27 Kasım 2015 Cuma

Denizli İli Tavas İlçesine Bağlı Pınarlar Kasabasının Sosyal ve Ekonomik Yapısı-1 Selma TANRIVERDİ

ÖNSÖZ

Bu çalışma, sosyolojik açıdan Denizli ili Tavas ilçesine bağlı Pınarlar Kasabasının sosyal ve ekonomik yapısını tespit etmek maksadıyla yapılmıştır. Araştırma bir köy monografisi örneği niteliği taşımaktadır.
Araştırmamızda köyün sosyal, kültürel ve ekonomik özelliklerini gözlem ve anket yöntemlerini kullanarak inceledik. Yaptığımız çalışma iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda, gözlemlerden ve yazılı kaynaklardan yararlanılarak oluşturulan teorik bilgiler yer almaktadır. İkinci kısımda ise; istatistiki verilere dayanan uygulamalı bilgiler yer almıştır.
Bu çalışmanın başlangıç aşamasından sonuç aşamasına kadar geçen süre içerisinde, benim için oldukça değerli katkıları bulunan birçok kişiye minnet ve şükran borçluyum. Öncelikle danışmanlığımı üstlenen sayın hocam Doç. Dr. Suat KOLUKIRIK’a ve yardımlarını esirgemeyen araştırma görevlisi Zekavet Nuran OĞUZ’a teşekkür ediyorum. Ayrıca maddi manevi yardımlarını eksik etmeyen öncelikle aileme ve tüm Pınarlar Kasabası halkına katkıları için teşekkür ederim.




                                                                                                     Isparta 2014
                                                                                                     Selma TANRIVERDİ


GİRİŞ

İçinde yaşadığımız toplum, geçmişin tarihinde son derece karmaşık ve zengin sosyal, kültürel, ekonomik özelliklere sahiptir. Sosyo-kültürel özelliklerin daha az değiştiği yer olarak kırsal alanlar gösterilmektedir. Sosyo-kültürel özelliklerin daha az değiştiği yer olarak kırsal alanlar gösterilmektedir. Türkiye’nin kısal yapısı ve tarımı yakın tarihinde toplumun tüm özelliklerini kapsamlı bir şekilde etkilemiş ve şekillendirmiştir.
Başlangıçta avcılık ve toplayıcılıkla geçimlerini sağlayan ve göçebe olarak yaşayan insanlar zamanla topraktan yararlanmaya ve dolayısıyla belli bir toprak parçasını yurt edinmeyi öğrenmişlerdir. Başlangıçta üç beş evden oluşan bu birimler, yeni katılımlarla pek çok haneye sahip olmuşlardır. Fakat köyü tanımlayabilmek için sadece nüfus miktarını ölçü almak yeterli değildir. Ayrıca temel ölçü olarak alınan miktar bir ülkeden diğerine değiştiği
gibi, aynı ülke içinde faaliyet gösteren kuruluşlar köy için öngördükleri miktar bile farklılık göstermektedir.
Sosyal bilimciler en iyi köy tanımını ortaya koyabilmek için, onun bazı özelliklerini ortaya çıkarırlar. Bu tür eğilimcilerin en tipik temsilcisi İbn-i Haldun(1332-1406)dur. Ona göre köy ilk iletişim biçimi olup daha sağlıklı, daha cesur, kendine güvenen, serbest, daha az bozulmuş bir halk sahiptir. Orada daha istikrarlı, sağlam bir aile hayatı vardır. Bireyler ve gruplarda dayanışma ve karşılıklı yardımlaşma olgusu fazlasıyla gelişmiştir. Yaşlılara ve kadınlara saygı daha yaygındır.
Köy sosyolojisinde ün yapmış Carl Zimmerman’a göre köy; doğum oranı yüksek, daha canlı ve sağlam yapılı, aile bağları kuvvetli, evlilik süresi uzun, bekar dul ve boşanma oranları düşük belli bir coğrafi alanda çevreden tecrit edilmiş bir hayat süren, günlük işleri zihni bir enerji gerektirmeyen insanlardan oluşur.
Toplumsal düzlemde, özellikle 1960 sonrası, öngörülenin çok üzerindeki bir kapsam ve yoğunlukla gerçekleşen kırdan kente göç, toplumsal ilişki ve sorunların merkezini kentsel alanlara kaydırarak, Türkiye kırını, toplumsal, kültürel, ekonomik ve hatta siyasal ilgi alanında hızlı bir şekilde uzaklaştırmıştır.
Toplumsal değişimin bu gerçekliğinin bilincinde olmak, kırsal Türkiye’nin önemini ve sorunlarını göz ardı etmemek anlamına gelmelidir. Her şeyden önce, kentlerin ne olduğu ve yaşadığı sorunların nedenlerini anlayabilmek için, kırda yaşanan hızlı toplumsal değişmenin nedenlerini ve özelliklerini anlamak ve kent ile kır topluluklarının aralarındaki ilişkileri anlamak için kapsamlı incelemeler yapmak gerekir.
 “Köy Yerleşmesi” ile iş bölümünün gelişmediği, ekonomisi tarıma dayanan, geniş aile türünün yüz yüze komşuluk ilişkilerinin var olduğu, bu açıdan kentsel topluluktan ayrılan toplulukların yaşadığı yerleşmeler anlatılmaktadır.
Köy olgusunu açıkladıktan sonra burada yaşayan insanların birbirleriyle ilişkileri, diğer topluluklardan farkları, geçmiş ve gelecekle bağlantılarını ortaya koyabilmek için bir köy sosyolojisi disiplinine gerek vardır. Bunun için bir köy monografisi yapmak araştırmayı daha açık ve anlaşılır hale getirmektedir.
Bu çalışma da Denizli ili Tavas ilçesine bağlı bir kasaba olan Pınarlar Kasabası incelenmektedir. Köy monografisi olarak hazırlanan çalışmada, köyün coğrafi, ekonomik ve kültürel özellikleri üzerinde durulmuştur. Kasabada ekonomik yönden tarım ve hayvancılık hâkimdir. Kasabanın nüfusu ise giderek azalma yönündedir. Çünkü il ve ilçe merkezlerine göç olayları görülmektedir. Ulaşılan bilgiler ışığında köyün tarihi, coğrafi, ekonomik ve kültürel yapısı köy monografisi açısından incelenmektedir.



Tablo 5.1.1GörüşülenlerinYaş * Cinsiyeti…………………………………….....................…….87
Tablo 5.1.2.Görüşülenlerin  Yaş * Medeni Hali…………………………………….....................88
Tablo 5.1.3.Görüşülenlerin Mesleği * Aylık Geliri………………………………….....................89
Tablo 5.1.4.Görüşülenlerin Eğitim Durumu.......................................................................... 90
Tablo 5.1.5.Görüşülenlerin Sağlık Güvencesi Durumu........................................................ 91
Tablo 5.1.6.Büyüklüğüne Göre Aile Tipiniz Nedir?.............................................................. 90
Tablo 5.1.7.Hane Nüfusunuz Kaç Kişidir?............................................................................92
Tablo 5.1.8.a.Eş Seçiminde Öncelikli Olarak Aradığınız Koşullar....................................... 91
Tablo 5.1.8.b.Eş Seçiminde Öncelikli Olarak Aradığınız Koşullar....................................... 92
Tablo 5.1.8.c.Eş Seçiminde Öncelikli Olarak Aradığınız Koşullar....................................... 92
Tablo 5.1.9.Eş Seçiminiz Nasıl Olmuştur?.......................................................................... 93
Tablo 5.1.10.Akraba Evliliğini Onaylıyor Musunuz?............................................................ 93
Tablo 5.1.11.Evlenirken Hangi Törenleri Uyguladınız?....................................................... 94
Tablo 5.1.12.Evlilik Sonrası Hangi Yerleşim Biçimini Seçtiniz?.......................................... 94
Tablo 5.1.13.Çocuğunuz Var mı?....................................................................................... 95
Tablo 5.1.14.Çocuk Sayısına İlişkin Tercihleriniz?.............................................................. 95
Tablo 5.1.15.Ailenizde Kararlar Nasıl Alınır?...................................................................... 95
Tablo 5.1.16.Kadınlara Şiddete İlişkin Düşünceleriniz Nelerdir?..........................................97
Tablo 5.1.17.Çocuklarınızın Evlendikten Sonra Ayrı Bir Ev Kurmalarına İilişkin Düşünceleriniz?................................................................................................................... 97
Tablo 5.1.18.Hane İçinde Köyden Göç Eden Var Mı?........................................................ 98

Tablo 5.1.19.a.Göç Edenlerin Göç Sebepleri..................................................................... 98
Tablo 5.1.19.b.Göç Edenlerin Göç Sebepleri..................................................................... 98
Tablo 5.1.19.c.Göç Edenlerin Göç Sebepleri..................................................................... 99
Tablo 5.1.20.a.Göç Edenlerin Nereye Yerleştiği................................................................ 99
Tablo 5.1.20.b.Göç Edenlerin Nereye Yerleştiği................................................................ 99
Tablo 5.2.1.Kadınların Ev Dışında Gelir Getirici Bir İşte Çalışmasını İster misiniz?..............................................................................................................................101
Tablo 5.2.2.Kendinize Ait Köyde Bir Yeriniz Var mı?....................................................... 100
Tablo 5.2.3.a.Kendinize Ait Bir Yeriniz Var İse Nedir?..................................................... 101
Tablo 5.2.3.b.Kendinize Ait Bir Yeriniz Var İse Nedir?..................................................... 101
Tablo 5.2.3.c.Kendinize Ait Bir Yeriniz Var İse Nedir?..................................................... 101
Tablo 5.2.4.a.Geçiminizi Ne ile Sağlıyorsunuz?............................................................... 102
Tablo 5.2.4.b.Geçiminizi Ne ile Sağlıyorsunuz?............................................................... 102
Tablo 5.2.5.Köyde Sulama Olanağı Var mı Yok mu?...................................................... 103
Tablo 5.2.6.a.Sizce Pınarlar Kasabasının Tarım İle İlgili Sıkıntıları Nelerdir?................. 103
Tablo 5.2.6.b.Sizce Pınarlar Kasabasının Tarım İle İlgili Sıkıntıları Nelerdir?................. 104
Tablo 5.2.7.a.Sizce Pınarlar Kasabasının Hayvancılık İle İlgili Sıkıntıları Nelerdir?........ 104
Tablo 5.2.7.b.Sizce Pınarlar Kasabasının Hayvancılık İle İlgili Sıkıntıları Nelerdir? ........105
Tablo 5.3.1.Dini Görevlerinizi Yerine Getirme Düzeyiniz?............................................... 106
Tablo 5.3.2.a.Temel Dini Bilgilerinizi Nereden ve Kimden Öğrendiniz?............. ..........…107
Tablo 5.3.2.b.Temel Dini Bilgilerinizi Nereden ve Kimden Öğrendiniz?........................... 107
Tablo 5.4.1.Çocuklarınızın Eş Seçiminde Yöre Farkı Gözetir Misiniz?............................ 107
Tablo 5.4.2.a.Çocuklarınızın Eş Seçiminde Yöre Farkı Gözetir Misiniz -  Evet, İse Nedeni Nedir?          .....................................................................................................................108
Tablo 5.4.2.b.Çocuklarınızın Eş Seçiminde Yöre Farkı Gözetir Misiniz -  Evet, İse Nedeni Nedir?         ......................................................................................................................108
Tablo 5.4.2.c.Çocuklarınızın Eş Seçiminde Yöre Farkı Gözetir Misiniz -  Evet, İse Nedeni Nedir?          .....................................................................................................................109
Tablo 5.4.3.a.Komşu ve Akrabalarınız İle Hangi Konularda Yardımlaşırsınız?............... 109
Tablo 5.4.3.b.Komşu ve Akrabalarınız İle Hangi Konularda Yardımlaşırsınız?............... 110
Tablo 5.4.4.Sigara Kullanıyor Musunuz?......................................................................... 110
Tablo 5.4.5.Alkol Kullanıyor Musunuz?........................................................................... 110
Tablo 5.4.6.a.Etrafınızdaki Kişilerle En Çok Hangi Konularda Anlaşmazlığa Düşersiniz?            .......................................................................................................................................111
Tablo 5.4.6.b.Etrafınızdaki Kişilerle En Çok Hangi Konularda Anlaşmazlığa Düşersiniz?            ......................................................................................................................................111
Tablo 5.4.7.Siyaset İle Aktif Olarak İlgileniyor Musunuz?............................................... 112
Tablo 5.4.8.Herhangi Bir Siyasi Partiyi Destekleme Düzeyiniz?..................................... 112
Tablo 5.4.9.a.Sizce, Pınarlar Kasabasının En Önemli Sorunu Nedir?........................... 113
Tablo 5.4.9.b.Sizce, Pınarlar Kasabasının En Önemli Sorunu Nedir?........................... 113
Tablo 5.4.10.a.Devletten Nasıl Bir Beklentiniz Var?....................................................... 114
Tablo 5.4.10.b.Devletten Nasıl Bir Beklentiniz Var?....................................................... 114
Tablo 5.4.11.a.İleriye Dönük Beklenti ve Düşünceleriniz Nelerdir?................................. 115
Tablo 5.4.11.b.İleriye Dönük Beklenti ve Düşünceleriniz Nelerdir?................................. 115
Tablo 5.4.11.c.İleriye Dönük Beklenti ve Düşünceleriniz Nelerdir?................................. 116
Tablo 5.4.12. Belediyenin Kaldırılması İle İlgili Düşünceleriniz Nelerdir?........................ 116


İÇİNDEKİLER


ÖNSÖZ.. 1
GİRİŞ. 2
TABLOLAR DİZİNİ. 4
1.1.ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ. 10
1.1.1.Araştırmanın Konusu. 10
1.1.2.Araştırmanın Alanı ve Sınırlılıkları 10
1.1.3.Araştırmanın Amacı 10
1.1.4.Araştırmanın Varsayımları 11
1.1.5.Araştırmanın Yöntemi 11
BÖLÜM II. 12
2.DENİZLİ. 12
2.1.İlin Genel Olarak Tanıtılması 12
2.1.1.Tarihi ve Coğrafi Yapısı 12
2.1.2.Nüfus Durumu. 16
2.1.3.Sosyal Durum.. 22
2.1.4.Eğitim ve Kültür Durumu. 23
2.1.5.Alt Yapı ve Ulaştırma Durumu. 26
2.2.Mahalli İdareler 29
2.2.1.Özel İdarenin Durumu. 29
2.2.2.Denizli Belediyesi'nin Durumu. 31
BÖLÜM III. 36
3. TAVAS. 36
3.1.Tavas'ın Coğrafi, Sosyoekonomik Durumu Ve Tarihçesi 36
3.1.1.Coğrafi Durumu. 36
3.1.2.Ekonomik Durumu. 39
3.1.3.Sosyal Durum.. 42
3.1.4.Eğitim Durumu. 49
3.1.5.Tavas'ın Tarihi Durumu. 50
BÖLÜM IV.. 65
4. PINARLAR.. 65
4.1.Pınarlar Kasabası Hakkında Genel Bilgi 65
4.1.1.Pınarlar Adı Nereden Geliyor?. 65
4.1.2.Pınarlar Kasabasının Hudutları…………………………………..65
4.1.3.Pınarlar'ın Tarihçesi 66
4.1.4.Pınarlar Medreseleri 68
4.1.5.Pınarlar Köy Odaları 69
4.1.6.Pınarlar'da Meydana Gelen Önemli Olaylar 70
4.1.7.Pınarlar'ın İlkleri 72
4.1.8.Pınarlar'ın Tarihi Ve Turistik Yerleri 73
4.1.9. Pınarlar'ın Meşhur Çat-Kemer Türküsü. 74
4.1.10.Pınarlar'ın Halk Oyunları Ve El Sanatları 75
4.1.11.Pınarlar'ın Geçim Kaynakları 77
4.2.Osmanlı Arşivlerinde Pınarlar 77
4.2.1.Tahrir Defterlerinde Pınarlar 77
4.2.2.Temettuat Defterlerinde Pınarlar 79
4.2.3.Pınarlar Temettuat Defterindeki Bilgilerin Tablolaştırılması 81
4.2.4.Cumhuriyet Dönemi Nüfus Kütüklerinde Pınarlar 85
4.3.Askeri Arşivlerde Pınarlar 86
BÖLÜM V.. 87
5.ALAN VERİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. 87

5.1.Demografik Yapı ve Aile Hayatı……………………………………………..…87

           5.2. Ekonomik Yapı………………………………………………………...101
           5.3. Dini Hayat……………………………………………………………...107
           5.4. Sosyal İlişkiler ve Siyaset…………………………………………...…108
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME.. 117
KAYNAKÇA……………………………………………………………………...119
          EKLER……………………………………………………………………..122


 


BÖLÜM I

1.1.ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ

1.1.1.Araştırmanın Konusu

Denizli ili Tavas ilçesine bağlı Pınarlar Kasabasının tarihi, kuruluşu, sınırları, demografik özellikleri, coğrafi konumu, ekonomik durumu, gelenek görenekleri, kültürü, eğitim düzeyi gibi birçok yönden köyün araştırılmasını konu almaktadır.

1.1.2.Araştırmanın Alanı ve Sınırlılıkları

Yaygın bilim anlayışının vazgeçilmez öğelerinden birisi de “genelleme” dir. Bir araştırmada evrenin kesin hatlarıyla belirlenmesi önemlidir. Evrenin kesin hatlarıyla belirlenmesi araştırmacının bütün sorunlarını çözmez çünkü evren genellikle bir araştırmacının ulaşamayacağı kadar büyüktür. Bu sebeple evreni temsil etme kabiliyetine sahip sınırlı sayıda birey üzerinde araştırma yapılır. İşte “örneklem”  adı verilen bu araştırma unsurlarının isabetli seçimi önem arz eder.
Bu çalışma bir alan araştırmasıdır, tür olarak da monografik bir çalışmadır. Araştırmada köyün bütün özelliklerini yansıtabilecek en uygun örneklem grubu oluşturulup araştırmanın güvenilirliği sağlanacaktır. Araştırmanın güvenilir sonuçlar vermesi için örneklemi oluşturacak kişilere önemle dikkat edilecektir.

1.1.3.Araştırmanın Amacı

İnsanların birlikte yaşama ihtiyacı, insanları bir araya getirmiş bunun sonucunda köy, şehir, millet dediğimiz topluluklar ortaya çıkmıştır. İşte insanların birlikte yaşama ihtiyacından doğan bu topluluklar karşılıklı sosyal, siyasi ve ekonomik ilişkiler içine girmektedirler. Bu ilişkiler ağı insanlar ve toplumlar var oldukça sürekli olmaktadır. Bu süreklilik toplumsal değişme dediğimiz olguyu da beraberinde getirmektedir. Toplumsal değişme; toplumsal bir olgudur ve değişme her toplum için kaçınılmaz bir zorunluluktur.
Araştırmamızda amaç; Pınarlar kasabasında ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel yapıyı incelemek ekonomik ve sosyal yapıdaki değişimi ortaya koymaktır.
-                     Pınarlar kasabasının bağlı olduğu il ve ilçesinin tarihçesini, sosyo-ekonomik ve kültürel yapısını araştırmak.
-          Görüşme formlarını değerlendirmek ve oluşturmuş olduğumuz varsayımların doğruluğunu araştırmak.
-          Pınarlar kasabasının sosyolojik analizini yapmak, gelenek göreneklerini araştırıp yaşam biçiminin bir şehirden farklarını göstermek.
-          Kendi bilgi birikimimi arttırmak ve araştırma yapma yeteneğimi geliştirmek.

1.1.4.Araştırmanın Varsayımları

Kasabada eğitim seviyesinin yükselmesi ile aile içinde daha demokratik ve eşitlikçi ilişkiler gerçekleşmiş olabilir.
Değişim süreci içinde tarım ve hayvancılık temel geçim kaynağı olmaktan çıkmış olabilir.
Kasabada eğitim seviyesine bağlı olarak aileler cinsiyet ayrımı yapmaksızın çocuklarının ileri düzeyde bir eğitim almalarını istiyor olabilirler.
Kasabada kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması komşuluk ve akrabalık ilişkilerinin zayıflamasına neden olmuş olabilir.

1.1.5.Araştırmanın Yöntemi

Araştırma bir alan araştırmasıdır. Tür olarak monografik bir çalışmadır. Alan araştırması yapılmış, kasaba hakkında genel bilgiler toplandıktan sonra anket soruları hazırlanmıştır. Anket formları tesadüfi örneklem tekniğine göre uygulanacaktır. Araştırmada katılımlı gözlem tekniğine de başvurulacaktır.





BÖLÜM II
Helenistik çağlarda Denizli yöresinde ilk önemli kentleşmeler LaodikeiaAdLycum(Goncah), Hierapolis (Pamukkale), Tripolıs (Yenıcekent), Colossae(Honaz), Eumenia, Attuda(Hisarköy), ApollaniaSalbace(Medet), Tabae(Kale) 'de olmuştur.
Laodıkeia Ad Lycum, Denizli yöresinde kurulan ilk önemli ve büyük antik kent olmuştur. Denizli il merkezinin 6 Km kuzeyinde, Lycos (Çürüksu) akarsuyu yakınındadır. Romalı tarihçi Pilinius'a göre kent, daha önce burada bulunan Diospolıs ve Rhoas arkaik yerleşimlerinin üzerinde kurulmuştur. Seleukhos Krallarından II.AntiocosTheos tarafından MÖ 261-253 yılları arasında kurulmuş olan kent adım kralın karısı Laodikeia'dan almıştır. Laodikeia, Gediz ve Büyük Menderes vadilerinin doğuda kesiştiği bir noktada yer alması, tarım ve hayvancılık ürünleri, yünlü dokuma ve boyama ile çeşitli el sanatlarının gelişmiş olması nedeniyle bölgenin ticaretinde ön plana çıkmıştır. Her ulustan tüccar kolonilerinin barındığı kozmopolit bir yapıya sahip olan Laodikeia'nm başta mimarlık ve ticaret olmak üzere gelişme ivmesi Roma çağlarında da gidererek yükselecektir. (Türkiye'nin Parlayan Yıldızı Denizli. 1998: 37-39)
Hierapolis, Pamukkale travertenlerin bulunduğu Çürüksu Vadisi'nin yamaçlarındaki plato üzerinde, Bergama kralı II. Eumenes tarafından MÖ II. yüzyılda kurulmuştur. Adını Bergama'nın efsanevi kurucusu Telephos'un karısı Hiera'dan almıştır. Helenistik kent karakterinin tüm özelliklerini taşıyan kent, MÖ 60 'ta geçirdiği büyük depremin ardından yıkılmıştır. Kenttin büyümesi ve önem arz etmesi Roma döneminden sonra olmuştur.
III. yüzyılın ilk yansının sonlarına doğru Philostratus, Hierapolis'in en gelişmiş Asyakentleri arasında olduğunu belirtiyor. Kentin Helenistik kurucuları tarafından seçilmiş uygun coğrafi konumu, özellikle bölge toprağının çok uygun nitelikleri, Hiearapolis'm ekonomik gelişimini sağlayan faktörler olmuştur. Kentin gelişimi imparatorluk döneminde daima artarak devam etmiş; birçok deprem ve II. yüzyılda doğu illerini yıkan "vebaya" rağmen imparatorluğun son dönemine kadar sürebilmiştir. Roma döneminde Hierapolis kenti doğunun kılavuzu sayılmaktaydı. Coğrafi konumu, verimli ovalan, şifalı termal kaynakları, doğu ticaret yolunun odağında olması nedeniyle kent büyük bir önem kazanmıştı. ( Baykara, 1989 )
Tripolıs, Denizli ilinin 40 km kuzeyinde bulunan Yenicekent yakınında Menderes Ovası'na bakan yamaçlar üzerindedir. Kentin kuruluşu Lıdya dönemine kadar uzanmaktadır. Gediz ve Büyük Menderes vadilerine açılan bir konumda olması nedeniyle ticari ve stratejik öneme sahipti. Ören yerinden görülen az sayıdaki yapı kalıntılarının Roma, Bizans dönemi özelliklerini göstermesi nedeniyle, kentin son dönemlerine kadar önemini koruduğu anlaşılıyor.
Colossae, Honaz ilçesinin 2 km kuzeyinde Catmus (Honaz) dağının eteklerinde Aksu Çayı'nın suladığı düz ve verimli alanlarda kurulmuştur. Coğrafyası ve Akdeniz'e giden yol üzerinde olması nedeniyle önemli bir yerleşimdir. Kent Helenistik çağdan çok önceleri kurulmuştur. MÖ IV. yüzyılda Colossae gören Anabasis, burayı büyük, zengin, kalabalık ve Firidya'nm 6.büyük kenti olarak tanımlamaktadır. MÖ. II. yüzyılda Laodikeia ve sonraları Hierapolis'in kurulması ardından, giderek önemini yitiren kente ait yapı kalıntıları höyük düzeyinde görülebilen birkaç yapı taşından ibarettir.
Bu kentler Roma İmparatorluğu'nun yayılmasıyla önce Roma egemenliğine girmiş; MS. 395 'te İmparatorluğun ikiye bölünmesiyle de Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu içinde kalmıştır. Hristiyanlık döneminde Roma hakimiyetinde MS. 17'de meydana gelen şiddetli depremle yıkılan bu kentlerden Laodikeia, yeniden inşa edilerek en parlak dönemini yaşamış, Anadolu'daki yedi önemli kiliseden biri burada kurulmuştur. İncil' deki Yuhanna bölümüne göre: Yuhanna, Ege'deki Patnos adasındayken boru sesine benzer bir ses işitiyor. Bu sesle, gördüğü şeyleri, İncil'e ve yedi kilisenin kapısına yazılması vahiyediliyor. Bu şehirler; Ephesus, Smyrna, Pergamum, Thyatira, Sardis, Philadelphia ve Ladıcea 'dır.
Denizli'de Türkler ilk kez 1070 yılında görülmüşlerdir. Selçuklu Sultanı Alpaslan emrindeki Afşin Bey ve yanındaki kumandanlar buralara kadar akınlar düzenleyerek bölgenin Türkleşmesi için ilk adımı atmışlardır.
1071 Malazgirt Savaşı zaferinden sonra Anadolu, Türklerin kontrolüne girmiş; Denizli ve havalisi de Kutalmışoğlu Süleyman ve emrindeki beyler tarafından fethedilmiştir. Bizans kayıtlarına geçen Denizli'nin ilk Türk komutam Alp Kara 'dır. Bizans'la birkaç kez el değiştiren Denizli, Sultan Gıyasettin Keyhüsrev I döneminde (1196) bütün Çürüksu Vadisi'yle birlikte bir daha Bizanslılara geçmemek üzere Türk yurduna katılmıştır.
Bu dönemde Oğuz Boylarından pek çok akıncıyla, Alp Eren veya Türkmen Kocası dediğimiz bilgin veya bir mesleğin piri sayılabilecek kişiler de Denizli içinde çeşitli bölgelere yerleşerek boy atlarıyla anılan yerleşim yerlerini kurmuşlar ve bilgilerini buralarda yaymaya başlamışlardır. Bunlar arasında Ahi Sinan, Ahi Gayser, Yatağan Baba, San İsmail, Hüsamettin Dede gibi Türkmen Kocalarıyla Mamut Gazi, Seyit Gazı, Yazır, Dodurga, Ayaz, Yürehil, Avşar gibi isimleriyle yerleşim yen kuran komutanlarında adları sayılabilir. (Denizli, 1988: 12)
Türkler Laodikeia'yahakim olduktan sonra, zamanla yerleşim antik kent dışına kaymış daha güneye, taş künglerle içme suyunun getirildiği bugünkü Denizli'nin oturduğu alana yayılmıştır.
Karasungur Bin Abdullah döneminde (1230) inşa edilen "Kaleiçi" son zamana kadar geceleri bekçilerin beklediği beş kapılı bir iş çevresi olarak planlanmıştır. Evler hep kale dışındadır. Karasungur'un vali ve komutanlığı sırasında tipik Selçuklu yapısı Akhan Kervansarayı (1253-1254) inşa edilmiş ayrıca pek çok cami, çeşme, han ve hamam yapılmıştır.
Anadolu Selçuklu Devleti'nin dağılışından sonra ortaya çıkan beylikler arasında hemen kendini gösteren, gittikçe kuvvetlenerek gelecekteki imparatorluğun temellerini atan Osmanlılar olmuştur.Yüzyılın sonlarına doğru Germiyanoğlu Süleyman Şah, kızı Devlet Hatun'u Yıldırım Beyazıt'a verirken Denizli ve havalisini de çeyiz olarak Osmanlılara bırakmıştır.
Türkler Laodikeia'ya egemen olduktan sonra bu ad, yavaş yavaş Ladik'edönüşmüştür. Şehir şimdi oturmakta olduğu alana yayılmaya başlayınca muhtemelen yeni bir isme ihtiyaç duyulmuş, Ladik adı yanında Toğuzlu adı da kullanılmaya başlanmıştır. Bu isim bir süre sonra "Tonguzlu" ve nihayet Türkçe'nin gelişmesine paralel olarak bugünkü ismine esas teşkil eden "Tonuzlu" şekline dönüşmüştür. (Baykara, 1989)
Değişik kaynaklarda Denizli adının Donğuzlu kelimesinden geldiği belirtilmektedir. Denizli, Hristiyanların dindeyken halkın çok domuz beslediği "Domuzlar Şehri" anlamında bu adın verildiği açıklanmaktadır. Ayrıca "Tengiz" eski Türkçe'de ve Tatarca'da "deniz" demektir. Tengüzlü, Denizlü, bugünkü imlasıyla Denizli kelimesinin kökeninin eski Türkçe'dekiTengiz kelimesinden geldiği de çeşitli kaynaklarda belirtilmektedir.
Türk Seyyahı Evliya Çelebi Denizli'ye uğramış ve 300 yıl öncesinin Denizli'sini Seyahatname'sinde şöyle dile getirmiştir. " Şehrin çevresinde pek çok akarsular ve göller bulunduğu için bu isim verilmiştir. Yoksa denizden 4 merhale uzaktadır. Herkes bağlarda oturduğundan ehil ve ayalları birbirinden kaçmaz; birbirleriyle akraba gibi olmuşladır.
Halkı mavi ve beyaz feraceler giyer. Pamuğu, pamuk ipliği, beyaz ince sade bezi ünlü olup Anadolu'ya sevk edilir. Halkın kazancı beyaz Denizli bezidir."
Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemleri olan Balkan ve I. Dünya Savaşı sırasında Denizli halkı oğullarını vatanın savunmasına gönderdiğinden nüfus yapısı ve ekonomik durumu oldukça bozulmuştur.
1. Dünya Savaşı sonrasında 15 Mayıs 1919'da Yunan ordusu İzmir'e çıktığı gün ilk karşı koyma hareketlerinden biri de Denizli'de gerçekleşmiştir.
Coğrafi yapısına gelince; Ege Bölgesinin 28.30' ve 29.30' doğu boylamları ile 37.12' ve 38.12' kuzey enlemleri arasında yer alan Denizli ili 11.868 km2lik bir yüzölçümüne sahiptir. İlde deniz seviyesinden yükseklik kademeler halinde artarak Sarayköy'de 170 m, şehir merkezinde 354 m, Çameh' de 1350 m'ye ulaşır. Denizli ili ülke alanının %1,5'ini, bölge alanının %18,5'ini kaplamaktadır. Yüzey şekilleri bakımından dalgalıdır.
Ege bölgesinin üç büyük nehrinden biri olan Büyük Menderes Denizli'nin en büyük akarsuyudur.
Doğudan batıya uzanan bir fay hattı üzerinde bulunuşu Denizli'yi 1.derecede bir deprem bölgesi yaparken bu fay hattı boyunca fışkıran sıcak şifalı sular da aynı zamanda Denizli'yi kaplıcalar diyarı yapar.

2.1.2.Nüfus Durumu

Denizli nüfusu 1955 yılından itibaren sürekli artış göstermiştir. Bu, Denizli'nin mevcut nüfusunu arttırabilecek ekonomik dinamizme sahip olduğunu göstermektedir. 1955-1960 yılları arasında 57.155, 1960-1965 yılları arasında 37.920, 1965-1970 yılları arasında 47.791, 1970-1975 yıllan arasında 49756, 1975-1980 yıllan arasında 42.422, 1980-1985 yılları arasında 64.140, 1985-1990 yıllan arasında 83.404, 1990-1997 yılları arasında 65368 kişi artmıştır. (Ödel, 1999)

Tablo 2.1.Yıllara Göre Denizli Nüfus Artışı

1955-1960 yıllan arasında 57.155
1955-1960 yıllan arasında 57.155
1960-1965 yıllan arasında 3 7.920
1960-1965 yıllan arasında 3 7.920
1965-1970 yıllan arasında 47.791
1965-1970 yıllan arasında 47.791
1970-1975 yıllan arasında 49.756
1970-1975 yıllan arasında 49.756
1975-1980 yıllan arasında 42.422
1975-1980 yıllan arasında 42.422
1980-1985 yıllan arasında 64.140
1980-1985 yıllan arasında 64.140
1985-1990 yıllan arasında 83.404
1985-1990 yıllan arasında 83.404
1990-1997 yıllan arasında 65.368
1990-1997 yıllan arasında 65.368
Kaynak: Denizli İl Nüfus Müdürlüğü

Denizli, 1997'de yapılan 14. Genel Nüfus Sayımına göre toplam nüfusu 816.250, kent merkezi nüfusu ise 347.950'dir. Bu sonuçlara göre Denizli, 80 il içinde toplam nüfusu itibarı ile 25.; kent merkezi nüfusu itibarı ile de 21. sıradadır. Denizli'nin nüfus artışım komşu illerle karşılaştırdığımızda 42 yıllık nüfus artışı aşağıdaki gibidir:
İli
1955
1990
1997
Afyon
406.166
739.223
797.589
Aydın
414.564
824.816
899.980
Burdur
157.183
245.889
252.791
Denizli
368.294
750.882
816.250
Manisa
562.155
1.154.418
1.232.015
Muğla
267.579
562.808
640.011
Uşak
165.374
290.283
311.754
Kaynak: Denizli İl Nüfus Müdürlüğü Kayıtları

1955-1997 yılları Afyon arasında 391.423 kişilik bir artışla %96.4 oranında, Aydın 485.416 kişilik bir artışla %117.1 oranında, Burdur 95.608 kişilik artışla %60.9 oranında, Denizli 447.956 kişilik bir artışla %121.6 oranında, Manisa 669.860 kişilik bir artışla o/0l 19.2 oranında, Muğla 372.432 kişilik bir artışla %139.2 oranında, Uşak 146.380 kişilik bir artışla %88.5 oranında artış göstermiştir. Görüldüğü gibi 42 yıllık nüfus artışı Muğla hariç komşu illerin hepsinden fazladır. Ayrıca 1955 yılında komşu Afyon'un toplam nüfusu Denizli'den 37.872 kişi fazla iken 1997 yılında Denizli'nin toplam nüfusu Afyon'un nüfusundan 18.661 kişi daha fazladır. Toplam ve kent merkezi nüfusuna göre bir karşılaştırma yapıldığında ortaya şu tablo çıkmaktadır:



Tablo 2.2.Toplam ve Kent Merkezi 1997 Nüfusuna Göre Komşu İllerle Karşılaştırma

Toplam Nüfus Sıralaması
(Türkiye)
Kent Merkezi Nüfus Sıralaması
(Türkiye)
Afyon
24
Afyon
39
Aydın
19
Aydın
35
Burdur
59
Burdur
62
Denizli
23
Denizli
19
Manisa
11
Manisa
25
Muğla
30
Muğla
72
Uşak
54
Uşak
36
Kaynak:Denizli İl Nüfus Müdürlüğü Kayıtlan

Toplam nüfus sıralamasına göre Manisa Metropol İzmir'e çok yakın olması nedeniyle önemli bir nüfusa sahip ve Türkiye'de 11., Aydın aynı neden ve turistik ilçe ve beldelerin şehir merkezi olması nedeniyle oluşmuş nüfusla 19., Denizli sanayileşme nedeniyle bir cazibe merkezi olması sebebiyle oluşan nüfusla 23., Afyon 24., Muğla 30., Uşak 54., Burdur 59sıradadır. (Tablo 1.1.)
1980'lerden sonraki belirgin artış, ildeki sanayileşmenin bu dönemden itibaren başladığını göstermektedir. Ayrıca komşu illerle nüfus artışındaki kıyaslama, ildeki sanayileşmenin komşu illere nazaran ne kadar süratle geliştiğini göstermektedir. (Ödel, 1999)
Görülüyor ki Denizli nüfusunda 1997 yılı itibarı ile büyük bir artış gözlenmektedir. Bu artış Türkiye ortalamasının çok üzerindedir. Artışın ana nedeni doğumdan ziyade, göçtür.   1980'den sonra özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki terör olayları nedeniyle bu bölgelerden Denizli'ye yoğun bir göç olmuştur. Dinar depreminden sonra da Dinar'ın yaklaşık 1/3'ü Denizli'ye göç etmiştir.





1990 Ve 1997 Nüfus Sayımına Göre Denizli Merkez Ve
İlçe Sonuçları

1990
1997
Merkez İlçe
271.346
347.346
Acıpayam
69.446
70.809
Ak Köy
16.235
6.146
Babadağ
9.513
8.710
Baklan
14.586
9.450
Bekilli
12.637
13.731
Beyağaç
7.626
7.768
Bozkurt
10.331
12.168
Buldan
25.554
26.190
Çal
39.260
35.661
Çameli
20.379
21.730
Çardak
11.818
15.463
Çivril
61.441
61.224
Güney
15.799
14.555
Honaz
24.254
23.841
Kale
19.089
24.366
Sarayköy
32.890
33.483
Serinhisar
23.560
20.832
Tavas
65.136
62.086
Toplam
750.882
816.250
Kaynak:Denizli İl Nüfus Müdürlüğü Kayıtlan
1950'li yıllardan başlayarak Denizli Merkezi,ilçeleri için bir çekim alam oluşturmuştur. Bunda, yapımı gerçekleştirilen devlet yollarının büyük katkısı vardır
Denizli kenti ile ilçeleri arasında yapılan doğrusal regresyonlardan elde edilen sonuçlar aşağıdaki çizelgede verilmektedir. Buna göre, Denizli kentinin nüfusunun artışında en çok etkilendiği ilçe Çameli'dir. Çardak, Çal ve Çameli'den ciddi uzaklaşmalar olmaktadır. Buna caydırıcı önlemler alınmalıdır. Çardak'daki asken havaalanının sivil amaca yönelik olarak kullanılmaya başlanması, ayrıca Çardak ilçesi sınırlan içerisinde Denizli'nin ikinci Organize Sanayi Bölgesinin yapılmakta oluşu, Çardak nüfusunun göçler yoluyla azalmasını engelleyici etkileri oluşturacaktır.(Ödel, 1999)
Denizli kenti ile ilçeleri arasında yapılan doğrusal regresyonlardan elde edilen sonuçlar aşağıdaki gibidir. Buna göre, Denizli kentinin nüfusunun artışından en çok etkilendiği ilçe Çameli'dir.(Tablo 2.3.)

Tablo 2.3.Denizli Kenti Etkilenmesi

Sıra No
Denizli'ye Karşı Yerleşim Birimleri
%
1
Çameli
86
2
Çivril
81
3
Acıpayam
61
4
Güney
57
5
Sarayköy
56
6
Tavas
48
7
Kale
37
8
Çal
10
9
Buldan
5
10
Çardak
2
Kaynak: Acar, Ülkü ve Baykan, Orhan. Denizli'de Nüfus Hareketleri 21. Yüzyıla
Doğru Denizli Sanayi Sempozyumu Bildiriler Kitabı. Denizli TMMOB Makine Mühendisleri Odası, 1997.
Yerleşim merkezleri ile bucak ve köyleri arasındaki etkileşimleri veren regresyonlara ait sonuçlar aşağıdaki gibidir. Buna göre, Çivril-Bucak-Köy etkileşimi % 74,5 ile birinci sıradadır. Yani Çivril'in bucak ve köylerinden öncelikle Çivril Merkez'e akın olmaktadır. İkinci sırada %72,1 ile Denizli-Bucak-Köy etkileşimi, üçüncü sırada %66.3 ile Güney-Bucak-Köy etkileşimi, dördüncü sırada %56.9 ile Çameli-Bucak-Köy etkileşimi, beşinci sırada %35.8 ile Sarayköy-Bucak-Köy etkileşimi, altıncı sırada %35.5 ile Acıpayam-Bucak-Köy etkileşimi, yedinci sırada %26.7 ile Çardak-Bucak-Köy etkileşimi, sekizinci sırada %26.3 ile Buldan-Bucak-Köy etkileşimi, dokuzuncu sırada %4 ile Tavas-Bucak-Köy etkileşimi, onuncu sırada %1.6 ile Çal-Bucak-Köy etkileşimi, on birinci sırada ise %0.4 ile Kale-Bucak-Köy etkileşimi gelmektedir. Çal'da bucak ve köylerden, başka kentlere kaçış söz konusudur.(Tablo 1.3.)

Tablo 2.4.Yerleşim Merkezi İle Bucak ve Köyleri Arasındaki Etkileşimler


Denizli Bucak-Köy
Acıpayam Buc. Köy
Buldan Buc. Köy
Çal Buc. Köy
Çameli Buc. Köy
Çardak Buc. Köy
Çivril Buc. Köy
Güney Buc. Köy
Kale Buc. Köy
Sarayköy Buc. Köy
Tavas Buc. Köy
Denizli Merkez
%72.1










Acıpayam Merkez

% 35.5









Buldan Merkez


% 26.3








Çal
Merkez



% 1.6







Çameli Merkez




% 56.9






Çardak Merkez





% 26.7





Çivril Merkez






% 74.5




Güney Merkez







% 66.3



Kale Merkez








% 0.4


Sarayköy Merkez









% 35.8

Tavas Merkez










%4
Kaynak:Acar, Ülkü ve Baykan, Orhan. 1999. s.25

Geleceğe yönelik olarak Denizli nüfus kestirimleri aşağıda verilmektedir. Bu değerler birer kuramsal değerdir. Gerçeği, eldeki geçmiş bilgiler ışığında yansıtmaktadır. Bu çizelgede Çal'ın 2030, Çardak'ın 2010'dan itibaren, Kale'nin de 2030 yılında boşalacağı görülmektedir. Şüphesizki bu yerleşim birimleri, asla tümüyle boşalmayacaktır; ancak buradaki ipucu, bu birimlerden bir kaçış olduğu yönündedir. Çameli, Güney ve Sarayköy'den de kaçışların olduğu aynı çizelgeden görülebilmektedir. (Tablo 1.4.)(Ödel, 1999)

Tablo 2.5.Denizli İli Geleceğe Yönelik Nüfus Kestirimleri

Nüfus
Yıllar
Yerleşim Birimi
2000
2010
2020
2030
Denizli Kenti
319.000
412.000
519.000
577.000
Acıpayam
89.000
97.000
106.000
116.000
Buldan
27.000
30.000
35.000
40.000
Çal
42.000
30.000
16.000
TERK(0)
Çameli
21.000
21.000
20.000
18.000
Çardak
3.000
TERK(0)
TERK(0)
TERK(0)
Çivril
68.000
71.000
73.000
74.000
Güney
16.000
16.000
15.000
15.000
Kale
18.000
11.000
1.500
TERK ( 0)
Sarayköy
33.000
29.000
24.000
17.000
Tavas
69.000
77.000
87.000
98.000
Kaynak: Acar, Ülkü ve Baykan, Orhan. 1999 s.250

2.1.3.Sosyal Durum

Son yıllarda birleşen sermayelerin oluşturduğu güç ile hızlı bir gelişme gösteren sanayi sektörü, karayolları boyunca hemen her yerde gelişmiştir. Sanayi kuruluşlarının her yönde ucuz arazi nedeni ile yer seçmesi ve yerleşim alanlarının merkez belediye hudutlarını aşması, çevrede bulunan yerleşim alanlarının adeta kent ile birleşmesini sağlamıştır. Nitekim; 1989 yılında bu alanların denetlenmesini kolaylaştırmak amacıyla Gümüşler ve Pamukkale yörelerinde ayrı bir yerel yönetim birimi kurulmuştur Denizli merkez yerleşimi ile de direkt ilişkiye giren batıdaki yerleşim alanlarının (Sanman, Çakmak, Başkarcı vb.) yollarının iyileştirilmesiyle bu süreç hızlandırılmıştır. İl merkezine bağlı 14 ilçesi ile ilişkileri yoğun olan kent merkezi, her geçen gün metropoliten kent görünümü almaktadır.
İzmir'in etkisinde bulunan Denizli, Afyon'un batı bölümüyle İzmir yönünde Nazilli'ye kadar uzanan alanı etkisine almıştır. Kendine bağlı yerleşmeleri 1.derecede etkisine alan kent, diğer bölge içi kentlerle de karşılıklı etkileşime girmiştir. Sanayi ve tarımda uzmanlaştıkça bölge dışı üst merkezlerle ilişkisi artmaktadır (Denizli Kent Bütünü Analitik Etütler, 1990)
Denizli sanayisindeki hızlı gelişme beraberinde göçü getirmiştir. Bu nedenle konut sorunu gündeme gelmiştir. Konut sıkıntısını giderici çalışmalar yapılmaktadır. 1998 yılı Haziran ayı sonu itibariyle il merkezinde 711, ilçelerde 79 olmak üzere 790 Konut Yapı Kooperatifi faaliyet göstermektedir. Halkın büyük kısmı tarımda çalışmaktadır. 1990 nüfus sayımına göre çalışan nüfus 377.378 olup bunun 214.149'u tarım kesiminde çalışmaktadır. (Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'e Verilen Brifing, 4 Ekim 1998)

2.1.4.Eğitim ve Kültür Durumu

Ülke genelinde 16.08.1997 tarih 4306 sayılı kanun uyarınca 1997-1998 eğitim öğretim yılında geçilen "Sekiz Yıllık Kesintisiz İlköğretim Uygulamasına Denizli ilinde merkez ilçe ve 18 ilçede, 343 ilköğretim okulunda, 4923 öğretmen, 105.448 öğrenci ile eğitim-öğretime başlanmıştır. (Ülkü, 1999,172)
İl Geneli İlköğretim Kurumları
1 -8 Sınıflı İlköğretim Okulu
203
1 -5 Sınıflı İlköğretim Okulu
66
Birleştirilmiş Sınıflı İlköğretim Okulu
74
Genel Toplam
343
"Sekiz Yıllık Kesintisiz Zorunlu İlköğretim Uygulaması" nedeniyle ıl genelinde 137 merkez ilköğretim okulunda, 331 okul ve yerleşim birimden 1.kademe (1-5 sınıflar) 6089 öğrenci, ilköğretim 2 kademe (6-8 sınıflar) 1412 öğrenci olmak üzere toplam 7501 öğrenci "Taşımalı İlköğretim Uygulaması" kapsamına alınmıştır.
Genel liseler Anadolu Lisesi, Özel Lise, Fen Lisesi ve bünyesindeki ortaokullar. İlde 41 okulda 1063 öğretmen görevli olup 19.774 öğrenci eğitim öğretime devam etmektedir. Liseler, orta öğretim üzerine en az 3 yıl öğretim veren 15-17 yaş grubunun eğitimini kapsayan okullardır. (Baykara, 1989)
Mesleki ve Teknik Liseler, ülkenin hizmet ve üretim alanlarında; ekonomik, sosyal, kültürel ve teknolojik gelişmelere uygun mesleki ve teknik bilgi ve becerilerle donatılmış insan gücüne olan ihtiyacı karşılamaktadır. İlde 48 okulda, 1219 öğretmen görevli olup, 16.577 öğrenci eğitim ve öğretime devam etmektedir.
Pratik Kız Sanat Okulları 8'i Kız Meslek Lisesine bağlı, 2 adet bağımsız olmak üzere okul sayısı 10'dur. Kız meslek liseleri öğretmenlerine ilaveten 12 öğretmen de diğer bağımsız okullarda görev yapmaktadır. Öğrenci sayısı 1714'tür.
Çıraklık Eğitim Merkez sayısı 6, öğretmen sayısı 172, öğrenci (çırak) 3993, kalfa 1871, usta 491'dır.
Yaygın Eğitim faaliyetleri çerçevesinde ilde giyim, kumaş boyama, el sanatları, makine nakısı, trikotaj, muhasebe, bilgisayar, kalorifer ateşçiliği, bayan ve erkek kuaförlüğü, halıcılık, yorgancılık, ayakkabıcılık, seramik gibi 270 değişik türde kurs açılmış, bu kurslara 3370 kişi devam etmiştir. Bunların dışında; sosyal, kültürel kurs ve etkinliklere yer verilmiş konferans ve seminerler düzenlenmiştir.
Özel Öğretim ilde 17 adet dershane ve dershanelerde 6500 civarında öğrenci Ara Sınıflar Takviye, Anadolu Lisesi, Fen Lisesi ve Üniversite Hazırlık dallarında kurs görmektedir. İlde 3 bilgisayar kursu, 2 lisan kursu ve 3 adet özel lise bulunmaktadır. İlde 16 Motorlu Taşıt Sürücü Kursu da faaliyettedir. Bu kurslarda yalnızca Eylül 1995-1996 döneminde 7263 kişi sertifika almıştır.
Pamukkale Üniversitesinin kuruluşu 3 Temmuz 1992 Tarih ve 3837 sayılı yasayla gerçekleşmiştir. Bu yasayla öngörülen teşkilat yapısında 6 fakülte, 5 Yüksek okul ve 3 enstitü bulunmaktadır. (Denizli, 1988)
1982 yılında 2547 sayılı Yüksek Öğrenim Kanununun yürürlüğe girmesiyle birlikte Denizli'de eğitim ve öğretimde bulunan 1957'de kurulmuş Denizli Kız Öğretmen Okulu, Denizli Eğitim Yüksek Okulu adıyla ve 1978'de açılan Denizli Devlet Mühendislik Akademisi de Denizli Mühendislik Fakültesi adıyla 9 Eylül Üniversitesine bağlanmıştır. 1987 yılında 9 Eylül Üniversitesi bünyesinde Denizli Tıp Fakültesi ve Denizli Meslek Yüksek Okulu açılmıştır.
10 Kasım 1992'de gerçekleşen rektör ataması sonucu, bu tarihe kadar 9 Eylül Üniversitesine bağlı olarak eğitim öğretim veren Tıp ve Mühendislik Fakülteleri ile eğitim ve meslek yüksek okulları, 2 fakülte ve 2 yüksek okul halinde, Pamukkale Üniversitesi adı altında eğitim-öğretim vermeye başlamışlardır. Bugün Pamukkale Üniversitesi 6 fakülte, 7 yüksek okul ve 3 enstitüsündeki normal ve 2.öğretim programlan ile eğitim-öğretim, araştırma, danışmanlık ve uygulama işlevlerim yürütmektedir. (Ödel, 1999)
Pamukkale Üniversitesinin 1992 yılındaki durumu ile 1997-1998 öğretim yılı başına değin oluşturulan fakülte, yüksek okul ve enstitülerin dağılımı şöyledir.
Fakülteler:
Tıp Fakültesi; 4.5. ve 6. Yıllar Denizli'de
Mühendislik Fakültesi; Elektrik-Elektronik Mühendisliği, Gıda Mühendisliği, İnşaat
Mühendisliği, Jeoloji Mühendisliği, Makine Mühendisliği, Tekstil Mühendisliği
Eğitim Fakültesi; Anaokulu Öğretmenliği, Fen Bilgisi Öğretmenliği, Sınıf Öğretmenliği, Tarih Öğretmenliği, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği, Bozkurt Beden Eğitim ve Spor Eğitim Bölümü, Bekilli Fen Bilgisi Öğretmenliği Bölümü
Fen Edebiyat Fakültesi; Fizik, Kimya, Matematik, Tarih, Türk Dili ve Edebiyatı
İktisadı ve İdari Bilimler Fakültesi; İktisat ve İşletme
Teknik Eğitim Fakültesi
Yüksek Okullar:
Denizli Meslek Yüksek Okulu; Elektrik, Makine, Moda Konfeksiyon, Tekstil, Turizm ve Otelcilik
Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu; Tıbbi laboratuvar
Çivril Meslek Yüksek Okulu; Bilgisayarlı Muhasebe ve Vergi Uygulama.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksek Okulu
Denizli Sağlık Yüksek Okulu
Çivril Kadir Kameroğlu Sağlık Yüksek Okulu Tavas Sağlık Yüksek Okulu Enstitüler: Fen Bilimleri Sağlık Bilimleri Sosyal Bilimler

2.1.5.Alt Yapı ve Ulaştırma Durumu

Denizli, ulaşım ağı içinde avantajlı bir konumdadır. İzmir- İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerine bağlantı sağlayan bir aks üzerindedir. Ulaşım ve taşımacılıkta ağırlık karayolları üzerindedir. Demiryolu ile ulaşım, bölge içinde karayolu kadar olmasa bile tarihsel ve ekonomik bir öneme sahiptir. Karayolları itibariyle çevre yerleşim bölgelerine göre uzaklıklar şöyledir:
Yerleşim
Kademe
Mesafe (Km)
İzmir
İl Merkezi
249
Ankara
İl Merkezi
477
İstanbul
İl Merkezi
665
Uşak
İl Merkezi
156
Afyon
İl Merkezi
220
Burdur
İl Merkezi
170
Antalya
İl Merkezi
292
Muğla
İl Merkezi
229
Aydın
İl Merkezi
128
Manisa
İl Merkezi
217

Denizli'nin İzmir il merkezine 249 km. Ankara il merkezine 477 km., İstanbul il merkezine 665 km. Uşak il merkezine 156 km., Afyon il merkezine 220 km., Burdur il merkezine 170 km., Antalya il merkezine 292 km, Muğla il merkezine 229 km, Aydın il merkezine 128 km., Manisa il merkezine 217 km. uzaklıktadır. Yol yapımında gelişimlere rağmen Denizli ili sınırları içerisinde olan Devlet yollarındaki gerilik özellikle komşu illerle (örneğin Aydın) karşılaştırıldığında çok belirgindir. Ayrıca Merkez ilçe girişlerindeki düzensizlik ve gerilik hemen göze çarpmaktadır. Denizli gibi sürekli gelişmekte olan bir il için, bunların şu ana kadar düzeltilmemiş olması ise çok ilginçtir. (Ödel, 1999)
Haberleşme konusuna gelince Denizli'de Merkez PTT Müdürlüğü ile çarşı, tugay ve garaj olmak üzere üç lokal müdürlük mevcuttur. Sevindik, İplik Fabrikası, Bakirli, Esentepe ve Deprem Evleri'nde şubeler bulunmaktadır. Uzunpınar, Pamukkale, Akköy, Irlıganlı, Aşağışamlı, Kaklık, Başkarcı, Gözler ve Kocabaş'ta lokal dışı şube müdürlükleri mevcuttur. En çok telefon görüşmesi yapılan merkezler sırasıyla İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Eskişehir, Mersin, Gaziantep, Zonguldak olarak sayılmaktadır. Şehirlerarası otomatik sistemi ile ekonomik ilişkilerin gücü tam olarak anlaşılamamaktadır. Bununla birlikte üç büyük ülkesel fonksiyonları taşıyan merkezler belirlenmektedir (Acar,1990)
Elektrik, su, kanalizasyon konusuna gelince; Entelkontakte sisteme bağlı 01.06.1983 'ten bu yana TEK eliyle işletilen elektrik dağıtımı, kentteki 51.010 belediye abonesine ve listede verilmiş çevre köy abonesine ve müşterilere yapılmaktadır. Gökpınar hidroelektrik santralı da TEK kuruluş kanunundan sonra belediyeden TEK'e devredilmiştir. Adıgüzel Barajı (Güney) sisteme bağlı hidroelektrik santrallerindendir.


Abone Dağılımı:

Mesken
70417
Ticari İş Yeri
13415
Resmi Daire
421
K. Sanayi
4728
Tüm İnşaat Şantiyesi
1327
İşletme Personeli
324
Hayır Kurumları
Dini Yapılar
80
Toplam
10712

Sağlıklı sanayi zamanla büyümelidir. Bununda en güzel göstergesi elektrik tüketimindeki artıştır. Denizli'de bu artış yılda %10 mertebesindedir. 1990 yılında 519.000.000, 1991'de 559.000.000, 1992 'de 636.000.000 ve 1993'de 730.000.000, 1994' de 757.000.000, 1995'de 834.000.000, 1996'da 1.025.000.000 kWh elektrik tüketilmiştir. (Şekil 1.1.)
5-6 yıl içerisinde 400-500 W gücünde elektrik gerekecektir. Menderes'in debisi 30 t/s'dir. Baklan ovası sulaması ihtiyacı da bu mertebededir. Adıgüzel Santralında elektrik üretim zor olacaktır. Diğer yandan, 15-20 yıl sonra Muğla-Yatağan ve civarındaki kömürler tükenecektir ve buradan kömür gelmeyecektir. Kriz kapıdadır. Elbette çözüm ulusal boyutta olmalıdır. (Acar,1990)
Şekil 2.1.Yıllara Göre Satın Alınan Enerji
Kaynak: TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Denizli Şubesi
Su konusuna gelince içme suyu 3501t./sn ile halen yeterli kapasitede Gökpınar kaynağından sağlanmaktadır. 18 km. lik isale hattı ile getirilen su Çamlık 1250 m3, Kuruçay 4500 m3, Kiremitçi 5000 m3, Hastane 5500 m3 su depolarından toplam 315 Km. uzunluğundaki kent su şebekesine verilmektedir.
Belediye fen işleri yetkileri ilerideki ihtiyacı için bugün den hazırlık yapmak gerektiğinin vurgulamışlardır. Su abone sayısı 38.950, yıllık tüketim 776.500 M3'tür. Şebeke zayiatı %25-30 arasındadır.
Denizli'deki en önemli kaynak Gökpınar'dır. Yaklaşık debisi saniye de yazın Vı ton ve kışın 2 tondur. Diğer tüm kaynaklarla birlikte ortalama debi takriben 1.05 t/s'dir Bu günde ortalama 130 ton su yapar. Bu miktar 650.00 kişinin gereksinimini karşılar. Verilere göre şebeke kaçak kaybı hesaplandığında arta kalan su ile 400.000 kişinin su ihtiyacı karşılanabilecektir. Hal böyle iken Gökpınar ve diğer kaynaklar boşa akıtılmaktadır. Nüfus arttıkça tüketim daha çok olacaktır. Su dengesi kesin olarak bozulmuştur. Şimdilik kaynaklar kısıntılarla verilmelidir. Fakat 10-15 yıl sonra nüfus milyona vardığında Çivril üzerinden Menderes suyu gerekecektir bu durumunda Adıgüzel barajının konumu gözden geçirilmelidir. Gökpınarbarajinm içme suyu olarak kullanılması söz konusu değildir. Çözüm olarak; tüm kaynaklar şebekeye alınmalı, atık su tarıma uygun şekilde arıtılıp Gökpınar Barajı'nda biriktirilmeli, sulama mevsiminde Aydın Ovası'na verilmelidir.
Kanalizasyon konusuna gelince; sistem ark sistemiyle karışıktır. Eski sulama arklarının üstleri tamamen kapatılmalıdır; fakat açıktan akan atık suyun çöplerle dolu oluşu ve kapatılmış kesimleri tıkaması problem yaratmakta patlamalar olmaktadır. Toplam uzunluk 48 km.dır. Kent kanal sisteminin yetersizliği belediyenin üzerinde durduğu başlıca konulardandır.

2.2.Mahalli İdareler

2.2.1.Özel İdarenin Durumu

İl Özel İdare Müdürlüğünün 1998 yılı yatırım programında yer alan yatırım hizmetleri için bütçeye konan ödenek miktarı 1.481 milyar TL'dir. Geçen yıldan devreden 596 milyar TL, 983.7 milyar TL de Bakanlık yardımı olmak üzere toplam 2.465 milyar TL bütçesi bulunmaktadır. (Ödel, 1999)
Bu bütçeden Köy Hizmetleri yatırımlarına 960 milyar TL, Eğitim Hizmetleri yatırımlarına 923.8 milyar TL, Tarım Orman hizmetleri yatırımlarına 48.5 milyar TL, Sağlık ve Sosyal Yatırım Hizmetlerine 248.5 milyar TL, Kültür hizmetleri yatırımlarına 141 milyar TL, Spor hizmetleri yatırımlarına 82.5 milyar TL, Emniyet hizmetleri yatırımlarına 1 milyar TL, Çevre hizmetleri yatırımlarına 3.8 milyar TL, Bayındırlık hizmetleri yatırımlarına 4.8 milyar TL ödenek ayrılarak 1998 yılı Haziran ayı sonu itibarı ile 1.247 milyar TL'lik harcama yapılmıştır.
Özel İdare Bütçesinden, 1998 yılı Haziran ayı itibarı ile: Merkez ve ilçelerdeki 121 köye mezarlık ihata duvarı, içme suyu montaj inşaatı, köy konağı inşaatı, kanalizasyon inşaatı, köy lojmanı inşaatı, sağlık evi, imam evi ve cami inşaatları, PTT santral binası, ilkokul onarım gibi yatırımlara 113.6 milyar TL'lik yardım yapılmıştır. (Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'e Verilen Brifing, 4 Ekim 1998)
Klasik hizmetler dışında İl Özel İdaresi tarafından gerçekleştirilen önemli projeler şunlardır:
Kayak Merkezi. Denizli, iç ve dış turizme açık bir ildir. Turist potansiyelinden daha fazla yararlanmak için Honaz ilçesi sınırları içerisindeki 2571 metre yükseklikteki Honaz Dağı zirvesinde bir kayak evi ve kayak alanı yapılması için çalışmalara başlanmış ve ihalesi yapılmıştır.
Sera Köyü: Sarayköy ilçesinde Kızıldere mevkiindeki jeotermal enerjiden yararlanılarak sera sebzeciliği ve çiçekçiliğin bölgede yaygınlaştırılması için Özel İdare Müdürlüğü'nce plastik sera tesisleri kurulmuş ve üretime başlanmıştır.
Çardak Havaalanı Terminal Binası: Hızla sanayileşen ve gelişen Denizli ve yöresinin hava ulaşımı ihtiyacını karşılayan Denizli Çardak Havaalanı'nın modernizasyonu ve kapasite artırımı için İl Özel İdaresi katkısı ile çalışmalara başlanmış ve proje bitirilme aşamasına gelmiştir.
Süt Toplama Merkezi Yapımı: Çal ilçesinde ve köylerinde süt hayvancılığım teşvik ve üretilen sütlerin en iyi şekilde değerlendirilmesi, köyün ekonomik gücüne katkı sağlanması için Özel İdare tarafından, Çal Bayırında süt toplama merkezi kurulmuştur. Diğer ilçelerde de bu tür merkezlerin yapımı konusunda mahalli idareler maddi ve teknik destek sağlamak üzere teşvik edilmektedir. (Ödel, 1999)
Denizli EGS Fuar Birliği Projesi: 1971 yılında Denizli'nin ekonomik, sosyal ve kültürel yönden gelişmesini temin etmek, iç turizmi canlandırmak, Denizli'yi bütün yönleriyle tanıtmak amacıyla Denizli İl Özel İdaresi ile Denizli Belediyesinin iştirakiyle kurulmuş olan birlik, tüzel kişiliği haiz bir kamu kuruluşu olarak, Denizli Merkez Kayaköyü civarında 480 dönümlük alan fuar yapılmak üzere kamulaştırılmıştır. Ancak bugüne kadar tesislerin kurulması gerçekleştirilememiştir. 19.11.1996 tarihinde EGS (Ege Giyim Sanayi) Gayrimenkul Geliştirme ve İşletmecilik A.Ş. ile yapılan protokol çerçevesinde hazırlanan projeler gerçekleşme aşamasına gelmiş bulunmaktadır. Bu proje kapsamında sergi salonları, hipermarket, çeşitli dükkanlar, konferans ve değişik amaçlı toplantılar için 1.500 kişilik (4.000 m2) kongre salonu, bankacılık, sigortacılık, komünikasyon vb. sağlamak üzere 50.000 m2lik üç bloktan oluşan ış merkezi, konaklama ihtiyacına cevap vermek üzere 15.000 m lik 224 odalı otel, kafeterya ve sinema gibi fonksiyonları içermek için 8 birimden oluşan merkez ve bütün bu çalışmalar, imar planı üzerinde belirtilen ağaçlandırma sahası 34.000 m alan dışında kalan ve öngörülen % 30 inşaat emsali kullanılarak düzenlenmiştir.
Projenin ilk ayağı olan hipermarket alışveriş merkezi 29 Ekim 1998 tarihinde açılmıştır.

2.2.2.Denizli Belediyesi'nin Durumu

Denizli'de ilk Belediye teşkilatı 1876'da kurulmuştur. Bu tarihlerde Denizli, mülkî bölünmede Aydın Livası'na bağlı bir kaza merkezidir. 1883'te Sarayköy, Buldan ve Tavas ilçelerinin bağlanmasıyla "Sancak" haline getirilen Denizli, 1884'te Çal, 1888'de Acıpayam ilçelerinin katılımı ile Aydın'a bağlı "mutasarrıflık", Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla da "il" olmuştur.
1927'de yapılan ilk nüfus sayımına göre il merkezinde 15.704 kişi oturmaktadır. İl genelindeki 61 belediyesi, 403 köy yerleşim yeri ile Denizli, Türkiye'de Konya'dan sonra ikinci sırayı almaktadır. (Denizli, 1988: 20-24)
Denizli'de Belediye hizmetleri ilk başlarda çok yetersizdi. Yolun olmadığı yerde en iyi araç, at ve eşekler, bunların çektiği çardaklı araba ve faytonlardı. İçme ve kullanma suyu olarak artezyen kaynaklardan ve evden eve dolaşan arklardan yararlanılıyordu. Elektrik ve dolayısıyla buzdolabı bulunmadığı için gıdalar, bu arklarda hazırlanan özel yerlere konulan tencerelerde saklanmaya çalışılıyordu.
1976 yılında meydana gelen deprem birçok binayı oturulamaz hale getirince ya da yıkınca, bu afetin ardından geniş yollar açılmış, hızlı bir yapılaşma başlamış ve bugün Denizli, Ege Bölgesi'nde İzmir'den sonra ikinci büyük kent konumuna gelmiştir.
Mülkiyet durumu bakımından belediyeye ait alanlar içinde en önemli kısmı, mezarlık alanları kaplamaktadır. İkinci olarak tarlalar (18 ha) gelmektedir. Buna karşın belediyenin aktif olarak kullandığı alanlar ise oldukça az yer kaplamaktadır. Söz konusu tarlaların yeşil alan, sosyal tesis, alt yapı tesisi gibi kullanışlara ayrılması, ihtiyaçların karşılanması açısından faydalı olacaktır. Belediye arsaları genelde mahallelere dağıtılmıştır. Belediyeye ait arazilerin dökümünden anlaşılacağı gibi toplam arazi 37.17 ha'dır. (Denizli Kent Bütünü Analitik Etüd, 1990: 62-64)
Belediye sınırları dışında kalıp mücavir saha içinde ve yakın çevresindeki hazineye ait araziler ve köy tüzel kişiliğine ait meralar, yukarıda verilen belediye mülkleri tablosunun dışındadır. Bu kısma giren tahsisli arazilerden en önemlileri; çoğunluğu Kınıklı köyüne dahil olan üniversite sahası, Kaleköy'deki orman alam, Pamukkale'deki harabeler, Laodikya harabelerinin bulunduğu alan ve orman alanı, Hacıeyüplü'nün batısındaki orman alanı, Kayaköy'deki Devlet Su İşlerine tahsisli alan ve fuar alanı, Künarlardaki toplu konut alanıdır.

Belediye Mülkleri
Alan ( M2)
Eskici Pazan
4976
Belediye Sarayı
2000
Denizli Evi
180
Bayramyeri
2120
Pamukkale
54123
Kayaköy (Depo)
7000
Eski Balıkçı Pazarı (12 Dükkan)
300
Kahvehane
400
Yeni Balık Hali (11 Dükkan)
275
Ssk İşhanı (69 Dükkan)
1900
Çeşitli Yerler (41 Büfe)
215
Kaleiçi Kestane Pazarı (5 Dükkan)
80
Bayramyeri Otopark İşhanı
1200
Hal Ve İtfaiye
5927
Santral Garaj,
25000
Zahire Pazan
9652
Sebze Hali
2806
Kaleiçi Açık Pazar (66 Dükkan)
800
Çok Katlı Otopark
2000
Kreş Ve Konservatuar
900
Çöp Fabrikası
87349
Asfalt Şantiyesi
70047
Soğuk Hava Deposu
15590
Hayvan Pazarı
2186
Belediye Atölyesi
9740
Açık Hava Tiyatrosu
25517
Belediye Hizmet Alam
2500
Yeşil Alanlar (Çatalçeşme Parkı)
2350
Çamlık
20000
Atatürk Parkı
6806
Cumhuriyet Parkı
3682
Candogan Parkı
4000
İncilipınar Mesireliği
27940
Yse Karşısı
1000
Toplam
400568
İmar Planlan olarak: Denizli'nin 1960 tarihli nazım imar planı vardır. 1965 yılında kısmen, 1967 yılında tamamen onanan 1/100 ölçekli imar planı nazım plan sınırlarını kapsamamaktadır. Bundan sonra 1976 yılında onanlı afet evleri planı ile 1978 yılında onanlıDokuzkavaklar planı ilave plan olarak onanmıştır. Daha sonraki gelişmeler ise tarih sırasıyla şöyledir:
1979:  Binevler İmar Planı, batıdaki Belediye Konutları
1981: Sümerbank Çevresi Sanayi Planları, Esnaf Sitesi Mevzi Planları
1982: Yenimahalle, İstiklal Mahallesi İmar Planlan
1986: İzmir Asfaltı Sanayi Bandı Planlan
1987: Kınıklı, Zeytinköy Islah İmar Planları Çakmak, Bereketler İlave İmar Planı Kiremitçi, Karaman Islah İmar Planı
1988: Deliktaş revizyon Islah İmar Planı Ankara Asfaltı Sanayi Planlan (ilave)
1989: Kırişhane, Sevindik Revizyon İmar Planı (5. Etap) Yeşilköy, Künarlar Toplu Konut Alanı Planı (1. Etap) Deliktaş, Dokuzkavaklar, Karşıyaka Islah İmar Planı (1. Etap) Yeşilköy, Sırakapılar İlave İmar Planı (1. Etap)
Yapımı Devam Eden Planlar: 1 / 25000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Çalışmaları
Şirinköy, Çakmak, Bereketler Gecekondu Önleme Bölgesi Planı
Küçük Sanatlar Alam (3. Sanayi) Karayolu Kenarı Revizyon İmar Planlan
Hemen her alanda mevzii ve ilave imar planı talepleri belediyeye ulaşmakta, planbütünüyle incelenmektedir. Ana kararlara aykırı olmayanlar onanmaktadır.
Denizli bugün Hollanda'nın Almelo, Pakistan'ın Faisalabad kentleri ve Bursa ile kardeş kentliğini sürdürmektedir. Avrupa Belediyeler Birliği'nin üyesi bulunan Denizli Belediyesi, 1982 yılındaki toplantıda uluslararası konuklarını Pamukkale'de ağırlamış ve toplantının ev sahipliğim yapmıştır.
Belediyenin gelir çeşitleri: Bina vergisi, arsa vergisi, arazı vergisi, motorlu vasıta vergisi, ilan-reklam, asfalt- kaldırım hasar bedeli, eğlence vergisi, para cezası, su hasılatı, meslek vergisi, hayvan kesim ücreti, soğuk hava ücreti, işgaliye, sergi, otopark ücreti, açma ruhsatı, bina inşaat harcı ve diğer gelirler. (Ödel, 1999)
Bu gelirlerden en yüksek değerde olanlar: Su hasılatı, para cezası, işgaliye, sergi, otopark ile soğuk hava deposu ücreti birbirini takip etmektedir.
Belediye Personel Durumu: Belediye personelinin 1998 yılı itibarı ile %45'i memur, % 65'i işçidir. Ağırlıklı olarak Fen İşleri Müdürlüğü, Otobüs ve Atölyeler Müdürlüğü ve Temizlik İşçileri Müdürlüğü sırayla birbirini takip etmektedir. Belediyede toplam 35 birim vardır. Hemen her birimde boş kadro mevcuttur.

Tablo 2.6.Birimlere Göre Eleman Sayısı Şöyledir

Personel Müdürlüğü
53
Hesap İşlen Müdürlüğü
171
Yazı İşlen Müdürlüğü
17
İmar İşleri Müdürlüğü
39
Fen İşleri Müdürlüğü
157
Kanalizasyon İşleri Müdürlüğü
57
Su İşleri Müdürlüğü
67
Temizlik İşleri Müdürlüğü
130
Atölye Müdürlüğü
106
Ulaştırma Müdürlüğü
118
Zabıta Müdürlüğü
77
İtfaiye Müdürlüğü
50
Park Ve Bahçeler Müdürlüğü
61
Gündüz Bakımevi
1
Sağlık İşleri Müdürlüğü
21
Basın - Yayın Müdürlüğü
7
Emlak İşleri Müdürlüğü
6
Hukuk İşleri Müdürlüğü
5
Satın Alma Memurluğu
8
Oda Tiyatrosu
6
Çamlık Evlendirme Memurluğu
13
Üçgen Evlendirme Memurluğu
5
Bando Şefliği
26
Konservatuar Müdürlüğü
15
Toplu Konut Müdürlüğü
23
Döner Sermaye Fon İşleri Müdürlüğü
14
Gelir Müdürlüğü
13
Yemekhane Memurluğu
13
Hal Müdürlüğü
30
Garaj Müdürlüğü
23
Grup Ayar Memurluğu
2
Mezbaha Müdürlüğü
52
Mezarlıklar Müdürlüğü
30
Veteriner İşleri Müdürlüğü
4
Başkanlık
8
Toplam
1428
Memur kadrosunda bayan 105, erkek 351; işçi kadrosunda ise bayan 10, erkek 962, özürlü 26, eski mahkum 20 kişi bulunmaktadır. (Ödel, 1999)
Denizli Belediyesi'nin en acil ihtiyacı Büyükşehir olma gereğidir. Bu, ihtiyaç büyükşehir unvanını kazanmakla ilgili değildir. Denizli'ye yakın olan belediyeler, Denizli'nin genişlemesiyle Denizli ile bitişik hale gelmiştir. Öyle ki caddenin bir kısmının hizmetleri Denizli Belediyesine, diğer kısmı öteki belediyelere aittir. Bu durum ilin doğal genişleme yollarını kapatmakta ve sağlıksız ve tarım arazileri üzerinde yapılaşmaya yol açmaktadır. Belediyeler arasındaki yetki karmaşasını gidermenin kökten çözümü Denizli'nin, yakın belediyelerle birlikte büyükşehir olmasıdır.

Tavas'ın Yeri ve Sınırları; İlk adı Yarangüme olan ilçe Denizli'ye 49 km. uzaklıktadır. İlin en eski ilçelerindendir. Doğusu Acıpayam, batısında Aydın iline bağlı Karacasu, kuzeyinde merkez, güneyinde Kale ve Acıpayam ilçeleri vardır. İlçe Denizli'nin güneyinde Tavas ovasının kuzeydoğusunda, deniz düzeyinden 950 m. yükseklikte kurulmuştur.Önceleri Tavas ovasının güneybatısında tepelik bir alanda, dikyamaçlı ve üstü düz, bir adayı andıran bir tepe üzerine kurulmuş, sonra yönetim merkezi, ovanın kuzeydoğu kenarındaki Yarangüme köyüne taşınmış ve bugünkü ilçe orada gelişmiştir. Bu eski yerleşim yeri hakkında Evliya Çelebi Seyahatnamesinde "Davaz Kalesi" bahsinde; "Kalesi, Davaz sahrası güneyinde beşgen şeklinde, etrafı üç bin adım olup doğuya bakan bir demir kapısı vardır. Celali sığınmasın diye etrafına hendek kazılmıştır. Kalenin her tarafı gayya kuyusu gibi uçurumdur. İç Kalesi hala mamurdur. Ama çok küçüktür. Etrafı üçyüz adımdır. Duvarı elli zira' yüksekliğindedir. İçinde 50 ev ve bir cami vardır. Dış kale içinde 300 toprak örtülü evler vardır. 5 mahalle, 5 mihraptır.Bir hanı, bir hamamı, üç mektebi, üç sebili, iki tekke, altı zaviyesi vardır. Kalenin batısında kerirdağı dibinde üç bin bağdır.Bütün köy halkı altı ay bağlarında otururlar. Kalenin doğu dibinde bir kayadan buz gibi su çıkar.Havası da güzeldir. Davaz kalesi ziyaretgahı: Dış kalede Karaca Ahmed sultanın büyük bir merkadı vardır. Sarı baba sultan, Al kanlı dede, Kepez dede, Ali Bal i dede. Gülüm dede evliyalardandır. Bu kalenin güneyinden korkunç çamlı beller geçip..." şeklinde bilgi vermektedir.Kale ve yeri hakkında İbnBatuta Seyahatnamesinde de bilgi yer almaktadır. (Çölgeçen, 2002)
Yeryüzü Şekilleri; Dağları; İlçe merkezinin doğusunda Çıplak Dağı vardır.Yahşiler köyünün kuzeyinde Büyükbaba (Karacasu ilçesine bakan en yüksek zirvedir ve tepesi 2000 metre karelik bir düz alandır.Halk arasında Sarı Kazak Baba, Dediği Baba, Oturan Baba diye anılan ve Hoca AhmedYcseviye bağlı oldukları söylenen bazı evliya türbeleri dolayısıyla bu adı aldığı rivayet edilmektedir) ve Karababa dağları (Karahisar kasabasının kuzeyindedir. Doğusunda Karacaoluk, batısında Dolayoluk, güneyinde Çağiak su kaynakları bulunur) vardır. Kızılhisar Dağı (Yüksekliği 2241 m.) Sarabat köyü ile Serinhisar İlçesi arasındaki dağdır. Pınarlar Kasabası ile Ovacık Köyü arasında Tınaz Dağı, Solmaz ile Baharlar arasında Dede Dağı (Üzerinde bulunan Dede türbesinden dolayı bu ad verilmiştir.), Balkıca ve Derinkuyu köylerinin doğusunda Bozdağ (Üzerinde sedir ormanı vardır), Avdan, KayapmarveDenizoluk köyleri yakınında Avdan Dağı vardır.
Akarsu ve Dereleri; Solmaz çayı, Solmaz köyünün doğusunda Dede dağının tabanından çıkan kaynak su ile çevredeki küçük su kaynaklarını bünyesine alarak Medet köyünün batısında, Yarbaşı denilen mevkide Medet çayı ile birleşir.
Medet çayı, Medet köyü çevresindeki su kaynaklarını alarak Solmaz çayı ile karışır ve çiftlik çayını oluşturur. Kırkpınar çayı, Karahisar kasabasının güneyindeki kaynayan Kırkpınar suları ile doğusundan gelen Çiftlik çayını alarak oluşur. (Çölgeçen, 2002)
Dümbelek çayı, Karahisar kasabası Asar yaylasından gelen sular ile Yağlılar mahallesinden çıkan İncilipınar kaynağını alarak oluşur.Yenidere çayı ise, Kırkpınar çayı ile Dümbelek çayının Yahşiler köyü Sakarca mahallesinde birbirine karışmasından oluşur.Bu çay; Sofular, Ebccik köylerinin batısından, Yahşiler köyünün güneyinden. Avdan köyünün doğusundan, Kale ilçesi sınırları içindeki İnceğiz köyü yakınlarında Eskere (Şimdiki Adı Beyağaç) yöresinden gelen Akçay'a karışarak Kemer baraj mı besler. Gölleri ve Göletleri; Kızılca gölü; Kızılca kasabasında, yaz mevsiminde bazı aylarda suları çekilen doğal bir göldür. Ay doğdu gö1eti; Yoran yaylasındaki su kaynaklarını bir araya toplayan dolgu (toprak-kaya) su göletidir. (Halk arasında Aydoğdu'nun eski adına izafeten Abaz Gölü olarakda söylenmektedir.)
Ovalan ve Yaylaları; Tavas ovası ortalama 95 Om. yüksekte olup, 30000 hektardır. Tavas Ovası kuzeyde Babadağ, güneyde Bozdağ, doğuda Kızılhisar dağlan, batıda Kale ilçesi ile çevrilidir. Tavas ovasının güneyindeki Bozdağ eteklerinde Barza ve Sarıova bulunmaktadır.
Yoran (Tavas'a bağlı Aydoğdu köyü ile Serinhisar ilçesi arasında) ve sahman yaylaları bulunmaktadır. (Acaroğlu, Türk Kültür Tarihinde Denizli Sempozyumu)
İklim ve Bitki Örtüsü;
İç Anadolu, Akdeniz ve Ege iklim özelliklerini Tavas'da görmek mümkündür. Yani yazları sıcak ve kurak kışları soğuk ve fırtınalı geçtiği gibi; zaman zaman kışları ılık geçebilmektedir. Yağışlar daha çok ilkbahar mevsiminde olmaktadır.Yıllık yağış miktarı 661.3mm.dir. Yağışlı günler sayısı 78.4 gündür.Yıllık ortalama 28 cm. kar tespit edilmiştir.Sisli günler ortalaması ise yıllık 7.6 gündür. Kırağılı gün ortalaması 38.8 gündür. 2.9 gün dolulu gün vuku bulmuştur. (Çölgeçen, 2002: 16)
Tavas' la Acıpayam arasında uzanan topraklar mezoik kalkerden olup ikinci zaman oluşumudur.Aynı bölgelerde görülen Linyit havzaları üçüncü zaman arazisi içinde olduğunu göstermektedir.Tahıl ve taneli ürünün fazla yetiştiği gözlenen Tavas ovası kumlu topraktan meydana gelmiş yüksek düzlüktür.
Dağları, fundalık ve makilik alanların dışında yer yer çıplak bir görüntü arz etmekle beraber, gür ormanlarda dikkati çeker (Bozdağdaki sedir ormanı gibi).Bol su kaynakları, zengin otlaklar ve birbirlerine geçitlerle bağlı yaylalar bu1unmaktadır. Toprak1arın çoğunluğu işlenebilir durumdadır.

 

 


3.1.2.Ekonomik Durumu
3.1.2.1.Tavas'ın Başlıca Geçim Kaynakları;
Tarım ve Ticaret; İlçe merkezine ek olarak, Altınova. Çiftlik, Solmaz, Medet, Sofular, Ebecik, Karahisar, Pınarlar da; genelde buğday, arpa ve nohut üretiminin fazla olduğu görülmektedir. Bu yerlerde buğday dekarda en az 160 kg., en çok 550 kg., olmak üzere ortalama 355 kg.'dır.Arpa'da ise en az 250 kg., en çok 600 kg. olmak üzere ortalama 425 kg. verim elde edilmektedir. İlçede iki tür buğday ekildiği görülmektedir;
1- Sert Buğday: Kundura, Çakmak 79
2- Yumuşak Buğday: Kırkpınar, Cumhuriyet
Nohut ekiminde de en az 50 kg., en çok 150 kg. olmak üzere ortalama 100 kg. ürün elde edilmektedir. Nohuttan genellikle Sakız tabir edilen bir leblebi türü imal edilmektedir. Bu ürünlere ek olarak kırsal kesimlerde mercimek, burçak, mürdümek ekimine rastlanır.Mısır ekimi ise, Soimaz. Medet, Çiftlik, Karahisar, Sofular ve Ebecik gibi sulu tarım arazisine sahip yerlerde yapılır.Pancar ekimi Tavas'a 1982 yılından itibaren girmeye başlamıştır. Solmaz, Medet, Garipköy, Altınova, Çiftlik gibi, çay suyu ve yeraltı derinkuyu suları ile sulanabilen yerlerde pancar ekimi yapılmaktadır.Dekarda en az 2000 kg., en çok 6000 kg., olmak üzere ortalama 4000 kg. ürün elde edilmektedir. (Çölgeçen, 2002: 19)
Son yıllarda, kıymetlenmesine bağlı olarak, tütün ekimi ve tütün işçiliği, Tavas ve köylerinin önemli geçim kaynaklarından biri olarak görülmektedir. Tütün ekiminde kullanılan gübre, ilaç vs.'den dolayı pek çok olumsuzluklar olmasına rağmen, ekonomik getirişinden dolayı ekimi yapılmaktadır. Dekar da en az 50 kg., en çok 100 kg. ortalama 75 kg. ürün alınır.
Geçmişinde 19.Yüzyıl sonlarındaki Salnamelerden anlaşıldığına göre, Tavas kazasında çoğunlukla buğday, arpa, yulaf, mısır, çavdar, burçak, nohut, susam, mercimek ve palamutun ziraatı yapılmıştır. Ayrıca, üzüm, armut, ceviz ve zeytin de yetiştirilmiştir. Satım için Denizli'ye sevk edilen bu ürünlerden en çok arpa ve buğday ihraç edilmiştir. Zeytin yemekliktir, Palamut Muğla ve Nazilli yoluyla İzmir'e götürülmüştür. Nohut Leblebi yapılarak diğer yerlere götürülmüştür. Diğer ürünler ise Tavas kazasında tüketilin iştir. Tavas ilçe merkezi ve Kızılcabölük kasabasında elma, armut ve üzüm üretimi oldukça fazladır. Ayrıca ilçe merkezinin dikkat çeken bir diğer ürünü de bostandır (Kavun).Seki köyünde Nar ve Zeytin yetiştirilir. Seki, Sofular ve Pınarlık köyleri sebze üretiminde ön sıralarda yer almaktadır.
Hayvancılık; Hayvancılık, çobancılık şeklinde yürütülmektedir. Keçi besiciliğinin ve dağlara çadır kurmanın artık yok denebilecek kadar azaldığı gözlenmektedir.Keçi besiciliği ormanların korunabilmesi açısından, koyun besiciliği ise ekili alanların genişlemesi nedeniyle azal m ıştır. Fakat sığır besiciliği bakımından bir hayli ilerlemiş bulunmaktadır (Sığır besiciliğinde, eski ırklar yerine Montofon, Hollanda, İsrail denilen ırklar gelişmiştir.)
Bunların sütleri Ovacık köyündeki peynir mandırası ile Pınar süt gibi çeşitli kuruluşların süt topla m a istasyonları tarafından değerlendirilmektedir(Yörenin kendine has yanık kokulu tabir edilen "kese yoğurdu" ünlüdür).İlçede ve bazı köylerinde "Dam Besiciliği" denilen yöntemlerle etini pazarlayabilmek için besicilik yapıldığı gözlenmekledir. Ayrıca Ovacık, Çalıköy, Ulukent, Çağ ırgatı, Garipköy gibi bazı köy ve kasabalarda tavuk çiftlikleri bulunmaktadır. (Bazıları ekonomik kriz nedeniyle faaliyetlerini durdurmuştur)
Madenler; Mangenez, Mermer, Manyezit, Krom, Linyit yatakları bulunmakta ve bunlardan ekonomik değeri olanlar işletilmektedir.Karagöl köyüne 2 km. mesafede, işletilebilir damar kalınlığı 1.80-1.20 m. olan Linyit, Kızılcaköy'de 1958-1960 yılları arasında işletilmiş olan Mangenez madeni bulunmaktadır (Sahada on adet yarma ve galeri açılmıştır). Ayrıca Kızılcabölük'te rezervi fazla olmayan bakır madeni bulunmaktadır. (Çölgeçen, 2002: 20)
Diğer geçim Kaynakları; Kızılcabölük, Vakıf, Karahisar son yıllarda Horasan! ı' da çarşaf, havlu, gömleklik, perdelik ve mendil gibi ihracata yönelik dokuma çalışmaları çok ileridir. Yahşiler. Sarıabat, Gökçeler, Çağırgan ve Yukarıboğaz gibi yerleşim bölgelerinde kilim, heybe, çuval, keçe, çadır, dolangaç, kılçır (genelde çobanların kullandığı bir tür pantolon) dokunur. Hammaddesi ise yün ve kıldır. Buralarda da üretimin talebin başka yönlere kayması nedeniyle azaldığı gözlenmektedir. Geçmişinde de salnamelerden anlaşıldığına göre dokumacılıkla ilgili bir faaliyet görülmemiştir.
Yayık, kağnı, öğendere, dibek, kaşık, yaba gibi ağaç işleri Sofular, Avdan, Yahşiler, Karahisar, Derinkuyu, Balkıca, Kozlar ve Baharlar'da yapılırdı.
Bunlardan bazıları günümüzün teknolojik gelişmelerine yenik düşmüşler, talebin kalmaması sonucu ortadan kalkmışlardır.
İlçe merkezinde ise konfeksiyon yani hazır elbisecilik ile kunduracılık yani ayakkabı yapımı önemli bir geçim kaynağıdır. "Tavas işi" olarak adlandırılan ve benzerlerine nazaran ucuz satılan elbise ve ayakkabılar çevre illerden de yoğun talep görmektedir.
Konak (Nikfer) kasabası başta olmak üzere bazı köy ve kasabalarında halı üretimi yapıldığı da görülmektedir. Bunların çoğunluğu ev tezgahlarında, genelde sipariş üzerine dokunmaktadır.
Küçük sanayinin yavaş, yavaş geliştiği gözlenen ilçe merkezinde bir un fabrikası, Medet köyünde de bir yem fabrikası vardır. 1996 yi sonu itibariyle Tavas'da 14 Anonim şirket, 35 Limitet şirket olmak üzere toplam 49 şirket bulunmaktadır.Şirket toplamları açısında Denizli ilinin ilçeleri arasında Acıpayam'dan sonra ikinci sırada bulunmaktadır. (Çölgeçen, 2002: 21)
Ayrıca yine 1996 yıl sonu itibariyle, 6 konut, 1 işyeri, 2 üretim tüketim, 6 esnaf kefalet, 3 motorlu taşıt, 2 tarım satış, 1 küçük sanayi olmak üzere toplam 21 kooperatif bulunmaktadır. Kooperatif sayısı açısından Denizli'nin ilçeleri arasında Acıpayam ve Sarayköy'den sonra üçüncü sırada yer almaktadır.
1990 yılı Genel Nüfus Sayımı verilerine göre; herhangi bir iktisadi faaliyet kolunda çalışanların sayısı 3 223 erkek ve 458 kadın olmak üzere toplam 33 681'dir. (Bu rakamlar 12 ve daha yukarı yaştaki faal nüfusu kapsamaktadır) Bunların Mesleklere göre dağılımı şöyledir; Ziraat, avcılık, ormancılık ve balıkçılık iş kolunda 255 erkek. 51 kadın. Madencilik ve taş ocakçılığı iş kolunda 6 erkek. İmalat sanayiin de 984 erkek, 233 kadın. Elektrik, gaz ve su iş kolunda 8 erkek. İnşaat da çalışan 306 erkek. Toptan ve perakende ticaret, Lokanta ve oteller de çalışan 698 erkek, 15 kadın. Ulaştırma, haberleşme ve depolama da çalışan 193 erkek, 5 kadın. Mali kurumlar, sigorta taşınmaz mallara ait işler ve kurumları, yardımcı işhizmetlerinde çalışanlar 97 erkek, 23 kadın. Toplum hizmetleri, sosyal ve kişisel hizmetlerde çalışanlar 648 erkek, 116 kadın. Bunların dışında iyi tanımlanmamış faaliyetlerde bulunanlar 28 erkek, 15 kadındır.
Geçmişinde de canlı bir ticari hayatın bulunduğu gözlenen kazada, 1900-1902 yıllarında 1 340 Haneye karşılık 4 han, 117 dükkan; 1906-1908 yıllarında 1 181 Haneye karşılık yine 4 han ve 118 dükkan bulunduğu kaydedilmektedir. Ayrıca salnamelerden anlaşıldığına göre Tavas kazası o yularda buğday ihracıyla ünlüdür. Gireniz ve Karayayla mevkilerinde bir hayli mesir ormanı bulunduğu, yine Yolaltı denilen mevki de henüz üretime geçilmemiş zımpara madeninin bulunduğu zikredilmektedir.
Köylerinde yakın zamana kadar, ticarette olduğu gibi kendi aralarında ücret karşılığı işçilik yoktur. "Değişik" denilen bir yardımlaşma şekliyle, işler topluca ve sırayla yapılmaktadır. İşçilikte, çalışma şartlarında kadın erkek ayrımı yoktur. Günümüzde ise ücret karşılığı iş yapma ve iş yaptırmak da oldukça yaygınlaşmıştır. İş bularak organizeyi gerçekleştiren "Dayı başı" denilen şahıslar gözetiminde tütün dikme ve pamuk zamanlarında İzmir ve Aydın ovalarına işçiliğe gidilmektedir. Ayrıca kış aylarına rastlayan günlerde orman işçiliğide, orman köylerinde yaygındır. 19. Yüzyıl sonlarındaki Salnamelerde zikredildiği kadarıyla Tavas kazasında 520 kilometrekare kadar bir alanı kaplayan büyük ormanlar vardır. Bu ormanlarda kızıl, akçam, gürgen, çınar ve benzer ağaçlar yetişmiştir. Ormanlardan her çeşit kereste yapıldığı gibi. ayrıca demiryolu traversi yapılır. Yapılan keresteler ve diğerleri Nazilli ve Aydın'a götürülür. Günümüzde bu orman sahası hemen hemen yok denecek kadar  azaldığı  için  orman  işçiliğinden  de  söz edilemez.

3.1.3.Sosyal Durum

Aile Yapısı; 1990 yılında yapılan nüfus sayımı neticelerine göre Tavas'da toplam yerleşik nüfus 11 160, toplam hane halkı sayısı 2 838'dir. Bunların hane halkı büyüklüğüne göre dağılımı ise şöyledir;
Kızılcabölük'te yapılan bir araştırma sonucuna göre ise. bir tek evli çiftin bulunduğu hane sayısı oran olarak %92.6'dır. İki evli çiftin bulunduğu hanelerin oranı ise %7.4'dür. Hanesinde ailesinden başka biri bulunan hane reislerinin, bunlarla ilgili akrabalık dereceleri ise, % 39'u annesi, % 21'i babası, % 14' ü büyükbaba-büyükanneden oluşmaktadır, reislerinin, bunlarla ilgili akrabalık dereceleri ise, % 39'u annesi, % 21'i babası, % 14'ü büyükbaba-büyükanneden oluşmaktadır. (Çölgeçen, 2002: 23)
Bilhassa köylerinde. Büyük baba, ebe(babaanne), baba, gelin ve torunlardan oluşan ataerkil, birleşik aile düzeni vardır. Gelinler evde babası ve kocası dışındaki erkeklere "ağa" der. kız varsa "bılla" denir. Çocuklar büyük amcalarına "büyükbaba", hanımına da "kocaana" derler. Yaşça babadan küçük olanlara amca ve hanımlarına yenge denir. Amca veya dayı çocukları birbirlerine "aga, aba" diye, küçüklere ise isimleriyle hitap ederler. (Amcaoğlu, amcakızı, dayıoğlu, dayıkızı. halaoğlu, halakızı, teyzeoğlu, teyzekızı şeklinde de çağrılır.) Anne ve babanın amca veya dayısına çocuklar dede, onların hanımlarına da "ebe" derler. (Çölgeçen, 1997)
Günümüzde artık bu aile yapısının köylerde de dağılmaya başladığı gözlenen bir husustur. Bu tip ailelerde eğer varsa dede, yoksa en yaşlı erkek üyedir ve dede sağ olduğu müddetçe erkek çocuklar evlenseler bile izinsiz ayrılamazlar, birlikte yaşarlar. Aksi halde ayıplanırlar. Gelinler, kocalarının annelerine ana, babalarına baba diye hitap ederler. Genel konuşmalarda kaynana ve kaynata derler. Kocanın erkek kardeşine kayın denilir. Damat ise eşinin anne ve babasına daha önce nasıl hitap ediyorsa, onu devam ettirir. Genel konuşmada ise kaynana ve kayınbaba diye söz eder. Kız çocukları evlenip, çoluk çocuğa karışsalar da babaocağındaki yerlerini korurlar. Babaları ölse de evin en büyük erkeği kimse ona aynı şekilde saygıyı devam ettirirler. Cumhuriyet dönemine kadar, iki evlilik yaygın olmasına rağmen, sonraları git gide yok olmuştur. (Şeker, Nisan 1989)
Akraba ve Komşu İlişkileri; Ataerkil aile yapısına bağlı olarak akrabalık ilişkileri oldukça sıkıdır. Dede, ebe, baba, ana, aga, aba, bılla, yenge, dayı, hala, teyze, amca, görümce akrabalık zincirinin halkalarıdır. Bilhassa köylerinde kan bağı dışında oluşturulan, bazı dostluklar vardır ki bunlar da büyük önem taşır.(Kaptan, 1988 )
Süt Kardeşliği (Emişmek): Çocuklar anne sütü ile yetiştirilirler.Sütüyetersiz olan anneler, sütü yeterli olan bir anneyle anlaşarak çocuğunu emzirtir.Böylece bu çocukla, süt annesinin çocukları arasında ömür boyu sürecek kardeşlik bağı tesis edilmiş olur.
Kardeşlik: Birbirleriyle iyi anlaşan, sevinç ve üzüntülerini paylaşan insanlar birbirlerini karşılıklı kardeş ilan ederler. Birbirlerine bundan sonra "kardeşlik" diye hitap ederler. Erkeklerin kendi aralarında, kadınların kendi aralarında oluşturduğu ve devamlı yardımlaşmayı gerektiren bu bağ ömür boyu sürer. Farklı köylerden kardeşlik tutma suretiyle oluşturulan bağlar daha güçlüdür.
Yaren: Kadınlar aynı yılda doğmuş yaşıtlarıyla, daha iyi anlaştıkları için birbirleriyle arkadaş olurlar ve ona "yaren" denir, birbirlerine de "yarenim" diye hitap ederler.
İrafik (refik): Kız kaçırmada, oğlana yardım eden arkadaşına ırafık denilir. Erkekler yaşıtları arasından iyi anlaştığı birini ırafık seçer, bu bağ ve ilişkileri ömür boyu devam eder.
Tertip: Aynı dönem askere gidenlerin oluşturduğu bir arkadaşlıkbağıdır.
Asker arkadaşı: Askerliğini beraber yapmış erkekler arasında sonraları da devam eden bir dostluk bağıdır. Asker arkadaşları, bulundukları köy ve kasabalara gidilerek ziyaret edilir.
Sağdıç: Damat ve geline evliliklerinde yardımcı olan ayrıca evlilik ve gerdek hakkında sır bilgileri veren kişilere denilir. Sağdıç evli kadın veya evli erkekten olur ve yaşları da gelin ve damada nazaran çok az da olsa büyüktür. Son yıllarda sağdıçlığın, esas fonksiyonundan uzaklaşıp, şekli bir hal almasından dolayı, bekarların da sağdıçlık yaptıkları görülmektedir. Bazı köylerinde çocuklar babalarının sağdıçlarına "gocububa" diye ad1andırmaktadır1ar.(Akkoyunlu, 1992)
Bunlara ek olarak pamuk toplama gibi başka vilayetlere çalışmaya gidenlerin oluşturduğu küçük arkadaş guruplarından söz edilebilir. Bilhassa köylerde göçebe hayat ve çiftçiliğin sürekli yardımlaşma gerektirmesinden dolayı komşuluk ilişkileri oldukça güçlüdür. Adeta bütün köy birbirinin komşusu gibidir. Yaylak ve kışlaklarda, aynı yurtlara çadır kuran, günlük işlerinde dahi yardımlaşan, yiyeceklerini paylaşan ayrılmaz komşular vardır. Bir çok ev aletleri müşterek kullanılır, acil durumlarda eksiklikleri birbirlerinden tamamlarlar. Komşu evi ikinci bir ev gibi görülmektedir. Günümüzde bu komşuluk ilişkilerinin git gide geçmişe oranla zayıfladığı görülmektedir. (Gülmez, Tavas Halk Kültürü Dağarcığı)
İdari Birim
Toplam Nüfus
Erkek
Kadın
Tavas Merkez
1 1 777
6 010
5 767
Akyar
262
124
138
A İtin Ova
1 034
517
517
Avdan
1 182
598
584
Aydoğdu
827
389
43 8
Baharlar
2 390
1 161
1 229
Bahçeköy
501
220
281
Balkıca
754
391
363
Büyükkonak (B)
5 012
2 547
2 465
Çağırgan
2 068
979
1 089
Çiftlikköyü
416
210
206
Denizoluğu
131
69
62
Tdereağzı
259
129
1 30
Deri Nkııyu
710
345
365
Ebecik
760
376
384
Garipköy
2 234
1 072
1 162
GümüşDere
464
214
250
Hırka
1 008
501
507
Horasanlı
1 547
739
808
Kayaca.
530
241
289
Kayapınar
106
61
45
Kızılca (B)
3 565
1 722
1 843
Kozlar
93 8
463
475
Medet
589
289
300
Ovacık
870
438
432
Pınarlar (B)
2 953
1 434
1 519
Pınarlık
428
220
208
S Arı Aba T
926
460
496
Solmaz
1 032
519
513
Tekkeköy
280
150
130
Ulukent (B)
1 666
816
850
Yorga
1 056
481
575
Yukarıboğaz
296
144
152
Kızılcabölük (B)
5 255
2 542
2 713
Çalı Köy
525
266
259
Gökçeler
550
266
284
Karahisar (B)
5 963
2 935
3 028
Seki
763
375
388
Sofular
1 002
472
530
Vakıf
1 136
548
588
Yahşiler
1 237
601
636
Yeşilköy
104
49
55
Toplam
65 136
32 083
33 053
Misafirperverlik en önemli özelliklerinden biridir. Eve dışardan gelenler kim olursa olsun, eski Türk kültür geleneğine bağlı kalarak ve dini motivasyonun da etkisiyle "Tanrı misafiri" kabul edildiği için, günün hangi saatinde olursa, olsun tok olduğunu söylese de mutlaka sofra kurulur en iyi yiyecekler ikram edilir, en iyi eşyalar kullandırılır, en iyi şekilde hizmet edilir. Yemek öncesi ve sonrası misafirin eli "elliyan" denilen leğende, bardak veya ibrikle su dökülerek yıkanır. Bu işi evin çocukları yaparlar. Misafirin altına döşekler atılır, sırtına dayanması için yastıklar konulur, kısaca rahatını temin için ne gerekiyorsa yapılır. Köylere ticari amaçla gelenler, aşağı yukarı her yerleşim biriminde bir veya birden fazla bulunan "köy odalarında" misafir edilirler. Hayvan bağlamak için ahırlarında bulunduğu bu köy odaları şahıslara veya köye ait olurlar. Buralara gelen misafirlerin bakımını oda sahibi veya köylü üstlenir. Her evden sırasıyla yemekler getirilir, köyün erkeklerinin bit­kisini da misafirlerle birlikte yemek yerler. Günümüzde motorlu araçların çoğalması ve ulaşımın kolaylaşması sonucu hayvanlarla ticaret dolayısıyla yatılı misafirlik kalkmış ve odalar önemini yitirmiştir.(Baykara, 1989)
Nüfus Yapısı ve Siyasi Yapı;
1990 Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre Tavas Nüfusu, 32083 Erkek33053 Kadın olmak üzere toplam 65136'dır. (1990 Genel Nüfus Sayımı Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri İli 20-Denizli. Ankara. T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Matbaası. 1993. s.31)  Bu toplamın dağılımı şu şekildedir;
Siyasi yapılanma için en son yapılan Mahalli İdareler ve Milletvekili Genel Seçimi neticelerini incelemek aydınlatıcı olacaktır: 27 Mart 1994 Mahalli İdareler, Belediye Başkanlığı seçiminde Tavas ve bazı beldelerinde, seçmen sayısı ve katılım oranları şöyle tespit edilmiştir; (Mahalli İdareler Seçimi Sonuçlan 27 3 1994. Ankara. T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Basımevi 1994. S.312-313-314-315)
Belediye
Seçmen Listesinde Yazılı
Oy Kullanan Seçmen
Geçerli Oy

Olan Seçmen Sayısı
Sayısı Ve Oranı •
Oy Sayısı
Tavas
7 094
6 769-95.4
6417
Baharlar
855
827 - 96.7
798
Büyükkonak
2 294
2 201 - 95.9
2 123
Garipköy
773
744 - 96.2
715
Karahisar
2 954
2 835 - 96.0
2 769
Kızılca
1 602
1 545 - 96.4
1 457
Kızılcabölük
3 224
3 110-96.5
3 003
Pınarlar
1 394
1 337 - 95.9
1 271
Ulukent
1 049
995 - 94.9
948

Tablo 3.1.Seçime Katılan Siyasi Partilerin Aldığı Oy Sayısı ve Oranı

Belediye
ANAP
BBP
CHP
DYP
İP
MHP
RP
SHP
Tavas
1 114
23

3 273
5
204
215
1 583

0.3
0.3

51.0
0.1
3.2
3.3
24.7
Baharlar
423
4

365
2
3
1


53.0
0.5

45.7
0.3
0.4
0.1

B.Konak
659
3

788

4
8
661

31.1
0.1

37.1

0.2
0.4
31.1
Garipköy
8
4

411

1
5
286

1.1
0.6 .

57.5

0.1
0.7
40.0
Karahisar
21
3

1 141

3
35
1 566

0.8
0.1

41.2

0.1
1.3
56.5
Kızılca
582
16

815

14
30


39.9
1.1

55.9

1.0
2.1


K.Bölük
961
11

935

26
9
1 061


32.0
0.4

31.1

0.9
0.3
35.3

Pınarlar
216
9

388

6
9
643


17.0
0.7

30.5

0.5
0.7
50.6

Ulukent
207
7
259
344

53
78



21.9
0.7
27.3
36.3

5.6
8.2


24 Aralık 1995 Milletvekili Genel Seçimlerinde Tavas ve köylerindeseçmen sayısı ile katılım şöyle tespit edilmiştir.

Seçmen Listesinde Yazılı
Oy Kullanan
Geçerli

Olan Seçmen Sayısı
Seçmen Sayısı
Oy Sayısı
Tavas Toplam(M)
7 471
6 826
6 591
Köyler Toplamı
31 129
28 520
27 770
TOPLAM
38 600
35 346
34 361

Seçime iştirak eden partilerin genel oy dağılım toplamları ise şu şekilde oluşmuştur.

RP
DYP
ANAP
DSP
CHP
HADEP
Tavas
475
2 835
1 538
410
659
52
Köyler
2 258
10 170
6 780
2 799
3 074
287
TOPLAM
2 733
13 005
8 318
3 209
3 733
339


İP
MHP
MP
YDH
YDP
YP
Tavas
11
527
31
24
25
4
Köyler
68
1 758
204
117
207
48
TOPLAM
79
2 285
235
141
232
52

3.1.4.Eğitim Durumu

Eğitim Öğretim Yapısı, Kurumları;1990  Gene1 Nüfus Sayımı neticelerine göre: 6 ve daha yukarı yaştaki nüfusun toplamı 10 579'dur.Bu sayının 1 867 sini okuma yazma bilmeyenler, 8 712 sini ise okuma yazma bilenler oluşturmaktadır ki bunlarında 1 353'ü bir öğrenim kurumundan mezun olmayanlardır. Okuma yazma bilen nüfusun, 5 770'i İlkokul, 663'ü Ortaokul, 6'sı Ortaokul dengi meslek okulu> 387'si Lise, 223'ü Lise dengi meslek okulu, 290'ı Yüksek okul veya fakülte mezunudur. (Geçmişte de Tavas kazasının okul sayılarındaki fazlalık dikkat çekicidir. 1908 Salnamesinde 67 köye karşılık 80 okul mevcudu kaydedilmektedir.) 20' sini ise öğrenim kurumu bilinmeyen ve mezun olup olmadığı bilinmeyenler oluşturmaktadır. 1990 yılı rakamlarına göre; Tavas merkezde 600 erkek 218 kız öğrenci vardır.Köylerinde ise 12 203 erkek, 7 760 kız öğrenci öğrenim görmektedir.(Bu rakamlar 12 ve daha yukarı yaştakileri kapsamaktadır.)( 1990 Genel Nüfus Sayımı Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri, s.70-105)
1996-1997, Eğitim - Öğretim yılında Tavas İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde bulunan ilkokullar ve öğrenci- öğretmen mevcutları. Müdürlüğün, Nisan 1997'de verdiği listeye göre şöyledir:










İlkokulların Adı
Öğrenci
Sayısı
Öğretmen Sayısı
Merkez Cumhuriyet
241
15
Merkez Gazi
161
7
Merkez Hakimiyet
213
11
Merkez İstiklal
162
11
Akyar Köyü (Taşınmalı)


Aydoğdu Köyü
104
4
Bahçe Köyü
45
2
Balkıca Köyü
129
5
Büyükkonak Atatürk
238
15
Çağırgan Köyü
120
8
Çaiıköy
53
3
Dereağzı Köyü
26
1
Dereağzı Damlacık
14
1
Denizolıık
29
2
Ebecik
77
4
Garipköy Kasabası
71
4
Gökçeler
79
3
Gümü°Dere
54
2
Güzelköy
44
1
Hırka
64
3
Karahisar Karaoğlanoğlu
134
6
KarahisarDidin .
79
6
Kayaca
33
2
Kayapmar (Taşımalı)


Keçeliler
50
2
Kızılca 30 Ağustos
127
8
Kızılcabölük Atatürk
178
14
Kızılcabölük Cumhuriyet
106
8
KızılcabölükM.Akif Ersoy
102
6
Kozlar
16
1
Kozlar Alpa
49
4
Medet
73
5
Ovacık
39
2
Pmarlık
146
12
Sarıabat
81
5
Seki
73
4
Solmaz
79
3
Tekke
75
6
Vakıf
96
6
Yorga
133
6
Yııkanboğaz
23
1


Tavas İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesindeki İlköğretim okulları, öğrenci ve öğretmen mevcutları ise şöyledir;
İlköğretim Okulunun Adı
Öğrenci Sayısı
Öğretmen Sayısı
Altınova
120
8 '
Avdan
238
9
Baharlar
160
12
Horasanlı
97
15
Kızılca 23 Nisan
362
15
Pınarlar
237
13
Ulukent
142
9
Horasanlı
99
7
Karahisar
373
13
Kozlar
137
9
Derinkuyu
110
10
Sait Kalaycıoğlu
334
21
Yine Tavas İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesindeki Orta dereceli okullar, öğrenci ve öğretmen mevcudu şöyledir;
Orta Dereceli Okulun Adı
Öğrenci Sayısı
Öğretmen Sayısı
Tavas Lisesi
478
28
Anadolu Lisesi
284
11
Tavas Ticaret Lisesi
207
16
Tavas İmam Hatip Lisesi
428
27
Karahisar Lisesi
62
5
K.BölükYa°ArOncan L.
286
15
K.Bölük Endüstri Meslek L
47
7
B.KonakKöseahmetler L.
114
10
B.Konak Ortaokulu
204
7
Çağırgan Ortaokulu
68
5
Solmaz Ortaokulu
25
5

3.1.5.Tavas'ın Tarihi Durumu

Tavas ve Bağlı Birimlere Genel Bir Bakış; Tavas merkez ve bağlı yerleşim yerleri adlarının kaynağı konusunda çeşitli rivayetler mevcuttur. (Çölgeçen, 2002: 32)
Evliya Çelebi'nin ilçeye geldiği. Seyahatnamesinin 9. cildindeki "Menteşe sancağını iyice dolaşıp temaşa ettim. Osmanlı ülkesinde böyle verimli sancak yoktur.Kazaları mamur, köyleri sıktır. Kazaları şunlardır: Evvela taht kazası Muğla, Ula, Yerekseği, Gereme, Karaova, Çıravala yeni Kara bağ lar, Milas, Mandalyat, Mazin, Bozüyük, Müsevli, Davaz, Geremez, Üzümlü, Avredos, Döğer, Eşen, Mekri, Purnaz..." şeklindeki ifadelerinden anlaşılmaktadır.(Baykara, 1989)
İlçenin ilk adı Yarangüme'dir. Selçuklular döneminde yöreye gelen ilk Türk boyları bu yerin ormanlık ve avlanmaya elverişli olmasından, birbirlerini seven ve sayan arkadaşların avlandıkları yer anlamına gelen "Yarangüme" adını vermişlerdir.Yaren sözcüğü Türkçe'mizde arkadaş, dost ve can yoldaşı, güme sözcüğü de avcılar tarafından keklik, ördek gibi kuşların avlanması için tertiplenen tuzak yeri anlamındadır. İlçe kurulmadan evvel yerinin çok ağaçlık, sulak olduğu ve bol miktarda av hayvanının bulunduğu rivayet edilmektedir. İlçe olmadan evvel idari merkezi şimdiki Hırka köyüdür. Hırka halkı veya diğer yerleşim birimlerindeki halk ve avcıları "-Haydi yarenler güme avına gidelim." diye gelip bu bölgede avlanırlarmış. Daha sonraları yerleşime açılmasıyla bu adla anılmıştır.
Tavas (Davaz) adının verilmesi ile ilgili olarak çeşitli rivayetler vardır. Evliye Çelebi'ye göre; "Menteşe Bay oğullarından Mirza Bay fethederken, kalede adem az buyurmuşlar. Bu sözden galat olarak Türkler arasında Davaz olmuş" tur.
Türklerin (Oğuzların) Orta Asya'dan göçleri sırasında Horasan'ın Toy kasabasından gelenler, Tavas'ın bugünkü Horasanlı köyüne (Merkepli köy) yerleşmişlerdir. Bunlara Tos'dan geldikleri için Toslular denilmiştir. Toslular deyimi zaman içinde ses değişimine uğrayarak Tavaslılar şekline dönüştüğü, Tavas isminin ikinci varsayımıdır.. Diğer bir söylentiye göre: Romalılar zamanında Kale'de kurulan  "Tubea"  (Tebae) krallığının "Devuyas" (Dövünyas) adındaki kiralın ismine atfen bu yöreye bu ad verilmiştir. Zaman içerisinde ve yöresel şive özellikleriyle bu sözcük sonraları Davaz şeklinde söylenir olmuştur. Ancak "z" sesinin türeme hadisesi anlaşılamamaktadır. "Tavas" adının "Tav = dağ, tepe" kelimesi ile ilgisi olduğu düşünülebilir. !9. Yüzyıl sonlarında ki Aydın Vilayeti Salnamelerinden çıkan neticeye göre kazanın adının "taba" veya "tabac"dan gelmesi ihtimali üzerinde durulur.Aynı Salnamelerde Tavas kaza adı olarak zikrederken, kaza merkezi olarak "Yarangüme" denilir. Yine XX Yüzyıl Başlarında Salnatnc-i Vilayeti Aydın'da, Tavas, namı diğer Yarangüme'nin eski isminin "Taba" olduğu rivayeti mevcuttur. Bir rivayete göre de Büyük İskender Asya seferine çıktığında, bugünkü yerleşim merkezinde mola vermiş. Bu mola sırasında askerler arasında meçhul bir sari hastalık türemiş ve pek çok ordu mensubu ölmüş. Bunun üzerine İskender askerlerini acele toplamış ve buraları göstererek kendi dillerinde lanet olsun manasına gelen, "Tavas" diyerek hızla bu bölgeden ayrılmış.(Baykara, 1989)
Ayrıca Tavas isminin Anadoluda başka bazı yerleşim birimlerinde de tarih içinde kullanıldığı görülmektedir. Solakzade tarihinde. Sultan I. Murat'ın Rumeli fetihlerinden bahsedilirken Niğbolu ve Tavaslı şehirlerinin fethinden bahsedilmektedir. Yine Bozok, Maraş, Malatya sancakları hususunda bilgiler verilirken "Davas, Davaslı cemaatinden bahsedildiği görülmektedir. Ayrıca Saruhan ve Menteşe Sancaklarına bağlı "Tavas, Tavaslı (Tavaslu)" cemaatinden bahsedilmektedir.(Denizli Tarihi 2. Kısım (1070-1429), İstanbul, Fakülteler Matbaası)
Tavas ilçe merkezinin 3 km. uzağında bugün Tavasla tamamen birleşmiş bulunan "Bağlı - Bağlar" denilen, içinde kır kahveleri bulunan kamp kurmaya, piknik yapmaya elverişli doğal güzelliklere sahip bir mesire yeri bulunmaktadır. Ancak günümüzde bu yer imara açılarak hızla betonlaşmaya başlamış ve dolayısıyla eski özelliğini kaybetmeye başlamıştır.(Acaroğlu, “Denizli İlinde Yer Adları”, Türk Kültür Tarihinde Denizli Sempozyumu)
Diğer Yerleşim Birimleri ve Yer Adları;
Akvar; İlçe merkezine 10 km. mesafede olup, eski adı "Deûerdir. Bu ad 1956 tarihinde değiştirilmiş ve köye "Akyar" adı verilmiştir. Delier adının "Deliler (Delüler)" oymağı ile ilgisi olduğu düşünülebilir. "Akyar" adı da, yöredeki toprağın rengine ve coğrafî konumuna bağlı olarak verilmiş olabilir
Altınova; Eski adî TilkilliMir. Rivayetlere göre; Konya’dan gelen bir adam bu adı takmıştır. Sonraları Altınova adını almıştır. Ovasında çok güze yöre de meşhur bir buğday türü yetiştiği için bu adı aldığı rivayet edilir.
Avdan; İlçe merkezine 35 km. mesafede olup, adının "Avdan" isimli aşiretten kaynaklandığı söylenmektedir. Bir rivayete göre "Avaras" Türklerinden yetmiş kişilik bir oba bu bölgeye gelmiş ve Haçlılarla sık sık savaşa tutuşmuşlardır. Bu savaşlardan birinde "Ali" isimli oba beyi, sonradan "Avaras" denilen mahalde şehit düşmüştür. Bilahare bu kelime "Avdan"a dönüşmüştür.
Aydoğdıı; İlçe merkezine 18 km. uzaklıkta olup, eski adı "Abaz"dır. Bu adın yöreye ilk yerleşen yörük aşiretinden kaynaklandığı rivayet olunmaktadır.
Baharlar; İlçe merkezine 22 km uzaklıkta olup, adının aynı adı taşıyan bir aşiretten kaynaklandığı söylenmektedir. Batı Anadolu'da iskan eden "Bahar, Baharlar" cemaatinin köyün adı ile bir ilgisi olduğu düşünülebilir.
Bahçeköy; İlçe merkezine 33 km. uzaklıkta, etrafı bağlık, bahçelik bir yerdir. Adının doğal görünümünden kaynaklandığı rivayet edilir.
Balkıca; İlçe merkezine 33 km. uzaklıktadır. Adının, "balkımak (parlamak, göz alıcı, güzel olmak)" fiiliyle, alakası olduğu düşünülebilir. Yine "Balkı" kelimesi "çok güzel (insan için)" manalarına gelmektedir.
Büyükkonak; İlçe merkezine 25 km. uzaklıkta, eski adı "Nikfer", bilahare "Konak" ve belediyelik olunca "büyükkonak" adını alan bir kasabadır. "Nikfer" adının, yörede eskiden yaşamış olan "Nikforos" isimli bir kraldan kaynaklandığı, "Konak" adının ise "konulacak yer" manasında kullanıldığı söylenmektedir. Bir rivayete göre 2000 yıl önce bu yörede nüfusu kırk binlere varan, yoğun olarak demircilik ve kuyumculukla iştigal eden sanatkar ve zengin bir kavim yaşamıştır. Yerleşim biriminin yanındaki dağın bir deprem neticesinde şehrin üzerine yıkılmasıyla hiç bir canlı kalmamıştır.
Şimdi o alanda "Deliktaş" denilen depremde dağın kaymasıyla, oluşan ortası delik bir kaya bulunmaktadır. Bir pencere büyüklüğünde olan bu deliğin içi çok derindir ve adeta sığınak gibidir. Bir diğer rivayete göre kasabayı kuranlar yedi yüzyıl önce Menteşe oğulları beyliğine bağlı, Muğlanın Milas ilçesine bağlı "Mecit Kalesi" olarak bilinen küçük bir köyden göç etmişlerdir.Bu bölgeyi ilk gören ve yerleşim yeri haline gelmesini sağlayan yazları koyunlarını otlatmak için gelen bir çobandır. Sahipsiz bulduğu ovayı çok beğenen ve göçebe gezmekten yorulmuş olan çoban bu bölgeye bir çadır kurarak yerleşmiş. Civar yörelerde yerleşik olan insanlar merak ederek çadırın yanına geldiklerinde birbirlerine çobanın "yükü de var" diye seslenmişler, bu söz sonraları değişime uğrayarak "Nikfer" şekline dönüşmüştür.
Çağırgan; İlçe merkezine 10 km uzaklıktadır. Batı ve Güney Anadolu'da yerleşmiş olan "Çağırgan, Çağırganlı" cemaatiyle alakası olduğu düşünülebilir. Bir rivayete göre, bir vadi içinde kurulu olan köy halkının bir kısmı bir yamaçta, bir kısmı da diğer yamaçta yaşarlarmış. Köylüler aralarında irtibat temin edebilmek için karşıdan karşıya "Çağrıştıkları" için, adı "Çağırgan" olmuştur. Diğer bir rivayete göre de merkezi bir yerde bulunmasından dolayı resmi bir toplantı veya duyuru olacaksa çevre köylere haber bu köylüler vasıtasıyla gönderilirmiş. Çevre köy sakinleri bu gelen habercilere "Çağına veya çağıran geldi" diye niteledikleri için bu söz zamanla "Çağırgan"a dönüşmüştür. Kasabada "Maltepesi" denilen bölgede altın eşya ve sikkeler bulunmuş, bilahare sit alanı ilan edilmiştir. Köyün eski isminin "Çağırhan" olduğu ve bilahare adının değiştirildiği iddiası varsa da bu konuda ne halk arasında nede herhangi bir yerde başka bilgiye rastlanılamamıştır.
Çiftlik Köyü; İlçe merkezine 10 km. uzaklıkta olup, adının ilk yerleşenlerin kurdukları çiftlikten kaynaklandığı rivayet edilmektedir. Rivayete göre köye ilk defa Milas'tan çobanlar gelmişler ve bunlardan Osman ağa isimli bir zat köy topraklarının bütününe sahip olmuş. Köy halkı onun arazilerinde "ırgatlık" ederek iaşelerini temin ederlermiş. Sonraları Acıpayam, Buldan gibi ilçelerden gelen asker kaçakları da buralara yerleşmişler. Toprak kanunu çıkınca topraklar köylüye dağıtılmış, böylece ağalık sona ermiş.
Denizoluğu; İlçe merkezine 31 km uzaklıkta olup, adının, bol su kaynaklarına sahip köyün, su ihtiyacını karşıladığı pınara izafetle verildiği söylenmektedir. "Denizoluk" olarak kullanılmaktadır.
Dereağzı; İlçe merkezine 38 km. mesafede olup, bir su kaynağı yakınında bulunmasından dolayı bu ismi aldığı söylenmektedir.
Derinkuyu; İlçe merkezine 30 km. uzaklıkta olup. eskiden köyün yakınlarında bulunan ve su ihtiyacının karşılandığı kuyulardan dolayı bu adın verildiği söylenmektedir.
Ebecik; İlçe merkezine 26 km. mesafede olup, adının ise, Denizli yöresinde bir çeşit mantara verilen ad olan "ebe" kelimesi veya bir çeşit tarla otu çeşidi olan "ebecik" kelimesiyle ilgisi olduğu düşünülebilir.
Garip; İlçe merkezine 13 km. uzaklıkta olup, adının "yabancı, gurbette yaşayan" manalarıyla alakasının olduğu söylenmektedir. Rivayete göre üç yüz yıl kadar önce Orta Asya'dan gelen Türkler şimdiki meskun alanın doğusuna "Kozağaç" denilen mevkiye yerleşmişler. Daha önceden o bölge civarına yerleşmiş Uluköylüler (Ulukent), bunlar için : "Şuraya uzaktan garipler gelmiş. Bakın bakalım kimlerdir, ihtiyaçları var mıdır?" demişler. Adı buradan kalmıştır.
Gümüşdere; İlçe merkezine 23 km. mesafede olup, ismi köyün yakınlarından geçen dereye izafeten verilmiş olabilir. Eski adı "Muğlasııf'dır. Rivayete göre 1770 yıllarında SarıkeçiliyörüklerindenHıdıroğulları namında bir yörük "Damboğazı" mevkiinde çadır kurup yerleşir. Hıdıroğulları zamanla çoğalıp, ayrı ayrı mevkilerde çadır kurmaya, dam yapmaya başlamışlar. 1895 -1900 yıllan arasında Muğla ağalarından, Tavas bölgesine bakan zat bekçisiyle beraber bu yöreden geçerken. Hacı Hıdır önüne geçerek çadırına davet eder ve köyün tekrar bir yere toplanmasını temin etmesini rica eder. Ağa bekçisine emir vererek bu ricayı geri çevirmez. Böylece Hacılar (Hıdırlar), Tıkırlar guruplarının birleşmesi sağlanır. Köyün kurulmasında Muğlalı ağanın gayreti olduğu için köye "Muğlasın" adı verilmiştir.
Hırka; İlçe merkezine 20 km. mesafededir. Bir rivayete göre, bir zamanlar burada "konak içi" denilen mahalde 102 odalı bir sarayda zengin ve namlı kırk ağa yaşarmış. İlk ismi buna bağlı olarak "Kırkağalar" mış ve Muğla'ya bağlı bir ilçeymiş. Bu ağalar zamanla birbirleriyle geçinemez olmuşlar, 1875'te çeşitli sebepleri bahane ederek mahkemeye başvurmuşlar. Birbirleriyle kavga ettikleri bir gün saray yanmış, ağalar da dağılmışlar. Bilahare mahkeme kararıyla ilçe köylüğe dönüştürülmüştür. Bu isim "Kırka"ya ve sonraları değişime uğrayarak Hırka’ya dönüşmüştür. Diğer bir rivayete göre, Menteşe bölgesinde Haçlılarla yapılan bir savaşta yaralandıktan sonra obasına dönen bir savaşçı bu mahalde hırkasını bıraktığı için bu ad verilmiştir.
Horasanlı; İlçe merkezine 25 km. uzaklıkta olup, eski adı "Bereketli'Veya bir rivayete göre "Merkeplr'dir. "Bereketli" adının, aynı adı taşıyan aşiretle alakası olabilir. Rivayete göre, geçmişte köyün ileri gelenleri binek olarak kullandıkları merkeplerini köy meydanına bağladıkları için, köye ilk gelenlerin ilk karşılaştıkları bu manzara olmasından dolayı "Merkepli" olarak nitelendirilmiştir.
Kayaca; İlçe merkezine 45 km. mesafede olup, adı köyün bulunduğu yerin coğrafi durumuna istinaden verilmiş olabilir.
Kayapınar; İlçe merkezine 33 km. uzaklıkta olup, adının yerleşim yeri civarında bulunan su kaynaklarından geldiği söylenilmektedir.
Keçeciler; İlçe merkezine 20 km. mesafede olup, adının aynı ismi taşıyan bir aşiretten kaynaklandığı rivayet edilmektedir. Daha önceleri "Baharlar" kasabasına bağlı bir mahalle iken müstakil köy olmuştur.
Kızılca; İlçe merkezine 18 km. uzaklıkta olup, adının "Kızılca" cemaati ile ilgisi olma ihtimali vardır. Eski Sebastobis şehrinin harabeleri Kızılca köyü civarındadır. Tavas yöresi civarında geçmişte yaşamış, üç kardeşten birinin kurduğu rivayet edilir.(Kızılcabölük, Kızılhisar,Kızılca) .
Kozlar; İlçe merkezine 43 km. uzaklıkta olup, adınınceviz manasında kullanılan "koz" la bir ilişkisi olması muhtemeldir. Geçmişte köyün isminin "Kozlu" olarak kullanıldığı bilinmektedir "Sivrice" mevkiinde Yaylacılık cemaati olarak kaydedilmiştir. Kozlar 1980'de 1 082 nüfus iken, 1985'de bu sayı 967'ye düşmüştür.
Medet; İlçe merkezine 8 km. uzaklıkta olup, adının Arapça da "yardım" manasına gelen "meded" kelimesinden gelmiş olması muhtemeldir. Bir rivayete göre, Menteşe yöresinde Haçlılarla yapılan savaşta yaralanan bir adanı köyüne dönerken, buraya gelmiş ve "meded" istemiş bilahare bu kelime "Medef'e dönüşmüştür.
Ovacık; İlçe merkezine 20 km. uzaklıkta olup, yerleşim yerinin özelliğinden dolayı bu adı aldığı söylenmektedir.
Pınarlar; İlçe merkezine 8 km. mesafede olup, adının kasaba civarında bulunan su kaynaklarından aldığı söylenmektedir. 1972 yılında belediye teşkilatı kuruluncaya kadarki adı "Uzunpınar'dır. Rivayete göre; kuraklık yıllarında diğer köyler susuzken sadece burada bulunan pınarlar kurumamıştır. Civar köyler su ihtiyaçlarını buradan gidermişlerdir. Bunun için adı "Uzunpınar" olmuş bilahare kasaba olunca "Pınarlar" olmuştur. Üç tarafı dağlarla çevrili, batı kısmı Tavas ovasına açılan bu bölgeye önce üç yörük ailesi gelip yerleşmiş. Sonraları "Alibeyler" ve "Ağalar" denilen aileler buradan ayrılıp, "Kaya altına" ve Kenezyeri"ne yerleşmişlerdir. Yakınlarında yontularak beşiğe benzetilmiş "Gavur beşiği" denilen bir kaya bulunmaktadır.
Pınarlık; İlçe merkezine 12 km. uzaklıkta olup, adını köy yakınlarından geçen dereden almış olması muhtemeldir. Eski adı "Merkepkıran"dır. Rivayete göre köyün yakınından geçmekte olan derede çok merkep sürüklenerek öldüğü için bu ad verilmiştir. '
Sarıabat; İlçe merkezine 15 km. uzaklıkta olup, adının köyün önünde bulunan ovadan dolayı verilmiş olması muhtemeldir. Eski adı "Sarıova"dır.
Solmaz; İlçe merkezine 13 km. uzaklıkta olup, adını "suv = su" kelimeleriyle ilgisi muhtemel olan, "Suvarmaz" kelimesinden almış olabilir. Rivayete göre Menteşe bölgesinde yapılan Haçlı savaşlarında yaralanan bir asker, köyüne dönerken, bu bölgede çeşme başındaki bir kadından bir tas su istemiş. Kadında yaralı askere bir tas su ve bir çam dalı vermiş. Bunun üzerineBizans dönemlerine ait para ve sikkeler bulunmaktadır. Bu konuda resmi bir araştırma ve incelemenin henüz yapılmadığı rivayet edilmektedir. Köyün beş kilometre ilerisinde, bir bölümü Beyağaç ilçesi sınırlarında bulunan, eğlence ve mesire yeri olarak da kullanılan Alabalığıylatanınan "Eşen" göleti vardır.
Kökü yurt dışına da dayanan zayıf bir iddiaya göre Almanya'nın Hannover kentinin, "Goslar" kasabasından Haçlı seferi sırasında gelen Hıristiyan savaşçıların kurduğu bir köydür. Goslar, Almanya'da Hannover'de tarihi bir kasabadır. Tarihe ve geçmişe meraklı bir halkı vardır. Kozlar köyünden Almanya'ya işçi olarak gidenlerden bazıları buralara gitmişler, hatta içlerinden biri bu kasabada bir lokanta açmıştır. "Neticede her iki ismin benzerliği, hatta 1928 öncesi haritalardan birisindeki Goslar imlası, Almanya'daki Goslar kasabası halkının zihninde "acaba aynı kökten mi geliyoruz?" sorusunu uyandırmıştır. Bilahare tertipledikleri bir geziyle 1988 martında Kozlar köyüne gelmişler, bunun neticesinde bir takım yazılar kaleme alınmıştır. Bu iddiaların delillerinden biri "Goslar" kasabasıyla, "Kozlar" köyünün krom madenleri yakınlarında bulunmuş olmasıdır. Muhayyile işletilmiş ve Haçlı seferlerinde 2. ve 3. Haçlılara kadar gidilmiştir. Haçlıların, Denizli'den geçmeleri, II. Haçlı ordusunun Kazıkbeli'nden geçerek Karaağaç yolu ile Antalya'ya ulaşması söz konusudur. Bu iddialara göre III. Haçlı seferinde FrederikBarbarossa'nın ordusundan, Türk saldırılan üzerine kaçıp dağılan Goslar kasabasından gelen Haçlılar, dağlar arasında kaybolmuşlar, neticede Tavas'ın Kozlar'ınıkurmuşlardır.Bu senaryo bu iddiaları içeren tüm yazıların temelini teşkil etmektedir. Ancak gerçek böyle değildir. "Koz" yani cevizi çok yetişen yerden gelen "Kozlu" ismi, Anadolu'da pek çok yaygındır. Kozlunun, Kozlar olması da çok önemli değildir; hele 1928'e, Atatürk'ün dil/alfabe değişikliğine kadar Goslar yazıldı iddiası da gerçek değildir. Kısacası bu ve benzeri iddialar Türk halkının kafasını bulandırmaktan öteye gidememektedir. Kozlar Tavas'a bağlı bir köy olup; 18. yüzyıl tahrirlerinde Kozlu diye geçen yer olma ihtimali vardır. 1891 Salnamesinde de "Qozlar" imzasıyla yer almaktadır. Yine 1582 tarihinde de Kozlu da 43 hanede 232 dolaylarında nüfus hesaplanmaktadır. Hatta 1582'de burada oturan Türk boyu, asker "solmasın güzelleri solmasın, çamları kurumasın" diye dua etmiş ve bunun için köye "Solmaz" denilmiştir.
Tekkeköy; İlçe merkezine 12 km. uzaklıkta olup, eski adı "Tekke-i Kebifdir. Bu ismin köyde mevcut, sekiz kadar türbe ve yatırdan dolayı söylenmiş olması muhtemeldir.
Ulukent;İlçe merkezine 15 km. uzaklıkta olup, adının yerleşim yerinin büyüklüğünden verildiği söylenmektedir. 1972 yılında belediyelik olmadan önceki adı "Uluköy"dür.
Yorga; İlçe merkezine 32 km. mesafede olup, adının "biniciyi sarsmayan at yürüyüşlerinden biri" manasıyla alakası olabilir. Ayrıca "Yorga. Yorka; Yorgalı, Yorkalı" cemaatinin köyün adı ile ilgisi olması muhtemeldir.
Yukarıboğaz; İlçe merkezine 25 km. uzaklıkta olup, adının yerleşim yerinin özelliğine bağlı olarak verilmiş olması muhtemeldir. Rivayete göre 1600Tü yıllarda Sarıkeçili aşiretine mensup, üç kardeşin kontrolünde olan bir cemaat, Horasan tarafından Adana1 ya gelirler. Oradan da padişah fermanıyla Muğla'ya nakledilirler. Bilahare aşiret Muğla'dan Tavas'a gelirler. Kardeşlerden biri Kale ilçesinin Varalı (Özlüce) köyüne, diğeri Baharlar'a gidip yerleşirler. Derviş isimli kardeş de, dericilikle iştigal eden Yunan Tabea aşireti mensubu Rumların tamamen harap bir halde terk ettikleri Yukanboğaz'a gelip, bu bölgede halen " Mommed (Muhammed) Çeşmesi" denilen mevkiye yerleşir. Sonraları Yetim Ali ile Kara Mustafa isimli şahıslar çoban olarak geldikleri köye yerleşerek ayrı bir mahalleyi oluştururlar. Rivayete göre köy önceleri Çağırgan Köyünün bir mahallesi konumundadır. Çukurda bulunan Çağırgan köyüne nispetle, konumu itibarıyla bu mahalleye Yukarıboğaz mahallesi denilmiştir. Karayayla, Erdoğmuş, Kızılkaya köyleri önceleri Yukanboğaz'a bağlı iken sonraları "Karayayla" adı altında birleşerek bir köy oluşturmuşlardır.
Kızılcabölük; Denizli'ye 50 km., ilçe merkezine 7 km. uzaklıkta olup, adının Tavas çevresinde yerleşmiş olan "Kızılcabörk, Kızılcabörklü" cemaatinden almış olması muhtemeldir. Bir rivayete göre Kızılcabölük'e ilk yerleşen Türk gurupları başlarına kırmızı börk giydikleri için bu ad kalmıştır. Diğer bir rivayete göre toprağı kırmızı renkte olduğu için, buraya gelenlerde bölük bölük gelip yerleştikleri için Kızılcabölük denilmiştir.
Rivayete göre bu yöreye, ilk bir Türkmen beyinin oğlu yerleşmiştir. (Bunlar üç kardeştir; biri Acıpayam Serinhisar a, diğeri Tavas Kızılca'ya yerleşmiş ve buralarda yerleşim yeri oluşmasına vesile olmuşlardır.) İlk yerleşim yeri bugünkü Kavak mahallesidir. Burada hali hazır da aynı adı bir cami bulunmaktadır. Daha sonraları Yukarı mahalleye kayılmıştır. Bir de geçmişte demirci ustalarının barındığı Demirci Mahallesi vardır. Kasaba da 1912 yılında belediye teşkilatı kurulmuş, 1933 yılın da nahiye olmuştur. Nahiyelik 1971 yılında kaldırılmıştır. Günümüz de ilçe olabilmek için çaba göstermektedir.
Çalıköy; İlçe merkezine 18 km. uzaklıkta olup, adını köyün etrafını kaplıyan çalılardan almış olması muhtemeldir.
Gökçeler; İlçe merkezine 27 km. uzaklıkta olup, adını Aydın civarında yerleşmiş olan "Gökçeler, Gökçeli" cemaatinden almış olması muhtemeldir. Rivayete göre Oğuz boyuna bağlı Horzumoymağından olan Gök Hüseyin ve obası, Menteşenin Yılanlı ve Akçay yöresinden gelerek bu bölgeye yerleşir. Önceleri yanında olan kardeşleri Sarı Ramazan ve Deveci Mehmet ayrılıp başka yerlere göç ederler. Daha sonraları 1750 ve 1780 yılları arasında Tavas beylerine yerleştirildiği ovadan vazgeçtiğini, bunun yerine ormanlarla kaplı, Kırkpınar çayının yanı başındaki, adı önceleri "Ahmed'in yeri" olan Çakalçukurumevkisine yerleşmek istediğini belirtir ve izin alarak yerleşir. Bugünkü yeri "Aksan" olarak bilinir ve Tavas beyleri burayı Pıyancıklılara vermişlerdir. Sonraları Emin beyler olarak bilinen Tavaslı bir aile bu yeri kız kaçırma karşılığı olarak satın almışlardır. Bilahare Emin beylerden bu yeri Gök Hüseyin'in oğulları para karşılığı alarak yurt edinmişlerdir. İsmi de bundan dolayı "Gökçeler" olmuştur.
Karahisar;İlçe merkezine 14 km. uzaklıkta olup, adını civarında bulunan eski şehir kalıntılarından gelmiş olması muhtemeldir.
Seki; İlçe merkezine 30 km. uzaklıkta olup, coğrafi özelliği dolayısıyla, "basamak, yükselti" manalarına gelen "Seki" adını almış olması muhtemeldir.
Sofular; İlçe merkezine 21 km. uzaklıkta olup, adını Batı Anadolu'da yerleşmiş olan "Sofu, Sofular, Sofulu" cemaatinden almış olması muhtemeldir.
Vakıf;İlçe merkezine 9 fan. uzaklıkta olup, adının Osmanlı İmparatorluğu zamanında vakıf arazisi olmasından kaynaklandığı söylenmektedir. Yakınlarında "Apollonia" denilen eski Yunan, Roma ve Bizans dönemlerini görmüş bir antik kent yıkıntısı bulunmaktadır.
Yahşiler; İlçe merkezine 23 fan. uzaklıkta olup, adını Tavas da yerleşmiş olan "Yahşibeğ, Yahşibeğler, Yahşi 1 i Yörüğü" cemaatinden almış olması muhtemeldir. Köyün büyük bir çoğunluğunu "Yahşiliyörükleri" aşiretine mensup cemaatler oluşturmaktadır. Bunların dışında "Karaeseler aşireti", "Horzum aşireti" (Gökçeler) sayıca kalabalık aşiretlerdir. Yahşiler köyünün büyük mahallelerinden Gökçeler başta olmak üzere, Piyancık (Yeşilköy), Sakarca (Güzelköy) ve Karaeseler (Akıncılar) zaman içinde müstakil köy hüviyeti kazanmışlardır.
Yeşilköy; İlçe merkezine 30 km. uzaklıkta olup, adının köyü kuşatan bitki örtüsünden dolayı verilmiş olması muhtemeldir. (Acaroğlu, Türk Kültür Tarihinde Denizli Sempozyumu)




İdari Tarihçesi;
Tarih boyunca Hititlerin, Firiglerin, Lidyalıların, Penslerin, İskender. Roma ve Bizans İmparatorluğunun hakimiyetinde kalan bölge toprakları, 1015'ten itibaren Anadolu'ya başlayan Türk akınlarına maruz kalmış, 1070"te Afşin Bey komutasında ki Türk akıncıları bu bölgeye kadar gelmişlerdir. 1071 Malazgirt zaferinden sonra merkezi İznik olarak kurulan Türk Devleti'ne bağlı Ladik Beyliğinin sınırları içinde kalan bölge, I.Haçlı seferi sırasında yeniden Bizanslıların eline geçti. 1102'de Türklerce geri alındı. Bundan sonra bir kaç Türkler ile Bizanslılar arasında el değiştirdi, 1176 Miryakefalon Savaşından sonra tamamen Anadolu Selçuklularının eline geçti. II[.Haçlı Seferi sırasında Haçlı istilasına uğradı.
1207'de I.GıyaseddinKcyhüsrev tarafından yeniden Anadolu Selçuklu Devleti topraklarına katıldı. 1243 Kösedağ savaşından sonra İlhanlı kontrolüne giren bölge 1280'de kurulan ve önce Anadolu Selçuklularına, 1308'den sonra da İlhanlılar'a tabi olan Menteşeoğulları Beyliğinin idaresinde kalmış, 1391'de Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı Devleti topraklarına katılmıştır.
Son tetkikler 13. asrın ikinci yarısında kadim Muğla kıtasında teşekkül etmiş olan Menteşe beyliğinin İznik İmparatorluğu zamanında Meğri (Fethiye) taraflarındaniçeri doğru girerek sahil ile Denizli dağları arasında yerleşen Türkmenler tarafından kurulmuş olduğunu göstermektedir. Cami­li'ül-Düvel, Menteşe oğullarına ait olarak Muğla, Balat, Milas, Beçin, Bozöyük, Çine, Tavas, Btırnar, Meğri, Köyceğiz kasabalarını zikretmektedir. Ayrıca ŞehabeddinÖmeriMesalikü'l-ebsar'daFoke (Fenike) hükümdarı olarak gösterilen Menteşe beylerinden Orhan Bey' in memleketi hududu beyan edilirken onun Davaz ile Sakız ve İstanköy arasında bulunduğunu kaydediyor. Elimizdeki kayıtlardan da anlaşılıyor ki Menteşe beyliği, bütün Muğla'yı, Kaş ve Fenike'yi, Bozdoğan ve Çine'yi, Tavas, Çameli ve Acıpayam'ı yani Antalya vilayetinin Alakır çayının ötesinde kalan batısı ile. Aydın ve Denizli vilayetlerinin güneyini kaplıyordu.
Ondördüncü yüzyıl İslam dünyası ile birlikte Türklük alemini canlı levhalar halinde aksettiren önemli kaynaklardan biri de Şemseddin Ebu Abdullah Muhammed b. İbrahim et-Tanci el-Levati'ninTuhfetu'n-nuzzarfı garaibi"-emsal ve acaibi'l-efsar adlı seyahatnamesidir. 733 h./ 1333 m. yılında Lazkiye'den bindiği bir Ceneviz gemisiyle Alaiye'ye gelerek Anadolu'ya ayak basan seyyah, Antalya, Burdur, Isparta, Eğirdir, Gölhisar, Karaağaç (Acıpayam), Denizli, Tavas ve Milas'tan sonra Konya, Karaman, Aksaray, Niğde vs. hakkında bilgiler vererek Kırımdan atlayıp Anadolu'dan çıkmıştır. Seyahatnamede Denizli Beyi bölümünde Tavas hakkında şu şekilde geniş malumat verilmektedir: "...bir kervan hazırlandı.Biz de ona katılarak bir gün ve gecenin birkaç saati yol almak suretiyle, kuvvetli bir kale olan Tavas önüne geldik. Rivayet olunduğuna göre, Peygamberimizin, Tanrı'nın selamı onun üzerine olsun, sahabelerinden Suheyb, Tanrı ondan razı olsun, bu kale halkındandır.Geceyi kalenin dışında geçirerek ertesi sabah hisar kapısına ulaştık.Kale halkı surun üzerinden buraya gelişimizin sebebini sordu. Biz de gerekeni bildirdik. Bu sırada kale dizdarı Îlyas/Minas Beğ davarların hırsızlar tarafından çalınmasını önlemek maksadıyla askerleriyle kaleden çıkarak çevreyi ve yolları kontrol etmeye girişti.Bu iş bitince davarlar dışarıya çıkarıldı.Burada daima bu şekilde hareket etmek mecburiyeti vardır.Burada, kale varoşundan fakir bir adamın misafirhanesine indik. Kale dizdarı ihtiyaçlarımızı karşıladı ve yiyecekler gönderdi..."
Kendisini "Derviş AhmedAşiki" diye tanıtan Aşıkpaşaoğlu (m. 1392/1393-1481), Tevarih-i Al-i Osman adlı eserinde Menteşeoğlu YakubBeğ ve İki oğlu llyas ve MahmudBeğler hakkında malumat vermekte, hünkar kapısında kulluk etmelerini anlatmaktadır.(Öztuna, 1983)
14.asır başlarında İnanç Bey ve kardeşleri ile bu beylik hakkında bilgilerimiz genişlemeye başlar. Ulu Arif Çelebi birkaç kere Denizli ve havalisine seyahatler yapıp Yınanç Bey, Kardeşi Tayan Paşa, Tavas emiri İlyas Bey ve onlardan Çelebi Mehmed Bey Mevlevilik Tarikatına girdiler. 14.yy'm ilk yarısında Tavas Beyliği, Babadağın güneyindeki araziyi, şimdiki Tavas ve Kale kazalarının sahalarını kaplamaktadır. Burası sonradan Menteşeoğullarıhakimiyetine girmiştir. Keza, şimdi Çameli ismini taşıyan eski Karaman nahiyesi çevresi de, Menteşe beyliğine dahildi.
Bu bölgeleri Ankara Savaşı'ndan sonra Timur tarafından yeniden Menteşeoğulları Beyliği'ne verilmiş. [[.Murat zamanında 1426'da yeniden Osmanlı topraklarına katılmıştır.Sancağın merkezi Muğladır ve bu yıllarda padişah bazı bölgelere ek olarak Menteşeyi de kendine has olarak ayırmıştır. 1523 yılından sonra Sancak Beyleri tarafından yönetilen Muğla 18.yüzyıl ortalarına doğru danıütesellimler tarafından yönetilmiştir.
19.yy. ortalarına kadar Tavas Menteşeoğulları veya Menteşe sancağı olarak devam etmiştir. Güneyde, Karaağaç ovası, muhtemelen 13.yy,'da Denizli ile aynı siyasi teşkilat içindedir.Sonradan burası kardeşlerden küçüğüne Hamidoğullanna tabi oldu.Denizli ise, İnançoğulları adıyla devam etti. (Çölgeçen, 2002)
Aydın Vilayeti, 1864 Nizamnamesinin bir uygulaması olarak 1867'de kurulmuştur. İdari bölünüşü içinde, Tavas; Bozüyük, Milas. Bodrum, 1. Meğri, Köyceğiz' le beraber merkezi Muğla olan Menteşe Sancağı bağlanmıştır. Böylece Menteşe beyliğine tabi Tavas yöresi de uzun yüzyıllar ayrı bir beyliğin parçası oldu.Burası da 1890 yıllarda Denizi i 'ye katı idi.
Bu dönemde Yarangüme adıyla anılan Tavas 1883'te Denizli sancağına bağlı bir ilçe oldu. 1893 yılında Denizli yapılan idare değişikliği ile, Sarayköy, Buldan ve Tavas ilçelerinin bağlandığı bir sancak haline getirilmiş ve İzmir iline bağlanmıştır. Kazaya bağlı köy sayılan ise 1985'de 79, 1986'da 78, 1987'de 74, 1898'de 71'dir. Ayrıca birde Kale-i Tavas nahiyesi vardır. 1900 yılından, 1908 yılına kadar Tavas Kazasına bağlı 84 köy mevcutken bu sayı 1908'de 67'e düşmüştür. Aynı yılda Acıpayamkazasına bağlı köy sayılarındaki artışa bakılarak, sancak içindeki bir düzenlenmeden kaynaklandığı düşünülebilir. 1911 yılında Denizli sancağına bağlı Tavas ilçesi 2 Bucak ve 64 köyden oluşmaktaydı. Tavas, önceleri Tavas ovasının güney batısında tepelik bir alanda, dik yamaçlı ve üstü düz, bir adayı andıran bir tepe üzerine kurulmuş, sonra yönetim merkezi, ovanın kuzeydoğu kenarındaki Yarangüme Köyüne taşınmış ve orada gelişmiştir. Şimdi Yarangüme'ye Tavas denmektedir, eski Tavas'a ise bir süre Kale-Tavas denilmiş; daha sonra bu ad, Kale olarak kısaltılmıştır. Kale 1959'da kurulan yeni bir ilçenin merkezi olmuştur.
Milli Mücadelede Tavas;
22 Mart 1919 da İzmir'de toplanan kongreye Müftü Ahmet Hulusi Efendi başkanlığında diğer kazaların yanı sıra Tavas'ta şu üyeler katılmıştır. Müftü CennetzadeTahir efendi, Belediye Başkanı Gerdekzade Hacı İsmail Bey, KatırcızadeAbdullah Efendi, Şeyh Alizade Mehmet Kemaleddin Efendi. 29 Mayıs 1919 da Tavas'ta Müdafaai Hukuk Cemiyeti kurulmuştur.
Tavas Heyeti Milliyesinin ilk yardımı olan 4400 kilo buğday. 166 kilo arpa, Ustur oğlu Ahmet gözetiminde 5 temmuz 1919 tarihli irsaliye ile Denizli'ye gönderilmiştir.
Köşk, Aydın ve Havalisi Kuvayi Milliye Komutanı Hacı Şükrü Bey'in 4 Ağustos 1919 da Denizli, Acıpayam, Çal, Honaz'la beraber Tavas Heyeti Miiliyesine çektiği telgrafta şöyle denilmektedir: "Cephede çarpışan mücahitlerimize Çete denmekte, bu tabir dost ve düşmanlarımız üzerinde kötü etki yapmaktadır. Din ve memleket uğruna fedakarlık edenlerin namını Kur1 an "dan alarak Mücahidin denmesi kararlaştırılmıştır." Ayrıca bundan sonraki yazışmalarda buna riayet edilmesi önemle hatırlatılmıştır.
Denizli'nin 12.7.1919'da Heyet-i Milliye adıyla yeniden teşkilatlanmasından sonra Tavas Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti de isim değiştirerek Tavas Heyet-i Milliyesi adını aldı.
Bu arada devam eden İstiklal harbine pek çok gönüllünün katıldığı da bilinmektedir. Hatta Denizli cezaevindeki mahkumlar adına Yarangümeli Mürşit'in 23 Mart 1920'de çektiği telgraf metni şöyledir: "Denizli cezaevinde işledikleri suçların cezasını çekmekte olan biz mahkumlar, memleketimiz için cephelere gidip canımızı feda etmek istiyoruz. Kalan suçlarımızın savaştan sonra infaz edilmek üzere tecil edilerek askerliğe elverişli olanlarımızın savaş cephesine gönderilmemizin vatanın selameti namına istida ve istirham eyleriz."
Yunan Kuvvetleri 3 Temmuz günü Aydın'a saldırdığında. Umurlu cephesine ilk gidenler arasında Köpekçi Nuri Efe ve öğretmen Mehmet Ali Bey'in idaresindeki müfrezeler olmuştur.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder