına gelmiş
bulunmaktadır. Bu proje kapsamında sergi salonları, hipermarket, çeşitli
dükkanlar, konferans ve değişik amaçlı toplantılar için 1.500 kişilik (4.000
m2) kongre salonu, bankacılık, sigortacılık, komünikasyon vb. sağlamak üzere
50.000 m2lik üç bloktan oluşan ış merkezi, konaklama ihtiyacına cevap vermek üzere
15.000 m lik 224 odalı otel, kafeterya ve sinema gibi fonksiyonları içermek
için 8 birimden oluşan merkez ve bütün bu çalışmalar, imar planı üzerinde
belirtilen ağaçlandırma sahası 34.000 m alan dışında kalan ve öngörülen % 30
inşaat emsali kullanılarak düzenlenmiştir.
Projenin ilk ayağı olan
hipermarket alışveriş merkezi 29 Ekim 1998 tarihinde açılmıştır.
2.2.2.Denizli
Belediyesi'nin Durumu
Denizli'de ilk Belediye teşkilatı
1876'da kurulmuştur. Bu tarihlerde Denizli, mülkî bölünmede Aydın Livası'na bağlı
bir kaza merkezidir. 1883'te Sarayköy, Buldan ve Tavas ilçelerinin
bağlanmasıyla "Sancak" haline getirilen Denizli, 1884'te Çal, 1888'de
Acıpayam ilçelerinin katılımı ile Aydın'a bağlı "mutasarrıflık",
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla da "il" olmuştur.
1927'de yapılan ilk nüfus
sayımına göre il merkezinde 15.704 kişi oturmaktadır. İl genelindeki 61
belediyesi, 403 köy yerleşim yeri ile Denizli, Türkiye'de Konya'dan sonra
ikinci sırayı almaktadır. (Denizli, 1988: 20-24)
Denizli'de Belediye hizmetleri
ilk başlarda çok yetersizdi. Yolun olmadığı yerde en iyi araç, at ve eşekler,
bunların çektiği çardaklı araba ve faytonlardı. İçme ve kullanma suyu olarak
artezyen kaynaklardan ve evden eve dolaşan arklardan yararlanılıyordu. Elektrik
ve dolayısıyla buzdolabı bulunmadığı için gıdalar, bu arklarda hazırlanan özel
yerlere konulan tencerelerde saklanmaya çalışılıyordu.
1976 yılında meydana gelen deprem
birçok binayı oturulamaz hale getirince ya da yıkınca, bu afetin ardından geniş
yollar açılmış, hızlı bir yapılaşma başlamış ve bugün Denizli, Ege Bölgesi'nde
İzmir'den sonra ikinci büyük kent konumuna gelmiştir.
Mülkiyet durumu bakımından
belediyeye ait alanlar içinde en önemli kısmı, mezarlık alanları kaplamaktadır.
İkinci olarak tarlalar (18 ha) gelmektedir. Buna karşın belediyenin aktif
olarak kullandığı alanlar ise oldukça az yer kaplamaktadır. Söz konusu
tarlaların yeşil alan, sosyal tesis, alt yapı tesisi gibi kullanışlara
ayrılması, ihtiyaçların karşılanması açısından faydalı olacaktır. Belediye
arsaları genelde mahallelere dağıtılmıştır. Belediyeye ait arazilerin
dökümünden anlaşılacağı gibi toplam arazi 37.17 ha'dır. (Denizli Kent Bütünü
Analitik Etüd, 1990: 62-64)
Belediye sınırları dışında kalıp
mücavir saha içinde ve yakın çevresindeki hazineye ait araziler ve köy tüzel
kişiliğine ait meralar, yukarıda verilen belediye mülkleri tablosunun
dışındadır. Bu kısma giren tahsisli arazilerden en önemlileri; çoğunluğu
Kınıklı köyüne dahil olan üniversite sahası, Kaleköy'deki orman alam,
Pamukkale'deki harabeler, Laodikya harabelerinin bulunduğu alan ve orman alanı,
Hacıeyüplü'nün batısındaki orman alanı, Kayaköy'deki Devlet Su İşlerine
tahsisli alan ve fuar alanı, Künarlardaki toplu konut alanıdır.
Belediye Mülkleri
|
Alan ( M2)
|
Eskici Pazan
|
4976
|
Belediye Sarayı
|
2000
|
Denizli Evi
|
180
|
Bayramyeri
|
2120
|
Pamukkale
|
54123
|
Kayaköy (Depo)
|
7000
|
Eski Balıkçı Pazarı (12 Dükkan)
|
300
|
Kahvehane
|
400
|
Yeni Balık Hali (11 Dükkan)
|
275
|
Ssk İşhanı (69 Dükkan)
|
1900
|
Çeşitli Yerler (41 Büfe)
|
215
|
Kaleiçi Kestane Pazarı (5 Dükkan)
|
80
|
Bayramyeri Otopark İşhanı
|
1200
|
Hal Ve İtfaiye
|
5927
|
Santral Garaj,
|
25000
|
Zahire Pazan
|
9652
|
Sebze Hali
|
2806
|
Kaleiçi Açık Pazar (66 Dükkan)
|
800
|
Çok Katlı Otopark
|
2000
|
Kreş Ve Konservatuar
|
900
|
Çöp Fabrikası
|
87349
|
Asfalt Şantiyesi
|
70047
|
Soğuk Hava Deposu
|
15590
|
Hayvan Pazarı
|
2186
|
Belediye Atölyesi
|
9740
|
Açık Hava Tiyatrosu
|
25517
|
Belediye Hizmet Alam
|
2500
|
Yeşil Alanlar (Çatalçeşme Parkı)
|
2350
|
Çamlık
|
20000
|
Atatürk Parkı
|
6806
|
Cumhuriyet Parkı
|
3682
|
Candogan Parkı
|
4000
|
İncilipınar Mesireliği
|
27940
|
Yse Karşısı
|
1000
|
Toplam
|
400568
|
İmar Planlan olarak: Denizli'nin 1960
tarihli nazım imar planı vardır. 1965 yılında kısmen, 1967 yılında tamamen
onanan 1/100 ölçekli imar planı nazım plan sınırlarını kapsamamaktadır. Bundan
sonra 1976 yılında onanlı afet evleri planı ile 1978 yılında
onanlıDokuzkavaklar planı ilave plan olarak onanmıştır. Daha sonraki gelişmeler
ise tarih sırasıyla şöyledir:
1979: Binevler İmar Planı, batıdaki Belediye
Konutları
1981:
Sümerbank Çevresi Sanayi Planları, Esnaf Sitesi Mevzi Planları
1982:
Yenimahalle, İstiklal Mahallesi İmar Planlan
1986:
İzmir Asfaltı Sanayi Bandı Planlan
1987:
Kınıklı, Zeytinköy Islah İmar Planları Çakmak, Bereketler İlave İmar Planı
Kiremitçi, Karaman Islah İmar Planı
1988:
Deliktaş revizyon Islah İmar Planı Ankara Asfaltı Sanayi Planlan (ilave)
1989:
Kırişhane, Sevindik Revizyon İmar Planı (5. Etap) Yeşilköy, Künarlar Toplu
Konut Alanı Planı (1. Etap) Deliktaş, Dokuzkavaklar, Karşıyaka Islah İmar Planı
(1. Etap) Yeşilköy, Sırakapılar İlave İmar Planı (1. Etap)
Yapımı
Devam Eden Planlar: 1 / 25000 Ölçekli Çevre Düzeni
Planı Çalışmaları
Şirinköy, Çakmak, Bereketler Gecekondu
Önleme Bölgesi Planı
Küçük Sanatlar Alam (3. Sanayi)
Karayolu Kenarı Revizyon İmar Planlan
Hemen her
alanda mevzii ve ilave imar planı talepleri belediyeye ulaşmakta, planbütünüyle
incelenmektedir. Ana kararlara aykırı olmayanlar onanmaktadır.
Denizli bugün
Hollanda'nın Almelo, Pakistan'ın Faisalabad kentleri ve Bursa ile kardeş
kentliğini sürdürmektedir. Avrupa Belediyeler Birliği'nin üyesi bulunan Denizli
Belediyesi, 1982 yılındaki toplantıda uluslararası konuklarını Pamukkale'de
ağırlamış ve toplantının ev sahipliğim yapmıştır.
Belediyenin
gelir çeşitleri: Bina vergisi, arsa vergisi, arazı vergisi, motorlu vasıta
vergisi, ilan-reklam, asfalt- kaldırım hasar bedeli, eğlence vergisi, para
cezası, su hasılatı, meslek vergisi, hayvan kesim ücreti, soğuk hava ücreti,
işgaliye, sergi, otopark ücreti, açma ruhsatı, bina inşaat harcı ve diğer
gelirler. (Ödel, 1999)
Bu gelirlerden
en yüksek değerde olanlar: Su hasılatı, para cezası, işgaliye, sergi, otopark
ile soğuk hava deposu ücreti birbirini takip etmektedir.
Belediye
Personel Durumu: Belediye personelinin 1998 yılı itibarı ile %45'i memur, %
65'i işçidir. Ağırlıklı olarak Fen İşleri Müdürlüğü, Otobüs ve Atölyeler
Müdürlüğü ve Temizlik İşçileri Müdürlüğü sırayla birbirini takip etmektedir.
Belediyede toplam 35 birim vardır. Hemen her birimde boş kadro mevcuttur.
Tablo 2.6.Birimlere Göre Eleman Sayısı Şöyledir
Personel Müdürlüğü
|
53
|
Hesap İşlen Müdürlüğü
|
171
|
Yazı İşlen Müdürlüğü
|
17
|
İmar İşleri Müdürlüğü
|
39
|
Fen İşleri Müdürlüğü
|
157
|
Kanalizasyon İşleri Müdürlüğü
|
57
|
Su İşleri Müdürlüğü
|
67
|
Temizlik İşleri Müdürlüğü
|
130
|
Atölye Müdürlüğü
|
106
|
Ulaştırma Müdürlüğü
|
118
|
Zabıta Müdürlüğü
|
77
|
İtfaiye Müdürlüğü
|
50
|
Park Ve Bahçeler Müdürlüğü
|
61
|
Gündüz Bakımevi
|
1
|
Sağlık İşleri Müdürlüğü
|
21
|
Basın - Yayın Müdürlüğü
|
7
|
Emlak İşleri Müdürlüğü
|
6
|
Hukuk İşleri Müdürlüğü
|
5
|
Satın Alma Memurluğu
|
8
|
Oda Tiyatrosu
|
6
|
Çamlık Evlendirme Memurluğu
|
13
|
Üçgen Evlendirme Memurluğu
|
5
|
Bando Şefliği
|
26
|
Konservatuar Müdürlüğü
|
15
|
Toplu Konut Müdürlüğü
|
23
|
Döner Sermaye Fon İşleri Müdürlüğü
|
14
|
Gelir Müdürlüğü
|
13
|
Yemekhane Memurluğu
|
13
|
Hal Müdürlüğü
|
30
|
Garaj Müdürlüğü
|
23
|
Grup Ayar Memurluğu
|
2
|
Mezbaha Müdürlüğü
|
52
|
Mezarlıklar Müdürlüğü
|
30
|
Veteriner İşleri Müdürlüğü
|
4
|
Başkanlık
|
8
|
Toplam
|
1428
|
Memur kadrosunda bayan 105, erkek 351; işçi kadrosunda ise
bayan 10, erkek 962, özürlü 26, eski mahkum 20 kişi bulunmaktadır. (Ödel, 1999)
Denizli Belediyesi'nin en acil ihtiyacı Büyükşehir olma
gereğidir. Bu, ihtiyaç büyükşehir unvanını kazanmakla ilgili değildir.
Denizli'ye yakın olan belediyeler, Denizli'nin genişlemesiyle Denizli ile
bitişik hale gelmiştir. Öyle ki caddenin bir kısmının hizmetleri Denizli
Belediyesine, diğer kısmı öteki belediyelere aittir. Bu durum ilin doğal
genişleme yollarını kapatmakta ve sağlıksız ve tarım arazileri üzerinde
yapılaşmaya yol açmaktadır. Belediyeler arasındaki yetki karmaşasını gidermenin
kökten çözümü Denizli'nin, yakın belediyelerle birlikte büyükşehir olmasıdır.
Tavas'ın Yeri ve Sınırları; İlk
adı Yarangüme olan ilçe Denizli'ye 49 km. uzaklıktadır. İlin en eski
ilçelerindendir. Doğusu Acıpayam, batısında Aydın iline bağlı Karacasu,
kuzeyinde merkez, güneyinde Kale ve Acıpayam ilçeleri vardır. İlçe Denizli'nin
güneyinde Tavas ovasının kuzeydoğusunda, deniz düzeyinden 950 m. yükseklikte
kurulmuştur.Önceleri Tavas ovasının güneybatısında tepelik bir alanda,
dikyamaçlı ve üstü düz, bir adayı andıran bir tepe üzerine kurulmuş, sonra
yönetim merkezi, ovanın kuzeydoğu kenarındaki Yarangüme köyüne taşınmış ve
bugünkü ilçe orada gelişmiştir. Bu eski yerleşim yeri hakkında Evliya Çelebi
Seyahatnamesinde "Davaz Kalesi" bahsinde; "Kalesi, Davaz sahrası
güneyinde beşgen şeklinde, etrafı üç bin adım olup doğuya bakan bir demir kapısı
vardır. Celali sığınmasın diye etrafına hendek kazılmıştır. Kalenin her tarafı
gayya kuyusu gibi uçurumdur. İç Kalesi hala mamurdur. Ama çok küçüktür. Etrafı
üçyüz adımdır. Duvarı elli zira' yüksekliğindedir. İçinde 50 ev ve bir cami
vardır. Dış kale içinde 300 toprak örtülü evler vardır. 5 mahalle, 5
mihraptır.Bir hanı, bir hamamı, üç mektebi, üç sebili, iki tekke, altı zaviyesi
vardır. Kalenin batısında kerirdağı dibinde üç bin bağdır.Bütün köy halkı altı
ay bağlarında otururlar. Kalenin doğu dibinde bir kayadan buz gibi su
çıkar.Havası da güzeldir. Davaz kalesi ziyaretgahı: Dış kalede Karaca Ahmed
sultanın büyük bir merkadı vardır. Sarı baba sultan, Al kanlı dede, Kepez dede,
Ali Bal i dede. Gülüm dede evliyalardandır. Bu kalenin güneyinden korkunç çamlı
beller geçip..." şeklinde bilgi vermektedir.Kale ve yeri hakkında
İbnBatuta Seyahatnamesinde de bilgi yer almaktadır. (Çölgeçen, 2002)
Yeryüzü Şekilleri; Dağları; İlçe
merkezinin doğusunda Çıplak Dağı vardır.Yahşiler köyünün kuzeyinde Büyükbaba
(Karacasu ilçesine bakan en yüksek zirvedir ve tepesi 2000 metre karelik bir
düz alandır.Halk arasında Sarı Kazak Baba, Dediği Baba, Oturan Baba diye anılan
ve Hoca AhmedYcseviye bağlı oldukları söylenen bazı evliya türbeleri
dolayısıyla bu adı aldığı rivayet edilmektedir) ve Karababa dağları (Karahisar
kasabasının kuzeyindedir. Doğusunda Karacaoluk, batısında Dolayoluk, güneyinde
Çağiak su kaynakları bulunur) vardır. Kızılhisar Dağı (Yüksekliği 2241 m.)
Sarabat köyü ile Serinhisar İlçesi arasındaki dağdır. Pınarlar Kasabası ile
Ovacık Köyü arasında Tınaz Dağı, Solmaz ile Baharlar arasında Dede Dağı
(Üzerinde bulunan Dede türbesinden dolayı bu ad verilmiştir.), Balkıca ve
Derinkuyu köylerinin doğusunda Bozdağ (Üzerinde sedir ormanı vardır), Avdan,
KayapmarveDenizoluk köyleri yakınında Avdan Dağı vardır.
Akarsu ve Dereleri; Solmaz çayı,
Solmaz köyünün doğusunda Dede dağının tabanından çıkan kaynak su ile çevredeki
küçük su kaynaklarını bünyesine alarak Medet köyünün batısında, Yarbaşı denilen
mevkide Medet çayı ile birleşir.
Medet çayı, Medet köyü
çevresindeki su kaynaklarını alarak Solmaz çayı ile karışır ve çiftlik çayını
oluşturur. Kırkpınar çayı, Karahisar kasabasının güneyindeki kaynayan Kırkpınar
suları ile doğusundan gelen Çiftlik çayını alarak oluşur. (Çölgeçen, 2002)
Dümbelek çayı, Karahisar kasabası
Asar yaylasından gelen sular ile Yağlılar mahallesinden çıkan İncilipınar
kaynağını alarak oluşur.Yenidere çayı ise, Kırkpınar çayı ile Dümbelek çayının
Yahşiler köyü Sakarca mahallesinde birbirine karışmasından oluşur.Bu çay;
Sofular, Ebccik köylerinin batısından, Yahşiler köyünün güneyinden. Avdan
köyünün doğusundan, Kale ilçesi sınırları içindeki İnceğiz köyü yakınlarında
Eskere (Şimdiki Adı Beyağaç) yöresinden gelen Akçay'a karışarak Kemer baraj mı
besler. Gölleri ve Göletleri; Kızılca gölü; Kızılca kasabasında, yaz mevsiminde
bazı aylarda suları çekilen doğal bir göldür. Ay doğdu gö1eti; Yoran
yaylasındaki su kaynaklarını bir araya toplayan dolgu (toprak-kaya) su
göletidir. (Halk arasında Aydoğdu'nun eski adına izafeten Abaz Gölü olarakda
söylenmektedir.)
Ovalan ve Yaylaları; Tavas ovası
ortalama 95 Om. yüksekte olup, 30000 hektardır. Tavas Ovası kuzeyde Babadağ,
güneyde Bozdağ, doğuda Kızılhisar dağlan, batıda Kale ilçesi ile çevrilidir.
Tavas ovasının güneyindeki Bozdağ eteklerinde Barza ve Sarıova bulunmaktadır.
Yoran (Tavas'a bağlı Aydoğdu köyü
ile Serinhisar ilçesi arasında) ve sahman yaylaları bulunmaktadır. (Acaroğlu,
Türk Kültür Tarihinde Denizli Sempozyumu)
İklim ve Bitki
Örtüsü;
İç Anadolu, Akdeniz ve Ege iklim
özelliklerini Tavas'da görmek mümkündür. Yani yazları sıcak ve kurak kışları
soğuk ve fırtınalı geçtiği gibi; zaman zaman kışları ılık geçebilmektedir.
Yağışlar daha çok ilkbahar mevsiminde olmaktadır.Yıllık yağış miktarı
661.3mm.dir. Yağışlı günler sayısı 78.4 gündür.Yıllık ortalama 28 cm. kar
tespit edilmiştir.Sisli günler ortalaması ise yıllık 7.6 gündür. Kırağılı gün
ortalaması 38.8 gündür. 2.9 gün dolulu gün vuku bulmuştur. (Çölgeçen, 2002: 16)
Tavas' la Acıpayam arasında
uzanan topraklar mezoik kalkerden olup ikinci zaman oluşumudur.Aynı bölgelerde
görülen Linyit havzaları üçüncü zaman arazisi içinde olduğunu
göstermektedir.Tahıl ve taneli ürünün fazla yetiştiği gözlenen Tavas ovası
kumlu topraktan meydana gelmiş yüksek düzlüktür.
Dağları, fundalık ve makilik
alanların dışında yer yer çıplak bir görüntü arz etmekle beraber, gür
ormanlarda dikkati çeker (Bozdağdaki sedir ormanı gibi).Bol su kaynakları,
zengin otlaklar ve birbirlerine geçitlerle bağlı yaylalar bu1unmaktadır.
Toprak1arın çoğunluğu işlenebilir durumdadır.
3.1.2.Ekonomik Durumu
3.1.2.1.Tavas'ın
Başlıca Geçim Kaynakları;
Tarım ve Ticaret; İlçe merkezine
ek olarak, Altınova. Çiftlik, Solmaz, Medet, Sofular, Ebecik, Karahisar,
Pınarlar da; genelde buğday, arpa ve nohut üretiminin fazla olduğu
görülmektedir. Bu yerlerde buğday dekarda en az 160 kg., en çok 550 kg., olmak
üzere ortalama 355 kg.'dır.Arpa'da ise en az 250 kg., en çok 600 kg. olmak
üzere ortalama 425 kg. verim elde edilmektedir. İlçede iki tür buğday ekildiği
görülmektedir;
1- Sert Buğday: Kundura, Çakmak
79
2- Yumuşak Buğday: Kırkpınar,
Cumhuriyet
Nohut ekiminde de en az 50 kg.,
en çok 150 kg. olmak üzere ortalama 100 kg. ürün elde edilmektedir. Nohuttan
genellikle Sakız tabir edilen bir leblebi türü imal edilmektedir. Bu ürünlere
ek olarak kırsal kesimlerde mercimek, burçak, mürdümek ekimine rastlanır.Mısır
ekimi ise, Soimaz. Medet, Çiftlik, Karahisar, Sofular ve Ebecik gibi sulu tarım
arazisine sahip yerlerde yapılır.Pancar ekimi Tavas'a 1982 yılından itibaren
girmeye başlamıştır. Solmaz, Medet, Garipköy, Altınova, Çiftlik gibi, çay suyu
ve yeraltı derinkuyu suları ile sulanabilen yerlerde pancar ekimi
yapılmaktadır.Dekarda en az 2000 kg., en çok 6000 kg., olmak üzere ortalama
4000 kg. ürün elde edilmektedir. (Çölgeçen, 2002: 19)
Son yıllarda, kıymetlenmesine
bağlı olarak, tütün ekimi ve tütün işçiliği, Tavas ve köylerinin önemli geçim
kaynaklarından biri olarak görülmektedir. Tütün ekiminde kullanılan gübre, ilaç
vs.'den dolayı pek çok olumsuzluklar olmasına rağmen, ekonomik getirişinden
dolayı ekimi yapılmaktadır. Dekar da en az 50 kg., en çok 100 kg. ortalama 75
kg. ürün alınır.
Geçmişinde 19.Yüzyıl sonlarındaki
Salnamelerden anlaşıldığına göre, Tavas kazasında çoğunlukla buğday, arpa,
yulaf, mısır, çavdar, burçak, nohut, susam, mercimek ve palamutun ziraatı
yapılmıştır. Ayrıca, üzüm, armut, ceviz ve zeytin de yetiştirilmiştir. Satım
için Denizli'ye sevk edilen bu ürünlerden en çok arpa ve buğday ihraç
edilmiştir. Zeytin yemekliktir, Palamut Muğla ve Nazilli yoluyla İzmir'e
götürülmüştür. Nohut Leblebi yapılarak diğer yerlere götürülmüştür. Diğer
ürünler ise Tavas kazasında tüketilin iştir. Tavas ilçe merkezi ve Kızılcabölük
kasabasında elma, armut ve üzüm üretimi oldukça fazladır. Ayrıca ilçe
merkezinin dikkat çeken bir diğer ürünü de bostandır (Kavun).Seki köyünde Nar
ve Zeytin yetiştirilir. Seki, Sofular ve Pınarlık köyleri sebze üretiminde ön
sıralarda yer almaktadır.
Hayvancılık; Hayvancılık,
çobancılık şeklinde yürütülmektedir. Keçi besiciliğinin ve dağlara çadır kurmanın
artık yok denebilecek kadar azaldığı gözlenmektedir.Keçi besiciliği ormanların
korunabilmesi açısından, koyun besiciliği ise ekili alanların genişlemesi
nedeniyle azal m ıştır. Fakat sığır besiciliği bakımından bir hayli ilerlemiş
bulunmaktadır (Sığır besiciliğinde, eski ırklar yerine Montofon, Hollanda,
İsrail denilen ırklar gelişmiştir.)
Bunların sütleri Ovacık köyündeki
peynir mandırası ile Pınar süt gibi çeşitli kuruluşların süt topla m a
istasyonları tarafından değerlendirilmektedir(Yörenin kendine has yanık kokulu
tabir edilen "kese yoğurdu" ünlüdür).İlçede ve bazı köylerinde
"Dam Besiciliği" denilen yöntemlerle etini pazarlayabilmek için
besicilik yapıldığı gözlenmekledir. Ayrıca Ovacık, Çalıköy, Ulukent, Çağ
ırgatı, Garipköy gibi bazı köy ve kasabalarda tavuk çiftlikleri bulunmaktadır.
(Bazıları ekonomik kriz nedeniyle faaliyetlerini durdurmuştur)
Madenler; Mangenez, Mermer,
Manyezit, Krom, Linyit yatakları bulunmakta ve bunlardan ekonomik değeri
olanlar işletilmektedir.Karagöl köyüne 2 km. mesafede, işletilebilir damar
kalınlığı 1.80-1.20 m. olan Linyit, Kızılcaköy'de 1958-1960 yılları arasında
işletilmiş olan Mangenez madeni bulunmaktadır (Sahada on adet yarma ve galeri
açılmıştır). Ayrıca Kızılcabölük'te rezervi fazla olmayan bakır madeni
bulunmaktadır. (Çölgeçen, 2002: 20)
Diğer geçim Kaynakları;
Kızılcabölük, Vakıf, Karahisar son yıllarda Horasan! ı' da çarşaf, havlu,
gömleklik, perdelik ve mendil gibi ihracata yönelik dokuma çalışmaları çok
ileridir. Yahşiler. Sarıabat, Gökçeler, Çağırgan ve Yukarıboğaz gibi yerleşim
bölgelerinde kilim, heybe, çuval, keçe, çadır, dolangaç, kılçır (genelde
çobanların kullandığı bir tür pantolon) dokunur. Hammaddesi ise yün ve kıldır.
Buralarda da üretimin talebin başka yönlere kayması nedeniyle azaldığı
gözlenmektedir. Geçmişinde de salnamelerden anlaşıldığına göre dokumacılıkla
ilgili bir faaliyet görülmemiştir.
Yayık, kağnı, öğendere, dibek,
kaşık, yaba gibi ağaç işleri Sofular, Avdan, Yahşiler, Karahisar, Derinkuyu,
Balkıca, Kozlar ve Baharlar'da yapılırdı.
Bunlardan bazıları günümüzün
teknolojik gelişmelerine yenik düşmüşler, talebin kalmaması sonucu ortadan
kalkmışlardır.
İlçe merkezinde ise konfeksiyon
yani hazır elbisecilik ile kunduracılık yani ayakkabı yapımı önemli bir geçim
kaynağıdır. "Tavas işi" olarak adlandırılan ve benzerlerine nazaran
ucuz satılan elbise ve ayakkabılar çevre illerden de yoğun talep görmektedir.
Konak (Nikfer) kasabası başta
olmak üzere bazı köy ve kasabalarında halı üretimi yapıldığı da görülmektedir.
Bunların çoğunluğu ev tezgahlarında, genelde sipariş üzerine dokunmaktadır.
Küçük sanayinin yavaş, yavaş
geliştiği gözlenen ilçe merkezinde bir un fabrikası, Medet köyünde de bir yem
fabrikası vardır. 1996 yi sonu itibariyle Tavas'da 14 Anonim şirket, 35 Limitet
şirket olmak üzere toplam 49 şirket bulunmaktadır.Şirket toplamları açısında
Denizli ilinin ilçeleri arasında Acıpayam'dan sonra ikinci sırada
bulunmaktadır. (Çölgeçen, 2002: 21)
Ayrıca yine 1996 yıl sonu
itibariyle, 6 konut, 1 işyeri, 2 üretim tüketim, 6 esnaf kefalet, 3 motorlu
taşıt, 2 tarım satış, 1 küçük sanayi olmak üzere toplam 21 kooperatif
bulunmaktadır. Kooperatif sayısı açısından Denizli'nin ilçeleri arasında
Acıpayam ve Sarayköy'den sonra üçüncü sırada yer almaktadır.
1990 yılı Genel Nüfus Sayımı verilerine
göre; herhangi bir iktisadi faaliyet kolunda çalışanların sayısı 3 223 erkek ve
458 kadın olmak üzere toplam 33 681'dir. (Bu rakamlar 12 ve daha yukarı yaştaki
faal nüfusu kapsamaktadır) Bunların Mesleklere göre dağılımı şöyledir; Ziraat,
avcılık, ormancılık ve balıkçılık iş kolunda 255 erkek. 51 kadın. Madencilik ve
taş ocakçılığı iş kolunda 6 erkek. İmalat sanayiin de 984 erkek, 233 kadın.
Elektrik, gaz ve su iş kolunda 8 erkek. İnşaat da çalışan 306 erkek. Toptan ve
perakende ticaret, Lokanta ve oteller de çalışan 698 erkek, 15 kadın.
Ulaştırma, haberleşme ve depolama da çalışan 193 erkek, 5 kadın. Mali kurumlar,
sigorta taşınmaz mallara ait işler ve kurumları, yardımcı işhizmetlerinde
çalışanlar 97 erkek, 23 kadın. Toplum hizmetleri, sosyal ve kişisel hizmetlerde
çalışanlar 648 erkek, 116 kadın. Bunların dışında iyi tanımlanmamış
faaliyetlerde bulunanlar 28 erkek, 15 kadındır.
Geçmişinde de canlı bir ticari
hayatın bulunduğu gözlenen kazada, 1900-1902 yıllarında 1 340 Haneye karşılık 4
han, 117 dükkan; 1906-1908 yıllarında 1 181 Haneye karşılık yine 4 han ve 118
dükkan bulunduğu kaydedilmektedir. Ayrıca salnamelerden anlaşıldığına göre
Tavas kazası o yularda buğday ihracıyla ünlüdür. Gireniz ve Karayayla
mevkilerinde bir hayli mesir ormanı bulunduğu, yine Yolaltı denilen mevki de
henüz üretime geçilmemiş zımpara madeninin bulunduğu zikredilmektedir.
Köylerinde yakın zamana kadar,
ticarette olduğu gibi kendi aralarında ücret karşılığı işçilik yoktur.
"Değişik" denilen bir yardımlaşma şekliyle, işler topluca ve sırayla
yapılmaktadır. İşçilikte, çalışma şartlarında kadın erkek ayrımı yoktur.
Günümüzde ise ücret karşılığı iş yapma ve iş yaptırmak da oldukça
yaygınlaşmıştır. İş bularak organizeyi gerçekleştiren "Dayı başı"
denilen şahıslar gözetiminde tütün dikme ve pamuk zamanlarında İzmir ve Aydın
ovalarına işçiliğe gidilmektedir. Ayrıca kış aylarına rastlayan günlerde orman
işçiliğide, orman köylerinde yaygındır. 19. Yüzyıl sonlarındaki Salnamelerde
zikredildiği kadarıyla Tavas kazasında 520 kilometrekare kadar bir alanı
kaplayan büyük ormanlar vardır. Bu ormanlarda kızıl, akçam, gürgen, çınar ve
benzer ağaçlar yetişmiştir. Ormanlardan her çeşit kereste yapıldığı gibi.
ayrıca demiryolu traversi yapılır. Yapılan keresteler ve diğerleri Nazilli ve
Aydın'a götürülür. Günümüzde bu orman sahası hemen hemen yok denecek kadar azaldığı
için orman işçiliğinden
de söz edilemez.
3.1.3.Sosyal
Durum
Aile Yapısı; 1990 yılında yapılan
nüfus sayımı neticelerine göre Tavas'da toplam yerleşik nüfus 11 160, toplam hane
halkı sayısı 2 838'dir. Bunların hane halkı büyüklüğüne göre dağılımı ise
şöyledir;
Kızılcabölük'te yapılan bir
araştırma sonucuna göre ise. bir tek evli çiftin bulunduğu hane sayısı oran
olarak %92.6'dır. İki evli çiftin bulunduğu hanelerin oranı ise %7.4'dür.
Hanesinde ailesinden başka biri bulunan hane reislerinin, bunlarla ilgili
akrabalık dereceleri ise, % 39'u annesi, % 21'i babası, % 14' ü
büyükbaba-büyükanneden oluşmaktadır, reislerinin, bunlarla ilgili akrabalık
dereceleri ise, % 39'u annesi, % 21'i babası, % 14'ü büyükbaba-büyükanneden
oluşmaktadır. (Çölgeçen, 2002: 23)
Bilhassa köylerinde. Büyük baba,
ebe(babaanne), baba, gelin ve torunlardan oluşan ataerkil, birleşik aile düzeni
vardır. Gelinler evde babası ve kocası dışındaki erkeklere "ağa" der.
kız varsa "bılla" denir. Çocuklar büyük amcalarına
"büyükbaba", hanımına da "kocaana" derler. Yaşça babadan
küçük olanlara amca ve hanımlarına yenge denir. Amca veya dayı çocukları
birbirlerine "aga, aba" diye, küçüklere ise isimleriyle hitap ederler.
(Amcaoğlu, amcakızı, dayıoğlu, dayıkızı. halaoğlu, halakızı, teyzeoğlu,
teyzekızı şeklinde de çağrılır.) Anne ve babanın amca veya dayısına çocuklar
dede, onların hanımlarına da "ebe" derler. (Çölgeçen, 1997)
Günümüzde artık bu aile yapısının
köylerde de dağılmaya başladığı gözlenen bir husustur. Bu tip ailelerde eğer
varsa dede, yoksa en yaşlı erkek üyedir ve dede sağ olduğu müddetçe erkek
çocuklar evlenseler bile izinsiz ayrılamazlar, birlikte yaşarlar. Aksi halde
ayıplanırlar. Gelinler, kocalarının annelerine ana, babalarına baba diye hitap
ederler. Genel konuşmalarda kaynana ve kaynata derler. Kocanın erkek kardeşine
kayın denilir. Damat ise eşinin anne ve babasına daha önce nasıl hitap
ediyorsa, onu devam ettirir. Genel konuşmada ise kaynana ve kayınbaba diye söz
eder. Kız çocukları evlenip, çoluk çocuğa karışsalar da babaocağındaki
yerlerini korurlar. Babaları ölse de evin en büyük erkeği kimse ona aynı
şekilde saygıyı devam ettirirler. Cumhuriyet dönemine kadar, iki evlilik yaygın
olmasına rağmen, sonraları git gide yok olmuştur. (Şeker, Nisan 1989)
Akraba ve Komşu İlişkileri;
Ataerkil aile yapısına bağlı olarak akrabalık ilişkileri oldukça sıkıdır. Dede,
ebe, baba, ana, aga, aba, bılla, yenge, dayı, hala, teyze, amca, görümce
akrabalık zincirinin halkalarıdır. Bilhassa köylerinde kan bağı dışında
oluşturulan, bazı dostluklar vardır ki bunlar da büyük önem taşır.(Kaptan, 1988
)
Süt Kardeşliği (Emişmek): Çocuklar anne sütü ile
yetiştirilirler.Sütüyetersiz olan anneler, sütü yeterli olan bir anneyle anlaşarak
çocuğunu emzirtir.Böylece bu çocukla, süt annesinin çocukları arasında ömür
boyu sürecek kardeşlik bağı tesis edilmiş olur.
Kardeşlik: Birbirleriyle iyi anlaşan, sevinç ve üzüntülerini
paylaşan insanlar birbirlerini karşılıklı kardeş ilan ederler. Birbirlerine
bundan sonra "kardeşlik" diye hitap ederler. Erkeklerin kendi
aralarında, kadınların kendi aralarında oluşturduğu ve devamlı yardımlaşmayı
gerektiren bu bağ ömür boyu sürer. Farklı köylerden kardeşlik tutma suretiyle
oluşturulan bağlar daha güçlüdür.
Yaren: Kadınlar aynı yılda doğmuş yaşıtlarıyla, daha iyi
anlaştıkları için birbirleriyle arkadaş olurlar ve ona "yaren" denir,
birbirlerine de "yarenim" diye hitap ederler.
İrafik (refik): Kız kaçırmada, oğlana yardım eden arkadaşına ırafık
denilir. Erkekler yaşıtları arasından iyi anlaştığı birini ırafık seçer, bu bağ
ve ilişkileri ömür boyu devam eder.
Tertip: Aynı dönem askere gidenlerin oluşturduğu bir
arkadaşlıkbağıdır.
Asker arkadaşı: Askerliğini beraber yapmış erkekler arasında
sonraları da devam eden bir dostluk bağıdır. Asker arkadaşları, bulundukları
köy ve kasabalara gidilerek ziyaret edilir.
Sağdıç: Damat ve geline evliliklerinde yardımcı olan ayrıca evlilik
ve gerdek hakkında sır bilgileri veren kişilere denilir. Sağdıç evli kadın veya
evli erkekten olur ve yaşları da gelin ve damada nazaran çok az da olsa
büyüktür. Son yıllarda sağdıçlığın, esas fonksiyonundan uzaklaşıp, şekli bir
hal almasından dolayı, bekarların da sağdıçlık yaptıkları görülmektedir. Bazı
köylerinde çocuklar babalarının sağdıçlarına "gocububa" diye
ad1andırmaktadır1ar.(Akkoyunlu, 1992)
Bunlara ek olarak pamuk toplama
gibi başka vilayetlere çalışmaya gidenlerin oluşturduğu küçük arkadaş
guruplarından söz edilebilir. Bilhassa köylerde göçebe hayat ve çiftçiliğin
sürekli yardımlaşma gerektirmesinden dolayı komşuluk ilişkileri oldukça
güçlüdür. Adeta bütün köy birbirinin komşusu gibidir. Yaylak ve kışlaklarda,
aynı yurtlara çadır kuran, günlük işlerinde dahi yardımlaşan, yiyeceklerini
paylaşan ayrılmaz komşular vardır. Bir çok ev aletleri müşterek kullanılır,
acil durumlarda eksiklikleri birbirlerinden tamamlarlar. Komşu evi ikinci bir
ev gibi görülmektedir. Günümüzde bu komşuluk ilişkilerinin git gide geçmişe
oranla zayıfladığı görülmektedir. (Gülmez, Tavas Halk Kültürü Dağarcığı)
İdari Birim
|
Toplam Nüfus
|
Erkek
|
Kadın
|
Tavas Merkez
|
1 1 777
|
6 010
|
5 767
|
Akyar
|
262
|
124
|
138
|
A İtin Ova
|
1 034
|
517
|
517
|
Avdan
|
1 182
|
598
|
584
|
Aydoğdu
|
827
|
389
|
43 8
|
Baharlar
|
2 390
|
1 161
|
1 229
|
Bahçeköy
|
501
|
220
|
281
|
Balkıca
|
754
|
391
|
363
|
Büyükkonak (B)
|
5 012
|
2 547
|
2 465
|
Çağırgan
|
2 068
|
979
|
1 089
|
Çiftlikköyü
|
416
|
210
|
206
|
Denizoluğu
|
131
|
69
|
62
|
Tdereağzı
|
259
|
129
|
1 30
|
Deri Nkııyu
|
710
|
345
|
365
|
Ebecik
|
760
|
376
|
384
|
Garipköy
|
2 234
|
1 072
|
1 162
|
GümüşDere
|
464
|
214
|
250
|
Hırka
|
1 008
|
501
|
507
|
Horasanlı
|
1 547
|
739
|
808
|
Kayaca.
|
530
|
241
|
289
|
Kayapınar
|
106
|
61
|
45
|
Kızılca (B)
|
3 565
|
1 722
|
1 843
|
Kozlar
|
93 8
|
463
|
475
|
Medet
|
589
|
289
|
300
|
Ovacık
|
870
|
438
|
432
|
Pınarlar (B)
|
2 953
|
1 434
|
1 519
|
Pınarlık
|
428
|
220
|
208
|
S Arı Aba T
|
926
|
460
|
496
|
Solmaz
|
1 032
|
519
|
513
|
Tekkeköy
|
280
|
150
|
130
|
Ulukent (B)
|
1 666
|
816
|
850
|
Yorga
|
1 056
|
481
|
575
|
Yukarıboğaz
|
296
|
144
|
152
|
Kızılcabölük (B)
|
5 255
|
2 542
|
2 713
|
Çalı Köy
|
525
|
266
|
259
|
Gökçeler
|
550
|
266
|
284
|
Karahisar (B)
|
5 963
|
2 935
|
3 028
|
Seki
|
763
|
375
|
388
|
Sofular
|
1 002
|
472
|
530
|
Vakıf
|
1 136
|
548
|
588
|
Yahşiler
|
1 237
|
601
|
636
|
Yeşilköy
|
104
|
49
|
55
|
Toplam
|
65 136
|
32 083
|
33 053
|
Misafirperverlik en önemli
özelliklerinden biridir. Eve dışardan gelenler kim olursa olsun, eski Türk
kültür geleneğine bağlı kalarak ve dini motivasyonun da etkisiyle "Tanrı
misafiri" kabul edildiği için, günün hangi saatinde olursa, olsun tok
olduğunu söylese de mutlaka sofra kurulur en iyi yiyecekler ikram edilir, en
iyi eşyalar kullandırılır, en iyi şekilde hizmet edilir. Yemek öncesi ve sonrası
misafirin eli "elliyan" denilen leğende, bardak veya ibrikle su
dökülerek yıkanır. Bu işi evin çocukları yaparlar. Misafirin altına döşekler
atılır, sırtına dayanması için yastıklar konulur, kısaca rahatını temin için ne
gerekiyorsa yapılır. Köylere ticari amaçla gelenler, aşağı yukarı her yerleşim
biriminde bir veya birden fazla bulunan "köy odalarında" misafir
edilirler. Hayvan bağlamak için ahırlarında bulunduğu bu köy odaları şahıslara
veya köye ait olurlar. Buralara gelen misafirlerin bakımını oda sahibi veya
köylü üstlenir. Her evden sırasıyla yemekler getirilir, köyün erkeklerinin bitkisini
da misafirlerle birlikte yemek yerler. Günümüzde motorlu araçların çoğalması ve
ulaşımın kolaylaşması sonucu hayvanlarla ticaret dolayısıyla yatılı misafirlik
kalkmış ve odalar önemini yitirmiştir.(Baykara, 1989)
Nüfus Yapısı ve
Siyasi Yapı;
1990 Genel Nüfus Sayımı
sonuçlarına göre Tavas Nüfusu, 32083 Erkek33053 Kadın olmak üzere toplam
65136'dır. (1990 Genel Nüfus Sayımı Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri İli 20-Denizli.
Ankara. T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Matbaası. 1993. s.31) Bu toplamın dağılımı şu şekildedir;
Siyasi yapılanma için en son
yapılan Mahalli İdareler ve Milletvekili Genel Seçimi neticelerini incelemek
aydınlatıcı olacaktır: 27 Mart 1994 Mahalli İdareler, Belediye Başkanlığı
seçiminde Tavas ve bazı beldelerinde, seçmen sayısı ve katılım oranları şöyle
tespit edilmiştir; (Mahalli İdareler Seçimi Sonuçlan 27 3 1994. Ankara. T.C.
Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Basımevi 1994. S.312-313-314-315)
Belediye
|
Seçmen Listesinde Yazılı
|
Oy Kullanan Seçmen
|
Geçerli Oy
|
Olan Seçmen Sayısı
|
Sayısı Ve Oranı •
|
Oy Sayısı
|
|
Tavas
|
7 094
|
6
769-95.4
|
6417
|
Baharlar
|
855
|
827 -
96.7
|
798
|
Büyükkonak
|
2 294
|
2 201
- 95.9
|
2 123
|
Garipköy
|
773
|
744 -
96.2
|
715
|
Karahisar
|
2 954
|
2 835
- 96.0
|
2 769
|
Kızılca
|
1 602
|
1 545
- 96.4
|
1 457
|
Kızılcabölük
|
3 224
|
3
110-96.5
|
3 003
|
Pınarlar
|
1 394
|
1 337
- 95.9
|
1 271
|
Ulukent
|
1 049
|
995 -
94.9
|
948
|
Tablo 3.1.Seçime
Katılan Siyasi Partilerin Aldığı Oy Sayısı ve Oranı
Belediye
|
ANAP
|
BBP
|
CHP
|
DYP
|
İP
|
MHP
|
RP
|
SHP
|
|
Tavas
|
1
114
|
23
|
3
273
|
5
|
204
|
215
|
1
583
|
||
0.3
|
0.3
|
51.0
|
0.1
|
3.2
|
3.3
|
24.7
|
|||
Baharlar
|
423
|
4
|
365
|
2
|
3
|
1
|
|||
53.0
|
0.5
|
45.7
|
0.3
|
0.4
|
0.1
|
||||
B.Konak
|
659
|
3
|
788
|
4
|
8
|
661
|
|||
31.1
|
0.1
|
37.1
|
0.2
|
0.4
|
31.1
|
||||
Garipköy
|
8
|
4
|
411
|
1
|
5
|
286
|
|||
1.1
|
0.6
.
|
57.5
|
0.1
|
0.7
|
40.0
|
||||
Karahisar
|
21
|
3
|
1
141
|
3
|
35
|
1
566
|
|||
0.8
|
0.1
|
41.2
|
0.1
|
1.3
|
56.5
|
||||
Kızılca
|
582
|
16
|
815
|
14
|
30
|
||||
39.9
|
1.1
|
55.9
|
1.0
|
2.1
|
|||||
K.Bölük
|
961
|
11
|
935
|
26
|
9
|
1
061
|
|||
32.0
|
0.4
|
31.1
|
0.9
|
0.3
|
35.3
|
||||
Pınarlar
|
216
|
9
|
388
|
6
|
9
|
643
|
|||
17.0
|
0.7
|
30.5
|
0.5
|
0.7
|
50.6
|
||||
Ulukent
|
207
|
7
|
259
|
344
|
53
|
78
|
|||
21.9
|
0.7
|
27.3
|
36.3
|
5.6
|
8.2
|
24 Aralık 1995 Milletvekili
Genel Seçimlerinde Tavas ve köylerindeseçmen sayısı ile katılım şöyle tespit
edilmiştir.
Seçmen Listesinde Yazılı
|
Oy Kullanan
|
Geçerli
|
|
Olan Seçmen Sayısı
|
Seçmen Sayısı
|
Oy Sayısı
|
|
Tavas Toplam(M)
|
7
471
|
6
826
|
6
591
|
Köyler Toplamı
|
31
129
|
28
520
|
27
770
|
TOPLAM
|
38
600
|
35
346
|
34
361
|
Seçime iştirak eden partilerin genel oy
dağılım toplamları ise şu şekilde oluşmuştur.
RP
|
DYP
|
ANAP
|
DSP
|
CHP
|
HADEP
|
|||
Tavas
|
475
|
2
835
|
1
538
|
410
|
659
|
52
|
||
Köyler
|
2
258
|
10
170
|
6
780
|
2
799
|
3
074
|
287
|
||
TOPLAM
|
2
733
|
13
005
|
8
318
|
3
209
|
3
733
|
339
|
||
İP
|
MHP
|
MP
|
YDH
|
YDP
|
YP
|
|||
Tavas
|
11
|
527
|
31
|
24
|
25
|
4
|
||
Köyler
|
68
|
1
758
|
204
|
117
|
207
|
48
|
||
TOPLAM
|
79
|
2
285
|
235
|
141
|
232
|
52
|
||
3.1.4.Eğitim
Durumu
Eğitim Öğretim Yapısı,
Kurumları;1990 Gene1 Nüfus Sayımı
neticelerine göre: 6 ve daha yukarı yaştaki nüfusun toplamı 10 579'dur.Bu
sayının 1 867 sini okuma yazma bilmeyenler, 8 712 sini ise okuma yazma bilenler
oluşturmaktadır ki bunlarında 1 353'ü bir öğrenim kurumundan mezun
olmayanlardır. Okuma yazma bilen nüfusun, 5 770'i İlkokul, 663'ü Ortaokul, 6'sı
Ortaokul dengi meslek okulu> 387'si Lise, 223'ü Lise dengi meslek okulu,
290'ı Yüksek okul veya fakülte mezunudur. (Geçmişte de Tavas kazasının okul
sayılarındaki fazlalık dikkat çekicidir. 1908 Salnamesinde 67 köye karşılık 80
okul mevcudu kaydedilmektedir.) 20' sini ise öğrenim kurumu bilinmeyen ve mezun
olup olmadığı bilinmeyenler oluşturmaktadır. 1990 yılı rakamlarına göre; Tavas
merkezde 600 erkek 218 kız öğrenci vardır.Köylerinde ise 12 203 erkek, 7 760
kız öğrenci öğrenim görmektedir.(Bu rakamlar 12 ve daha yukarı yaştakileri
kapsamaktadır.)( 1990 Genel Nüfus Sayımı Nüfusun Sosyal ve Ekonomik
Nitelikleri, s.70-105)
1996-1997, Eğitim - Öğretim
yılında Tavas İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde bulunan ilkokullar ve
öğrenci- öğretmen mevcutları. Müdürlüğün, Nisan 1997'de verdiği listeye göre
şöyledir:
İlkokulların Adı
|
Öğrenci
Sayısı
|
Öğretmen Sayısı
|
Merkez Cumhuriyet
|
241
|
15
|
Merkez Gazi
|
161
|
7
|
Merkez Hakimiyet
|
213
|
11
|
Merkez İstiklal
|
162
|
11
|
Akyar Köyü (Taşınmalı)
|
||
Aydoğdu Köyü
|
104
|
4
|
Bahçe Köyü
|
45
|
2
|
Balkıca Köyü
|
129
|
5
|
Büyükkonak Atatürk
|
238
|
15
|
Çağırgan Köyü
|
120
|
8
|
Çaiıköy
|
53
|
3
|
Dereağzı Köyü
|
26
|
1
|
Dereağzı Damlacık
|
14
|
1
|
Denizolıık
|
29
|
2
|
Ebecik
|
77
|
4
|
Garipköy Kasabası
|
71
|
4
|
Gökçeler
|
79
|
3
|
Gümü°Dere
|
54
|
2
|
Güzelköy
|
44
|
1
|
Hırka
|
64
|
3
|
Karahisar Karaoğlanoğlu
|
134
|
6
|
KarahisarDidin .
|
79
|
6
|
Kayaca
|
33
|
2
|
Kayapmar (Taşımalı)
|
||
Keçeliler
|
50
|
2
|
Kızılca 30 Ağustos
|
127
|
8
|
Kızılcabölük Atatürk
|
178
|
14
|
Kızılcabölük Cumhuriyet
|
106
|
8
|
KızılcabölükM.Akif Ersoy
|
102
|
6
|
Kozlar
|
16
|
1
|
Kozlar Alpa
|
49
|
4
|
Medet
|
73
|
5
|
Ovacık
|
39
|
2
|
Pmarlık
|
146
|
12
|
Sarıabat
|
81
|
5
|
Seki
|
73
|
4
|
Solmaz
|
79
|
3
|
Tekke
|
75
|
6
|
Vakıf
|
96
|
6
|
Yorga
|
133
|
6
|
Yııkanboğaz
|
23
|
1
|
Tavas İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü
bünyesindeki İlköğretim okulları, öğrenci ve öğretmen mevcutları ise şöyledir;
İlköğretim Okulunun Adı
|
Öğrenci Sayısı
|
Öğretmen Sayısı
|
Altınova
|
120
|
8
'
|
Avdan
|
238
|
9
|
Baharlar
|
160
|
12
|
Horasanlı
|
97
|
15
|
Kızılca 23 Nisan
|
362
|
15
|
Pınarlar
|
237
|
13
|
Ulukent
|
142
|
9
|
Horasanlı
|
99
|
7
|
Karahisar
|
373
|
13
|
Kozlar
|
137
|
9
|
Derinkuyu
|
110
|
10
|
Sait Kalaycıoğlu
|
334
|
21
|
Yine Tavas İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü
bünyesindeki Orta dereceli okullar, öğrenci ve öğretmen mevcudu şöyledir;
Orta Dereceli Okulun Adı
|
Öğrenci Sayısı
|
Öğretmen Sayısı
|
Tavas Lisesi
|
478
|
28
|
Anadolu Lisesi
|
284
|
11
|
Tavas Ticaret Lisesi
|
207
|
16
|
Tavas İmam Hatip Lisesi
|
428
|
27
|
Karahisar Lisesi
|
62
|
5
|
K.BölükYa°ArOncan L.
|
286
|
15
|
K.Bölük Endüstri Meslek L
|
47
|
7
|
B.KonakKöseahmetler L.
|
114
|
10
|
B.Konak Ortaokulu
|
204
|
7
|
Çağırgan Ortaokulu
|
68
|
5
|
Solmaz Ortaokulu
|
25
|
5
|
3.1.5.Tavas'ın
Tarihi Durumu
Tavas ve Bağlı Birimlere Genel
Bir Bakış; Tavas merkez ve bağlı yerleşim yerleri adlarının kaynağı konusunda
çeşitli rivayetler mevcuttur. (Çölgeçen, 2002: 32)
Evliya Çelebi'nin ilçeye geldiği.
Seyahatnamesinin 9. cildindeki "Menteşe sancağını iyice dolaşıp temaşa
ettim. Osmanlı ülkesinde böyle verimli sancak yoktur.Kazaları mamur, köyleri
sıktır. Kazaları şunlardır: Evvela taht kazası Muğla, Ula, Yerekseği, Gereme,
Karaova, Çıravala yeni Kara bağ lar, Milas, Mandalyat, Mazin, Bozüyük, Müsevli,
Davaz, Geremez, Üzümlü, Avredos, Döğer, Eşen, Mekri, Purnaz..." şeklindeki
ifadelerinden anlaşılmaktadır.(Baykara, 1989)
İlçenin ilk adı Yarangüme'dir.
Selçuklular döneminde yöreye gelen ilk Türk boyları bu yerin ormanlık ve
avlanmaya elverişli olmasından, birbirlerini seven ve sayan arkadaşların
avlandıkları yer anlamına gelen "Yarangüme" adını vermişlerdir.Yaren
sözcüğü Türkçe'mizde arkadaş, dost ve can yoldaşı, güme sözcüğü de avcılar
tarafından keklik, ördek gibi kuşların avlanması için tertiplenen tuzak yeri
anlamındadır. İlçe kurulmadan evvel yerinin çok ağaçlık, sulak olduğu ve bol
miktarda av hayvanının bulunduğu rivayet edilmektedir. İlçe olmadan evvel idari
merkezi şimdiki Hırka köyüdür. Hırka halkı veya diğer yerleşim birimlerindeki
halk ve avcıları "-Haydi yarenler güme avına gidelim." diye gelip bu
bölgede avlanırlarmış. Daha sonraları yerleşime açılmasıyla bu adla anılmıştır.
Tavas (Davaz) adının verilmesi
ile ilgili olarak çeşitli rivayetler vardır. Evliye Çelebi'ye göre;
"Menteşe Bay oğullarından Mirza Bay fethederken, kalede adem az
buyurmuşlar. Bu sözden galat olarak Türkler arasında Davaz olmuş" tur.
Türklerin (Oğuzların) Orta
Asya'dan göçleri sırasında Horasan'ın Toy kasabasından gelenler, Tavas'ın
bugünkü Horasanlı köyüne (Merkepli köy) yerleşmişlerdir. Bunlara Tos'dan
geldikleri için Toslular denilmiştir. Toslular deyimi zaman içinde ses
değişimine uğrayarak Tavaslılar şekline dönüştüğü, Tavas isminin ikinci
varsayımıdır.. Diğer bir söylentiye göre: Romalılar zamanında Kale'de
kurulan "Tubea" (Tebae) krallığının "Devuyas"
(Dövünyas) adındaki kiralın ismine atfen bu yöreye bu ad verilmiştir. Zaman
içerisinde ve yöresel şive özellikleriyle bu sözcük sonraları Davaz şeklinde
söylenir olmuştur. Ancak "z" sesinin türeme hadisesi
anlaşılamamaktadır. "Tavas" adının "Tav = dağ, tepe"
kelimesi ile ilgisi olduğu düşünülebilir. !9. Yüzyıl sonlarında ki Aydın
Vilayeti Salnamelerinden çıkan neticeye göre kazanın adının "taba"
veya "tabac"dan gelmesi ihtimali üzerinde durulur.Aynı Salnamelerde
Tavas kaza adı olarak zikrederken, kaza merkezi olarak "Yarangüme"
denilir. Yine XX Yüzyıl Başlarında Salnatnc-i Vilayeti Aydın'da, Tavas, namı
diğer Yarangüme'nin eski isminin "Taba" olduğu rivayeti mevcuttur.
Bir rivayete göre de Büyük İskender Asya seferine çıktığında, bugünkü yerleşim
merkezinde mola vermiş. Bu mola sırasında askerler arasında meçhul bir sari
hastalık türemiş ve pek çok ordu mensubu ölmüş. Bunun üzerine İskender askerlerini
acele toplamış ve buraları göstererek kendi dillerinde lanet olsun manasına
gelen, "Tavas" diyerek hızla bu bölgeden ayrılmış.(Baykara, 1989)
Ayrıca Tavas isminin Anadoluda
başka bazı yerleşim birimlerinde de tarih içinde kullanıldığı görülmektedir.
Solakzade tarihinde. Sultan I. Murat'ın Rumeli fetihlerinden bahsedilirken
Niğbolu ve Tavaslı şehirlerinin fethinden bahsedilmektedir. Yine Bozok, Maraş,
Malatya sancakları hususunda bilgiler verilirken "Davas, Davaslı
cemaatinden bahsedildiği görülmektedir. Ayrıca Saruhan ve Menteşe Sancaklarına
bağlı "Tavas, Tavaslı (Tavaslu)" cemaatinden
bahsedilmektedir.(Denizli Tarihi 2. Kısım (1070-1429), İstanbul, Fakülteler
Matbaası)
Tavas ilçe merkezinin 3 km.
uzağında bugün Tavasla tamamen birleşmiş bulunan "Bağlı - Bağlar"
denilen, içinde kır kahveleri bulunan kamp kurmaya, piknik yapmaya elverişli
doğal güzelliklere sahip bir mesire yeri bulunmaktadır. Ancak günümüzde bu yer
imara açılarak hızla betonlaşmaya başlamış ve dolayısıyla eski özelliğini
kaybetmeye başlamıştır.(Acaroğlu, “Denizli İlinde Yer Adları”, Türk Kültür
Tarihinde Denizli Sempozyumu)
Diğer Yerleşim
Birimleri ve Yer Adları;
Akvar; İlçe merkezine 10 km. mesafede olup, eski adı
"Deûerdir. Bu ad 1956 tarihinde değiştirilmiş ve köye "Akyar"
adı verilmiştir. Delier adının "Deliler (Delüler)" oymağı ile ilgisi
olduğu düşünülebilir. "Akyar" adı da, yöredeki toprağın rengine ve
coğrafî konumuna bağlı olarak verilmiş olabilir
Altınova; Eski adî TilkilliMir. Rivayetlere göre; Konya’dan gelen
bir adam bu adı takmıştır. Sonraları Altınova adını almıştır. Ovasında çok güze
yöre de meşhur bir buğday türü yetiştiği için bu adı aldığı rivayet edilir.
Avdan; İlçe merkezine 35 km. mesafede olup, adının
"Avdan" isimli aşiretten kaynaklandığı söylenmektedir. Bir rivayete
göre "Avaras" Türklerinden yetmiş kişilik bir oba bu bölgeye gelmiş
ve Haçlılarla sık sık savaşa tutuşmuşlardır. Bu savaşlardan birinde
"Ali" isimli oba beyi, sonradan "Avaras" denilen mahalde
şehit düşmüştür. Bilahare bu kelime "Avdan"a dönüşmüştür.
Aydoğdıı; İlçe merkezine 18 km. uzaklıkta olup, eski adı
"Abaz"dır. Bu adın yöreye ilk yerleşen yörük aşiretinden
kaynaklandığı rivayet olunmaktadır.
Baharlar; İlçe merkezine 22 km uzaklıkta olup, adının aynı adı
taşıyan bir aşiretten kaynaklandığı söylenmektedir. Batı Anadolu'da iskan eden
"Bahar, Baharlar" cemaatinin köyün adı ile bir ilgisi olduğu
düşünülebilir.
Bahçeköy; İlçe merkezine 33 km. uzaklıkta, etrafı bağlık, bahçelik
bir yerdir. Adının doğal görünümünden kaynaklandığı rivayet edilir.
Balkıca; İlçe merkezine 33 km. uzaklıktadır. Adının, "balkımak
(parlamak, göz alıcı, güzel olmak)" fiiliyle, alakası olduğu
düşünülebilir. Yine "Balkı" kelimesi "çok güzel (insan
için)" manalarına gelmektedir.
Büyükkonak; İlçe merkezine 25 km. uzaklıkta, eski adı
"Nikfer", bilahare "Konak" ve belediyelik olunca
"büyükkonak" adını alan bir kasabadır. "Nikfer" adının,
yörede eskiden yaşamış olan "Nikforos" isimli bir kraldan
kaynaklandığı, "Konak" adının ise "konulacak yer" manasında
kullanıldığı söylenmektedir. Bir rivayete göre 2000 yıl önce bu yörede nüfusu
kırk binlere varan, yoğun olarak demircilik ve kuyumculukla iştigal eden
sanatkar ve zengin bir kavim yaşamıştır. Yerleşim biriminin yanındaki dağın bir
deprem neticesinde şehrin üzerine yıkılmasıyla hiç bir canlı kalmamıştır.
Şimdi o alanda
"Deliktaş" denilen depremde dağın kaymasıyla, oluşan ortası delik bir
kaya bulunmaktadır. Bir pencere büyüklüğünde olan bu deliğin içi çok derindir
ve adeta sığınak gibidir. Bir diğer rivayete göre kasabayı kuranlar yedi yüzyıl
önce Menteşe oğulları beyliğine bağlı, Muğlanın Milas ilçesine bağlı
"Mecit Kalesi" olarak bilinen küçük bir köyden göç etmişlerdir.Bu
bölgeyi ilk gören ve yerleşim yeri haline gelmesini sağlayan yazları
koyunlarını otlatmak için gelen bir çobandır. Sahipsiz bulduğu ovayı çok
beğenen ve göçebe gezmekten yorulmuş olan çoban bu bölgeye bir çadır kurarak
yerleşmiş. Civar yörelerde yerleşik olan insanlar merak ederek çadırın yanına
geldiklerinde birbirlerine çobanın "yükü de var" diye seslenmişler,
bu söz sonraları değişime uğrayarak "Nikfer" şekline dönüşmüştür.
Çağırgan; İlçe merkezine 10 km uzaklıktadır. Batı ve Güney
Anadolu'da yerleşmiş olan "Çağırgan, Çağırganlı" cemaatiyle alakası
olduğu düşünülebilir. Bir rivayete göre, bir vadi içinde kurulu olan köy
halkının bir kısmı bir yamaçta, bir kısmı da diğer yamaçta yaşarlarmış.
Köylüler aralarında irtibat temin edebilmek için karşıdan karşıya
"Çağrıştıkları" için, adı "Çağırgan" olmuştur. Diğer bir
rivayete göre de merkezi bir yerde bulunmasından dolayı resmi bir toplantı veya
duyuru olacaksa çevre köylere haber bu köylüler vasıtasıyla gönderilirmiş.
Çevre köy sakinleri bu gelen habercilere "Çağına veya çağıran geldi"
diye niteledikleri için bu söz zamanla "Çağırgan"a dönüşmüştür.
Kasabada "Maltepesi" denilen bölgede altın eşya ve sikkeler bulunmuş,
bilahare sit alanı ilan edilmiştir. Köyün eski isminin "Çağırhan"
olduğu ve bilahare adının değiştirildiği iddiası varsa da bu konuda ne halk
arasında nede herhangi bir yerde başka bilgiye rastlanılamamıştır.
Çiftlik Köyü; İlçe merkezine 10 km. uzaklıkta olup, adının ilk
yerleşenlerin kurdukları çiftlikten kaynaklandığı rivayet edilmektedir.
Rivayete göre köye ilk defa Milas'tan çobanlar gelmişler ve bunlardan Osman ağa
isimli bir zat köy topraklarının bütününe sahip olmuş. Köy halkı onun
arazilerinde "ırgatlık" ederek iaşelerini temin ederlermiş. Sonraları
Acıpayam, Buldan gibi ilçelerden gelen asker kaçakları da buralara
yerleşmişler. Toprak kanunu çıkınca topraklar köylüye dağıtılmış, böylece
ağalık sona ermiş.
Denizoluğu; İlçe merkezine 31 km uzaklıkta olup, adının, bol su
kaynaklarına sahip köyün, su ihtiyacını karşıladığı pınara izafetle verildiği
söylenmektedir. "Denizoluk" olarak kullanılmaktadır.
Dereağzı; İlçe merkezine 38 km. mesafede olup, bir su kaynağı
yakınında bulunmasından dolayı bu ismi aldığı söylenmektedir.
Derinkuyu; İlçe merkezine 30 km. uzaklıkta olup. eskiden köyün
yakınlarında bulunan ve su ihtiyacının karşılandığı kuyulardan dolayı bu adın
verildiği söylenmektedir.
Ebecik; İlçe merkezine 26 km. mesafede olup, adının ise, Denizli
yöresinde bir çeşit mantara verilen ad olan "ebe" kelimesi veya bir
çeşit tarla otu çeşidi olan "ebecik" kelimesiyle ilgisi olduğu
düşünülebilir.
Garip; İlçe merkezine 13 km. uzaklıkta olup, adının "yabancı,
gurbette yaşayan" manalarıyla alakasının olduğu söylenmektedir. Rivayete
göre üç yüz yıl kadar önce Orta Asya'dan gelen Türkler şimdiki meskun alanın
doğusuna "Kozağaç" denilen mevkiye yerleşmişler. Daha önceden o bölge
civarına yerleşmiş Uluköylüler (Ulukent), bunlar için : "Şuraya uzaktan
garipler gelmiş. Bakın bakalım kimlerdir, ihtiyaçları var mıdır?"
demişler. Adı buradan kalmıştır.
Gümüşdere; İlçe merkezine 23 km. mesafede olup, ismi köyün
yakınlarından geçen dereye izafeten verilmiş olabilir. Eski adı
"Muğlasııf'dır. Rivayete göre 1770 yıllarında
SarıkeçiliyörüklerindenHıdıroğulları namında bir yörük "Damboğazı"
mevkiinde çadır kurup yerleşir. Hıdıroğulları zamanla çoğalıp, ayrı ayrı
mevkilerde çadır kurmaya, dam yapmaya başlamışlar. 1895 -1900 yıllan arasında
Muğla ağalarından, Tavas bölgesine bakan zat bekçisiyle beraber bu yöreden
geçerken. Hacı Hıdır önüne geçerek çadırına davet eder ve köyün tekrar bir yere
toplanmasını temin etmesini rica eder. Ağa bekçisine emir vererek bu ricayı
geri çevirmez. Böylece Hacılar (Hıdırlar), Tıkırlar guruplarının birleşmesi
sağlanır. Köyün kurulmasında Muğlalı ağanın gayreti olduğu için köye
"Muğlasın" adı verilmiştir.
Hırka; İlçe merkezine 20 km. mesafededir. Bir rivayete göre, bir
zamanlar burada "konak içi" denilen mahalde 102 odalı bir sarayda
zengin ve namlı kırk ağa yaşarmış. İlk ismi buna bağlı olarak
"Kırkağalar" mış ve Muğla'ya bağlı bir ilçeymiş. Bu ağalar zamanla
birbirleriyle geçinemez olmuşlar, 1875'te çeşitli sebepleri bahane ederek
mahkemeye başvurmuşlar. Birbirleriyle kavga ettikleri bir gün saray yanmış,
ağalar da dağılmışlar. Bilahare mahkeme kararıyla ilçe köylüğe
dönüştürülmüştür. Bu isim "Kırka"ya ve sonraları değişime uğrayarak
Hırka’ya dönüşmüştür. Diğer bir rivayete göre, Menteşe bölgesinde Haçlılarla
yapılan bir savaşta yaralandıktan sonra obasına dönen bir savaşçı bu mahalde
hırkasını bıraktığı için bu ad verilmiştir.
Horasanlı; İlçe merkezine 25 km. uzaklıkta olup, eski adı
"Bereketli'Veya bir rivayete göre "Merkeplr'dir.
"Bereketli" adının, aynı adı taşıyan aşiretle alakası olabilir.
Rivayete göre, geçmişte köyün ileri gelenleri binek olarak kullandıkları
merkeplerini köy meydanına bağladıkları için, köye ilk gelenlerin ilk
karşılaştıkları bu manzara olmasından dolayı "Merkepli" olarak
nitelendirilmiştir.
Kayaca; İlçe merkezine 45 km. mesafede olup, adı köyün bulunduğu
yerin coğrafi durumuna istinaden verilmiş olabilir.
Kayapınar; İlçe merkezine 33 km. uzaklıkta olup, adının yerleşim
yeri civarında bulunan su kaynaklarından geldiği söylenilmektedir.
Keçeciler; İlçe merkezine 20 km. mesafede olup, adının aynı ismi
taşıyan bir aşiretten kaynaklandığı rivayet edilmektedir. Daha önceleri
"Baharlar" kasabasına bağlı bir mahalle iken müstakil köy olmuştur.
Kızılca; İlçe merkezine 18 km. uzaklıkta olup, adının
"Kızılca" cemaati ile ilgisi olma ihtimali vardır. Eski Sebastobis
şehrinin harabeleri Kızılca köyü civarındadır. Tavas yöresi civarında geçmişte
yaşamış, üç kardeşten birinin kurduğu rivayet edilir.(Kızılcabölük,
Kızılhisar,Kızılca) .
Kozlar; İlçe merkezine 43 km. uzaklıkta olup, adınınceviz manasında
kullanılan "koz" la bir ilişkisi olması muhtemeldir. Geçmişte köyün
isminin "Kozlu" olarak kullanıldığı bilinmektedir "Sivrice"
mevkiinde Yaylacılık cemaati olarak kaydedilmiştir. Kozlar 1980'de 1 082 nüfus
iken, 1985'de bu sayı 967'ye düşmüştür.
Medet; İlçe merkezine 8 km. uzaklıkta olup, adının Arapça da
"yardım" manasına gelen "meded" kelimesinden gelmiş olması
muhtemeldir. Bir rivayete göre, Menteşe yöresinde Haçlılarla yapılan savaşta
yaralanan bir adanı köyüne dönerken, buraya gelmiş ve "meded" istemiş
bilahare bu kelime "Medef'e dönüşmüştür.
Ovacık; İlçe merkezine 20 km. uzaklıkta olup, yerleşim yerinin
özelliğinden dolayı bu adı aldığı söylenmektedir.
Pınarlar; İlçe merkezine 8 km. mesafede olup, adının kasaba
civarında bulunan su kaynaklarından aldığı söylenmektedir. 1972 yılında
belediye teşkilatı kuruluncaya kadarki adı "Uzunpınar'dır. Rivayete göre;
kuraklık yıllarında diğer köyler susuzken sadece burada bulunan pınarlar
kurumamıştır. Civar köyler su ihtiyaçlarını buradan gidermişlerdir. Bunun için
adı "Uzunpınar" olmuş bilahare kasaba olunca "Pınarlar"
olmuştur. Üç tarafı dağlarla çevrili, batı kısmı Tavas ovasına açılan bu
bölgeye önce üç yörük ailesi gelip yerleşmiş. Sonraları "Alibeyler"
ve "Ağalar" denilen aileler buradan ayrılıp, "Kaya altına"
ve Kenezyeri"ne yerleşmişlerdir. Yakınlarında yontularak beşiğe
benzetilmiş "Gavur beşiği" denilen bir kaya bulunmaktadır.
Pınarlık; İlçe merkezine 12 km. uzaklıkta olup, adını köy
yakınlarından geçen dereden almış olması muhtemeldir. Eski adı
"Merkepkıran"dır. Rivayete göre köyün yakınından geçmekte olan derede
çok merkep sürüklenerek öldüğü için bu ad verilmiştir. '
Sarıabat; İlçe merkezine 15 km. uzaklıkta olup, adının köyün önünde
bulunan ovadan dolayı verilmiş olması muhtemeldir. Eski adı
"Sarıova"dır.
Solmaz; İlçe merkezine 13 km. uzaklıkta olup, adını "suv =
su" kelimeleriyle ilgisi muhtemel olan, "Suvarmaz" kelimesinden
almış olabilir. Rivayete göre Menteşe bölgesinde yapılan Haçlı savaşlarında
yaralanan bir asker, köyüne dönerken, bu bölgede çeşme başındaki bir kadından
bir tas su istemiş. Kadında yaralı askere bir tas su ve bir çam dalı vermiş.
Bunun üzerineBizans dönemlerine ait para ve sikkeler bulunmaktadır. Bu konuda
resmi bir araştırma ve incelemenin henüz yapılmadığı rivayet edilmektedir.
Köyün beş kilometre ilerisinde, bir bölümü Beyağaç ilçesi sınırlarında bulunan,
eğlence ve mesire yeri olarak da kullanılan Alabalığıylatanınan
"Eşen" göleti vardır.
Kökü yurt dışına da dayanan zayıf
bir iddiaya göre Almanya'nın Hannover kentinin, "Goslar" kasabasından
Haçlı seferi sırasında gelen Hıristiyan savaşçıların kurduğu bir köydür.
Goslar, Almanya'da Hannover'de tarihi bir kasabadır. Tarihe ve geçmişe meraklı
bir halkı vardır. Kozlar köyünden Almanya'ya işçi olarak gidenlerden bazıları
buralara gitmişler, hatta içlerinden biri bu kasabada bir lokanta açmıştır.
"Neticede her iki ismin benzerliği, hatta 1928 öncesi haritalardan
birisindeki Goslar imlası, Almanya'daki Goslar kasabası halkının zihninde
"acaba aynı kökten mi geliyoruz?" sorusunu uyandırmıştır. Bilahare
tertipledikleri bir geziyle 1988 martında Kozlar köyüne gelmişler, bunun
neticesinde bir takım yazılar kaleme alınmıştır. Bu iddiaların delillerinden
biri "Goslar" kasabasıyla, "Kozlar" köyünün krom madenleri
yakınlarında bulunmuş olmasıdır. Muhayyile işletilmiş ve Haçlı seferlerinde 2.
ve 3. Haçlılara kadar gidilmiştir. Haçlıların, Denizli'den geçmeleri, II. Haçlı
ordusunun Kazıkbeli'nden geçerek Karaağaç yolu ile Antalya'ya ulaşması söz
konusudur. Bu iddialara göre III. Haçlı seferinde FrederikBarbarossa'nın
ordusundan, Türk saldırılan üzerine kaçıp dağılan Goslar kasabasından gelen
Haçlılar, dağlar arasında kaybolmuşlar, neticede Tavas'ın
Kozlar'ınıkurmuşlardır.Bu senaryo bu iddiaları içeren tüm yazıların temelini
teşkil etmektedir. Ancak gerçek böyle değildir. "Koz" yani cevizi çok
yetişen yerden gelen "Kozlu" ismi, Anadolu'da pek çok yaygındır.
Kozlunun, Kozlar olması da çok önemli değildir; hele 1928'e, Atatürk'ün
dil/alfabe değişikliğine kadar Goslar yazıldı iddiası da gerçek değildir.
Kısacası bu ve benzeri iddialar Türk halkının kafasını bulandırmaktan öteye
gidememektedir. Kozlar Tavas'a bağlı bir köy olup; 18. yüzyıl tahrirlerinde
Kozlu diye geçen yer olma ihtimali vardır. 1891 Salnamesinde de "Qozlar"
imzasıyla yer almaktadır. Yine 1582 tarihinde de Kozlu da 43 hanede 232
dolaylarında nüfus hesaplanmaktadır. Hatta 1582'de burada oturan Türk boyu,
asker "solmasın güzelleri solmasın, çamları kurumasın" diye dua etmiş
ve bunun için köye "Solmaz" denilmiştir.
Tekkeköy; İlçe merkezine 12 km. uzaklıkta olup, eski adı
"Tekke-i Kebifdir. Bu ismin köyde mevcut, sekiz kadar türbe ve yatırdan
dolayı söylenmiş olması muhtemeldir.
Ulukent;İlçe merkezine 15 km. uzaklıkta olup, adının yerleşim
yerinin büyüklüğünden verildiği söylenmektedir. 1972 yılında belediyelik
olmadan önceki adı "Uluköy"dür.
Yorga; İlçe merkezine 32 km. mesafede olup, adının "biniciyi
sarsmayan at yürüyüşlerinden biri" manasıyla alakası olabilir. Ayrıca
"Yorga. Yorka; Yorgalı, Yorkalı" cemaatinin köyün adı ile ilgisi
olması muhtemeldir.
Yukarıboğaz; İlçe merkezine 25 km. uzaklıkta olup, adının yerleşim
yerinin özelliğine bağlı olarak verilmiş olması muhtemeldir. Rivayete göre
1600Tü yıllarda Sarıkeçili aşiretine mensup, üç kardeşin kontrolünde olan bir
cemaat, Horasan tarafından Adana1 ya gelirler. Oradan da padişah fermanıyla
Muğla'ya nakledilirler. Bilahare aşiret Muğla'dan Tavas'a gelirler.
Kardeşlerden biri Kale ilçesinin Varalı (Özlüce) köyüne, diğeri Baharlar'a
gidip yerleşirler. Derviş isimli kardeş de, dericilikle iştigal eden Yunan
Tabea aşireti mensubu Rumların tamamen harap bir halde terk ettikleri
Yukanboğaz'a gelip, bu bölgede halen " Mommed (Muhammed) Çeşmesi"
denilen mevkiye yerleşir. Sonraları Yetim Ali ile Kara Mustafa isimli şahıslar
çoban olarak geldikleri köye yerleşerek ayrı bir mahalleyi oluştururlar.
Rivayete göre köy önceleri Çağırgan Köyünün bir mahallesi konumundadır. Çukurda
bulunan Çağırgan köyüne nispetle, konumu itibarıyla bu mahalleye Yukarıboğaz
mahallesi denilmiştir. Karayayla, Erdoğmuş, Kızılkaya köyleri önceleri
Yukanboğaz'a bağlı iken sonraları "Karayayla" adı altında birleşerek
bir köy oluşturmuşlardır.
Kızılcabölük; Denizli'ye 50 km., ilçe merkezine 7 km. uzaklıkta
olup, adının Tavas çevresinde yerleşmiş olan "Kızılcabörk,
Kızılcabörklü" cemaatinden almış olması muhtemeldir. Bir rivayete göre
Kızılcabölük'e ilk yerleşen Türk gurupları başlarına kırmızı börk giydikleri
için bu ad kalmıştır. Diğer bir rivayete göre toprağı kırmızı renkte olduğu
için, buraya gelenlerde bölük bölük gelip yerleştikleri için Kızılcabölük
denilmiştir.
Rivayete göre bu yöreye, ilk bir
Türkmen beyinin oğlu yerleşmiştir. (Bunlar üç kardeştir; biri Acıpayam
Serinhisar a, diğeri Tavas Kızılca'ya yerleşmiş ve buralarda yerleşim yeri
oluşmasına vesile olmuşlardır.) İlk yerleşim yeri bugünkü Kavak mahallesidir.
Burada hali hazır da aynı adı bir cami bulunmaktadır. Daha sonraları Yukarı
mahalleye kayılmıştır. Bir de geçmişte demirci ustalarının barındığı Demirci
Mahallesi vardır. Kasaba da 1912 yılında belediye teşkilatı kurulmuş, 1933
yılın da nahiye olmuştur. Nahiyelik 1971 yılında kaldırılmıştır. Günümüz de
ilçe olabilmek için çaba göstermektedir.
Çalıköy; İlçe merkezine 18 km. uzaklıkta olup, adını köyün etrafını
kaplıyan çalılardan almış olması muhtemeldir.
Gökçeler; İlçe merkezine 27 km. uzaklıkta olup, adını Aydın
civarında yerleşmiş olan "Gökçeler, Gökçeli" cemaatinden almış olması
muhtemeldir. Rivayete göre Oğuz boyuna bağlı Horzumoymağından olan Gök Hüseyin
ve obası, Menteşenin Yılanlı ve Akçay yöresinden gelerek bu bölgeye yerleşir.
Önceleri yanında olan kardeşleri Sarı Ramazan ve Deveci Mehmet ayrılıp başka
yerlere göç ederler. Daha sonraları 1750 ve 1780 yılları arasında Tavas
beylerine yerleştirildiği ovadan vazgeçtiğini, bunun yerine ormanlarla kaplı,
Kırkpınar çayının yanı başındaki, adı önceleri "Ahmed'in yeri" olan
Çakalçukurumevkisine yerleşmek istediğini belirtir ve izin alarak yerleşir.
Bugünkü yeri "Aksan" olarak bilinir ve Tavas beyleri burayı
Pıyancıklılara vermişlerdir. Sonraları Emin beyler olarak bilinen Tavaslı bir
aile bu yeri kız kaçırma karşılığı olarak satın almışlardır. Bilahare Emin
beylerden bu yeri Gök Hüseyin'in oğulları para karşılığı alarak yurt
edinmişlerdir. İsmi de bundan dolayı "Gökçeler" olmuştur.
Karahisar;İlçe merkezine 14 km. uzaklıkta olup, adını civarında
bulunan eski şehir kalıntılarından gelmiş olması muhtemeldir.
Seki; İlçe merkezine 30 km. uzaklıkta olup, coğrafi özelliği
dolayısıyla, "basamak, yükselti" manalarına gelen "Seki"
adını almış olması muhtemeldir.
Sofular; İlçe merkezine 21 km. uzaklıkta olup, adını Batı
Anadolu'da yerleşmiş olan "Sofu, Sofular, Sofulu" cemaatinden almış
olması muhtemeldir.
Vakıf;İlçe merkezine 9 fan. uzaklıkta olup, adının Osmanlı
İmparatorluğu zamanında vakıf arazisi olmasından kaynaklandığı söylenmektedir.
Yakınlarında "Apollonia" denilen eski Yunan, Roma ve Bizans
dönemlerini görmüş bir antik kent yıkıntısı bulunmaktadır.
Yahşiler; İlçe merkezine 23 fan. uzaklıkta olup, adını Tavas da
yerleşmiş olan "Yahşibeğ, Yahşibeğler, Yahşi 1 i Yörüğü" cemaatinden
almış olması muhtemeldir. Köyün büyük bir çoğunluğunu
"Yahşiliyörükleri" aşiretine mensup cemaatler oluşturmaktadır.
Bunların dışında "Karaeseler aşireti", "Horzum aşireti"
(Gökçeler) sayıca kalabalık aşiretlerdir. Yahşiler köyünün büyük
mahallelerinden Gökçeler başta olmak üzere, Piyancık (Yeşilköy), Sakarca
(Güzelköy) ve Karaeseler (Akıncılar) zaman içinde müstakil köy hüviyeti
kazanmışlardır.
Yeşilköy; İlçe merkezine 30 km. uzaklıkta olup, adının köyü kuşatan
bitki örtüsünden dolayı verilmiş olması muhtemeldir. (Acaroğlu, Türk Kültür
Tarihinde Denizli Sempozyumu)
İdari Tarihçesi;
Tarih boyunca Hititlerin,
Firiglerin, Lidyalıların, Penslerin, İskender. Roma ve Bizans İmparatorluğunun
hakimiyetinde kalan bölge toprakları, 1015'ten itibaren Anadolu'ya başlayan
Türk akınlarına maruz kalmış, 1070"te Afşin Bey komutasında ki Türk
akıncıları bu bölgeye kadar gelmişlerdir. 1071 Malazgirt zaferinden sonra
merkezi İznik olarak kurulan Türk Devleti'ne bağlı Ladik Beyliğinin sınırları
içinde kalan bölge, I.Haçlı seferi sırasında yeniden Bizanslıların eline geçti.
1102'de Türklerce geri alındı. Bundan sonra bir kaç Türkler ile Bizanslılar
arasında el değiştirdi, 1176 Miryakefalon Savaşından sonra tamamen Anadolu
Selçuklularının eline geçti. II[.Haçlı Seferi sırasında Haçlı istilasına
uğradı.
1207'de I.GıyaseddinKcyhüsrev
tarafından yeniden Anadolu Selçuklu Devleti topraklarına katıldı. 1243 Kösedağ
savaşından sonra İlhanlı kontrolüne giren bölge 1280'de kurulan ve önce Anadolu
Selçuklularına, 1308'den sonra da İlhanlılar'a tabi olan Menteşeoğulları
Beyliğinin idaresinde kalmış, 1391'de Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı
Devleti topraklarına katılmıştır.
Son tetkikler 13. asrın ikinci
yarısında kadim Muğla kıtasında teşekkül etmiş olan Menteşe beyliğinin İznik
İmparatorluğu zamanında Meğri (Fethiye) taraflarındaniçeri doğru girerek sahil
ile Denizli dağları arasında yerleşen Türkmenler tarafından kurulmuş olduğunu
göstermektedir. Camili'ül-Düvel, Menteşe oğullarına ait olarak Muğla, Balat,
Milas, Beçin, Bozöyük, Çine, Tavas, Btırnar, Meğri, Köyceğiz kasabalarını
zikretmektedir. Ayrıca ŞehabeddinÖmeriMesalikü'l-ebsar'daFoke (Fenike)
hükümdarı olarak gösterilen Menteşe beylerinden Orhan Bey' in memleketi hududu
beyan edilirken onun Davaz ile Sakız ve İstanköy arasında bulunduğunu
kaydediyor. Elimizdeki kayıtlardan da anlaşılıyor ki Menteşe beyliği, bütün
Muğla'yı, Kaş ve Fenike'yi, Bozdoğan ve Çine'yi, Tavas, Çameli ve Acıpayam'ı
yani Antalya vilayetinin Alakır çayının ötesinde kalan batısı ile. Aydın ve
Denizli vilayetlerinin güneyini kaplıyordu.
Ondördüncü yüzyıl İslam dünyası
ile birlikte Türklük alemini canlı levhalar halinde aksettiren önemli
kaynaklardan biri de Şemseddin Ebu Abdullah Muhammed b. İbrahim et-Tanci
el-Levati'ninTuhfetu'n-nuzzarfı garaibi"-emsal ve acaibi'l-efsar adlı
seyahatnamesidir. 733 h./ 1333 m. yılında Lazkiye'den bindiği bir Ceneviz
gemisiyle Alaiye'ye gelerek Anadolu'ya ayak basan seyyah, Antalya, Burdur,
Isparta, Eğirdir, Gölhisar, Karaağaç (Acıpayam), Denizli, Tavas ve Milas'tan
sonra Konya, Karaman, Aksaray, Niğde vs. hakkında bilgiler vererek Kırımdan
atlayıp Anadolu'dan çıkmıştır. Seyahatnamede Denizli Beyi bölümünde Tavas
hakkında şu şekilde geniş malumat verilmektedir: "...bir kervan hazırlandı.Biz
de ona katılarak bir gün ve gecenin birkaç saati yol almak suretiyle, kuvvetli
bir kale olan Tavas önüne geldik. Rivayet olunduğuna göre, Peygamberimizin,
Tanrı'nın selamı onun üzerine olsun, sahabelerinden Suheyb, Tanrı ondan razı
olsun, bu kale halkındandır.Geceyi kalenin dışında geçirerek ertesi sabah hisar
kapısına ulaştık.Kale halkı surun üzerinden buraya gelişimizin sebebini sordu.
Biz de gerekeni bildirdik. Bu sırada kale dizdarı Îlyas/Minas Beğ davarların
hırsızlar tarafından çalınmasını önlemek maksadıyla askerleriyle kaleden
çıkarak çevreyi ve yolları kontrol etmeye girişti.Bu iş bitince davarlar
dışarıya çıkarıldı.Burada daima bu şekilde hareket etmek mecburiyeti
vardır.Burada, kale varoşundan fakir bir adamın misafirhanesine indik. Kale
dizdarı ihtiyaçlarımızı karşıladı ve yiyecekler gönderdi..."
Kendisini "Derviş
AhmedAşiki" diye tanıtan Aşıkpaşaoğlu (m. 1392/1393-1481), Tevarih-i Al-i
Osman adlı eserinde Menteşeoğlu YakubBeğ ve İki oğlu llyas ve MahmudBeğler
hakkında malumat vermekte, hünkar kapısında kulluk etmelerini
anlatmaktadır.(Öztuna, 1983)
14.asır başlarında İnanç Bey ve
kardeşleri ile bu beylik hakkında bilgilerimiz genişlemeye başlar. Ulu Arif
Çelebi birkaç kere Denizli ve havalisine seyahatler yapıp Yınanç Bey, Kardeşi Tayan
Paşa, Tavas emiri İlyas Bey ve onlardan Çelebi Mehmed Bey Mevlevilik Tarikatına
girdiler. 14.yy'm ilk yarısında Tavas Beyliği, Babadağın güneyindeki araziyi,
şimdiki Tavas ve Kale kazalarının sahalarını kaplamaktadır. Burası sonradan
Menteşeoğullarıhakimiyetine girmiştir. Keza, şimdi Çameli ismini taşıyan eski
Karaman nahiyesi çevresi de, Menteşe beyliğine dahildi.
Bu bölgeleri Ankara Savaşı'ndan
sonra Timur tarafından yeniden Menteşeoğulları Beyliği'ne verilmiş. [[.Murat
zamanında 1426'da yeniden Osmanlı topraklarına katılmıştır.Sancağın merkezi
Muğladır ve bu yıllarda padişah bazı bölgelere ek olarak Menteşeyi de kendine
has olarak ayırmıştır. 1523 yılından sonra Sancak Beyleri tarafından yönetilen
Muğla 18.yüzyıl ortalarına doğru danıütesellimler tarafından yönetilmiştir.
19.yy. ortalarına kadar Tavas
Menteşeoğulları veya Menteşe sancağı olarak devam etmiştir. Güneyde, Karaağaç
ovası, muhtemelen 13.yy,'da Denizli ile aynı siyasi teşkilat içindedir.Sonradan
burası kardeşlerden küçüğüne Hamidoğullanna tabi oldu.Denizli ise,
İnançoğulları adıyla devam etti. (Çölgeçen, 2002)
Aydın Vilayeti, 1864
Nizamnamesinin bir uygulaması olarak 1867'de kurulmuştur. İdari bölünüşü
içinde, Tavas; Bozüyük, Milas. Bodrum, 1. Meğri, Köyceğiz' le beraber merkezi
Muğla olan Menteşe Sancağı bağlanmıştır. Böylece Menteşe beyliğine tabi Tavas
yöresi de uzun yüzyıllar ayrı bir beyliğin parçası oldu.Burası da 1890 yıllarda
Denizi i 'ye katı idi.
Bu dönemde Yarangüme adıyla
anılan Tavas 1883'te Denizli sancağına bağlı bir ilçe oldu. 1893 yılında
Denizli yapılan idare değişikliği ile, Sarayköy, Buldan ve Tavas ilçelerinin
bağlandığı bir sancak haline getirilmiş ve İzmir iline bağlanmıştır. Kazaya
bağlı köy sayılan ise 1985'de 79, 1986'da 78, 1987'de 74, 1898'de 71'dir.
Ayrıca birde Kale-i Tavas nahiyesi vardır. 1900 yılından, 1908 yılına kadar
Tavas Kazasına bağlı 84 köy mevcutken bu sayı 1908'de 67'e düşmüştür. Aynı
yılda Acıpayamkazasına bağlı köy sayılarındaki artışa bakılarak, sancak
içindeki bir düzenlenmeden kaynaklandığı düşünülebilir. 1911 yılında Denizli
sancağına bağlı Tavas ilçesi 2 Bucak ve 64 köyden oluşmaktaydı. Tavas, önceleri
Tavas ovasının güney batısında tepelik bir alanda, dik yamaçlı ve üstü düz, bir
adayı andıran bir tepe üzerine kurulmuş, sonra yönetim merkezi, ovanın
kuzeydoğu kenarındaki Yarangüme Köyüne taşınmış ve orada gelişmiştir. Şimdi
Yarangüme'ye Tavas denmektedir, eski Tavas'a ise bir süre Kale-Tavas denilmiş;
daha sonra bu ad, Kale olarak kısaltılmıştır. Kale 1959'da kurulan yeni bir
ilçenin merkezi olmuştur.
Milli Mücadelede
Tavas;
22 Mart 1919 da İzmir'de toplanan
kongreye Müftü Ahmet Hulusi Efendi başkanlığında diğer kazaların yanı sıra
Tavas'ta şu üyeler katılmıştır. Müftü CennetzadeTahir efendi, Belediye Başkanı
Gerdekzade Hacı İsmail Bey, KatırcızadeAbdullah Efendi, Şeyh Alizade Mehmet
Kemaleddin Efendi. 29 Mayıs 1919 da Tavas'ta Müdafaai Hukuk Cemiyeti
kurulmuştur.
Tavas Heyeti Milliyesinin ilk
yardımı olan 4400 kilo buğday. 166 kilo arpa, Ustur oğlu Ahmet gözetiminde 5
temmuz 1919 tarihli irsaliye ile Denizli'ye gönderilmiştir.
Köşk, Aydın ve Havalisi Kuvayi
Milliye Komutanı Hacı Şükrü Bey'in 4 Ağustos 1919 da Denizli, Acıpayam, Çal,
Honaz'la beraber Tavas Heyeti Miiliyesine çektiği telgrafta şöyle
denilmektedir: "Cephede çarpışan mücahitlerimize Çete denmekte, bu tabir
dost ve düşmanlarımız üzerinde kötü etki yapmaktadır. Din ve memleket uğruna
fedakarlık edenlerin namını Kur1 an "dan alarak Mücahidin denmesi
kararlaştırılmıştır." Ayrıca bundan sonraki yazışmalarda buna riayet edilmesi
önemle hatırlatılmıştır.
Denizli'nin 12.7.1919'da Heyet-i
Milliye adıyla yeniden teşkilatlanmasından sonra Tavas Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
de isim değiştirerek Tavas Heyet-i Milliyesi adını aldı.
Bu arada devam eden İstiklal
harbine pek çok gönüllünün katıldığı da bilinmektedir. Hatta Denizli
cezaevindeki mahkumlar adına Yarangümeli Mürşit'in 23 Mart 1920'de çektiği
telgraf metni şöyledir: "Denizli cezaevinde işledikleri suçların cezasını
çekmekte olan biz mahkumlar, memleketimiz için cephelere gidip canımızı feda
etmek istiyoruz. Kalan suçlarımızın savaştan sonra infaz edilmek üzere tecil
edilerek askerliğe elverişli olanlarımızın savaş cephesine gönderilmemizin
vatanın selameti namına istida ve istirham eyleriz."
Yunan Kuvvetleri 3 Temmuz günü
Aydın'a saldırdığında. Umurlu cephesine ilk gidenler arasında Köpekçi Nuri Efe
ve öğretmen Mehmet Ali Bey'in idaresindeki müfrezeler olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder