27 Kasım 2015 Cuma

Denizli İli Tavas İlçesine Bağlı Pınarlar Kasabasının Sosyal ve Ekonomik Yapısı-2 Selma TANRIVERDİ

BÖLÜM IV

4. PINARLAR
4.1.Pınarlar Kasabası Hakkında Genel Bilgi
4.1.1.Pınarlar Adı Nereden Geliyor?
Pınarlar Kasabası'nın eski ve tarihi adı Uzunpınarlar'dır. Arşivlerde bu isim yer almaktadır. İsmin nereden geldiği kesin olarak bilinmemektedir. Rivayete göre bu ismin oluşumu şöyledir: Bir Yörük mezrası halinde olan bu yörenin yaylalarında bir çok pınar akarmış. Civar yöre ve kasabalarda vaktiyle büyük bir kuraklık yaşanmış ve suları uzun süre
akmamış. İnsanlar uzak yerlerden gelerek içerisinde bu yörenin pınarlardan sularını doldurarak geri dönerlermiş. Bundan dolayı uzun ve yorgun yolculuk yapmaları sebebiyle başlangıçta Uzakpınar demişler, sonradan suların hiç kesilmeyip devamlı akmasından dolayı Uzunpınar ismini vermişlerdir. Yöre halkı zamanla, daha düz olan bugünkü yerine taşınmıştır. Pınarların suyunu da oraya akıtmışlardır. Kasaba, 1972 yılında belediye olduğunda zamanın yönetimi her nasılsa bu tarihi ve geleneksel adı terk edip, Pınarlar olarak değiştirmişlerdir. Ancak gerek belde ve gerekse çevre halkı Uzunpınar demeye devanı etmektedir. (Yakıt, 2009: 3)
4.1.2.Pınarlar Kasabası’nın Hudutları
Tavas ilçesinin güneydoğusunda ve Tavas ovasının doğusunda yer alan ve üç tarafı dağlarla çevrili bulunan Pınarlar Kasabası, Denizli-Muğla karayolunun da Tavas çıkışma müteakip 7 km doğusundadır. Kasabanın resmi hududu 1971 yılı tapu sicil kayıtlarına göre aşağıdaki şekildedir.(Yakıt, 2009: 3)
Pınarlar Köyünün Doğu Ve Kızılca Kasabasının Batı Hududu
İhtilafsız bulunan, Hacı Ali damları sırtı, Kavaklı yol sırtı, Sarı kaya, Hayat Başı ve İhtilafın başladığı yer olan Kürdün kış çıkardığı tepe ve bu tepeden Kızılcalıların tarlaları ile Alandıç tepesinin Kızılca'ya bakan yamaçlarının birleştiği sınırları takiben aynı tepenin ovaya bakan burnundan Kızılca Pınarlar yolunu keserek Bel Ovası çeşmesine çıkılan doğru hat, bu çeşmeden aşmalı derenin ovaya inmeden, Tillem tarlası istikametinden gelen Kuru Dere ile birleşerek teşkil ettikleri burna çizilen hattın Aşmalı Deresi ile birleştiği yerden Aşmalı Deresi'ni takiben Aşmalı Çeşme ve Aşmalı Çeşme'den İğdin Oluk başına varan hattın Uzunpınar Köyü cihetinde kalan kısmı Pınarlılar’ın, Kızılca Kasabası cihetinde kalan kısmı Kızılcalıların hududu içerisinde kalmasını ve hududun bu hat olarak tespitine varılmıştır.

4.1.3.Pınarlar'ın Tarihçesi

Birçok yerde olduğu gibi, Pınarlar’ın tarihçesi için bir takım rivayetler bulunmaktadır. Bu rivayetler genel olarak halk arasındaki söylentilerden ibarettir. Bunların da bilinmesi açısından bu rivayetlerden özetle bahsedeceğiz.
Rivayete göre: Dağlardaki pınarların başına gelen Yörük aileleri öncelikle yerleşmiş ve yaşamlarını devam ettirmişlerdir. 16. Asır'da Şah İsmail'in şii zulmünden kaçan aileler de bu Yörüklere sığınmışlar. Daha sonra bunları koruma altına almak için Erenler, Emirler (=Toyluoklar) ve Taburlar (=Sarıosman oğulları) gelmiştir. BilahereKenezler, Karahasanlar, Mahmutlar, Tabirler gibi aileler gelip yerleşmişlerdir. Ayrıca Kamer Kadın adında gelip yerleşen saygın bir hanımdan da bahsedilmektedir. Birbirlerinden farklı yerlerde ayrı pınar başlarında ikamet eden bu ailelerin bulundukları yerlerde ve civar yerleşim noktalarında kuraklık hüküm sürünce, sadece Manasır, Kavak ve Pınar adı verilen yerlerdeki sular kesilmemiş. Bunun için uzaktan gelenler buraya Uzakpınar demiştir. Buradan da Uzunpınar olmuştur. Daha soma dağınık haldeki bu aileler bugünkü yerleşim yerine gelerek toplanmışlar ve kurumayan pınarların suyunu da buraya akıtmışlardır.
Belgelere Göre: Pınarlar, her ne kadar civarında Roma kalıntılarına rastlansa da eski bir Roma yerleşim yeri üzerine kurulmamıştır. (Yakıt, 2009)
Osmanlı arşivlerine dayanarak Tavas ve civarı hakkında çok güzel çalışmalar ortaya koyan Prof. Dr. Mübahat Kütükoğlu'nun neşrettiği "XVI: Asırda Tavas Kazasının Sosyal ve İktisadi Yapısı" adlı eserinde yer yer Pınarlarla ilgili bilgi ve belgelere rastlanmaktadır. Buna göre:
Menteşe Sancağına ait H.973(1565-1566) tarihli yaya ve müsellem defterlerine göre: 16. Asırda yaya çiftliklerinin bulunduğu köylerden biri Pınarlar'dır(s.60-61). Yine Pınarlar'da bu asırda hariçten ekilen çiftlik sayısı dörttür.(s.74). II. Bayezitdevri tahrirlerine göre Pınarlar'da burçak öşrü kaydı yoktur ancak 1517'den sonra burçak ekimine başlanmıştır.) s. 94)
16. Asır'da gelir düzeyi iyi olup vergisini tam olarak ödeyen yerlerden biri de Pınarlar'dır. Buranın gelirlerinin nereye harcandığını da kayıtlardan görmemiz mümkündür. "Mükellefiyetini yerine getirmeyen sipahiden timarı geri alınıp yararlık gösteren başka birine verilirdi. Nitekim, Şirvan muharebesinde yararlık gösterenlerden Sefer Çavuş'a Rumeli'deki zeametini tamamlamak üzere Tavas'ın Pınarlar Köyü'nden 5.000 akçelik gelir eklenmişti." (s.122)
Keza yine 16. Asır kayıtlarına göre Pınarlar'da bir cami vakfı vardır.(s.l38) Ancak bu cami,1530 tarihli icmal defterinde bulunmadığına göre daha sonra inşa edilmiş olmalıdır. Hatip için 2445 ve hatibe şart olan hatm-i Kur'an için 2450 akçe vakf edilmiştir. Pınarlar'da muhtemelen caminin yanında bir de muallimhane bulunduğu, oraya hacı Hasan tarafından 1000 akçe vakfedilmesinden anlaşılmaktadır, (s. 144)
Görüldüğü gibi II. Bayezit dönemi tahrir defterlerinde yer alan Pınarlar’ın tarihi resmi vesikalara göre, 16. Asır başlarına kadar çıkmaktadır.
Daha somaki defterlerdeki özellikle 1844'deki kayıtlar ayrı bir bölüm halinde ele alındığından burada tekrar bahsedilmeyecektir. Ancak orada mahalleleri bahsedilmeden köy olarak kayda geçmiştir. Tarih içinde geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayan Pınarlar, günümüzde de bu özelliğini korumaktadır.
16. Asırda bir muallimhanesi bulunan Pınarlar bu özelliğini devam ettirmiş hatta 19. Asır'da Tavas'ın eğitim merkezlerinden biri haline gelmiştir. Medreseler kısmında görüleceği gibi, bir köy statüsünde olmasına rağmen iki medresesi vardır. Civardan gelen öğrenciler burada akli ve nakli ilimleri tahsil etmişlerdir.
Cumhuriyet döneminde Atalar ve Cumhuriyet diye iki mahalleye ayrılan Pınarlar, daha soma maalesef tarihi Pınarlar adından da vazgeçecektir. 1972'de belediyelik olunca adı da Pınarlar olarak değiştirilmiştir. Buna rağmen gerek yerli halk ve gerekse civar yerleşim yerlerinin insanları ekseriyetle Pınarlar demeye devam etmektedirler.(Yakıt, 2009: 4)
4.1.4.Pınarlar Medreseleri
Medreseler genel eğitim kurumlarıdır. Bugünkü ilk, orta ve lise düzeyindeki eğitim ve öğretim kurumları olarak değerlendirilebilir. Pınarlar, tarihi geçmişi içinde Tavas ovasının önemli kültür ve eğitim merkezlerinden biri olma görevini üstlenmiştir. Köy statüsünde olmasına rağmen, iki adet medresenin mevcudiyeti buna şahittir.(Yakıt, 2009: 5) Aşağıdaki tablo, Salname-i Nezaret-iMaarif-i Umumiye (Üçüncü sene 1318 sene-i Hicriyyesi'ne mahsustur Matbaa-i Amire 1318/1900)'den alınmıştır.

Tablo 4.1.Tavas ve Civarındaki Medreseleri

Sıra No
Medresenin İsmi
Mahalli
Müderrisi
Banisi
Sayı
1.
Hacı Ali Ağa
Samanlık Mah.
Hacı Ahmet Ali
Hacı Ali Ağa
67
2.
Tahtalı Camii
Samanlık Mah.
Hacı Ali Efendi
Hacı Haliz Emin Efendi
26
3.
Müfti Efendi
Uzunpınar Köyü
Hacı Süleyman Efendi
Hacı Süleyman Efendi
48
4.
Aşağı Camii
Uzunpmar Köyü
Hacı İbrahim Efendi
Hacı Ömer Efendi.
33
5.
Yukarı Camii
Kızılcabölük
Hacı Ali Efendi
Hacı Ali Efendi
120
6.
Karahiisar
Karahisar Köyü
Mehmet Ali Efendi
San Kahya Oğulları
33
7.
İçhisar
Kala-İ Tavas
Abdurrahman Efendi
İane İle
35
8.
Yukarı
Medrese
Tilkili (Altınova)
Afi Efendi
Hacı Mehmet Ağa
27
9.
Yeni Medrese
Nikfer (Konak)
Hafız Afi Efendi
Aşiretten Ali Ağa
75
10.
Kavak Camii
Nikfer (Konak)
Hocazade Halil Efendi
İane İle
38
11.
Hacı Ali Efendi
Merkepli (Horasanlı)
Hacı Musa Efendi
İane İle
33
12.
Çağırgan
Çağırgan Köyü
Hasan Efendi
Tavaslı Zade Koca Ağa
21
13.
Karaköy
Çıkrıkçı Karaköy
Mehmet Ali Efendi
İane İle
39
14.
Hacı Derviş
Garipköy
Ali Ve Osman Efendi
İane İle
30
15.
Yahşiler
Yahşiler Köyü
Mehmet Efendi
İane İle
35
16.
Kütay
Kütay Köyü
Hasan Efendi
İane İle
30

4.1.5.Pınarlar Köy Odaları

Oda geleneği Anadolu kültürünün en güzel ürünlerinden biridir. Bu durumun gelişmiş şekli Osmanlı döneminde karşımıza kervansaray olarak çıkar. Türk-İslam kültürünün önemli bir yardımlaşma Kurumudur. Odalarda konaklamak ücretsizdir. Hayvanların bakımı da buna dahildir. Ayrıca, misafir edilen yolcunun parası olmayabilir ve dilenmek zorunda kalabilir diye odanın bir yerine yörenin hayırseverleri para koyarlar. Odada misafir edilen parasız kişinin bu paradan sadece ihtiyacı kadarını aldığı ve gerisini bıraktığı sözlü kültürle bize intikal eden bilgilerdendir.
Pınarlar Kasabası'nda da eskiden bu nevi odalar varmış. Bu odalar hali vakti yerinde olan insanlar tarafından kurulmuştur. Odaya gelenlerin yiyecek ve yatma ihtiyaçları sevabına oda sahibi tarafından karşılanır. Pınarlar vaktiyle bir ilim merkezi olduğu gibi aynı zamanda Antalya'dan ve Barza Ovası'ndan gelen yolcular için bir geçit merkezidir. Eskiden Barza Ovası' ndaki insanlar Tavas'a (Yarengüme) gitmek için Ortaca tepesinden Asarlık Kayası'nm yanından Pınarlar’a gelip bir gece burada konaklayıp ertesi gün Yarangüme' ye erkenden geçerlermiş. Orada işini gördükten sonra tekrar aynı güzergahtan bir gün Pınarlar’da kaldıktan sonra köyüne dönerlermiş. İyi hizmet gördüklerinden bu güzergahı seçerlermiş. Diğer yandan, Alaaddin, Acıpayam hatta Korkuteli ve Elmalı'dan zahire un vb malları alıp satmak için hayvanlarım ve kendilerini Pınarlar’da dinlendirirlermiş. Yolcular at ve develerle Nazilli'ye un götürüp satarlarmış.
Misafir olmadığı zamanlarda, yörenin ileri gelenleri bu odalarda toplanır çok güzel sohbet ortamı oluştururlar, gençleri olumlu yönde kanal ize edecek ibretli konulardan dem vururlarmış.(Yakıt, 2009: 6)
Pınarlar Köyünde Kurulan Odalar
Dingillerin Odası (Sonradan Damarcılann Odası denmiştir.)
 İbrahim Beylerin Odası
Mahmutların Odası
Şabanların Odası
Abbasların Odası
Gemalmazların (Şakir' in Evinin yeri) Odası
Kabakların Odası
Deli Oğlan Mehmet' in Odası
Borzanların Odası
Hacı Abdurrahmanların Odası

4.1.6.Pınarlar'da Meydana Gelen Önemli Olaylar

İçme Suyu Kavgası
Başlangıçta köyün etrafına yerleşen boylar ve sülalelerle, çevre köylerde su kıtlığı ve kuraklık baş göstermesi üzerine su kavgaları başlamıştır. İlk zamanlarda herkes su ihtiyacını kavgasız bir şekilde görürken Köye ilk defa çukur mevkiine mekan tutan Ali Bey kendi imkanlarıyla pınardan suyu getirir. Kuraklık üzerine güçlü olan boylar arasında, künkler vasıtasıyla suyu kendi yerleştikleri yerlere çekme girişimleri sonucu çıkan kavgalarda bir kişinin ölümüne sebep olur. (Yakıt, 2009: 7) Gündüzleri köyde ve köyün çevresinde oturanlar, geceleri ise çevre köylerden gelenler bu sudan ihtiyaçlarını giderirlermiş. Kavgalar üzerine içlerinden biri: "gelin kavgayı bırakalım, suya yakın olan düz alana yerleşelim" demiş. Ali Bey ve İbrahim Bey'lerden sonra çevredeki sülaleler bugünkü yerleşim yerlerine gelmişler. Daha sonra Manasır' daki su için Mehmet ve Mustafa Efendilerin babası aynı zamanda muhtar olan Mahmut Halil İbrahim köylüleri toplayarak: "Gelin bu suyu köyümüze indirelim, hep beraber yararlanalım" demiş. Köylülerde bu fikri desteklemişler ama, Mahmut Halil İbrahim'e her hangi bir destek vermemişler. O kendi imkânlarıyla su yolunu kazar, suyu köye indirir. Köylü yardım etmediği gibi onunla alay eder. Aradan yıllar geçer, Mahmut Halil İbrahim tarafından getirilen suyolu bozulur, tahrip olur. Bunun üzerine Deli Oğlan Mehmet' in önderliğinde bütün köylüye görev verilir. Her hane bir dolu kiremiti un haline getirip suyolu için verecektir. Gerçekten kadınlar taşlarla ve göçe taşlarıyla kiremitleri kırarak toz haline getirmişler. Çimento yerine kullanılan kiremit tozu değişik karışımlarla suyolu tamirinde kullanılır. Manasır'daki su Hacıların Muhtar Muhammet döneminde demir boruları merkeplerle çekerek boru içine alınmış ve böylece son şekli verilmiştir.
Koca Kar
Kasabada 1910 lu yıllarda "koca kar" adı ile anılan kar âfetine maruz kalmıştır. Yaklaşık 1 1,5 metre kadar karın yağdığı rivayet edilir. Tavas ovasının tamamına yağmış ve bütün köyler etkilenmiştir. Bu önemli olaydan dolayı yaşlılar bazen koca kardan önce, koca kardan sonra diye olayı bir milat haline getirmişlerdir.
Çekirge İstilası
1915 yıllarında kasaba, büyük çekirge istilasına maruz kalmıştır. Dağlarda, ovada ve bağlarda dikili olarak ne varsa hepsini yemişlerdir. Biçilmiş arpa, buğday destelerini yemeyip ayaktakileri yemişler sadece sapı kalmıştır. Bu yüzden insanlar büyük kıtlık yaşamışlardır. Çanakkale savaşlarının hüküm sürdüğü bu yıllarda çekirge salgını da insanlara zor günler yaşatmıştır. İnsanlar açlıktan Ahlat armutlarım kurutup, öğüterek ekmek yapmışlar hatta yerlerden arpa, buğday taneleri toplayıp onlardan ekmek yaparak hayatlarını idame ettirmeye gayret göstermişlerdir. Ellerinde çalılarla bütün köy halkı dağ, ova, bağ demeden çekirgeleri kırmaya çalışmışlardır. Hatta zarar vermesin diye bazı çiftçiler arpa, buğday destelerinin üzerlerini örtmüşlerdir. İnsanlar çekirge ile mücadele ederken öldürdükleri çekirgeleri çuvalların ve sepetlerin içerisine koyarak Burunbaşı'ndaki şu andaki su depolarının bulunduğu yere dökmüşler, daha sonra halk çekirgenin döküldüğü bu alana "Kanlıgöl" adını vermiştir. (Yakıt, 2009: 8)
Kolera Salgını
Kolera salgını harp yıllarına rastlar. İnsanların geçimleri bu dönemde oldukça zordur. Bu zorluklar içerisinde bir de kolera salgınının olması insanların hayatını oldukça zora sokmuştur. Yaşam çile haline gelmiştir. Salgından dolayı birçok haneden bir, hatta iki cenaze çıkmıştır. Bir günde 40 kişinin koleradan öldüğünü yaşlılar söylemektedir. Kolera salgınından ölenlerin bütün kıyafetleri yakılmıştır. Ölenlerin gömme işlemi yetiştirilemeyeceği düşünülerek Mezarlık kapısının önüne kazanlar konulmuş sular ısıtılarak hemen orada yıkanıp ve namazı kılınmak sureti ile mezarlığa gömülmüştür. Ölü yıkayanların azlığından dolayı çevre köylerden de ölü yıkamasını bilen insanlardan yardım istenmiştir. (Yakıt, 2009: 8)
Çekirge istilası, kolera salgını ve koca kar olayı, aynı yıllarda Tavas ovasının diğer köylerinde de vuku bulmuştur.
Mezarlık Yangını
1971 yılında kasabanın mezarlığı sigara izmaritinden dolayı tamamen yanmış olup hatta sıçrayan kıvılcım ile o zaman harman yeri olarak kullanılan Kayrak Mevkii'ndeki harmanların bir bölümü de yanmıştır. Yangını söndürme çalışmaları 1,5 gün sürmüştür. Yangını insanlar bidonlarla ibriklerle ıslak halı kilim ve battaniyelerle önlemeye çalışmışlardır. Yangını söndürmek için çevre köylerden de insanlar gelmiştir.(Yakıt, 2009: 7)

4.1.7.Pınarlar'ın İlkleri

Tütün Vergisi
19.yy.da Tavas yöresinde tülün üretimi oldukça azdır. İlk tütün dikilen yerleşim yerlerinin başında gelmektedir. 1844 yılında Pınarlarda Temattuat defterindeki kayıtlara göre 18 dönümlük tütün tarlası mevcuttur. Dolayısı ile tütünden ilk vergi veren köyler arasındadır.(Yakıt, 2009: 11)
Atatürk Heykeli
Pınarlar meydanına ilk heykel 1942 yılında dikilmiştir. Edinilen bilgilere göre, Pınarlar köyüne Atatürk heykeli yapıldığında başta ilçe merkezi olmak üzere yörede Atatürk heykeli yokmuş. Şu andaki şehitler anıtının yerinde taştan yapıyla az yükseltilerek Atatürk büstü konmuştur. O yıllarda öğrenciler bayramlarda bu anıtın önünde şiirler okur ve nutuk söylerlermiş.
Cumhuriyetin İlk Mektebi
1928 Yılında İlçede açılan okuma yazma öğretimi kursundan mezun olan Mesut Müftüler köy camisinde 6 ay kadar yetişkinlere okuma yazma öğretimi yapmış, köy halkı kadın, erkek farkıgözetilmemeksizin bu kurstan geçirilmiştir. 1929 yılında Milli Eğitim Bakanlığının teşviki ve halkın çalışması ile Bakanlığa bağlı ilk resmi bina olan bugünkü belediyenin sosyal hizmetler binasının yerinde ahşap bina yapılmıştır. 3 derslikli, bir öğretmen odalı bu ahşap bina, Cumhuriyetten sonra açılan ilk mektepler arasındadır. 1966 yılında çatısı ve pencereleri değiştirilerek tamir görmüştür. Malesef 1980'lerin ortasında Belediye tarafından bu bina yıkılıp yerine, hantal bir yapı olan Sosyal Hizmetler binası yapılmıştır. (Yakıt, 2009: 12)
Okulun 1929 yılında açılması ile ilk öğretmeni Seyfı oğlu Mehmet Efendi'dir.
İlk öğrencisi 1333(1917) doğumlu Ömer Efendidir.
3 sınıflı ilkokuldan ilk diploma alan 1335(1919) doğumlu Kasım Efendidir.
5 sınıflı ilkokuldan ilk diplomasını alan 1341(1925) doğumlu İbrahim Otaklı'dır.
İlk Şehitlik Abidesi
Gerek Tavas yöresinde ve gerekse Denizli il sınırları dahilinde, Birinci Dünya ve İstiklal Harbi ahitlerine ait bu derece anlamlı ve görkemli bir abide sadece Pınarlar'da vardır. Bu açıdan abide bir ilktir. Belediye Başkanı Hüdaverdi Otaklı Bey'in gayretleriyle beldenin merkezine bu abide yaptırılmış ve 29 Haziran 2007 tarihinde de açılışı gerçekleştirilmiştir. Resimleri Şehitlik Abidesi ile ilgili bölümdedir.

4.1.8.Pınarlar'ın Tarihi Ve Turistik Yerleri

Pınarlar, eski Sebastiyapolis ile Medet Köyü Antik Kentleri arasında geçiş kapısı konumunda olup etrafında ve çevresinde tarih öncesi ve antik çağa ait
birçok kaktılar bulunmaktadır. , Pınarlar'ın dağları ve yaylaları kamp turizmi ile piknik alanı olma hususunda ayrı bir güzelliğe sahiptir. Buralar da kasabanın turistik yerleri arasına dahil edilebilir.
Ayrıca, Almanya'da uzun yıllar inşaat sektöründe çalışarak memleketi Pınarlar'a dönen Süleyman Mutlubaş tarafından yaptırılan taş konak görülmeye değer yerler arasındadır. Meşhur "Japonyalı Gelin" filminin çekimleri bu konakta yapıldığından konak, ülke çapında meşhur olmuş ve yurdun bir çok yerinden bu konağı görmek amacıyla pek çok ziyaretçi gelmektedir.(Yakıt, 2009: 14)

4.1.9. Pınarlar'ın Meşhur Çat-Kemer Türküsü

Her türkünün olduğu gibi Pınarlar'ın meşhur Çat-Kemer Türküsü'nün de kendine has bir öyküsü vardır. Aşağıda okuyacağınız öykü ve türkü Pınarlar Belediye Başkanı Sn. Hüdaverdi Otaklı Bey tarafından derlenmiştir. Biz de bu derlemeyi aynen aşağıya aldık.
Çatkemer, Solmaz Kasabası ile Medet Köyü arasında bir bölgenin adıdır. Olay takriben 1903 yılında meydana gelmiştir. Pınarlar'dan Koca Kadirin babası Ulu Ömer, Adalıların Ali (Kör Ali veya Ali efe olarak ta tanınır.) Sıçırların Koca Ali, Çat-Kemer'de medet köyünde Arap lakablı birinin yanında bulunur. Bir kadım kaçırmak için yola çıkarlar. Yolda giderken Pınarlar ovasının eski yerinde babası ile beraber çalışan Mahmutlar sülalesinin ele avuca sığmayan Mehmet'i de yanlarına almak isterler. Mehmet'in babası Hacı Mahmut oğluna, gelen bu üç kişinin iyi niyetli olmadıklarını, onlarla gitmemesi gerektiğini, harman işlerinin olduğunu söylese de Mehmet babasını dinlemez. "Mademki buraya kadar gelmişler, gider biraz soma döneriz." der ve onlara katılır. Ama içinde de bir burukluk vardır. Yolda giderken sigarasını yakmaya çalışır, sigaralarının tamamı yanar. Bunun üzerine arkadaşlarına "Bende bugün bir terslik var, içimde de ayrı bir sıkıntı var. Gelin dönelim." der. Arkadaşları "Amma da korkaksın! gözünün ağı bir dönüm olmuş." derler. Mehmet de bu sözü kendisine yediremez. "Tamam korkmuyorum haydi yolumuza devam edelim." Deyip yola devam ederler. Çatkemer'de bulunan çayın üzerindeki köprünün yanma gelirler. Uzaktan Medetli Arap, yanında bir kadın ile birlikte atla Solmaz tarafından gelmektedir. Mehmet ve arkadaşları köprünün altına gizlenirler. Arap köprüye yaklaştığında, Mehmet yerinden fırlar çıkar ve Arap'a: "Kıpırdama dur, kadını bize ver" der. Aralarında kavga çıkar. Arap silahını çeker, Mehmet'e ateş eder ve Mehmet orada vurulur. Bunun üzerine (Koca Kadir'in babası) Ulu Ömer silahını erken davranıp MedetliArab'ı öldürür.
Mahkemede şahitler "ikisi birbirini vurdular" derler. Olay böylece kapanır. Mehmet can çekişirken arkadaşları su kabı bulamadıkları için, köprünün altından şapkaları ile su doldurup, ağzına su verseler de artık Mehmet ölmüştür. Arkadaşları su verirken "yandım yandım" diye bağırmış. Mehmet'in arkadaşları, Pınarlar ovasında eski Hacı Hüseyin kuyusundaki Mahmutların Harman yerinde çalışmakta olan baba Hacı Mahmut'un yanma gelirler. "Kağnıyı ver Mehmet hastalandı" derler. Babası Hacı Mahmut "sakın oğlum ölmüş olmasın" der. Onlar da "evet öldü" derler. Sonra da cesedi Garipköy ovasından dolaştırarak, Pınarlar'a getirirler. Olay bu şekilde olmuştur. Mehmet'in gerçekten de kadına ve eğlenceye düşkün bir kişiliği varmış. Evlenmeden ölmüştür. Zaman zaman Antalya'dan gelen efe arkadaşları ile kadınlı eğlenceler (âlem) yaparmış. Hatta bir defasında Ovacık köyünü basarak oradan bütün Ovacıkların gözü önünde bir kadını kaçırmıştır.(Yakıt, 2009: 14)
Mehmet'in Çatkemer'de vurulması üzerine yöre halkı bir türkü yalanıştır. Çatkemer Türküsü adı altında meşhur olan bu türkü, Türkiye Radyolarında yıllarca söylenmiştir. Türkünün sözleri aşağıdadır.
Çatkemer Türküsü
Boyalıdır aman, şu Solmaz'ın kapıları
Al yazmamın dört uçları karagözlüm, oyalı
Üç beş günler oldu ben bu sözü duyalı
İnme de durman inme, böyle susuz çöllere
Ben ölürsem meyil verme, karagözlüm ellere.
Altı patlak aman, çifte ile denk olur
Saat da beşte, karagözlümÇatkemer'de cenk olur.
Meded ilen aman Uzunpmar denk olur
İnme de durman inme, böyle susuz çöllere
Ben ölürsem meyil verme, karagözlüm ellere.

4.1.10.Pınarlar'ın Halk Oyunları Ve El Sanatları

Pınarlar'a has bir halk oyunu yoktur, Tavas yöresinde yaygın olan Tavas Zeybeği ile diğer zeybek oyunları burada da mevcuttur.
Pınarlar'da bundan 20 yıl öncesine kadar kilim dokumacılığı ön planda imiş. Ancak geçen yıllar itibari ile bu El Sanatları işi ne yazık ki teknolojiye yenilmiş olduğundan devam ettirilememiştir.(Yakıt, 2009: 15)

4.1.11.Pınarlar'ın Geçim Kaynakları

Pınarlar halkının genel geçim kaynağı, ekili ve dikili tarımın yanı sıra büyükbaş hayvan yetiştiriciliğidir. Tarımda meyve bahçeleri ile tütün, arpa, buğday, nohut, kavun yetiştirilmektedir. Büyükbaş Hayvan olarak da genelde sığır besiciliği yapılmakta olup, yıllık 1500 adet Kurbanlık Sığır beslenmektedir. Denizli ve Tavas yöresinin kurban kesim merkezlerinden biridir.
Kasabada son zamanlarda Belediye'nin sulama kooperatifinin gayretleriyle arazi toplulaştırma çalışmaları başlatılmış ve böylece modern tarımcılığa adım atılmıştır. Organik tarım özendirilmekte olup, çalışmalara başlanmıştır. Ayrıca modern usullerle hayvan yetiştirme çalışmaları da yapılmaktadır. Keza Mutlubaş yumurta tavukçuluğu bu konuda kasabanın kayda değer önemli işletmelerinden biridir.(Yakıt, 2009: 16)

4.2.Osmanlı Arşivlerinde Pınarlar

4.2.1.Tahrir Defterlerinde Pınarlar

Tahrir Defterleri Hakkında Kısa Bilgi:
Fethedilen topraklara yetkili bir emin gönderen Osmanlılar, o toprakların nüfus ve gelir kaynaklarını araştırıp deftere kaydediyorlardı. Böylece her sancağın bir nüfus ve gelir defteri vardı ve gelirler genelde değiştiğinden her on yılda bir bu işlem yenilenirdi. Bu nevi kayıtların tutulduğu defterlere "tahrir" (yazım) defterleri denirdi. Mufassal, icmal, vakıf, yaya, cemaat, müsellem ve tımar defterleri gibi bu defterler tutuluş gayesine ve şekillerine göre de isimlendirilirdi. (Yakıt, 2009: 17)
Bugün Osmanlı Arşivi'nde ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü "Kuyüd-i Kadime Arşivi’nde bulunan bu tahrir defterleri, Osmanlı İmparatorluğunun demografik, sosyal ve ekonomik tarihine ait zengin ve mufassal istatistik bilgilen ihtiva etmektedir.
Osmanlı Arşivi'nde H. 835-1300/M. 1431-1882 yıllarına ait 1100 adet Tahrir Defterleri, Ankara Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nde bulunan 2322 defterle seri teşkil ederler. Defterhanede muhafaza edilen tahrir defterlerinin numarası, tarihi, cinsi ve defter hakkındaki malumatların yanı sıra bu defterlerdeki vilayet, liva ve kaza adlarına göre fihristler oluşturulmuştur. Fihriste defter numarası yanında hangi padişah devrinde düzenlendiği ve hangi hususları (maliye, evkaf, timar. askeriye) ihtiva ettiği de belirtilmiştir.(Yakıt, 2009: 17)
Tavas Kazası üzerine önemli iki kitap neşreden M. Kütükoğlu Tavas Kazası ve civarı hakkındaki tahrir ve temettuat defterlerini taramıştır. Dolaysıyla U/unpınar hakkındaki tahrir defterlerindeki bilgilere ulaşmak mümkün olmaktadır Blcz. Kütükoğlu M.S. "XVI. Asırda Tavas Kazasının Sosyal ve İktisadî Yapısı", İstanbul, 2002; Kütükoğlu M. S., "XIX. Asır Ortalarında Tavas Kazası '.Milenyum yayınları, İstanbul, 2007
Pınarlar’ın Tarihçesi Bölümünde ele aldığımız bilgileri burada da lüzumuna binaen tekrar etmemiz gerekmektedir. Buna göre. Menteşe Sancağına ait H.973(1565-1566) tarihli yaya ve müsellem defterlerine göre: 16. Asırda yaya çiftliklerinin bulunduğu köylerden biri Pınarlar'dır (XVI. Asır,.. .s.60-61). Yine Pınarlar'da bu asırda hariçten ekilen çiftlik sayısı dörttür.(XVI: Asır...,s.74). II. Bayezit devri tahrirlerine göre Pınarlar'da burçak öşrü kaydı yoktur ancak 1517'den sonra burçak ekimine başlanmıştır.(XVL, Asır. ..,s. 94).
16. Asır'da gelir düzeyi iyi olup vergisini tam olarak ödeyen yerlerden birinin de Pınarlar olduğunu ve buranın gelirlerinin nereye harcandığını da yine bu kayıtlardan görmemiz mümkündür. "Mükellefiyetini yerine getirmeyen sipahiden timarı geri alınıp yararlık gösteren başka birine verilirdi. Nitekim, Şirvan muharebesinde yararlık gösterenlerden Sefer Çavuş'a Rumeli'deki zeametini tamamlamak üzere Tavas'ın Pınarlar Köyünden 5.000 akçelik gelir eklenmişti"! XVI. Asır. s. 122)
Keza yine 16. Asır kayıtlarına göre Pınarlar'da bir cami vakfı vardır.(XVI. Asır, s. 138) Ancak bu cami, 1530 tarihli icmal defterinde bulunmadığına göre daha soma inşa edilmiş olmalıdır. Hatip için 2445 ve hatibe şart olan hatm-i Kur'an için 2450 akçe vakf edilmiştir. Pınarlar'da muhtemelen caminin yanında bir de muallimhanebulunduğu, oraya Hacı Hasan tarafından 1000 akçe vakfedilmesinden anlaşılmaktadır(XVI. Asır, s. 144).
1560 yılında Tavas'ta nüfusun bir miktar azaldığı görülse de bazı köylerde mesela Pınarlar'da artmıştır(XIX.Asır, s. 13-14), Yine kayıtlara göre 17. Asır'da bilhassa 1676'daki kayıtta Pınarlar’ın vergi mükellefi sayısı 33 olarak gözükmektedir. XIX.Asır, s. 16). Sadece aile reisleri olan erkek nüfus kayda alınmıştır.
Pınarlar köyü hakkındaki tahrir defterlerindeki bilgiler ana hatlarıyla böyledir.

4.2.2.Temettuat Defterlerinde Pınarlar

Temettuat Defterleri Hakkında Kısa Bilgi:
Genelde "Temettuat vergisi", tüccar ve esnafın sürekli kazançları üzerinden alman vergi hakkında kullanılan bir tabirdir. Temettü vergisinin adı daha soma "kazanç vergisf'ne çevrilmiştir. TemettuatDefterleri'nde idari taksimat esasa alındığından kaza, köy ve mahalle gibi iskân merkezleri hane hane ele alınarak herkese ait şahsî mal varlığı, emlak, arazi, hayvanat vb. ile yaptığı iş tespit edilmiştir." (B.O.A.R.s.281) Bu tespitte eşkal ile birlikte lakap ve kısmî olarak şecere de verilir. Sadece hane reisinin mal varlığı verildiğinden hanede mezkur diğer fertlerden bahsedilmez. Temettuat, daha ziyade öşre tabi halkın yani müslim ahalinin durumunu yansıtır.
Bugün Başbakanlık Osmanlı Arşivleri'nde 17.747 adet temettuat defteri bulunmaktadır. Bu defterler genellikle H. 1260-126 l/M. 1844-1845 yılları arasında tanzim edilmiştir. Tanzimat'ın hemen akabinde tutulan bu defterler, imparatorluğu sağlam bir vergi düzenine oturtmak için ahalinin ve vergi mükelleflerinin sayısınıve gelir durumlarıyla sosyal ve mesleki statülerinin izlenmesi amacına yöneliktir.
Pınarlar temettuat defteri ise Başbakanlık Osmanlı Arşivleri (BOA) Genel Müdürlüğü ML.VRD.TMT.d. 02638 Numarada kayıtlı bir defterdir. Baştan 5 sayfası boş olan bu defterin son 63. il sayfası da boştur. 6-62. sayfalar arasında Pınarlar’ın tamamı yazılmıştır. Bunun CD ve fotokopilerini getirtip üzerinde incelemeler yaptık ve yeni harflere geçirerek bilgileri tablolaştırıp yayınladık. Bundan sonraki sayfalar bu defterlerden elde edilen bilgilere dayanacaktır.(Yakıt, 2009: 18)
1844'lerde Pınarlar’ın Nüfus ve Mesleki Yapısı:
Temettuat kayıtlarına göre, XIX. Asır ortalarında yani H. 1260 / M. 1844'de Pınarlar'da biri boş olmak kaydıyla toplam 143 hane vardır. Hane sayısını bazı tarihçiler 5, bazıları da 10 ile çarparak o yerin nüfusu hakkında bilgi verirler. Ben bunlardan 10 ile çarpılması taraftarıyım. Zira kırsal kesimdeki eski Türk aile yapısı dikkate alındığında bir hanede hem dede-nine, hem de oğullar, gelinler ve torunlar aynı çatı altında birer göz odalarda kalırlardı. Her bir oda, musandıra adı verilen banyosu, mutfak için kullanılan şömine tarzı ocağıyla beraber aynı zaman da yatak odasıydı. Böylece her bir evde 4-5 oda mevcut olup her birinde bugünkü anlamda bir aile kalmaktaydı. Hane denildiğinde zaten bu evin tamamı anlaşılmaktadır. Temettuat kayıtları hane reisi üzerinden yapılmıştır.(Bkz. Yakıt, İ., Arşiv Belgeleri Işığında Kızılcabölük, s. 25) Bunun için bazı tarihçilerin yaptığı gibi, 5 ile değil, 10 ile çarparak ortalama nüfusu bulabileceğimiz kanaatindeyim, Buna göre 1844'deki Pınarlar’ın nüfusu 143 x 10 = 1430'dur. Bu ortalama bir rakamdır.
Mesleki dağılıma gelince, 143 hanenin 70'i erbab-ı ziraattandır. Yani tarımla uğraşan kesimdir.
Bunun genele oranı %48.61=49'a tekabül eder. 49 gündelikçi de % 34'ünü oluşturur. Toplam % 83'ü tarım kesimi ve işçi statüsündedir. Geri kalan % 17'si tabloda görülen diğer meslek dallarıdır.
Pınarlar’ın, Türk-İslam kültürününhakim olduğu bir belde olduğundan, çocuklarına genelde hep İslam dininde öne çıkmış isimleri verilmiştir. Bu husus genel Türk aile yapısında var olan bir keyfiyettir. Dedenin adı teselsülen toruna geçer. 1844'de 143 hanenin reislerinin adları tabloda görüldüğü gibidir. En fazla verilen isim Mehmet(21), Mustafa(17), Ali(15),Hüseyin(12), Ömer(10), Ahmet(9), İbrahim(8),Osman(8)'dir.(Yakıt, 2009: 19)
1844'lerde Pınarlar'da Tarım ve Hayvancılık:
Pınarlar 1844'lerde tarım ve hayvancıkla meşgul olan bir köydür. 4900 dönümlük alan ekili ve dikili tarım alanıdır. Bunların %97'si ekili alandır. Arpa, buğday, burçak, nohut vs gibi hububatın ekili olduğu alan 4699 dönüm etmektedir. 71 dönümden fazla Bostan tarımı, 18 dönümlük arazide de tütün(duhan) tarımı yapılmaktadır. Bunların genele oranı % 97 gibi yüksek bir rakamdır. Bütün bunlara rağmen, Pınarlar'ın ekili arazisi, bütün tarlaların % 18'idir. Dikili tarım olarak bağ gözükmektedir. Bağ aynı zamanda meyve tarımını da içine alır. 112 dönümden fazla bağ vardır. Bu da geriye kalan %3'ü oluşturmaktadır. Genel ekili ve dikili tarım hasılatı 1844'de 71.000 kuruştan fazladır.
Hayvancılığa gelince, 1844'lerde bir tarım toplumu için gerekli olan büyük ve küçük baş bütün hayvanlar Pınarlar'da da beslenmektedir. Toplam 1565 hayvan beslendiği tespit edilmiştir. Büyük başlardan yük ve iş hayvanı olarak: Öküz, 185 adetle yaklaşık % 12'yi; merkep, 152'yle yaklaşık % 10'u, beygir, kısrak ve tay 66'yla % 4; Deve 35'le % 2'yi oluşturmaktadır.
Et ve süt hayvancılığı konusunda da 1844'lerde Pınarlar oldukça önemli bir yer olarak gözükmektedir. Büyük baş olarak sağman ve sağman olmayan inek 84'le %5'i; dana ve buzağı toplamı, 63'le %4'ü verirken bu oran küçük baş hayvanlarda daha yüksektir. Sağman ve sağman olmayan koyun kuzu toplamı 233 adettir. Bu da hayvanların genel toplamının % 14'ünü oluşturur. Sağman olsun, olmasın keçi ve oğlak türü toplam 710'dur. Bu da genele oranla % 45'ten fazladır. Genel hayvan hasılatı toplan 7180 kuruş etmektedir.(Yakıt, 2009: 19)
1844'lerdeki Öşür Vergisi:
Defterler aynı zamanda tarım ve hayvan ve meslek olarak her bir kaleme tahakkuk eden vergiyi belirlemiştir. Hatta bir sene önceki verdiği vergiyi de, ismin üzerine dikey olarak "sene-i sâbıka'da bir senede vermiş olduğu" diye yazmış ve o sene tahakkuk eden vergiyi de ayrıca belirtmiştir. Tarım ürünlerinden öşür olarak aldığı miktarları da yine ilgili hanenin hizasına gelen yerin üst kısmına "Bedel-i âşâr ve rüsumat olarak sene-i sabıkada vermiş olduğu" şeklinde kayıt düşmüştür. Burada âşâr, öşürler demek, sene-i sâbıka'da geçen sene demektir. Hanenin sonuna "mecmuundan bir senede tahminen temettuatım yazmıştır. Bütün bunları tablomuzda görmeniz mümkündür.(Yakıt, 2009: 20)
Buna göre 1844'de Pınarlar'da 6 hane vergiden muaf tutulurken, 138 hane vergiye tabi olmuştur. Yani Pınarlar’ın yaklaşık % 96'sı vergi vermiştir. Ekili tarım öşür vergisine gelince, buğdaydan 4665, arpadan 590, yulaftan 161, burçaktan 232 ve nohuttan 650 olmak üzere toplam 5958,5krş; dikili tarımdan da alman öşür vergisi ise, bağdan 638.5krş alınmıştır. Bostan ve tütünden alman vergi ise 333krş.tur. Toplam 971,5 krş. eder. Öşürler genel toplamı: 6930 krş'tur.
Bütün bunlara göre genel hasılat 85025 krş olup bunun 14744'ü vergilere gidince gerçek kazanç 70.281 kuruştur. Bu miktarı 143 haneye bölersek 491.47krş çıkar bu da yaklaşık 500 krş demektir. Pınarlar 1844'erde geçimini sağlayan orta halli bir yerleşim yeridir.

4.2.3.Pınarlar Temettuat Defterindeki Bilgilerin Tablolaştırılması

H.1260/M.1844 yılında Pınarlar'a ait temettuat defterine göre her bir hane reisinin ismi, lakabı, sülale adı, şahsi mal varlığı, emlak, arazi ve hayvanat ile ilgili durumu, yaptığı iş, yıllık kazancı ve vergisine kadar bütün bilgileri tablolaştırdık. Tabloda yer alan isimler bugünkü Pınarlıların (2008 yılı itibariyle orta yaşlıların) geriye doğru 5. ve 6. dedeleridir. İleride görüleceği gibi pek çok sülale ismi bugün bile devam etmektedir.(Yakıt, 2009: 20)
Önce, yukarıda bahsettiğimiz, 1844'lerde Pınarlar'daki nüfus ve mesleki yapı, tarım ve hayvancılık ve ödenen öşür vergisi ile gerçek kazancı ihtiva eden tabloları verdikten soma, bütün bu bilgilerin yer aldığı temettuat defterinin tamamını tabloya yerleştirilmiş olarak göstereceğiz.




Tablo 4.1.Mesleklerin Genel Dağılımı

Meslek Adı
Adet
Yüzdesi (%)
Erbâb-I Ziraat
70
48,61
Gündelikçi
49
34,02
Kasap
1
0,69
Deveci
5
3,47
Berber
2
1,38
Hizmetkâr
2
1,38
Talebe
3
2,08
Hademe
1
0,69
Çoban
1
0,69
Muallim-İ Sıbyan
1
0,69
Müderris
1
0,69
Kiracı
1
0,69
Belirtilmemiş
6
4,16
Boş
1
0,69
Toplam
144
%100

 

Tablo 4.2.Cinsiyeti Ayrılan Hayvanlar


Erkek
Dişi
Toplam
Dana
19
8
27
Buzağı
23
13
36
Merkep
87
65
152
Sıpası
15
16
31
Tay
14
6
20
Deve
24
11
35

 



Tablo 4.3.Tarım Alanları (Ekili-Dikili)
Cinsi
Dönüm
Yüzdesi
(%)
Mezru Tarla
4699
95,87
Bağ
112,5
2,29
Bostan
71,5
1,45
Duhan (Tütün)
18
0,36
Toplam
4901
%100

Genel Tanın Hasılatı
Cinsi
Hasılat(Krş)
1260
1261
Ekili Tarım (Buğday-Arpa-Yulaf-Burçak-Nohut)

61.981

58.721

Dikili Tarım (Bağ-Bostan-Tütün)

9.185

8315

Toplam
71.166

67.036


Tablo 4.4.Genel Hayvan Hasılatı

Cinsi
1260
1261
Sağman İnek
2900

Sağman Koyun
1320

Sağman Keçi
2870

Deve
90

Toplam
7180

Tablo 4.5.Vergi-yi Mahsusa (Yıllık Vergi)

Haneler
Adet
Yıllık Vergisi
(Krş)
Yüzdesi
(%)
Vergi Veren
138
7814
95,83
Vergiden Muaf
6
4,16
Toplanı
144
7814
%100

Tablo 4.6.Ekili Tarım Öşür Vergisi (1260/1844)

Tarım Cinsi
Hınta (Buğday)
Şa'r (Arpa)
Hat (Yulaf)
Burçak
Nohut
Toplam (Krş)
Ekili
4665
590,5
161
232
650
5958,5

Tablo 4.7.Dikili Tarım Öşür Vergisi 1260/1844

Tarım Cinsi
Bağ
Bostan
Duhan (Tütün)
Toplam (Krş)
Dikili
638,5
324
9
971,5
Öşürler Genel Toplanı = 6930 Krş.
Gerçek Kazanç
Genel Hasılat
Toplam Vergi
Gerçek Kazanç (Krş)
85025
14744
70.281

4.2.4.Cumhuriyet Dönemi Nüfus Kütüklerinde Pınarlar

Bu kısım, Tavas Nüfus Müdürlüğü'ndeki kütükler taranarak hazırlanmıştır.Bundan önceki sayfalarda gördüğümüz 1844 yılma ait Pınarlılar’ın isim ve lakaplarının birçoğu değişse de bazılarının devam ettiği görülmektedir. 1934'de çıkan kanunla herkes bir soyadı almak zorunda olduğundan, yurdun birçok yerinde olduğu gibi, bazıları kendi sülale adını, bazıları alakası olmayan isimleri tercih etmiş, bazıları da nüfus memurunun verdiği soyadla yetinmiştir.
Burada belirtmemiz gereken bir husus da şudur. Eski kütük defterleri yeni harflere çevrilirken maalesef yanlış okumalar neticesi garip durumlar da ortaya çıkmıştır. Böylece farklı soyadı alanlar da olmuştur.(Yakıt, 2009: 38)

4.3.Askeri Arşivlerde Pınarlar

Bu kısım vaktiyle, Tavas Askerlik şubesinde bulunan ve tarafımdan incelenen Seferberlik Defterlerinden alınan notlardan ibarettir. Bu defterler daha sonra Yurt çapında derlenerek Milli Savunma Bakanlığı Arşiv Müdürlüğü tarafından "Şehitlerimiz" başlığı altında 5 büyük cilt halinde neşredilmiştir. Kendi notlarımızla bu neşri bir araya getirdik. Burada sadece Şehit olduğu haberi resmen şubesine ulaşanların isimleri yer almaktadır. Zira savaşın çetin şartları içinde ve esir kamplarında kalarak akibeti hakkında bilgiye ulaşılamayanlar maalesef şehitler listesinde yer almamışlardır. Diğer yerlerin olduğu gibi Pınarlar’a ait seferberlik dosyasının mülazaat hanesinde de üç mürekkep kullanılmıştır. Şehitler için kırmızı, gaziler için mavi mürekkep kullanılırken, kayıp ve firarlar için siyah mürekkep kullanılmıştır.

BÖLÜM V
5.ALAN VERİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
5.1. Demografik Yapı ve Aile Hayatı
Tablo 5.1.1.Yaş * Cinsiyetiniz




Cinsiyetiniz
Total
Kadın
Erkek
Yaş
18-25
10
3
13
6,3
6,7
13,0
26-35
9
16
25
12,1
12,9
25,0
36-45
6
13
19
9,2
9,8
19,0
46-55
9
12
21
10,2
10,8
21,0
56-64
6
5
11
5,3
5,7
11,0
64 ve üzeri
9
3
12
5,8
6,2
12,0





 










Tablo 5.1.1’e baktığımızda araştırmaya katılanların 18-25 yaş grubunun %6,3’ü olan 10 kadın, %6,7 olan 3 erkek, 26-35 yaş grubunun %12,1 olan 9 kadın,%12,9 olan 16 erkek, 36-45 yaş grubunun %9,2’si olan 6 kadın, %9,8’i olan 13 erkek, 46-55 yaş grubunun %10,2’si olan 9 kadın, %10,8 olan 12 erkek, 56-64 yaş grubunun %5,3’ü olan 6 kadın, %5,7’si olan 5 erkek, 64 ve üzeri yaş grubunun %5,8’i olan 9 kadın, %6,2’si olan 3 erkek oluşturmaktadır. Tablonun tümüne baktığımızda araştırmaya katıların 26-35 yaş grubunun en çok, 56-64 yaş grubunun en az olduğunu görülmektedir.

Tablo 5.1.2.Yaş * Medeni Haliniz


Medeni Haliniz
Total
Evli
Bekar
Eşi Ölmüş
Boşanmış
Yaş
18-25
3
10
0
0
13
8,9
3,0
1,0
,1
13,0
26-35
14
11
0
0
25
17,1
5,7
2,0
,2
25,0
36-45
16
2
0
1
19
13,0
4,3
1,5
,2
19,0
46-55
21
0
0
0
21
14,3
4,8
1,7
,2
21,0
56-64
10
0
1
0
11
7,5
2,5
,9
,1
11,0
64 ve üzeri
5
0
7
0
12
8,2
2,7
1,0
,1
12,0

















Tablo 5.1.2’ye baktığımızda 18-25 yaş gurubunun %8,9’ü evli, %3,0’I bekar,%1,0’ı eşi ölmüş,%0,1’ı boşanmış, 26-35 yaş grubunun %17,1’i evli, %5,7’si bekar, %2,0’ı eşi ölmüş, %2,0’ı boşanmış, 36-45 yaş grubunun %13,0’ı evli, %4,3’ü bekar, %1,5’i eşi ölmüş, %2,0’ı boşanmış, 46-55 yaş grubunun %14,3’i evli, %4,8’i bekar, %1,7’si eşi ölmüş, %2,0’ı boşanmış, 56-64 yaş grubunun %7,5’i evli, %2,5’i bekar, %0,9’ü eşi ölmüş, %0,1’i boşanmış, 64 ve üzeri yaş grubunun 8,2’si evli, %2,7’si bekar, %1,0’ı eşi ölmüş, %0,1’i boşanmış. Araştırmaya katılanların yaş gruplarına baktığımızda çoğunluğun evli kişilerden oluştuğu görülmektedir.

Tablo 5.1.3.Mesleğiniz * Aylık Geliriniz



Aylık Geliriniz
Total
0-500
501-1000
1001-1500
1501-2000
2001 ve üzeri
Mesleğiniz
Zanaatkar
0
1
0
0
0
1
,2
,3
,1
,2
,2
1,0
Çiftçi
2
6
1
1
0
10
2,4
2,7
1,4
1,5
1,9
10,0
Ev Hanımı
5
7
1
0
1
14
3,4
3,8
2,0
2,2
2,7
14,0
Öğrenci
10
0
0
0
0
10
2,4
2,7
1,4
1,5
1,9
10,0
Memur
0
0
0
3
7
10
2,4
2,7
1,4
1,5
1,9
10,0
Esnaf
0
2
3
5
1
11
2,7
3,0
1,6
1,7
2,1
11,0
İşçi
2
3
5
2
4
16
3,9
4,3
2,3
2,5
3,1
16,0
Diğer
0
2
1
1
2
6
1,5
1,6
,8
,9
1,2
6,0


Tablo 5.1.3’e Baktığımızda aylık geliri 0-500 tl arasında olan zanaatkar %0,2, çiftçi %2,4, ev hanımı %3,4, öğrenci %2,4, memur %2,4, esnaf %2,7, işçi %3,9, diğer %1,5, aylık geliri 501-1000 tl arasında olan zanaatkarlar %0,3, çiftçi %2,7, ev hanımı %3,8, öğrenci %2,7, memur %2,7, esnaf %3,0, işçi %4,3, diğer %1,6, aylık geliri 1001-1500 arasında olan zanaatkar %0,1, çiftçi %1,4, ev hanımı %2,0, öğrenci % 1,4 memur %1,4, esnaf %1,6, işçi %2,3, diğer %0,8, aylık geliri 1501-2000 tl arasında olan zanaatkar %0,2, çiftçi %1,5, ev hanımı %2,2, öğrenci %1,5, memur %1,5, esnaf %1,7, işçi %2,5, diğer %0,9, aylık geliri 2001 tl ve üzeri olan zanaatkar %0,2, çiftçi %1,9, ev hanımı %2,7, öğrenci %1,9, memur %1,9, esnaf %2,1, işçi %3,1, diğer % 1,2’ den oluşmaktadır. Meslek ve aylık gelir durumunu incelediğimizde aylık geliri en yüksek olan meslek grubunu işçi grubu oluşturmaktadır. Aylık geliri en düşük olan meslek grubunu ise zanaatkarlar grubu oluşturmaktadır.

Tablo 5.1.4.Görüşülenlerin Eğitim Durumu


Frekans
Yüzde
İlkokul
37
36,6
Ortaokul
8
7,9
Lise
13
12,9
Üniversite
28
27,7
Lisans Üstü
2
2,0
Tahsili Yok
12
11,9
Okur - Yazar
1
1,0


Ankete katılanların eğitim durumları incelendiğinde büyük bir bölümünün 37 (%36,6) kişinin ilkokul mezunu olduğu görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 28 (%27,7) kişi üniversite mezunu, 13 (%12,9) kişi lise mezunu, 12 (%11,9) kişinin tahsili olmadığı, 8 (%7,9) kişi ortaokul mezunu, 2 (%2,0) kişi lisans üstü ve son olarak da 1 (%1,0) kişinin okur-yazar olduğu görülmektedir.

Tablo 5.1.5.Görüşülenlerin Sağlık Güvencesi Durumu

Frekans
Yüzde

SSK
48
47,5

Bağ-Kur
29
28,7

Yeşilkart
1
1,0

Emekli Sandığı
19
18,8

Diğer
1
1,0

Ankete katılanların sağlık güvenceleri incelendiğinde ise en fazla 48 (%47,5) kişinin SSK’lı olduğu görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 29 (%28,7) kişinin Bağ-kurlu olduğu, 19 (%18,8) kişinin emekli sandıklı olduğu ve son olarak 1’er (%1,0) kişinin yeşilkartlı – diğer olarak görülmektedir.
Tablo 5.1.6.Büyüklüğüne Göre Aile Tipiniz Nedir?

Frekans
Yüzde
Geniş Aile
23
22,8
Çekirdek Aile
66
65,3
Parçalanmış Aile
12
11,9

Ankete katılanların büyüklüğüne göre aile tipiniz nedir diye sorulduğunda verdikleri cevaplar incelendiğinde en fazla 66 (%65,3) kişinin çekirdek aileden oluştuğu görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 23 (%22,8) kişinin geniş aileden oluştuğu ve son olarak da 12 (%11,9) kişinin parçalanmış aileden oluştuğu görülmektedir.
Tablo 5.1.7.Hane Nüfusunuz Kaç Kişidir?

Frekans
Yüzde

1-3
45
44,6

4-6
49
48,5

7 ve üzeri
6
5,9
Ankete katılanların hane nüfusunuz kaç kişidir diye sorulan soruya verdikleri cevaplar incelendiğinde 49 (%48,5) kişinin 4-6 yaş aralığında olduğu, 45 (%44,6) kişinin 1-3 yaş aralığında ve son olarak da 6 (%5,9) kişinin 7 ve üzeri yaş aralığında olduğu görülmektedir.

Tablo 5.1.8.a.Eş Seçiminde Öncelikli Olarak Aradığınız Koşullar

Frekans
Yüzde
Aile ve Sülalesi
70
69,3
Gelir Durumu İyi Olmalı
6
5,9
Eğitim Durumu
12
11,9
Mesleği
2
2,0
Dindar Olmalı
8
7,9
Diğer
3
3,0

Ankete katılanların eş seçiminde öncelikli olarak aradığınız koşullar sorusuna verdikleri ilk cevaplar incelendiğinde sırasıyla en fazla 70 (%69,3) kişinin aile ve sülalesi olduğu görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 12 (%11,9) kişinin eğitim durumu olduğu, 8 (%7,9) kişinin dindar olmalı olarak, 6 (%5,9) kişinin gelir durumu iyi olmalı olarak, 3 (%3,0) kişinin diğer olarak ve son olarak da 2 (%2,0) kişinin ise mesleği olduğu görülmektedir. 
Tablo 5.1.8.b.Eş Seçiminde Öncelikli Olarak Aradığınız Koşullar

Frekans
Yüzde
Gelir Durumu İyi Olmalı
3
3,0
Eğitim Durumu
9
8,9
Mesleği
11
10,9
Dindar Olmalı
16
15,8
Fiziki ve Dış Görünüşü
5
5,0
Diğer
2
2,0

Ankete katılanların eş seçiminde öncelikli olarak aradığınız koşullar sorusuna verdikleri ikinci cevaplar incelendiğinde sırasıyla en fazla 16 (%15,8) kişinin dindar olmalı olduğu görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 11 (%10,9) kişinin mesleği olarak, 9 (%8,9) kişinin eğitim durumu olarak, 5 (%5,0) kişinin fiziki ve dış görünüşü olarak, 3 (%3,0) kişinin gelir durumu iyi olmalı olarak ve son olarak da 2 (%2,0) kişinin diğer olarak olduğu görülmektedir.
Tablo 5.1.8.c.Eş Seçiminde Öncelikli Olarak Aradığınız Koşullar

Frekans
Yüzde
Eğitim Durumu
1
1,0
Mesleği
3
3,0
Dindar Olmalı
7
6,9
Fiziki ve Dış Görünüşü
10
9,9

Ankete katılanların eş seçiminde öncelikli olarak aradığınız koşullar sorusuna verdikleri üçüncü cevaplar incelendiğinde sırasıyla en fazla 10 (%9,9) kişinin fiziki ve dış görünüşü olarak görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 7 (%6,9) kişinin dindar olmalı olarak, 3 (%3,0) kişinin mesleği olarak ve son olarak da 1 (%1,0) kişini eğitim durumu olarak olduğu görülmektedir.

Tablo 5.1.9.Eş Seçiminiz Nasıl Olmuştur?


Frekans
Yüzde
Anlaşarak Evlendik
28
27,7
Görücü Usulü İle Evlendik
48
47,5
Kaçarak Evlendik
2
2,0
Hiç Evlenmedim
17
16,8

Ankete katılanların eş seçiminiz nasıl olmuştur sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde en fazla 48 (%47,5) kişinin görücü usulü ile evlendik olarak belirtmektedir. Devamında ise sırasıyla 28 (%27,7) kişi anlaşarak evlendik olarak, 17 (%16,8) kişi hiç evlenmedim olarak ve son olarak da 2 (%2,0) kişi kaçarak evlendik olarak görülmektedir.

Tablo 5.1.10.Akraba Evliliğini Onaylıyor Musunuz?

Frekans
Yüzde
Olabilir
35
34,7
Olamaz
63
62,4
Şartlara Bağlı
2
2,0
Diğer
1
1,0

Ankete katılanların akraba evliliğini onaylıyor musunuz sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde ise en fazla 63 (%62,4) kişinin olamaz olarak söylediği görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 35 (%34,7) kişi olabilir olarak, 2 (%2,0) kişi şartlara bağlı olarak ve son olarak da 1 (%1,0) kişi diğer olarak olduğu görülmektedir.
Tablo 5.1.11.Evlenirken Hangi Törenleri Uyguladınız?

Frekans
Yüzde

Resmi Nikah
5
5,0

Dini - Resmi Nikah
74
73,3

Ankete katılanların evlenirken hangi törenleri uyguladınız sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde 74 (%73,3) kişinin dini – resmi nikah olarak ve 5 (%5,0) kişinin resmi nikah olarak belirttiği görülmektedir.
Tablo 5.1.12..Evlilik Sonrası Hangi Yerleşim Biçimini Seçtiniz?

Frekans
Yüzde
Ayrı Ev
38
37,6
Erkeğin Baba Evi
41
40,6
Diğer
1
1,0

Ankete katılanların evlilik sonrası hangi yerleşim biçimini seçtiniz sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde 41 (%40,6) kişinin erkeğin baba evi olarak, 38 (%37,6) kişinin ayrı ev olarak ve son olarak da 1 (%1,0) kişinin diğer olarak görülmektedir.
Tablo 5.1.13.Çocuğunuz Var mı?

Frekans
Yüzde

Evet
74
73,3

Hayır
24
23,8
Ankete katılanların çocuğunu var mı sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde 74 (%73,3) kişi evet olarak, 24 (%23,8) kişi hayır olarak görülmektedir.
Tablo 5.1.14.Çocuk Sayısına İlişkin Tercihleriniz?

Frekans
Yüzde
1-2
51
50,5
3-4
45
44,6
5-6
3
3,0
7 ve üzeri
2
2,0
Ankete katılanların çocuk sayısına ilişkin tercihleriniz sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde 51 (%50,5) kişinin 1-2 olarak, 45 (%44,6) kişini 3-4 olarak, 3 (%3,0) kişinin 5-6 olarak ve son olarak da 2 (%2,0) kişinin 7 ve üzeri olarak görülmektedir.
Tablo 5.1.15.Ailenizde Kararlar Nasıl Alınır?

Frekans
Yüzde
Aile Reisi Sadece Kendisi Alır
9
8,9
Aile Reisi ve Eşi Birlikte Alır
38
37,6
Aile Reisi ve Tüm Üyeler Kararı Alır Ama Son Karar Reisinindir
29
28,7
Tüm Üyeler Ortak Karar Alır
24
23,8

Ankete katılanların ailenizde kararlar nasıl alınır sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde en fazla 38 (%37,6) kişinin aile reisi ve eşi birlikte alır olarak görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 29 (%28,7) kişinin aile reisi ve tüm üyeler kararı alır ama son karar reisinindir olarak, 24 (%23,8) kişinin tüm üyeler ortak karar alır olarak ve son olarak da 9 (%8,9) kişi aile reisi sadece kendisi alır olarak görülmektedir.
Tablo 5.1.16..Kadına Şiddete İlişkin Düşünceleriniz Nelerdir?

Frekans
Yüzde
Şiddet Kesinlikle Uygulanmamalı
69
68,3
Kararsızım
3
3,0
Şiddet Azda Olsa Uygulanmalı
25
24,8
Şiddet Kesinlikle Uygulanmalı
4
4,0

Ankete katılanların kadına şiddete ilişkin düşünceleriniz nelerdir sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde en fazla 69 (%68,3) kişinin şiddet kesinlikle uygulanmamalı olarak dediği görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 25 (%24,8) kişi şiddet azda olsa uygulanmalı olarak, 4 (%4,0) kişi şiddet kesinlikle uygulanmalı olarak ve son olarak da 3 (%3,0) kişi kararsızım olarak belirtmektedir.
Tablo 5.1.17.Çocuklarınızın Evlendikten Sonra Ayrı Bir ev Kurmalarına İlişkin Düşünceleriniz Nelerdir?

Frekans
Yüzde
Erkeğin Evinde İkamet Edilmeli
17
16,8
Kendine Ait Bir Evi Olmalı
49
48,5
Gerektiğinde Ayrı Bir Eve Çıkılabilir
35
34,7

Ankete katılanların çocuklarınız evlendikten sonra ayrı bir ev kurmalarına ilişkin düşünceleriniz nelerdir sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde en fazla 49 (%48,5) kişinin kendine ait bir evi olmalı olarak belirtmektedir. devamında ise sırasıyla 35 (%34,7) kişinin gerektiğinde ayrı eve çıkılabilir olarak ve son olarak da 17 (%16,8) kişinin ise erkeğin evinde ikamet edilmeli olarak belirttiği görülmektedir.
Tablo 5.1.18.Hane İçinde Köyden Göç Eden Var Mı?

Frekans
Yüzde
Var
79
78,2
Yok
22
21,8

Ankete katılanların hane içinde köyden göç eden var mı sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde 79 (%78,2) kişi var olarak, 22 (%21,8) kişi yok olarak belirttiği görülmektedir.
Tablo 5.1.19.a.Göç Edenlerin Göç Sebepleri

Frekans
Yüzde
İş İmkanı
64
63,4
Çocukların Eğitimi
6
5,9
Evlilik
9
8,9
Diğer
1
1,0

Ankete katılanların göç edenlerin göç sebepleri sorusuna ilk olarak verdikleri cevaplar incelendiğinde en fazla 64 (%63,4) kişinin iş imkanı olarak belirttiği görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 9 (%8,9) kişi evlilik olarak, 6 (%5,9) kişi çocukların eğitimi olarak ve son olarak da 1 (%1,0) kişi diğer olarak belirttiği görülmektedir.
Tablo 5.1.19.b.Göç Edenlerin Göç Sebepleri

Frekans
Yüzde
Çocukların Eğitimi
5
5,0
Evlilik
10
9,9
Diğer
2
2,0
Ankete katılanların göç edenlerin göç sebepleri sorusuna ikinci olarak verdikleri cevaplar incelendiğinde en fazla 10 (%9,9) kişi evlilik olarak belirttiği görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 5 (%5,0) kişi çocukların eğitimi olarak ve son olarak da 2 (%2,0) kişi diğer olarak belirttiği görülmektedir.

Tablo 5.1.19.c.Göç Edenlerin Göç Sebepleri


Frekans
Yüzde
Evlilik
2
2,0


Ankete katılanların göç edenlerin göç sebepleri sorusuna üçüncü olarak verdikleri cevaplar incelendiğinde 2 (%2,0) kişi evlilik olarak belirttiği görülmektedir.

Tablo 5.1.20a.Göç Edenlerin Nereye Yerleştiği

Frekans
Yüzde

Başka Bir Köye
2
2,0

İlçe
14
13,9

İl
60
59,4

Diğer
3
3,0

Ankete katılanların göç edenlerin nereye yerleştiği sorusuna verdikleri ilk cevaplar incelendiğinde en fazla 60 (%59,4) kişi il olarak belirttiği görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 14 (%13,9) kişi ilçe olarak, 3 (%3,0) kişi diğer olarak ve son olarak da 2 (%2,0) kişi başka bir köye olarak belirttiği görülmektedir.
Tablo 5.1.20.b.Göç Edenlerin Nereye Yerleştiği

Frekans
Yüzde

İl
5
5,0

Diğer
3
3,0

Ankete katılanların göç edenlerin nereye yerleştiği sorusuna verdikleri ikinci cevaplar incelendiğinde 5 (%5,0) kişi il olarak, 3 (%3,0) kişi diğer olarak belirtmektedir.

Tablo5.1.21..Kız Çocuklarının Ne Kadar Okuması Gerektiğini Düşünüyorsunuz?

Frekans
Yüzde
İstediği Kadar Okumalı
94
93,1
Liseden Sonra Okumamalı
5
5,0
Sadece İlkokul Okumalı
1
1,0
Diğer
1
1,0

Ankete katılanların kız çocuklarının ne kadar okuması gerektiğini düşünüyor musunuz sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde en fazla 94 (%93,1) kişi istediği kadar okumalı olarak belirttiği görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 5 (%5,0) kişi liseden sonra okumamalı olarak ve son olarak da 1’er (%1,0) kişi sadece ilkokul okumalı ve diğer olarak belirtmektedir.

5.2.Ekonomik Yapı
Tablo 5.2.1.Kadınların Ev Dışında Gelir Getirici Bir İşte Çalışmasını İster Misiniz?

Frekans
Yüzde
Evet
49
48,5
Hayır
10
9,9
Çok Mecbur Kalırsa
22
21,8
Çocukları Etkilemeyecekse
20
19,8

Ankete katılanların kadınların ev dışında gelir getirici bir işte çalışmasını ister misiniz sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde en fazla 49 (%48,5) kişinin evet olarak dediği görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 22 (%21,8) kişi çok mecbur kalırsa olarak, 20 (%19,8) kişi çocukları etkilemeyecekse olarak ve son olarak da 10 (%9,9) kişi ise hayır olarak belirtmektedir.
Tablo 5.2.2.Kendinize Ait Köyde Bir Yeriniz Var mı?

Frekans
Yüzde
Var
73
72,3
Yok
28
27,7

Ankete katılanların kendinize ait köyde bir yeriniz var mı sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde 73 (%72,3) kişi var olarak, 28 (%27,7) kişi yok olarak belirtmektedir.

Tablo 5.2.3.a.Kendinize Ait Bir Yeriniz Var İse Nedir?

Frekans
Yüzde

Arsa
23
22,8

Tarla
30
29,7

Dükkan
3
3,0

Ev
15
14,9

Diğer
3
3,0
Ankete katılanların kendinize ait bir yeriniz var ise nedir sorusuna verdikleri ilk cevaplar incelendiğinde en fazla 30 (%29,7) kişi tarla olarak belirtmektedir. Devamında ise sırasıyla 23 (%22,8) kişi arsa olarak, 15 (%14,9) kişi ev olarak ve son olarak da 3’er (%3,0) kişi dükkan ve diğer olarak belirtmektedir.
Tablo 5.2.3.b.Kendinize Ait Bir Yeriniz Var İse Nedir?

Frekans
Yüzde

Tarla
14
13,9

Dükkan
1
1,0

Ev
21
20,8
Ankete katılanların kendinize ait bir yeriniz var ise nedir sorusuna verdikleri ikinci cevaplar incelendiğinde 21 (%20,8) kişi ev olarak, 14 (%13,9) kişi tarla olarak ve 1 (1,0) kişi olarak dükkan olarak belirtmektedir.
Tablo 5.2.3.c.Kendinize Ait Bir Yeriniz Var İse Nedir?

Frekans
Yüzde

Dükkan
1
1,0

Ev
7
6,9
Ankete katılanların kendinize ait bir yeriniz var ise nedir sorusuna verdikleri üçüncü cevaplar incelendiğinde 7 (%6,9) kişi ev olarak, 1 (%1,0) kişi dükkan olarak belirtmektedir.
Tablo 5.2.4.a.Geçiminizi Ne ile Sağlıyorsunuz?

Frekans
Yüzde
Tarım
24
23,8
Hayvancılık
13
12,9
Esnaf
11
10,9
İşçi
13
12,9
Diğer
38
37,6

Ankete katılanların geçiminiz ne ile sağlıyorsunuz sorusuna verdikleri ilk cevaplar incelendiğinde en fazla 38 (%37,6) kişi diğer olarak belirttiği görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 24 (%23,8) kişi tarım olarak, 13’er (%12,9) kişi hayvancılık ve işçi olarak ve son olarak da 11 (%10,9) kişi esnaf olarak belirttiği görülmektedir.

Tablo 5.2.4.b.Geçiminizi Ne ile Sağlıyorsunuz?

Frekans
Yüzde

Hayvancılık
11
10,9

Esnaf
1
1,0

İşçi
2
2,0

Diğer
2
2,0

Ankete katılanların geçiminiz ne ile sağlıyorsunuz sorusuna verdikleri ikinci cevaplar incelendiğinde en fazla 11 (%10,9) kişi hayvancılık olarak belirttiği görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 2’şer (%2,0) kişi işçi ve diğer olarak ve son olarak da 1 (%1,0) kişi esnaf olarak belirttiği görülmektedir.

Tablo 5.2.5.Köyde Sulama Olanağı Var mı mu?


Frekans
Yüzde

Var
87
86,1

Yok
13
12,9




Ankete katılanların köyde sulama olanağı var mı yok mu sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde 87 (%86,1) kişi var olarak, 13 (%12,9) kişi yok olarak belirttiği görülmektedir.

Tablo 5.2.6.a.Sizce Pınarlar Kasabasının Tarım İle İlgili Sıkıntıları Nelerdir?

Frekans
Yüzde
Sulama Olanaklarının Yetersizliği
80
79,2
Pazarlama Olanaklarının Yetersizliği
9
8,9
Verilen Eğitimin Yetersizliği
12
11,9

Ankete katılanların sizce Pınarlar kasabasının tarım ile ilgili sıkıntıları nelerdir sorusuna verdikleri ilk cevaplar incelendiğinde en fazla 80 (%79,2) kişi sulama olanaklarının yetersizliği olarak belirttiği görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 12 (%11,9) kişi verilen eğitimin yetersizliği olarak ve son olarak da 9 (%8,9) kişi ise pazarlama olanaklarının yetersizliği olarak belirttiği görülmektedir.

Tablo 5.2.6.b.Sizce Pınarlar Kasabasının Tarım İle İlgili Sıkıntıları Nelerdir?

Frekans
Yüzde
Pazarlama Olanaklarının Yetersizliği
7
6,9
Ulaşım Olanaklarının Yetersizliği
1
1,0
Verilen Eğitimin Yetersizliği
17
16,8
Diğer
3
3,0













Ankete katılanların sizce Pınarlar kasabasının tarım ile ilgili sıkıntıları nelerdir sorusuna verdikleri ikinci cevaplar incelendiğinde en fazla 17 (%16,8) kişi verilen eğitimin yetersizliği olarak belirttiği görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 7 (%6,9) kişi pazarlama olanaklarının yetersizliği olarak, 3 (%3,0) kişi diğer olarak ve son olarak da 1 (%1,0) kişi ulaşım olanaklarının yetersizliği olarak belirttiği görülmektedir.
Tablo 5.2.7.a.Sizce Pınarlar Kasabasının Hayvancılık İle İlgili Sıkıntıları Nelerdir?

Frekans
Yüzde
Otlak ve Meraların Yetersizliği
80
79,2
Pazarlama Olanaklarının Yetersizliği
7
6,9
Tarımda Uygulanan Yanlış Yöntemler
12
11,9
Diğer
1
1,0

Ankete katılanların sizce pınarlar kasabasının hayvancılık ile ilgili sıkıntıları nelerdir sorusuna verdikleri ilk cevaplar incelendiğinde en fazla 80 (%79,2) kişi otlak ve meraların yetersizliği olarak belirttiği görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 12 (%11,9) kişi tarımda uygulanan yanlış yöntemler olarak, 7 (%6,9) kişi pazarlama olanaklarının yetersizliği olarak ve son olarak da 1 (%1,0) kişi diğer olarak belirttiği görülmektedir.
Tablo 5.2.7.b.Sizce Pınarlar Kasabasının Hayvancılık İle İlgili Sıkıntıları Nelerdir?

Frekans
Yüzde
Pazarlama Olanaklarının Yetersizliği
7
6,9
Tarımda Uygulanan Yanlış Yöntemler
9
8,9
Diğer
3
3,0

Ankete katılanların sizce pınarlar kasabasının hayvancılık ile ilgili sıkıntıları nelerdir sorusuna verdikleri ikinci cevaplar incelendiğinde 9 (%8,9) kişi tarımda uygulanan yanlış yöntemler olarak, 7 (%6,9) kişi pazarlama olanaklarının yetersizliği olarak ve son olarak da 3 (%3,0) kişi diğer olarak belirttiği görülmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder