BÖLÜM IV
4.
PINARLAR
4.1.Pınarlar Kasabası Hakkında Genel Bilgi
4.1.1.Pınarlar Adı Nereden Geliyor?
Pınarlar Kasabası'nın eski ve
tarihi adı Uzunpınarlar'dır. Arşivlerde bu isim yer almaktadır. İsmin nereden
geldiği kesin olarak bilinmemektedir. Rivayete göre bu ismin oluşumu şöyledir:
Bir Yörük mezrası halinde olan bu yörenin yaylalarında bir çok pınar akarmış.
Civar yöre ve kasabalarda vaktiyle büyük bir kuraklık yaşanmış ve suları uzun
süre
akmamış. İnsanlar uzak yerlerden gelerek içerisinde bu yörenin pınarlardan sularını doldurarak geri dönerlermiş. Bundan dolayı uzun ve yorgun yolculuk yapmaları sebebiyle başlangıçta Uzakpınar demişler, sonradan suların hiç kesilmeyip devamlı akmasından dolayı Uzunpınar ismini vermişlerdir. Yöre halkı zamanla, daha düz olan bugünkü yerine taşınmıştır. Pınarların suyunu da oraya akıtmışlardır. Kasaba, 1972 yılında belediye olduğunda zamanın yönetimi her nasılsa bu tarihi ve geleneksel adı terk edip, Pınarlar olarak değiştirmişlerdir. Ancak gerek belde ve gerekse çevre halkı Uzunpınar demeye devanı etmektedir. (Yakıt, 2009: 3)
akmamış. İnsanlar uzak yerlerden gelerek içerisinde bu yörenin pınarlardan sularını doldurarak geri dönerlermiş. Bundan dolayı uzun ve yorgun yolculuk yapmaları sebebiyle başlangıçta Uzakpınar demişler, sonradan suların hiç kesilmeyip devamlı akmasından dolayı Uzunpınar ismini vermişlerdir. Yöre halkı zamanla, daha düz olan bugünkü yerine taşınmıştır. Pınarların suyunu da oraya akıtmışlardır. Kasaba, 1972 yılında belediye olduğunda zamanın yönetimi her nasılsa bu tarihi ve geleneksel adı terk edip, Pınarlar olarak değiştirmişlerdir. Ancak gerek belde ve gerekse çevre halkı Uzunpınar demeye devanı etmektedir. (Yakıt, 2009: 3)
4.1.2.Pınarlar
Kasabası’nın Hudutları
Tavas ilçesinin güneydoğusunda ve
Tavas ovasının doğusunda yer alan ve üç tarafı dağlarla çevrili bulunan
Pınarlar Kasabası, Denizli-Muğla karayolunun da Tavas çıkışma müteakip 7 km
doğusundadır. Kasabanın resmi hududu 1971 yılı tapu sicil kayıtlarına göre
aşağıdaki şekildedir.(Yakıt, 2009: 3)
Pınarlar Köyünün Doğu Ve Kızılca
Kasabasının Batı Hududu
İhtilafsız bulunan, Hacı Ali
damları sırtı, Kavaklı yol sırtı, Sarı kaya, Hayat Başı ve İhtilafın başladığı
yer olan Kürdün kış çıkardığı tepe ve bu tepeden Kızılcalıların tarlaları ile
Alandıç tepesinin Kızılca'ya bakan yamaçlarının birleştiği sınırları takiben
aynı tepenin ovaya bakan burnundan Kızılca Pınarlar yolunu keserek Bel Ovası
çeşmesine çıkılan doğru hat, bu çeşmeden aşmalı derenin ovaya inmeden, Tillem
tarlası istikametinden gelen Kuru Dere ile birleşerek teşkil ettikleri burna
çizilen hattın Aşmalı Deresi ile birleştiği yerden Aşmalı Deresi'ni takiben
Aşmalı Çeşme ve Aşmalı Çeşme'den İğdin Oluk başına varan hattın Uzunpınar Köyü
cihetinde kalan kısmı Pınarlılar’ın, Kızılca Kasabası cihetinde kalan kısmı
Kızılcalıların hududu içerisinde kalmasını ve hududun bu hat olarak tespitine
varılmıştır.
4.1.3.Pınarlar'ın Tarihçesi
Birçok yerde olduğu gibi,
Pınarlar’ın tarihçesi için bir takım rivayetler bulunmaktadır. Bu rivayetler
genel olarak halk arasındaki söylentilerden ibarettir. Bunların da bilinmesi
açısından bu rivayetlerden özetle bahsedeceğiz.
Rivayete göre: Dağlardaki
pınarların başına gelen Yörük aileleri öncelikle yerleşmiş ve yaşamlarını devam
ettirmişlerdir. 16. Asır'da Şah İsmail'in şii zulmünden kaçan aileler de bu
Yörüklere sığınmışlar. Daha sonra bunları koruma altına almak için Erenler,
Emirler (=Toyluoklar) ve Taburlar (=Sarıosman oğulları) gelmiştir.
BilahereKenezler, Karahasanlar, Mahmutlar, Tabirler gibi aileler gelip yerleşmişlerdir.
Ayrıca Kamer Kadın adında gelip yerleşen saygın bir hanımdan da
bahsedilmektedir. Birbirlerinden farklı yerlerde ayrı pınar başlarında ikamet
eden bu ailelerin bulundukları yerlerde ve civar yerleşim noktalarında kuraklık
hüküm sürünce, sadece Manasır, Kavak ve Pınar adı verilen yerlerdeki sular
kesilmemiş. Bunun için uzaktan gelenler buraya Uzakpınar demiştir. Buradan da
Uzunpınar olmuştur. Daha soma dağınık haldeki bu aileler bugünkü yerleşim
yerine gelerek toplanmışlar ve kurumayan pınarların suyunu da buraya
akıtmışlardır.
Belgelere Göre: Pınarlar, her ne
kadar civarında Roma kalıntılarına rastlansa da eski bir Roma yerleşim yeri
üzerine kurulmamıştır. (Yakıt, 2009)
Osmanlı arşivlerine dayanarak
Tavas ve civarı hakkında çok güzel çalışmalar ortaya koyan Prof. Dr. Mübahat
Kütükoğlu'nun neşrettiği "XVI: Asırda Tavas Kazasının Sosyal ve İktisadi
Yapısı" adlı eserinde yer yer Pınarlarla ilgili bilgi ve belgelere
rastlanmaktadır. Buna göre:
Menteşe Sancağına ait
H.973(1565-1566) tarihli yaya ve müsellem defterlerine göre: 16. Asırda yaya
çiftliklerinin bulunduğu köylerden biri Pınarlar'dır(s.60-61). Yine Pınarlar'da
bu asırda hariçten ekilen çiftlik sayısı dörttür.(s.74). II. Bayezitdevri tahrirlerine
göre Pınarlar'da burçak öşrü kaydı yoktur ancak 1517'den sonra burçak ekimine
başlanmıştır.) s. 94)
16. Asır'da gelir düzeyi iyi olup
vergisini tam olarak ödeyen yerlerden biri de Pınarlar'dır. Buranın
gelirlerinin nereye harcandığını da kayıtlardan görmemiz mümkündür.
"Mükellefiyetini yerine getirmeyen sipahiden timarı geri alınıp yararlık
gösteren başka birine verilirdi. Nitekim, Şirvan muharebesinde yararlık
gösterenlerden Sefer Çavuş'a Rumeli'deki zeametini tamamlamak üzere Tavas'ın
Pınarlar Köyü'nden 5.000 akçelik gelir eklenmişti." (s.122)
Keza yine 16. Asır kayıtlarına
göre Pınarlar'da bir cami vakfı vardır.(s.l38) Ancak bu cami,1530 tarihli icmal
defterinde bulunmadığına göre daha sonra inşa edilmiş olmalıdır. Hatip için
2445 ve hatibe şart olan hatm-i Kur'an için 2450 akçe vakf edilmiştir.
Pınarlar'da muhtemelen caminin yanında bir de muallimhane bulunduğu, oraya hacı
Hasan tarafından 1000 akçe vakfedilmesinden anlaşılmaktadır, (s. 144)
Görüldüğü gibi II. Bayezit dönemi
tahrir defterlerinde yer alan Pınarlar’ın tarihi resmi vesikalara göre, 16.
Asır başlarına kadar çıkmaktadır.
Daha somaki defterlerdeki
özellikle 1844'deki kayıtlar ayrı bir bölüm halinde ele alındığından burada
tekrar bahsedilmeyecektir. Ancak orada mahalleleri bahsedilmeden köy olarak
kayda geçmiştir. Tarih içinde geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayan
Pınarlar, günümüzde de bu özelliğini korumaktadır.
16. Asırda bir muallimhanesi
bulunan Pınarlar bu özelliğini devam ettirmiş hatta 19. Asır'da Tavas'ın eğitim
merkezlerinden biri haline gelmiştir. Medreseler kısmında görüleceği gibi, bir
köy statüsünde olmasına rağmen iki medresesi vardır. Civardan gelen öğrenciler
burada akli ve nakli ilimleri tahsil etmişlerdir.
Cumhuriyet döneminde Atalar ve
Cumhuriyet diye iki mahalleye ayrılan Pınarlar, daha soma maalesef tarihi
Pınarlar adından da vazgeçecektir. 1972'de belediyelik olunca adı da Pınarlar
olarak değiştirilmiştir. Buna rağmen gerek yerli halk ve gerekse civar yerleşim
yerlerinin insanları ekseriyetle Pınarlar demeye devam etmektedirler.(Yakıt,
2009: 4)
4.1.4.Pınarlar Medreseleri
Medreseler genel eğitim
kurumlarıdır. Bugünkü ilk, orta ve lise düzeyindeki eğitim ve öğretim kurumları
olarak değerlendirilebilir. Pınarlar, tarihi geçmişi içinde Tavas ovasının
önemli kültür ve eğitim merkezlerinden biri olma görevini üstlenmiştir. Köy
statüsünde olmasına rağmen, iki adet medresenin mevcudiyeti buna
şahittir.(Yakıt, 2009: 5) Aşağıdaki tablo, Salname-i Nezaret-iMaarif-i Umumiye
(Üçüncü sene 1318 sene-i Hicriyyesi'ne mahsustur Matbaa-i Amire 1318/1900)'den
alınmıştır.
Tablo 4.1.Tavas ve Civarındaki Medreseleri
Sıra No
|
Medresenin İsmi
|
Mahalli
|
Müderrisi
|
Banisi
|
Sayı
|
1.
|
Hacı
Ali Ağa
|
Samanlık Mah.
|
Hacı Ahmet Ali
|
Hacı Ali Ağa
|
67
|
2.
|
Tahtalı
Camii
|
Samanlık Mah.
|
Hacı Ali Efendi
|
Hacı Haliz Emin Efendi
|
26
|
3.
|
Müfti
Efendi
|
Uzunpınar Köyü
|
Hacı Süleyman Efendi
|
Hacı Süleyman Efendi
|
48
|
4.
|
Aşağı
Camii
|
Uzunpmar Köyü
|
Hacı İbrahim Efendi
|
Hacı Ömer Efendi.
|
33
|
5.
|
Yukarı
Camii
|
Kızılcabölük
|
Hacı Ali Efendi
|
Hacı Ali Efendi
|
120
|
6.
|
Karahiisar
|
Karahisar Köyü
|
Mehmet Ali Efendi
|
San Kahya Oğulları
|
33
|
7.
|
İçhisar
|
Kala-İ Tavas
|
Abdurrahman Efendi
|
İane İle
|
35
|
8.
|
Yukarı
Medrese
|
Tilkili (Altınova)
|
Afi Efendi
|
Hacı Mehmet Ağa
|
27
|
9.
|
Yeni
Medrese
|
Nikfer (Konak)
|
Hafız Afi Efendi
|
Aşiretten Ali Ağa
|
75
|
10.
|
Kavak
Camii
|
Nikfer (Konak)
|
Hocazade Halil Efendi
|
İane İle
|
38
|
11.
|
Hacı
Ali Efendi
|
Merkepli (Horasanlı)
|
Hacı Musa Efendi
|
İane İle
|
33
|
12.
|
Çağırgan
|
Çağırgan Köyü
|
Hasan Efendi
|
Tavaslı Zade Koca Ağa
|
21
|
13.
|
Karaköy
|
Çıkrıkçı Karaköy
|
Mehmet Ali Efendi
|
İane İle
|
39
|
14.
|
Hacı
Derviş
|
Garipköy
|
Ali Ve Osman Efendi
|
İane İle
|
30
|
15.
|
Yahşiler
|
Yahşiler Köyü
|
Mehmet Efendi
|
İane İle
|
35
|
16.
|
Kütay
|
Kütay Köyü
|
Hasan Efendi
|
İane İle
|
30
|
4.1.5.Pınarlar Köy Odaları
Oda geleneği Anadolu kültürünün
en güzel ürünlerinden biridir. Bu durumun gelişmiş şekli Osmanlı döneminde
karşımıza kervansaray olarak çıkar. Türk-İslam kültürünün önemli bir
yardımlaşma Kurumudur. Odalarda konaklamak ücretsizdir. Hayvanların bakımı da buna
dahildir. Ayrıca, misafir edilen yolcunun parası olmayabilir ve dilenmek
zorunda kalabilir diye odanın bir yerine yörenin hayırseverleri para koyarlar.
Odada misafir edilen parasız kişinin bu paradan sadece ihtiyacı kadarını aldığı
ve gerisini bıraktığı sözlü kültürle bize intikal eden bilgilerdendir.
Pınarlar Kasabası'nda da eskiden
bu nevi odalar varmış. Bu odalar hali vakti yerinde olan insanlar tarafından
kurulmuştur. Odaya gelenlerin yiyecek ve yatma ihtiyaçları sevabına oda sahibi
tarafından karşılanır. Pınarlar vaktiyle bir ilim merkezi olduğu gibi aynı
zamanda Antalya'dan ve Barza Ovası'ndan gelen yolcular için bir geçit
merkezidir. Eskiden Barza Ovası' ndaki insanlar Tavas'a (Yarengüme) gitmek için
Ortaca tepesinden Asarlık Kayası'nm yanından Pınarlar’a gelip bir gece burada
konaklayıp ertesi gün Yarangüme' ye erkenden geçerlermiş. Orada işini gördükten
sonra tekrar aynı güzergahtan bir gün Pınarlar’da kaldıktan sonra köyüne
dönerlermiş. İyi hizmet gördüklerinden bu güzergahı seçerlermiş. Diğer yandan,
Alaaddin, Acıpayam hatta Korkuteli ve Elmalı'dan zahire un vb malları alıp
satmak için hayvanlarım ve kendilerini Pınarlar’da dinlendirirlermiş. Yolcular
at ve develerle Nazilli'ye un götürüp satarlarmış.
Misafir olmadığı zamanlarda,
yörenin ileri gelenleri bu odalarda toplanır çok güzel sohbet ortamı
oluştururlar, gençleri olumlu yönde kanal ize edecek ibretli konulardan dem
vururlarmış.(Yakıt, 2009: 6)
Pınarlar Köyünde Kurulan Odalar
Dingillerin Odası (Sonradan
Damarcılann Odası denmiştir.)
İbrahim Beylerin Odası
Mahmutların Odası
Şabanların Odası
Abbasların Odası
Gemalmazların (Şakir' in Evinin
yeri) Odası
Kabakların Odası
Deli Oğlan Mehmet' in Odası
Borzanların Odası
Hacı Abdurrahmanların Odası
4.1.6.Pınarlar'da Meydana Gelen Önemli Olaylar
İçme
Suyu Kavgası
Başlangıçta köyün etrafına
yerleşen boylar ve sülalelerle, çevre köylerde su kıtlığı ve kuraklık baş
göstermesi üzerine su kavgaları başlamıştır. İlk zamanlarda herkes su
ihtiyacını kavgasız bir şekilde görürken Köye ilk defa çukur mevkiine mekan
tutan Ali Bey kendi imkanlarıyla pınardan suyu getirir. Kuraklık üzerine güçlü
olan boylar arasında, künkler vasıtasıyla suyu kendi yerleştikleri yerlere
çekme girişimleri sonucu çıkan kavgalarda bir kişinin ölümüne sebep olur.
(Yakıt, 2009: 7) Gündüzleri köyde ve köyün çevresinde oturanlar, geceleri ise
çevre köylerden gelenler bu sudan ihtiyaçlarını giderirlermiş. Kavgalar üzerine
içlerinden biri: "gelin kavgayı bırakalım, suya yakın olan düz alana
yerleşelim" demiş. Ali Bey ve İbrahim Bey'lerden sonra çevredeki sülaleler
bugünkü yerleşim yerlerine gelmişler. Daha sonra Manasır' daki su için Mehmet
ve Mustafa Efendilerin babası aynı zamanda muhtar olan Mahmut Halil İbrahim
köylüleri toplayarak: "Gelin bu suyu köyümüze indirelim, hep beraber yararlanalım"
demiş. Köylülerde bu fikri desteklemişler ama, Mahmut Halil İbrahim'e her hangi
bir destek vermemişler. O kendi imkânlarıyla su yolunu kazar, suyu köye
indirir. Köylü yardım etmediği gibi onunla alay eder. Aradan yıllar geçer,
Mahmut Halil İbrahim tarafından getirilen suyolu bozulur, tahrip olur. Bunun
üzerine Deli Oğlan Mehmet' in önderliğinde bütün köylüye görev verilir. Her
hane bir dolu kiremiti un haline getirip suyolu için verecektir. Gerçekten
kadınlar taşlarla ve göçe taşlarıyla kiremitleri kırarak toz haline
getirmişler. Çimento yerine kullanılan kiremit tozu değişik karışımlarla suyolu
tamirinde kullanılır. Manasır'daki su Hacıların Muhtar Muhammet döneminde demir
boruları merkeplerle çekerek boru içine alınmış ve böylece son şekli verilmiştir.
Koca Kar
Kasabada 1910 lu yıllarda
"koca kar" adı ile anılan kar âfetine maruz kalmıştır. Yaklaşık 1 1,5
metre kadar karın yağdığı rivayet edilir. Tavas ovasının tamamına yağmış ve
bütün köyler etkilenmiştir. Bu önemli olaydan dolayı yaşlılar bazen koca kardan
önce, koca kardan sonra diye olayı bir milat haline getirmişlerdir.
Çekirge İstilası
1915 yıllarında kasaba, büyük
çekirge istilasına maruz kalmıştır. Dağlarda, ovada ve bağlarda dikili olarak
ne varsa hepsini yemişlerdir. Biçilmiş arpa, buğday destelerini yemeyip
ayaktakileri yemişler sadece sapı kalmıştır. Bu yüzden insanlar büyük kıtlık
yaşamışlardır. Çanakkale savaşlarının hüküm sürdüğü bu yıllarda çekirge salgını
da insanlara zor günler yaşatmıştır. İnsanlar açlıktan Ahlat armutlarım kurutup,
öğüterek ekmek yapmışlar hatta yerlerden arpa, buğday taneleri toplayıp
onlardan ekmek yaparak hayatlarını idame ettirmeye gayret göstermişlerdir.
Ellerinde çalılarla bütün köy halkı dağ, ova, bağ demeden çekirgeleri kırmaya
çalışmışlardır. Hatta zarar vermesin diye bazı çiftçiler arpa, buğday
destelerinin üzerlerini örtmüşlerdir. İnsanlar çekirge ile mücadele ederken
öldürdükleri çekirgeleri çuvalların ve sepetlerin içerisine koyarak
Burunbaşı'ndaki şu andaki su depolarının bulunduğu yere dökmüşler, daha sonra
halk çekirgenin döküldüğü bu alana "Kanlıgöl" adını vermiştir.
(Yakıt, 2009: 8)
Kolera Salgını
Kolera salgını harp yıllarına
rastlar. İnsanların geçimleri bu dönemde oldukça zordur. Bu zorluklar
içerisinde bir de kolera salgınının olması insanların hayatını oldukça zora
sokmuştur. Yaşam çile haline gelmiştir. Salgından dolayı birçok haneden bir,
hatta iki cenaze çıkmıştır. Bir günde 40 kişinin koleradan öldüğünü yaşlılar
söylemektedir. Kolera salgınından ölenlerin bütün kıyafetleri yakılmıştır. Ölenlerin
gömme işlemi yetiştirilemeyeceği düşünülerek Mezarlık kapısının önüne kazanlar
konulmuş sular ısıtılarak hemen orada yıkanıp ve namazı kılınmak sureti ile
mezarlığa gömülmüştür. Ölü yıkayanların azlığından dolayı çevre köylerden de
ölü yıkamasını bilen insanlardan yardım istenmiştir. (Yakıt, 2009: 8)
Çekirge istilası, kolera salgını ve koca kar olayı, aynı
yıllarda Tavas ovasının diğer köylerinde de vuku bulmuştur.
Mezarlık Yangını
1971 yılında kasabanın mezarlığı
sigara izmaritinden dolayı tamamen yanmış olup hatta sıçrayan kıvılcım ile o
zaman harman yeri olarak kullanılan Kayrak Mevkii'ndeki harmanların bir bölümü
de yanmıştır. Yangını söndürme çalışmaları 1,5 gün sürmüştür. Yangını insanlar
bidonlarla ibriklerle ıslak halı kilim ve battaniyelerle önlemeye
çalışmışlardır. Yangını söndürmek için çevre köylerden de insanlar
gelmiştir.(Yakıt, 2009: 7)
4.1.7.Pınarlar'ın İlkleri
Tütün Vergisi
19.yy.da
Tavas yöresinde tülün üretimi oldukça azdır. İlk tütün dikilen yerleşim
yerlerinin başında gelmektedir. 1844 yılında Pınarlarda Temattuat defterindeki
kayıtlara göre 18 dönümlük tütün tarlası mevcuttur. Dolayısı ile tütünden ilk
vergi veren köyler arasındadır.(Yakıt, 2009: 11)
Atatürk Heykeli
Pınarlar meydanına ilk heykel
1942 yılında dikilmiştir. Edinilen bilgilere göre, Pınarlar köyüne Atatürk
heykeli yapıldığında başta ilçe merkezi olmak üzere yörede Atatürk heykeli
yokmuş. Şu andaki şehitler anıtının yerinde taştan yapıyla az yükseltilerek
Atatürk büstü konmuştur. O yıllarda öğrenciler bayramlarda bu anıtın önünde
şiirler okur ve nutuk söylerlermiş.
Cumhuriyetin İlk
Mektebi
1928 Yılında İlçede açılan okuma
yazma öğretimi kursundan mezun olan Mesut Müftüler köy camisinde 6 ay kadar
yetişkinlere okuma yazma öğretimi yapmış, köy halkı kadın, erkek
farkıgözetilmemeksizin bu kurstan geçirilmiştir. 1929 yılında Milli Eğitim
Bakanlığının teşviki ve halkın çalışması ile Bakanlığa bağlı ilk resmi bina
olan bugünkü belediyenin sosyal hizmetler binasının yerinde ahşap bina
yapılmıştır. 3 derslikli, bir öğretmen odalı bu ahşap bina, Cumhuriyetten sonra
açılan ilk mektepler arasındadır. 1966 yılında çatısı ve pencereleri
değiştirilerek tamir görmüştür. Malesef 1980'lerin ortasında Belediye
tarafından bu bina yıkılıp yerine, hantal bir yapı olan Sosyal Hizmetler binası
yapılmıştır. (Yakıt, 2009: 12)
Okulun 1929 yılında açılması ile ilk öğretmeni Seyfı oğlu
Mehmet Efendi'dir.
İlk öğrencisi 1333(1917) doğumlu Ömer Efendidir.
3 sınıflı ilkokuldan ilk diploma alan 1335(1919) doğumlu
Kasım Efendidir.
5 sınıflı ilkokuldan ilk diplomasını alan 1341(1925) doğumlu
İbrahim Otaklı'dır.
İlk Şehitlik Abidesi
Gerek Tavas yöresinde ve gerekse
Denizli il sınırları dahilinde, Birinci Dünya ve İstiklal Harbi ahitlerine ait
bu derece anlamlı ve görkemli bir abide sadece Pınarlar'da vardır. Bu açıdan
abide bir ilktir. Belediye Başkanı Hüdaverdi Otaklı Bey'in gayretleriyle
beldenin merkezine bu abide yaptırılmış ve 29 Haziran 2007 tarihinde de açılışı
gerçekleştirilmiştir. Resimleri Şehitlik Abidesi ile ilgili bölümdedir.
4.1.8.Pınarlar'ın Tarihi Ve Turistik Yerleri
Pınarlar, eski
Sebastiyapolis ile Medet Köyü Antik Kentleri arasında geçiş kapısı konumunda
olup etrafında ve çevresinde tarih öncesi ve antik çağa ait
birçok kaktılar
bulunmaktadır. , Pınarlar'ın dağları ve yaylaları kamp turizmi ile piknik alanı
olma hususunda ayrı bir güzelliğe sahiptir. Buralar da kasabanın turistik
yerleri arasına dahil edilebilir.
Ayrıca,
Almanya'da uzun yıllar inşaat sektöründe çalışarak memleketi Pınarlar'a dönen
Süleyman Mutlubaş tarafından yaptırılan taş konak görülmeye değer yerler
arasındadır. Meşhur "Japonyalı Gelin" filminin çekimleri bu konakta
yapıldığından konak, ülke çapında meşhur olmuş ve yurdun bir çok yerinden bu
konağı görmek amacıyla pek çok ziyaretçi gelmektedir.(Yakıt, 2009: 14)
4.1.9. Pınarlar'ın Meşhur Çat-Kemer Türküsü
Her türkünün olduğu gibi
Pınarlar'ın meşhur Çat-Kemer Türküsü'nün de kendine has bir öyküsü vardır.
Aşağıda okuyacağınız öykü ve türkü Pınarlar Belediye Başkanı Sn. Hüdaverdi
Otaklı Bey tarafından derlenmiştir. Biz de bu derlemeyi aynen aşağıya aldık.
Çatkemer, Solmaz Kasabası ile
Medet Köyü arasında bir bölgenin adıdır. Olay takriben 1903 yılında meydana
gelmiştir. Pınarlar'dan Koca Kadirin babası Ulu Ömer, Adalıların Ali (Kör Ali
veya Ali efe olarak ta tanınır.) Sıçırların Koca Ali, Çat-Kemer'de medet
köyünde Arap lakablı birinin yanında bulunur. Bir kadım kaçırmak için yola
çıkarlar. Yolda giderken Pınarlar ovasının eski yerinde babası ile beraber
çalışan Mahmutlar sülalesinin ele avuca sığmayan Mehmet'i de yanlarına almak
isterler. Mehmet'in babası Hacı Mahmut oğluna, gelen bu üç kişinin iyi niyetli
olmadıklarını, onlarla gitmemesi gerektiğini, harman işlerinin olduğunu söylese
de Mehmet babasını dinlemez. "Mademki buraya kadar gelmişler, gider biraz
soma döneriz." der ve onlara katılır. Ama içinde de bir burukluk vardır.
Yolda giderken sigarasını yakmaya çalışır, sigaralarının tamamı yanar. Bunun
üzerine arkadaşlarına "Bende bugün bir terslik var, içimde de ayrı bir
sıkıntı var. Gelin dönelim." der. Arkadaşları "Amma da korkaksın!
gözünün ağı bir dönüm olmuş." derler. Mehmet de bu sözü kendisine
yediremez. "Tamam korkmuyorum haydi yolumuza devam edelim." Deyip
yola devam ederler. Çatkemer'de bulunan çayın üzerindeki köprünün yanma
gelirler. Uzaktan Medetli Arap, yanında bir kadın ile birlikte atla Solmaz
tarafından gelmektedir. Mehmet ve arkadaşları köprünün altına gizlenirler. Arap
köprüye yaklaştığında, Mehmet yerinden fırlar çıkar ve Arap'a: "Kıpırdama
dur, kadını bize ver" der. Aralarında kavga çıkar. Arap silahını çeker,
Mehmet'e ateş eder ve Mehmet orada vurulur. Bunun üzerine (Koca Kadir'in
babası) Ulu Ömer silahını erken davranıp MedetliArab'ı öldürür.
Mahkemede şahitler "ikisi
birbirini vurdular" derler. Olay böylece kapanır. Mehmet can çekişirken
arkadaşları su kabı bulamadıkları için, köprünün altından şapkaları ile su
doldurup, ağzına su verseler de artık Mehmet ölmüştür. Arkadaşları su verirken
"yandım yandım" diye bağırmış. Mehmet'in arkadaşları, Pınarlar
ovasında eski Hacı Hüseyin kuyusundaki Mahmutların Harman yerinde çalışmakta
olan baba Hacı Mahmut'un yanma gelirler. "Kağnıyı ver Mehmet
hastalandı" derler. Babası Hacı Mahmut "sakın oğlum ölmüş olmasın"
der. Onlar da "evet öldü" derler. Sonra da cesedi Garipköy ovasından
dolaştırarak, Pınarlar'a getirirler. Olay bu şekilde olmuştur. Mehmet'in
gerçekten de kadına ve eğlenceye düşkün bir kişiliği varmış. Evlenmeden
ölmüştür. Zaman zaman Antalya'dan gelen efe arkadaşları ile kadınlı eğlenceler
(âlem) yaparmış. Hatta bir defasında Ovacık köyünü basarak oradan bütün
Ovacıkların gözü önünde bir kadını kaçırmıştır.(Yakıt, 2009: 14)
Mehmet'in Çatkemer'de vurulması
üzerine yöre halkı bir türkü yalanıştır. Çatkemer Türküsü adı altında meşhur
olan bu türkü, Türkiye Radyolarında yıllarca söylenmiştir. Türkünün sözleri
aşağıdadır.
Çatkemer Türküsü
Boyalıdır aman, şu Solmaz'ın
kapıları
Al yazmamın dört uçları
karagözlüm, oyalı
Üç beş günler oldu ben bu sözü
duyalı
İnme de durman inme, böyle susuz
çöllere
Ben ölürsem meyil verme,
karagözlüm ellere.
Altı patlak aman, çifte ile denk
olur
Saat da beşte,
karagözlümÇatkemer'de cenk olur.
Meded ilen aman Uzunpmar denk
olur
İnme de durman inme, böyle susuz
çöllere
Ben ölürsem meyil verme,
karagözlüm ellere.
4.1.10.Pınarlar'ın Halk Oyunları Ve El Sanatları
Pınarlar'a has bir halk oyunu
yoktur, Tavas yöresinde yaygın olan Tavas Zeybeği ile diğer zeybek oyunları
burada da mevcuttur.
Pınarlar'da bundan 20 yıl öncesine kadar kilim dokumacılığı
ön planda imiş. Ancak geçen yıllar itibari ile bu El Sanatları işi ne yazık ki
teknolojiye yenilmiş olduğundan devam ettirilememiştir.(Yakıt, 2009: 15)
4.1.11.Pınarlar'ın Geçim Kaynakları
Pınarlar halkının genel geçim
kaynağı, ekili ve dikili tarımın yanı sıra büyükbaş hayvan yetiştiriciliğidir.
Tarımda meyve bahçeleri ile tütün, arpa, buğday, nohut, kavun
yetiştirilmektedir. Büyükbaş Hayvan olarak da genelde sığır besiciliği
yapılmakta olup, yıllık 1500 adet Kurbanlık Sığır beslenmektedir. Denizli ve
Tavas yöresinin kurban kesim merkezlerinden biridir.
Kasabada son zamanlarda
Belediye'nin sulama kooperatifinin gayretleriyle arazi toplulaştırma
çalışmaları başlatılmış ve böylece modern tarımcılığa adım atılmıştır. Organik
tarım özendirilmekte olup, çalışmalara başlanmıştır. Ayrıca modern usullerle
hayvan yetiştirme çalışmaları da yapılmaktadır. Keza Mutlubaş yumurta
tavukçuluğu bu konuda kasabanın kayda değer önemli işletmelerinden
biridir.(Yakıt, 2009: 16)
4.2.Osmanlı Arşivlerinde Pınarlar
4.2.1.Tahrir Defterlerinde Pınarlar
Tahrir Defterleri
Hakkında Kısa Bilgi:
Fethedilen topraklara yetkili bir
emin gönderen Osmanlılar, o toprakların nüfus ve gelir kaynaklarını araştırıp
deftere kaydediyorlardı. Böylece her sancağın bir nüfus ve gelir defteri vardı
ve gelirler genelde değiştiğinden her on yılda bir bu işlem yenilenirdi. Bu
nevi kayıtların tutulduğu defterlere "tahrir" (yazım) defterleri
denirdi. Mufassal, icmal, vakıf, yaya, cemaat, müsellem ve tımar defterleri
gibi bu defterler tutuluş gayesine ve şekillerine göre de isimlendirilirdi.
(Yakıt, 2009: 17)
Bugün Osmanlı Arşivi'nde ve Tapu
Kadastro Genel Müdürlüğü "Kuyüd-i Kadime Arşivi’nde bulunan bu tahrir
defterleri, Osmanlı İmparatorluğunun demografik, sosyal ve ekonomik tarihine
ait zengin ve mufassal istatistik bilgilen ihtiva etmektedir.
Osmanlı Arşivi'nde H. 835-1300/M.
1431-1882 yıllarına ait 1100 adet Tahrir Defterleri, Ankara Tapu Kadastro Genel
Müdürlüğü'nde bulunan 2322 defterle seri teşkil ederler. Defterhanede muhafaza
edilen tahrir defterlerinin numarası, tarihi, cinsi ve defter hakkındaki
malumatların yanı sıra bu defterlerdeki vilayet, liva ve kaza adlarına göre
fihristler oluşturulmuştur. Fihriste defter numarası yanında hangi padişah
devrinde düzenlendiği ve hangi hususları (maliye, evkaf, timar. askeriye)
ihtiva ettiği de belirtilmiştir.(Yakıt, 2009: 17)
Tavas Kazası üzerine önemli iki
kitap neşreden M. Kütükoğlu Tavas Kazası ve civarı hakkındaki tahrir ve
temettuat defterlerini taramıştır. Dolaysıyla U/unpınar hakkındaki tahrir
defterlerindeki bilgilere ulaşmak mümkün olmaktadır Blcz. Kütükoğlu M.S.
"XVI. Asırda Tavas Kazasının Sosyal ve İktisadî Yapısı", İstanbul,
2002; Kütükoğlu M. S., "XIX. Asır Ortalarında Tavas Kazası '.Milenyum
yayınları, İstanbul, 2007
Pınarlar’ın Tarihçesi Bölümünde
ele aldığımız bilgileri burada da lüzumuna binaen tekrar etmemiz gerekmektedir.
Buna göre. Menteşe Sancağına ait H.973(1565-1566) tarihli yaya ve müsellem
defterlerine göre: 16. Asırda yaya çiftliklerinin bulunduğu köylerden biri
Pınarlar'dır (XVI. Asır,.. .s.60-61). Yine Pınarlar'da bu asırda hariçten
ekilen çiftlik sayısı dörttür.(XVI: Asır...,s.74). II. Bayezit devri
tahrirlerine göre Pınarlar'da burçak öşrü kaydı yoktur ancak 1517'den sonra
burçak ekimine başlanmıştır.(XVL, Asır. ..,s. 94).
16. Asır'da gelir düzeyi iyi olup
vergisini tam olarak ödeyen yerlerden birinin de Pınarlar olduğunu ve buranın
gelirlerinin nereye harcandığını da yine bu kayıtlardan görmemiz mümkündür.
"Mükellefiyetini yerine getirmeyen sipahiden timarı geri alınıp yararlık
gösteren başka birine verilirdi. Nitekim, Şirvan muharebesinde yararlık
gösterenlerden Sefer Çavuş'a Rumeli'deki zeametini tamamlamak üzere Tavas'ın
Pınarlar Köyünden 5.000 akçelik gelir eklenmişti"! XVI. Asır. s. 122)
Keza yine 16. Asır kayıtlarına
göre Pınarlar'da bir cami vakfı vardır.(XVI. Asır, s. 138) Ancak bu cami, 1530
tarihli icmal defterinde bulunmadığına göre daha soma inşa edilmiş olmalıdır.
Hatip için 2445 ve hatibe şart olan hatm-i Kur'an için 2450 akçe vakf
edilmiştir. Pınarlar'da muhtemelen caminin yanında bir de muallimhanebulunduğu,
oraya Hacı Hasan tarafından 1000 akçe vakfedilmesinden anlaşılmaktadır(XVI.
Asır, s. 144).
1560 yılında Tavas'ta nüfusun bir
miktar azaldığı görülse de bazı köylerde mesela Pınarlar'da artmıştır(XIX.Asır,
s. 13-14), Yine kayıtlara göre 17. Asır'da bilhassa 1676'daki kayıtta
Pınarlar’ın vergi mükellefi sayısı 33 olarak gözükmektedir. XIX.Asır, s. 16).
Sadece aile reisleri olan erkek nüfus kayda alınmıştır.
Pınarlar köyü hakkındaki tahrir
defterlerindeki bilgiler ana hatlarıyla böyledir.
4.2.2.Temettuat Defterlerinde Pınarlar
Temettuat Defterleri
Hakkında Kısa Bilgi:
Genelde "Temettuat
vergisi", tüccar ve esnafın sürekli kazançları üzerinden alman vergi
hakkında kullanılan bir tabirdir. Temettü vergisinin adı daha soma "kazanç
vergisf'ne çevrilmiştir. TemettuatDefterleri'nde idari taksimat esasa
alındığından kaza, köy ve mahalle gibi iskân merkezleri hane hane ele alınarak
herkese ait şahsî mal varlığı, emlak, arazi, hayvanat vb. ile yaptığı iş tespit
edilmiştir." (B.O.A.R.s.281) Bu tespitte eşkal ile birlikte lakap ve kısmî
olarak şecere de verilir. Sadece hane reisinin mal varlığı verildiğinden hanede
mezkur diğer fertlerden bahsedilmez. Temettuat, daha ziyade öşre tabi halkın
yani müslim ahalinin durumunu yansıtır.
Bugün Başbakanlık Osmanlı
Arşivleri'nde 17.747 adet temettuat defteri bulunmaktadır. Bu defterler
genellikle H. 1260-126 l/M. 1844-1845 yılları arasında tanzim edilmiştir.
Tanzimat'ın hemen akabinde tutulan bu defterler, imparatorluğu sağlam bir vergi
düzenine oturtmak için ahalinin ve vergi mükelleflerinin sayısınıve gelir
durumlarıyla sosyal ve mesleki statülerinin izlenmesi amacına yöneliktir.
Pınarlar temettuat defteri ise
Başbakanlık Osmanlı Arşivleri (BOA) Genel Müdürlüğü ML.VRD.TMT.d. 02638
Numarada kayıtlı bir defterdir. Baştan 5 sayfası boş olan bu defterin son 63.
il sayfası da boştur. 6-62. sayfalar arasında Pınarlar’ın tamamı yazılmıştır.
Bunun CD ve fotokopilerini getirtip üzerinde incelemeler yaptık ve yeni
harflere geçirerek bilgileri tablolaştırıp yayınladık. Bundan sonraki sayfalar
bu defterlerden elde edilen bilgilere dayanacaktır.(Yakıt, 2009: 18)
1844'lerde
Pınarlar’ın Nüfus ve Mesleki Yapısı:
Temettuat kayıtlarına göre, XIX.
Asır ortalarında yani H. 1260 / M. 1844'de Pınarlar'da biri boş olmak kaydıyla
toplam 143 hane vardır. Hane sayısını bazı tarihçiler 5, bazıları da 10 ile
çarparak o yerin nüfusu hakkında bilgi verirler. Ben bunlardan 10 ile
çarpılması taraftarıyım. Zira kırsal kesimdeki eski Türk aile yapısı dikkate
alındığında bir hanede hem dede-nine, hem de oğullar, gelinler ve torunlar aynı
çatı altında birer göz odalarda kalırlardı. Her bir oda, musandıra adı verilen
banyosu, mutfak için kullanılan şömine tarzı ocağıyla beraber aynı zaman da
yatak odasıydı. Böylece her bir evde 4-5 oda mevcut olup her birinde bugünkü
anlamda bir aile kalmaktaydı. Hane denildiğinde zaten bu evin tamamı
anlaşılmaktadır. Temettuat kayıtları hane reisi üzerinden yapılmıştır.(Bkz.
Yakıt, İ., Arşiv Belgeleri Işığında Kızılcabölük, s. 25) Bunun için bazı
tarihçilerin yaptığı gibi, 5 ile değil, 10 ile çarparak ortalama nüfusu
bulabileceğimiz kanaatindeyim, Buna göre 1844'deki Pınarlar’ın nüfusu 143 x 10
= 1430'dur. Bu ortalama bir rakamdır.
Mesleki dağılıma gelince, 143
hanenin 70'i erbab-ı ziraattandır. Yani tarımla uğraşan kesimdir.
Bunun genele oranı %48.61=49'a
tekabül eder. 49 gündelikçi de % 34'ünü oluşturur. Toplam % 83'ü tarım kesimi
ve işçi statüsündedir. Geri kalan % 17'si tabloda görülen diğer meslek
dallarıdır.
Pınarlar’ın, Türk-İslam kültürününhakim
olduğu bir belde olduğundan, çocuklarına genelde hep İslam dininde öne çıkmış
isimleri verilmiştir. Bu husus genel Türk aile yapısında var olan bir
keyfiyettir. Dedenin adı teselsülen toruna geçer. 1844'de 143 hanenin
reislerinin adları tabloda görüldüğü gibidir. En fazla verilen isim Mehmet(21),
Mustafa(17), Ali(15),Hüseyin(12), Ömer(10), Ahmet(9),
İbrahim(8),Osman(8)'dir.(Yakıt, 2009: 19)
1844'lerde
Pınarlar'da Tarım ve Hayvancılık:
Pınarlar 1844'lerde tarım ve
hayvancıkla meşgul olan bir köydür. 4900 dönümlük alan ekili ve dikili tarım
alanıdır. Bunların %97'si ekili alandır. Arpa, buğday, burçak, nohut vs gibi
hububatın ekili olduğu alan 4699 dönüm etmektedir. 71 dönümden fazla Bostan
tarımı, 18 dönümlük arazide de tütün(duhan) tarımı yapılmaktadır. Bunların
genele oranı % 97 gibi yüksek bir rakamdır. Bütün bunlara rağmen, Pınarlar'ın
ekili arazisi, bütün tarlaların % 18'idir. Dikili tarım olarak bağ
gözükmektedir. Bağ aynı zamanda meyve tarımını da içine alır. 112 dönümden
fazla bağ vardır. Bu da geriye kalan %3'ü oluşturmaktadır. Genel ekili ve
dikili tarım hasılatı 1844'de 71.000 kuruştan fazladır.
Hayvancılığa gelince, 1844'lerde
bir tarım toplumu için gerekli olan büyük ve küçük baş bütün hayvanlar
Pınarlar'da da beslenmektedir. Toplam 1565 hayvan beslendiği tespit edilmiştir.
Büyük başlardan yük ve iş hayvanı olarak: Öküz, 185 adetle yaklaşık % 12'yi;
merkep, 152'yle yaklaşık % 10'u, beygir, kısrak ve tay 66'yla % 4; Deve 35'le %
2'yi oluşturmaktadır.
Et ve süt hayvancılığı konusunda
da 1844'lerde Pınarlar oldukça önemli bir yer olarak gözükmektedir. Büyük baş
olarak sağman ve sağman olmayan inek 84'le %5'i; dana ve buzağı toplamı, 63'le
%4'ü verirken bu oran küçük baş hayvanlarda daha yüksektir. Sağman ve sağman
olmayan koyun kuzu toplamı 233 adettir. Bu da hayvanların genel toplamının %
14'ünü oluşturur. Sağman olsun, olmasın keçi ve oğlak türü toplam 710'dur. Bu
da genele oranla % 45'ten fazladır. Genel hayvan hasılatı toplan 7180 kuruş
etmektedir.(Yakıt, 2009: 19)
1844'lerdeki Öşür
Vergisi:
Defterler aynı zamanda tarım ve
hayvan ve meslek olarak her bir kaleme tahakkuk eden vergiyi belirlemiştir.
Hatta bir sene önceki verdiği vergiyi de, ismin üzerine dikey olarak
"sene-i sâbıka'da bir senede vermiş olduğu" diye yazmış ve o sene tahakkuk
eden vergiyi de ayrıca belirtmiştir. Tarım ürünlerinden öşür olarak aldığı
miktarları da yine ilgili hanenin hizasına gelen yerin üst kısmına
"Bedel-i âşâr ve rüsumat olarak sene-i sabıkada vermiş olduğu"
şeklinde kayıt düşmüştür. Burada âşâr, öşürler demek, sene-i sâbıka'da geçen
sene demektir. Hanenin sonuna "mecmuundan bir senede tahminen temettuatım
yazmıştır. Bütün bunları tablomuzda görmeniz mümkündür.(Yakıt, 2009: 20)
Buna göre 1844'de Pınarlar'da 6
hane vergiden muaf tutulurken, 138 hane vergiye tabi olmuştur. Yani Pınarlar’ın
yaklaşık % 96'sı vergi vermiştir. Ekili tarım öşür vergisine gelince, buğdaydan
4665, arpadan 590, yulaftan 161, burçaktan 232 ve nohuttan 650 olmak üzere
toplam 5958,5krş; dikili tarımdan da alman öşür vergisi ise, bağdan 638.5krş
alınmıştır. Bostan ve tütünden alman vergi ise 333krş.tur. Toplam 971,5 krş.
eder. Öşürler genel toplamı: 6930 krş'tur.
Bütün bunlara göre genel hasılat
85025 krş olup bunun 14744'ü vergilere gidince gerçek kazanç 70.281 kuruştur.
Bu miktarı 143 haneye bölersek 491.47krş çıkar bu da yaklaşık 500 krş demektir.
Pınarlar 1844'erde geçimini sağlayan orta halli bir yerleşim yeridir.
4.2.3.Pınarlar Temettuat Defterindeki Bilgilerin Tablolaştırılması
H.1260/M.1844 yılında Pınarlar'a ait temettuat defterine
göre her bir hane reisinin ismi, lakabı, sülale adı, şahsi mal varlığı, emlak,
arazi ve hayvanat ile ilgili durumu, yaptığı iş, yıllık kazancı ve vergisine
kadar bütün bilgileri tablolaştırdık. Tabloda yer alan isimler bugünkü
Pınarlıların (2008 yılı itibariyle orta yaşlıların) geriye doğru 5. ve 6.
dedeleridir. İleride görüleceği gibi pek çok sülale ismi bugün bile devam
etmektedir.(Yakıt, 2009: 20)
Önce, yukarıda bahsettiğimiz, 1844'lerde Pınarlar'daki nüfus
ve mesleki yapı, tarım ve hayvancılık ve ödenen öşür vergisi ile gerçek kazancı
ihtiva eden tabloları verdikten soma, bütün bu bilgilerin yer aldığı temettuat
defterinin tamamını tabloya yerleştirilmiş olarak göstereceğiz.
Tablo 4.1.Mesleklerin Genel Dağılımı
Meslek Adı
|
Adet
|
Yüzdesi (%)
|
Erbâb-I Ziraat
|
70
|
48,61
|
Gündelikçi
|
49
|
34,02
|
Kasap
|
1
|
0,69
|
Deveci
|
5
|
3,47
|
Berber
|
2
|
1,38
|
Hizmetkâr
|
2
|
1,38
|
Talebe
|
3
|
2,08
|
Hademe
|
1
|
0,69
|
Çoban
|
1
|
0,69
|
Muallim-İ Sıbyan
|
1
|
0,69
|
Müderris
|
1
|
0,69
|
Kiracı
|
1
|
0,69
|
Belirtilmemiş
|
6
|
4,16
|
Boş
|
1
|
0,69
|
Toplam
|
144
|
%100
|
Tablo 4.2.Cinsiyeti Ayrılan Hayvanlar
Erkek
|
Dişi
|
Toplam
|
|
Dana
|
19
|
8
|
27
|
Buzağı
|
23
|
13
|
36
|
Merkep
|
87
|
65
|
152
|
Sıpası
|
15
|
16
|
31
|
Tay
|
14
|
6
|
20
|
Deve
|
24
|
11
|
35
|
Tablo 4.3.Tarım Alanları (Ekili-Dikili)
Cinsi
|
Dönüm
|
Yüzdesi
(%)
|
Mezru Tarla
|
4699
|
95,87
|
Bağ
|
112,5
|
2,29
|
Bostan
|
71,5
|
1,45
|
Duhan (Tütün)
|
18
|
0,36
|
Toplam
|
4901
|
%100
|
Genel Tanın Hasılatı
|
||
Cinsi
|
Hasılat(Krş)
|
|
1260
|
1261
|
|
Ekili Tarım
(Buğday-Arpa-Yulaf-Burçak-Nohut)
|
61.981
|
58.721
|
Dikili Tarım (Bağ-Bostan-Tütün)
|
9.185
|
8315
|
Toplam
|
71.166
|
67.036
|
Tablo 4.4.Genel Hayvan Hasılatı
Cinsi
|
1260
|
1261
|
Sağman İnek
|
2900
|
|
Sağman Koyun
|
1320
|
|
Sağman Keçi
|
2870
|
|
Deve
|
90
|
|
Toplam
|
7180
|
Tablo 4.5.Vergi-yi Mahsusa (Yıllık Vergi)
Haneler
|
Adet
|
Yıllık Vergisi
(Krş)
|
Yüzdesi
(%)
|
Vergi Veren
|
138
|
7814
|
95,83
|
Vergiden Muaf
|
6
|
—
|
4,16
|
Toplanı
|
144
|
7814
|
%100
|
Tablo 4.6.Ekili Tarım Öşür Vergisi (1260/1844)
Tarım Cinsi
|
Hınta (Buğday)
|
Şa'r (Arpa)
|
Hat (Yulaf)
|
Burçak
|
Nohut
|
Toplam (Krş)
|
Ekili
|
4665
|
590,5
|
161
|
232
|
650
|
5958,5
|
Tablo 4.7.Dikili Tarım Öşür Vergisi 1260/1844
Tarım Cinsi
|
Bağ
|
Bostan
|
Duhan (Tütün)
|
Toplam (Krş)
|
Dikili
|
638,5
|
324
|
9
|
971,5
|
Öşürler Genel Toplanı = 6930 Krş.
Gerçek Kazanç
Genel Hasılat
|
Toplam Vergi
|
Gerçek Kazanç (Krş)
|
85025
|
14744
|
70.281
|
4.2.4.Cumhuriyet Dönemi Nüfus Kütüklerinde Pınarlar
Bu kısım, Tavas Nüfus
Müdürlüğü'ndeki kütükler taranarak hazırlanmıştır.Bundan önceki sayfalarda
gördüğümüz 1844 yılma ait Pınarlılar’ın isim ve lakaplarının birçoğu değişse de
bazılarının devam ettiği görülmektedir. 1934'de çıkan kanunla herkes bir soyadı
almak zorunda olduğundan, yurdun birçok yerinde olduğu gibi, bazıları kendi
sülale adını, bazıları alakası olmayan isimleri tercih etmiş, bazıları da nüfus
memurunun verdiği soyadla yetinmiştir.
Burada belirtmemiz gereken bir husus da şudur. Eski kütük defterleri
yeni harflere çevrilirken maalesef yanlış okumalar neticesi garip durumlar da
ortaya çıkmıştır. Böylece farklı soyadı alanlar da olmuştur.(Yakıt, 2009: 38)
4.3.Askeri Arşivlerde Pınarlar
Bu kısım vaktiyle, Tavas Askerlik
şubesinde bulunan ve tarafımdan incelenen Seferberlik Defterlerinden alınan
notlardan ibarettir. Bu defterler daha sonra Yurt çapında derlenerek Milli
Savunma Bakanlığı Arşiv Müdürlüğü tarafından "Şehitlerimiz" başlığı
altında 5 büyük cilt halinde neşredilmiştir. Kendi notlarımızla bu neşri bir
araya getirdik. Burada sadece Şehit olduğu haberi resmen şubesine ulaşanların
isimleri yer almaktadır. Zira savaşın çetin şartları içinde ve esir kamplarında
kalarak akibeti hakkında bilgiye ulaşılamayanlar maalesef şehitler listesinde
yer almamışlardır. Diğer yerlerin olduğu gibi Pınarlar’a ait seferberlik
dosyasının mülazaat hanesinde de üç mürekkep kullanılmıştır. Şehitler için
kırmızı, gaziler için mavi mürekkep kullanılırken, kayıp ve firarlar için siyah
mürekkep kullanılmıştır.
BÖLÜM V
Tablo
5.1.1.Yaş * Cinsiyetiniz
|
|
Cinsiyetiniz
|
Total
|
|
Kadın
|
Erkek
|
|||
Yaş
|
18-25
|
10
|
3
|
13
|
6,3
|
6,7
|
13,0
|
||
26-35
|
9
|
16
|
25
|
|
12,1
|
12,9
|
25,0
|
||
36-45
|
6
|
13
|
19
|
|
9,2
|
9,8
|
19,0
|
||
46-55
|
9
|
12
|
21
|
|
10,2
|
10,8
|
21,0
|
||
56-64
|
6
|
5
|
11
|
|
5,3
|
5,7
|
11,0
|
||
64 ve üzeri
|
9
|
3
|
12
|
|
5,8
|
6,2
|
12,0
|
Tablo 5.1.1’e
baktığımızda araştırmaya katılanların 18-25 yaş grubunun %6,3’ü olan 10 kadın,
%6,7 olan 3 erkek, 26-35 yaş grubunun %12,1 olan 9 kadın,%12,9 olan 16 erkek,
36-45 yaş grubunun %9,2’si olan 6 kadın, %9,8’i olan 13 erkek, 46-55 yaş
grubunun %10,2’si olan 9 kadın, %10,8 olan 12 erkek, 56-64 yaş grubunun %5,3’ü
olan 6 kadın, %5,7’si olan 5 erkek, 64 ve üzeri yaş grubunun %5,8’i olan 9
kadın, %6,2’si olan 3 erkek oluşturmaktadır. Tablonun tümüne baktığımızda
araştırmaya katıların 26-35 yaş grubunun en çok, 56-64 yaş grubunun en az
olduğunu görülmektedir.
Tablo
5.1.2.Yaş * Medeni Haliniz
|
Medeni Haliniz
|
Total
|
||||
Evli
|
Bekar
|
Eşi Ölmüş
|
Boşanmış
|
|||
Yaş
|
18-25
|
3
|
10
|
0
|
0
|
13
|
8,9
|
3,0
|
1,0
|
,1
|
13,0
|
||
26-35
|
14
|
11
|
0
|
0
|
25
|
|
17,1
|
5,7
|
2,0
|
,2
|
25,0
|
||
36-45
|
16
|
2
|
0
|
1
|
19
|
|
13,0
|
4,3
|
1,5
|
,2
|
19,0
|
||
46-55
|
21
|
0
|
0
|
0
|
21
|
|
14,3
|
4,8
|
1,7
|
,2
|
21,0
|
||
56-64
|
10
|
0
|
1
|
0
|
11
|
|
7,5
|
2,5
|
,9
|
,1
|
11,0
|
||
64 ve üzeri
|
5
|
0
|
7
|
0
|
12
|
|
8,2
|
2,7
|
1,0
|
,1
|
12,0
|
Tablo 5.1.2’ye
baktığımızda 18-25 yaş gurubunun %8,9’ü evli, %3,0’I bekar,%1,0’ı eşi ölmüş,%0,1’ı
boşanmış, 26-35 yaş grubunun %17,1’i evli, %5,7’si bekar, %2,0’ı eşi ölmüş,
%2,0’ı boşanmış, 36-45 yaş grubunun %13,0’ı evli, %4,3’ü bekar, %1,5’i eşi
ölmüş, %2,0’ı boşanmış, 46-55 yaş grubunun %14,3’i evli, %4,8’i bekar, %1,7’si
eşi ölmüş, %2,0’ı boşanmış, 56-64 yaş grubunun %7,5’i evli, %2,5’i bekar,
%0,9’ü eşi ölmüş, %0,1’i boşanmış, 64 ve üzeri yaş grubunun 8,2’si evli,
%2,7’si bekar, %1,0’ı eşi ölmüş, %0,1’i boşanmış. Araştırmaya katılanların yaş
gruplarına baktığımızda çoğunluğun evli kişilerden oluştuğu görülmektedir.
Tablo
5.1.3.Mesleğiniz * Aylık Geliriniz
|
Aylık Geliriniz
|
Total
|
|||||
0-500
|
501-1000
|
1001-1500
|
1501-2000
|
2001 ve üzeri
|
|||
Mesleğiniz
|
Zanaatkar
|
0
|
1
|
0
|
0
|
0
|
1
|
,2
|
,3
|
,1
|
,2
|
,2
|
1,0
|
||
Çiftçi
|
2
|
6
|
1
|
1
|
0
|
10
|
|
2,4
|
2,7
|
1,4
|
1,5
|
1,9
|
10,0
|
||
Ev Hanımı
|
5
|
7
|
1
|
0
|
1
|
14
|
|
3,4
|
3,8
|
2,0
|
2,2
|
2,7
|
14,0
|
||
Öğrenci
|
10
|
0
|
0
|
0
|
0
|
10
|
|
2,4
|
2,7
|
1,4
|
1,5
|
1,9
|
10,0
|
||
Memur
|
0
|
0
|
0
|
3
|
7
|
10
|
|
2,4
|
2,7
|
1,4
|
1,5
|
1,9
|
10,0
|
||
Esnaf
|
0
|
2
|
3
|
5
|
1
|
11
|
|
2,7
|
3,0
|
1,6
|
1,7
|
2,1
|
11,0
|
||
İşçi
|
2
|
3
|
5
|
2
|
4
|
16
|
|
3,9
|
4,3
|
2,3
|
2,5
|
3,1
|
16,0
|
||
Diğer
|
0
|
2
|
1
|
1
|
2
|
6
|
|
1,5
|
1,6
|
,8
|
,9
|
1,2
|
6,0
|
Tablo 5.1.3’e
Baktığımızda aylık geliri 0-500 tl arasında olan zanaatkar %0,2, çiftçi %2,4,
ev hanımı %3,4, öğrenci %2,4, memur %2,4, esnaf %2,7, işçi %3,9, diğer %1,5,
aylık geliri 501-1000 tl arasında olan zanaatkarlar %0,3, çiftçi %2,7, ev
hanımı %3,8, öğrenci %2,7, memur %2,7, esnaf %3,0, işçi %4,3, diğer %1,6, aylık
geliri 1001-1500 arasında olan zanaatkar %0,1, çiftçi %1,4, ev hanımı %2,0,
öğrenci % 1,4 memur %1,4, esnaf %1,6, işçi %2,3, diğer %0,8, aylık geliri
1501-2000 tl arasında olan zanaatkar %0,2, çiftçi %1,5, ev hanımı %2,2, öğrenci
%1,5, memur %1,5, esnaf %1,7, işçi %2,5, diğer %0,9, aylık geliri 2001 tl ve
üzeri olan zanaatkar %0,2, çiftçi %1,9, ev hanımı %2,7, öğrenci %1,9, memur
%1,9, esnaf %2,1, işçi %3,1, diğer % 1,2’ den oluşmaktadır. Meslek ve aylık
gelir durumunu incelediğimizde aylık geliri en yüksek olan meslek grubunu işçi
grubu oluşturmaktadır. Aylık geliri en düşük olan meslek grubunu ise
zanaatkarlar grubu oluşturmaktadır.
Tablo 5.1.4.Görüşülenlerin Eğitim Durumu
|
Frekans
|
Yüzde
|
İlkokul
|
37
|
36,6
|
Ortaokul
|
8
|
7,9
|
Lise
|
13
|
12,9
|
Üniversite
|
28
|
27,7
|
Lisans
Üstü
|
2
|
2,0
|
Tahsili
Yok
|
12
|
11,9
|
Okur
- Yazar
|
1
|
1,0
|
Ankete katılanların eğitim
durumları incelendiğinde büyük bir bölümünün 37 (%36,6) kişinin ilkokul mezunu
olduğu görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 28 (%27,7) kişi üniversite
mezunu, 13 (%12,9) kişi lise mezunu, 12 (%11,9) kişinin tahsili olmadığı, 8 (%7,9)
kişi ortaokul mezunu, 2 (%2,0) kişi lisans üstü ve son olarak da 1 (%1,0)
kişinin okur-yazar olduğu görülmektedir.
Tablo 5.1.5.Görüşülenlerin Sağlık Güvencesi
Durumu
Frekans
|
Yüzde
|
||
SSK
|
48
|
47,5
|
|
Bağ-Kur
|
29
|
28,7
|
|
Yeşilkart
|
1
|
1,0
|
|
Emekli Sandığı
|
19
|
18,8
|
|
Diğer
|
1
|
1,0
|
|
Ankete
katılanların sağlık güvenceleri incelendiğinde ise en fazla 48 (%47,5) kişinin
SSK’lı olduğu görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 29 (%28,7) kişinin
Bağ-kurlu olduğu, 19 (%18,8) kişinin emekli sandıklı olduğu ve son olarak 1’er
(%1,0) kişinin yeşilkartlı – diğer olarak görülmektedir.
Tablo 5.1.6.Büyüklüğüne Göre Aile Tipiniz Nedir?
Frekans
|
Yüzde
|
|
Geniş Aile
|
23
|
22,8
|
Çekirdek Aile
|
66
|
65,3
|
Parçalanmış Aile
|
12
|
11,9
|
Ankete katılanların büyüklüğüne göre aile tipiniz nedir diye
sorulduğunda verdikleri cevaplar incelendiğinde en fazla 66 (%65,3) kişinin
çekirdek aileden oluştuğu görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 23 (%22,8)
kişinin geniş aileden oluştuğu ve son olarak da 12 (%11,9) kişinin parçalanmış
aileden oluştuğu görülmektedir.
Tablo 5.1.7.Hane Nüfusunuz Kaç Kişidir?
Frekans
|
Yüzde
|
||
1-3
|
45
|
44,6
|
|
4-6
|
49
|
48,5
|
|
7 ve üzeri
|
6
|
5,9
|
|
Tablo 5.1.8.a.Eş Seçiminde Öncelikli Olarak Aradığınız Koşullar
Frekans
|
Yüzde
|
|
Aile ve Sülalesi
|
70
|
69,3
|
Gelir Durumu İyi Olmalı
|
6
|
5,9
|
Eğitim Durumu
|
12
|
11,9
|
Mesleği
|
2
|
2,0
|
Dindar Olmalı
|
8
|
7,9
|
Diğer
|
3
|
3,0
|
Ankete
katılanların eş seçiminde öncelikli olarak aradığınız koşullar sorusuna
verdikleri ilk cevaplar incelendiğinde sırasıyla en fazla 70 (%69,3) kişinin
aile ve sülalesi olduğu görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 12 (%11,9)
kişinin eğitim durumu olduğu, 8 (%7,9) kişinin dindar olmalı olarak, 6 (%5,9)
kişinin gelir durumu iyi olmalı olarak, 3 (%3,0) kişinin diğer olarak ve son
olarak da 2 (%2,0) kişinin ise mesleği olduğu görülmektedir.
Tablo 5.1.8.b.Eş Seçiminde Öncelikli Olarak Aradığınız Koşullar
Frekans
|
Yüzde
|
|
Gelir Durumu İyi Olmalı
|
3
|
3,0
|
Eğitim Durumu
|
9
|
8,9
|
Mesleği
|
11
|
10,9
|
Dindar Olmalı
|
16
|
15,8
|
Fiziki ve Dış Görünüşü
|
5
|
5,0
|
Diğer
|
2
|
2,0
|
Ankete
katılanların eş seçiminde öncelikli olarak aradığınız koşullar sorusuna
verdikleri ikinci cevaplar incelendiğinde sırasıyla en fazla 16 (%15,8) kişinin
dindar olmalı olduğu görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 11 (%10,9) kişinin
mesleği olarak, 9 (%8,9) kişinin eğitim durumu olarak, 5 (%5,0) kişinin fiziki
ve dış görünüşü olarak, 3 (%3,0) kişinin gelir durumu iyi olmalı olarak ve son
olarak da 2 (%2,0) kişinin diğer olarak olduğu görülmektedir.
Tablo 5.1.8.c.Eş Seçiminde Öncelikli Olarak Aradığınız Koşullar
Frekans
|
Yüzde
|
|
Eğitim Durumu
|
1
|
1,0
|
Mesleği
|
3
|
3,0
|
Dindar Olmalı
|
7
|
6,9
|
Fiziki ve Dış Görünüşü
|
10
|
9,9
|
Ankete
katılanların eş seçiminde öncelikli olarak aradığınız koşullar sorusuna
verdikleri üçüncü cevaplar incelendiğinde sırasıyla en fazla 10 (%9,9) kişinin
fiziki ve dış görünüşü olarak görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 7 (%6,9)
kişinin dindar olmalı olarak, 3 (%3,0) kişinin mesleği olarak ve son olarak da
1 (%1,0) kişini eğitim durumu olarak olduğu görülmektedir.
Tablo
5.1.9.Eş Seçiminiz Nasıl Olmuştur?
Frekans
|
Yüzde
|
|
Anlaşarak Evlendik
|
28
|
27,7
|
Görücü Usulü İle Evlendik
|
48
|
47,5
|
Kaçarak Evlendik
|
2
|
2,0
|
Hiç Evlenmedim
|
17
|
16,8
|
Ankete
katılanların eş seçiminiz nasıl olmuştur sorusuna verdikleri cevaplar
incelendiğinde en fazla 48 (%47,5) kişinin görücü usulü ile evlendik olarak
belirtmektedir. Devamında ise sırasıyla 28 (%27,7) kişi anlaşarak evlendik
olarak, 17 (%16,8) kişi hiç evlenmedim olarak ve son olarak da 2 (%2,0) kişi
kaçarak evlendik olarak görülmektedir.
Tablo 5.1.10.Akraba Evliliğini Onaylıyor Musunuz?
Frekans
|
Yüzde
|
|
Olabilir
|
35
|
34,7
|
Olamaz
|
63
|
62,4
|
Şartlara Bağlı
|
2
|
2,0
|
Diğer
|
1
|
1,0
|
Ankete
katılanların akraba evliliğini onaylıyor musunuz sorusuna verdikleri cevaplar
incelendiğinde ise en fazla 63 (%62,4) kişinin olamaz olarak söylediği
görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 35 (%34,7) kişi olabilir olarak, 2
(%2,0) kişi şartlara bağlı olarak ve son olarak da 1 (%1,0) kişi diğer olarak
olduğu görülmektedir.
Tablo 5.1.11.Evlenirken Hangi Törenleri Uyguladınız?
Frekans
|
Yüzde
|
||
Resmi Nikah
|
5
|
5,0
|
|
Dini - Resmi Nikah
|
74
|
73,3
|
|
Ankete
katılanların evlenirken hangi törenleri uyguladınız sorusuna verdikleri
cevaplar incelendiğinde 74 (%73,3) kişinin dini – resmi nikah olarak ve 5
(%5,0) kişinin resmi nikah olarak belirttiği görülmektedir.
Tablo 5.1.12..Evlilik Sonrası Hangi Yerleşim Biçimini Seçtiniz?
Frekans
|
Yüzde
|
|
Ayrı Ev
|
38
|
37,6
|
Erkeğin Baba Evi
|
41
|
40,6
|
Diğer
|
1
|
1,0
|
Ankete
katılanların evlilik sonrası hangi yerleşim biçimini seçtiniz sorusuna
verdikleri cevaplar incelendiğinde 41 (%40,6) kişinin erkeğin baba evi olarak,
38 (%37,6) kişinin ayrı ev olarak ve son olarak da 1 (%1,0) kişinin diğer
olarak görülmektedir.
Tablo 5.1.13.Çocuğunuz Var mı?
Frekans
|
Yüzde
|
||
Evet
|
74
|
73,3
|
|
Hayır
|
24
|
23,8
|
|
Tablo 5.1.14.Çocuk Sayısına İlişkin Tercihleriniz?
Frekans
|
Yüzde
|
|
1-2
|
51
|
50,5
|
3-4
|
45
|
44,6
|
5-6
|
3
|
3,0
|
7 ve üzeri
|
2
|
2,0
|
Ankete
katılanların çocuk sayısına ilişkin tercihleriniz sorusuna verdikleri cevaplar
incelendiğinde 51 (%50,5) kişinin 1-2 olarak, 45 (%44,6) kişini 3-4 olarak, 3
(%3,0) kişinin 5-6 olarak ve son olarak da 2 (%2,0) kişinin 7 ve üzeri olarak
görülmektedir.
Tablo 5.1.15.Ailenizde Kararlar Nasıl Alınır?
Frekans
|
Yüzde
|
|
Aile Reisi Sadece Kendisi Alır
|
9
|
8,9
|
Aile Reisi ve Eşi Birlikte
Alır
|
38
|
37,6
|
Aile Reisi ve Tüm Üyeler
Kararı Alır Ama Son Karar Reisinindir
|
29
|
28,7
|
Tüm Üyeler Ortak Karar Alır
|
24
|
23,8
|
Ankete
katılanların ailenizde kararlar nasıl alınır sorusuna verdikleri cevaplar
incelendiğinde en fazla 38 (%37,6) kişinin aile reisi ve eşi birlikte alır
olarak görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 29 (%28,7) kişinin aile reisi ve
tüm üyeler kararı alır ama son karar reisinindir olarak, 24 (%23,8) kişinin tüm
üyeler ortak karar alır olarak ve son olarak da 9 (%8,9) kişi aile reisi sadece
kendisi alır olarak görülmektedir.
Tablo 5.1.16..Kadına Şiddete İlişkin Düşünceleriniz Nelerdir?
Frekans
|
Yüzde
|
|
Şiddet
Kesinlikle Uygulanmamalı
|
69
|
68,3
|
Kararsızım
|
3
|
3,0
|
Şiddet
Azda Olsa Uygulanmalı
|
25
|
24,8
|
Şiddet
Kesinlikle Uygulanmalı
|
4
|
4,0
|
Ankete katılanların kadına şiddete ilişkin düşünceleriniz
nelerdir sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde en fazla 69 (%68,3)
kişinin şiddet kesinlikle uygulanmamalı olarak dediği görülmektedir. Devamında
ise sırasıyla 25 (%24,8) kişi şiddet azda olsa uygulanmalı olarak, 4 (%4,0)
kişi şiddet kesinlikle uygulanmalı olarak ve son olarak da 3 (%3,0) kişi
kararsızım olarak belirtmektedir.
Tablo 5.1.17.Çocuklarınızın Evlendikten Sonra Ayrı Bir ev Kurmalarına İlişkin Düşünceleriniz Nelerdir?
Frekans
|
Yüzde
|
|
Erkeğin Evinde İkamet Edilmeli
|
17
|
16,8
|
Kendine Ait Bir Evi Olmalı
|
49
|
48,5
|
Gerektiğinde Ayrı Bir Eve
Çıkılabilir
|
35
|
34,7
|
Ankete
katılanların çocuklarınız evlendikten sonra ayrı bir ev kurmalarına ilişkin
düşünceleriniz nelerdir sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde en fazla 49
(%48,5) kişinin kendine ait bir evi olmalı olarak belirtmektedir. devamında ise
sırasıyla 35 (%34,7) kişinin gerektiğinde ayrı eve çıkılabilir olarak ve son
olarak da 17 (%16,8) kişinin ise erkeğin evinde ikamet edilmeli olarak
belirttiği görülmektedir.
Tablo 5.1.18.Hane İçinde Köyden Göç Eden Var Mı?
Frekans
|
Yüzde
|
|
Var
|
79
|
78,2
|
Yok
|
22
|
21,8
|
Ankete katılanların hane içinde köyden göç eden var mı
sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde 79 (%78,2) kişi var olarak, 22
(%21,8) kişi yok olarak belirttiği görülmektedir.
Tablo 5.1.19.a.Göç Edenlerin Göç Sebepleri
Frekans
|
Yüzde
|
|
İş
İmkanı
|
64
|
63,4
|
Çocukların
Eğitimi
|
6
|
5,9
|
Evlilik
|
9
|
8,9
|
Diğer
|
1
|
1,0
|
Ankete katılanların göç edenlerin göç sebepleri sorusuna ilk
olarak verdikleri cevaplar incelendiğinde en fazla 64 (%63,4) kişinin iş imkanı
olarak belirttiği görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 9 (%8,9) kişi evlilik
olarak, 6 (%5,9) kişi çocukların eğitimi olarak ve son olarak da 1 (%1,0) kişi
diğer olarak belirttiği görülmektedir.
Tablo 5.1.19.b.Göç Edenlerin Göç Sebepleri
Frekans
|
Yüzde
|
|
Çocukların Eğitimi
|
5
|
5,0
|
Evlilik
|
10
|
9,9
|
Diğer
|
2
|
2,0
|
Ankete
katılanların göç edenlerin göç sebepleri sorusuna ikinci olarak verdikleri
cevaplar incelendiğinde en fazla 10 (%9,9) kişi evlilik olarak belirttiği
görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 5 (%5,0) kişi çocukların eğitimi olarak
ve son olarak da 2 (%2,0) kişi diğer olarak belirttiği görülmektedir.
Tablo
5.1.19.c.Göç Edenlerin Göç Sebepleri
Frekans
|
Yüzde
|
||||
Evlilik
|
2
|
2,0
|
|||
Ankete
katılanların göç edenlerin göç sebepleri sorusuna üçüncü olarak verdikleri
cevaplar incelendiğinde 2 (%2,0) kişi evlilik olarak belirttiği görülmektedir.
Tablo 5.1.20a.Göç Edenlerin Nereye Yerleştiği
Frekans
|
Yüzde
|
||
Başka Bir Köye
|
2
|
2,0
|
|
İlçe
|
14
|
13,9
|
|
İl
|
60
|
59,4
|
|
Diğer
|
3
|
3,0
|
|
Ankete
katılanların göç edenlerin nereye yerleştiği sorusuna verdikleri ilk cevaplar
incelendiğinde en fazla 60 (%59,4) kişi il olarak belirttiği görülmektedir.
Devamında ise sırasıyla 14 (%13,9) kişi ilçe olarak, 3 (%3,0) kişi diğer olarak
ve son olarak da 2 (%2,0) kişi başka bir köye olarak belirttiği görülmektedir.
Tablo 5.1.20.b.Göç Edenlerin Nereye Yerleştiği
Frekans
|
Yüzde
|
||
İl
|
5
|
5,0
|
|
Diğer
|
3
|
3,0
|
|
Ankete
katılanların göç edenlerin nereye yerleştiği sorusuna verdikleri ikinci
cevaplar incelendiğinde 5 (%5,0) kişi il olarak, 3 (%3,0) kişi diğer olarak
belirtmektedir.
Tablo5.1.21..Kız Çocuklarının Ne Kadar Okuması Gerektiğini Düşünüyorsunuz?
Frekans
|
Yüzde
|
|
İstediği Kadar Okumalı
|
94
|
93,1
|
Liseden Sonra Okumamalı
|
5
|
5,0
|
Sadece İlkokul Okumalı
|
1
|
1,0
|
Diğer
|
1
|
1,0
|
Ankete
katılanların kız çocuklarının ne kadar okuması gerektiğini düşünüyor musunuz
sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde en fazla 94 (%93,1) kişi istediği
kadar okumalı olarak belirttiği görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 5 (%5,0)
kişi liseden sonra okumamalı olarak ve son olarak da 1’er (%1,0) kişi sadece
ilkokul okumalı ve diğer olarak belirtmektedir.
5.2.Ekonomik Yapı
Tablo 5.2.1.Kadınların Ev Dışında Gelir Getirici Bir İşte Çalışmasını İster Misiniz?
Frekans
|
Yüzde
|
|
Evet
|
49
|
48,5
|
Hayır
|
10
|
9,9
|
Çok Mecbur Kalırsa
|
22
|
21,8
|
Çocukları Etkilemeyecekse
|
20
|
19,8
|
Ankete
katılanların kadınların ev dışında gelir getirici bir işte çalışmasını ister
misiniz sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde en fazla 49 (%48,5) kişinin
evet olarak dediği görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 22 (%21,8) kişi çok
mecbur kalırsa olarak, 20 (%19,8) kişi çocukları etkilemeyecekse olarak ve son
olarak da 10 (%9,9) kişi ise hayır olarak belirtmektedir.
Tablo 5.2.2.Kendinize Ait Köyde Bir Yeriniz Var mı?
Frekans
|
Yüzde
|
|
Var
|
73
|
72,3
|
Yok
|
28
|
27,7
|
Ankete
katılanların kendinize ait köyde bir yeriniz var mı sorusuna verdikleri
cevaplar incelendiğinde 73 (%72,3) kişi var olarak, 28 (%27,7) kişi yok olarak
belirtmektedir.
Tablo
5.2.3.a.Kendinize Ait Bir Yeriniz Var İse Nedir?
Frekans
|
Yüzde
|
||
Arsa
|
23
|
22,8
|
|
Tarla
|
30
|
29,7
|
|
Dükkan
|
3
|
3,0
|
|
Ev
|
15
|
14,9
|
|
Diğer
|
3
|
3,0
|
|
Ankete
katılanların kendinize ait bir yeriniz var ise nedir sorusuna verdikleri ilk
cevaplar incelendiğinde en fazla 30 (%29,7) kişi tarla olarak belirtmektedir.
Devamında ise sırasıyla 23 (%22,8) kişi arsa olarak, 15 (%14,9) kişi ev olarak
ve son olarak da 3’er (%3,0) kişi dükkan ve diğer olarak belirtmektedir.
Tablo 5.2.3.b.Kendinize Ait Bir Yeriniz Var İse Nedir?
Frekans
|
Yüzde
|
||
Tarla
|
14
|
13,9
|
|
Dükkan
|
1
|
1,0
|
|
Ev
|
21
|
20,8
|
|
Ankete
katılanların kendinize ait bir yeriniz var ise nedir sorusuna verdikleri ikinci
cevaplar incelendiğinde 21 (%20,8) kişi ev olarak, 14 (%13,9) kişi tarla olarak
ve 1 (1,0) kişi olarak dükkan olarak belirtmektedir.
Tablo 5.2.3.c.Kendinize Ait Bir Yeriniz Var İse Nedir?
Frekans
|
Yüzde
|
||
Dükkan
|
1
|
1,0
|
|
Ev
|
7
|
6,9
|
|
Tablo
5.2.4.a.Geçiminizi Ne ile Sağlıyorsunuz?
Frekans
|
Yüzde
|
|
Tarım
|
24
|
23,8
|
Hayvancılık
|
13
|
12,9
|
Esnaf
|
11
|
10,9
|
İşçi
|
13
|
12,9
|
Diğer
|
38
|
37,6
|
Ankete
katılanların geçiminiz ne ile sağlıyorsunuz sorusuna verdikleri ilk cevaplar
incelendiğinde en fazla 38 (%37,6) kişi diğer olarak belirttiği görülmektedir.
Devamında ise sırasıyla 24 (%23,8) kişi tarım olarak, 13’er (%12,9) kişi
hayvancılık ve işçi olarak ve son olarak da 11 (%10,9) kişi esnaf olarak
belirttiği görülmektedir.
Tablo 5.2.4.b.Geçiminizi Ne ile Sağlıyorsunuz?
Frekans
|
Yüzde
|
||
Hayvancılık
|
11
|
10,9
|
|
Esnaf
|
1
|
1,0
|
|
İşçi
|
2
|
2,0
|
|
Diğer
|
2
|
2,0
|
|
Ankete katılanların geçiminiz ne ile sağlıyorsunuz sorusuna
verdikleri ikinci cevaplar incelendiğinde en fazla 11 (%10,9) kişi hayvancılık
olarak belirttiği görülmektedir. Devamında ise sırasıyla 2’şer (%2,0) kişi işçi
ve diğer olarak ve son olarak da 1 (%1,0) kişi esnaf olarak belirttiği
görülmektedir.
Tablo
5.2.5.Köyde Sulama Olanağı Var mı mu?
Frekans
|
Yüzde
|
||
Var
|
87
|
86,1
|
|
Yok
|
13
|
12,9
|
|
Ankete
katılanların köyde sulama olanağı var mı yok mu sorusuna verdikleri cevaplar
incelendiğinde 87 (%86,1) kişi var olarak, 13 (%12,9) kişi yok olarak
belirttiği görülmektedir.
Tablo 5.2.6.a.Sizce Pınarlar Kasabasının Tarım İle İlgili Sıkıntıları Nelerdir?
Frekans
|
Yüzde
|
|
Sulama Olanaklarının
Yetersizliği
|
80
|
79,2
|
Pazarlama Olanaklarının
Yetersizliği
|
9
|
8,9
|
Verilen Eğitimin Yetersizliği
|
12
|
11,9
|
Ankete
katılanların sizce Pınarlar kasabasının tarım ile ilgili sıkıntıları nelerdir
sorusuna verdikleri ilk cevaplar incelendiğinde en fazla 80 (%79,2) kişi sulama
olanaklarının yetersizliği olarak belirttiği görülmektedir. Devamında ise
sırasıyla 12 (%11,9) kişi verilen eğitimin yetersizliği olarak ve son olarak da
9 (%8,9) kişi ise pazarlama olanaklarının yetersizliği olarak belirttiği
görülmektedir.
Tablo
5.2.6.b.Sizce Pınarlar Kasabasının Tarım İle İlgili Sıkıntıları Nelerdir?
Frekans
|
Yüzde
|
|
Pazarlama Olanaklarının Yetersizliği
|
7
|
6,9
|
Ulaşım Olanaklarının Yetersizliği
|
1
|
1,0
|
Verilen Eğitimin Yetersizliği
|
17
|
16,8
|
Diğer
|
3
|
3,0
|
Ankete
katılanların sizce Pınarlar kasabasının tarım ile ilgili sıkıntıları nelerdir
sorusuna verdikleri ikinci cevaplar incelendiğinde en fazla 17 (%16,8) kişi
verilen eğitimin yetersizliği olarak belirttiği görülmektedir. Devamında ise
sırasıyla 7 (%6,9) kişi pazarlama olanaklarının yetersizliği olarak, 3 (%3,0)
kişi diğer olarak ve son olarak da 1 (%1,0) kişi ulaşım olanaklarının
yetersizliği olarak belirttiği görülmektedir.
Tablo 5.2.7.a.Sizce Pınarlar Kasabasının Hayvancılık İle İlgili Sıkıntıları Nelerdir?
Frekans
|
Yüzde
|
|
Otlak ve Meraların
Yetersizliği
|
80
|
79,2
|
Pazarlama Olanaklarının
Yetersizliği
|
7
|
6,9
|
Tarımda Uygulanan Yanlış
Yöntemler
|
12
|
11,9
|
Diğer
|
1
|
1,0
|
Ankete
katılanların sizce pınarlar kasabasının hayvancılık ile ilgili sıkıntıları
nelerdir sorusuna verdikleri ilk cevaplar incelendiğinde en fazla 80 (%79,2)
kişi otlak ve meraların yetersizliği olarak belirttiği görülmektedir. Devamında
ise sırasıyla 12 (%11,9) kişi tarımda uygulanan yanlış yöntemler olarak, 7
(%6,9) kişi pazarlama olanaklarının yetersizliği olarak ve son olarak da 1
(%1,0) kişi diğer olarak belirttiği görülmektedir.
Tablo 5.2.7.b.Sizce Pınarlar Kasabasının Hayvancılık İle İlgili Sıkıntıları Nelerdir?
Frekans
|
Yüzde
|
|
Pazarlama Olanaklarının
Yetersizliği
|
7
|
6,9
|
Tarımda Uygulanan Yanlış
Yöntemler
|
9
|
8,9
|
Diğer
|
3
|
3,0
|
Ankete
katılanların sizce pınarlar kasabasının hayvancılık ile ilgili sıkıntıları
nelerdir sorusuna verdikleri ikinci cevaplar incelendiğinde 9 (%8,9) kişi
tarımda uygulanan yanlış yöntemler olarak, 7 (%6,9) kişi pazarlama
olanaklarının yetersizliği olarak ve son olarak da 3 (%3,0) kişi diğer olarak
belirttiği görülmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder